IMF'nin faturası bankalara çıktı
Türkiye, IMF ile 1958-2007 yıllarını kapsayan 49 yıllık dönemde toplam 20 stand-by anlaşması yaptı.

Dünyada Türkiye, Peru, Dominik Cumhuriyeti, Gabon, Irak, Makedonya, Paraguay ve Arnavutluk olmak üzere 8 ülke IMF ile yola devam ediyor.
Ankara Ticaret Odası (ATO), 'Türkiye -IMF ilişkileri' konulu bir rapor hazırladı. Raporda, 1958-2007 yıllarını kapsayan 49 yıllık dönemde Türkiye'nin IMF ile toplam 20 stand by anlaşması imzaladığı, IMF'nin bu denetim ve gözetiminin Mayıs 2008'e kadar süreceği belirtildi. Dünyada Türkiye, Peru, Dominik Cumhuriyeti, Gabon, Irak, Makedonya, Paraguay ve Arnavutluk olmak üzere 8 ülkenin IMF ile yola devam ettiği kaydedildi.
Türkiye'nin IMF'ye en fazla borcu bulunan ülke konumunda olduğu ifade edilen raporda, "1999 yılından bu yılın Mayıs ayı sonuna kadar Türkiye, IMF'den toplam 43 milyar dolar borç kullandı. Bu borcun 34,7 milyar dolarlık kısmı geri ödendi. Bu dönemde Türkiye,
IMF'ye faiz olarak 5,6 milyar dolar ödedi. 2007 Mayıs sonu itibariyle Türkiye'nin IMF'ye toplam 8,7 milyar dolar borcu bulunuyor. Türkiye, kalan borcu için IMF'ye toplam 1 milyar dolar da faiz ödeyecek. Türkiye ödediği faizle, IMF'nin cari harcamalarını finanse eden tek ülke konumuna da geldi." denildi. IMF'nin her 100 dolarlık alacağının 51 dolarını Türkiye'nin borcunun oluşturduğu; Türkiye'yi 1,4 milyar dolar ile Pakistan'ın, 812 milyon dolar ile Ukrayna'nın takip ettiği aktarıldı.
"IMF İLE PROGRAM UYGULANAN DÖNEMLERDE İÇ VE DIŞ BORÇLAR ARTTI"
IMF programlarının temel amacının, Türkiye'nin ''yüksek borçluluk düzeyini düşürerek, yüksek reel faiz oranlarını kabul edilebilir düzeylere çekmek'' olarak açıklandığı anımsatıldı. Türkiye'nin ödenen yüksek faturalara rağmen, halen yüzde 11-12 düzeyinde ve dünya ortalamasının oldukça üzerinde bir reel faiz ödemeyi sürdürdüğü ifade edildi. Raporda şu bilgilere yer verildi:
"1999 yılı sonunda Türkiye'nin 42 milyar dolar düzeyinde bir iç borç stoku bulunuyordu. IMF gözetiminde geçen yaklaşık 7,5 yıllık sürede iç borç stoku 153 milyar dolar artarak 195,4 milyar dolara kadar yükseldi. Milli gelirin yüzde 121 oranında arttığı bu dönemde iç borç stokundaki artış ise yüzde 365,2'ye ulaştı. 1999 yılında yüzde 22,7 olan ''iç borç stokunun milli gelire oranı'' 2006 yılı sonunda yüzde 44,8 oldu.
Türkiye'nin 1999 yılında toplam 103,1 milyar dolarlık dış borcu bulunuyordu. IMF ile program uygulanan dönemde dış borç yüzde 107 oranında artarak 213,4 milyar dolara (Mart 2007) kadar çıktı.
Hazine'nin iç borçları ile kamu ve özel sektörün dış borçlarının toplamından oluşan ''geniş anlamda borçlar'' ise bu sürede 264 milyar dolar artarak 145 milyar dolardan 409 milyar dolara kadar tırmandı.
Özel sektörün dış borçları ise 49,6 milyar dolardan 125,6 milyar dolara kadar yükseldi. Şirketlerin, Türkiye'deki bankalar ve bu bankalar aracılığıyla yurt dışından kullandıkları toplam krediler ise 33,5 milyar dolardan 139,9 milyar dolara ulaştı."
"DIŞ TİCARET AÇIĞI ARTTI"
Raporda bu dömende, ihracat ve ithalatın arttığına dikkat çekildi. Ancak ithalatın ihracattan daha fazla arttığı için dış ticaret açığının büyüdüğü aktarıldı. Yıllık ihracatın yüzde 212 oranında artarak 90 milyar dolara yükseldiği bu dönemde yıllık ithalatın yüzde 265 oranında büyüyerek 144 milyar doları bulduğuna dikkat çekildi. Dış ticaret açığının ise yüzde 410 oranında artarak 10,5 milyar dolardan 53 milyar dolara çıktığı aktarıldı.
FATURAYI TÜM SEKTÖRLER ÖDEDİ
"IMF programlarının ağır faturasını tüm sektörler ödedi" denilen raporda, en büyük faturanın ise bankalara çıkartıldığı belirtildi.
Banka sayısının 81'den 46'ya düştüğü, yüzde 5 olan yabancı payının yüzde 24'e yükseldiği kaydedildi.
Raporda, IMF politikalarının işsizliği arttırdığı vurgulandı. İşsizlik oranının yüzde 7.7'den yüzde 10'lara çıktığı, resmi işsiz sayısının ise 1.8 milyon kişiden 2.6 milyona yükseldiği aktarıldı.
ATO BAŞKANI AYGÜN: "IMF HER ÜLKEDE AYNI PROGRAMI UYGULUYOR"
Rapora ilişkin açıklamalarda bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün, IMF'nin gittiği tüm ülkelerin farklı özelliklerini dikkate almadan hep aynı programları uygulattığını ve çok küçük 1-2 ülke hariç hiç birinde de başarılı olamadığını savundu. Aygün, ''Türkiye, IMF programından farklı bir ekonomik program uygulayamaz mı? IMF'nin Türk halkına verdiği bunca zarara rağmen, siyasi partilerimizin bu konuda yeterince kafa yormamaları hem düşündürücü hem de çok üzüntü verici'' dedi. dedi.















