Zarrab'dan kol saati itirafi: Çağlayan'a 3 milyon fazladan ödedim

Zarrab'dan kol saati itirafi: Çağlayan'a 3 milyon fazladan ödedim

Zarrab, iç muhasebe kalemlerini açıkladı. Ödemelerden biri bir kol saati için yapılmış. Bağlamı verilmedi. Zarrab birçok kol saati aldığını söyledi.

Zarrab'dan kol saati itirafi: Çağlayan'a 3 milyon fazladan ödedim
16px
24px
30.11.2017 19:08
ABONE OLgoogle

Zarrab'ın şirketine ait bir iç muhasebe kaydı gösterildi. Belgede İran ticaretiyle ilgili ödenen ve alınan paralar gösterildi.

Zarrab, iç muhasebe kalemlerini açıkladı. Ödemelerden biri bir kol saati için yapılmış. Bağlamı verilmedi. Zarrab birçok kol saati aldığını söyledi.

Başka bir ödemede, 2 milyon Euro'luk tutarın karşısında "nakit" ifadesi ve Süleyman Aslan'ın isminin baş harfleri var.

Zarrab, çok fazla rüşvet ödediğini, kimi zaman ödemeyi yanlış kişilere veya yanlış tutarlarda yaptıklarını söylüyor.

VERDİĞİ RÜŞVETLERİ KARIŞTIRMIŞ

Zarrab, kimi zaman Aslan'a ödedikleri rüşvetlerle Çağlayan'a ödedikleri rüşvetleri birbirine karıştırdıklarını söyledi. Zarrab'ın kendi hesabından Çağlayan'a 3 milyon fazladan ödediği belirtildi. (para birimi belirtilmedi).

Zarrab, sanık Atilla'ya "kesinlikle" rüşvet vermediğini söylüyor. "Zaten ekonomi bakanına rüşvet ödüyordum. Halkbank'ta diğer kişilere ödeme yapmama gerek yoktu" dedi. Zarrab, Atilla'nın rüşvet talep etmediğini de ekledi.

ÇİN’DE DE DENEMİŞ

Zarrab'ın, İran paralarının Türkiye'ye getirilmesi konusunda Halkbank'ta katıldığı toplantıdan bahsediyor. “Halkbank'ta kurduğun sistemleri diğer ülkelerde de kurmaya çalıştın mı?” sorusuna Zarrab, “Evet, denedik” yanıtını verdi. Zarrab, “Başka hangi ülkede?” sorusuna ise “Örneğin Çin'de” diyerek karşılık verdi.  Zarrab, raporda, aynı sistemi Çin'de de kurmak için şirket kurma fikrinden bahsedildiğini söylüyor. “Çin'de hiç şirket kurdun mu?” sorusuna da “Evet”yanıtını verdi.

Zarrab, bankaların, yaptığı işlemlerin İran'la ilgili olduğunu fark ederek kendisinin Çin pazarına girmesini engellediğini söylüyor. “Çin'de işlerin durdurulana kadar ne kadar süre faaliyet yürüttün?” sorusuna Zarrab, “Birkaç ay” yanıtını verdi.

Zarrab'ın çalışanı Rüçhan Bayar'ın gönderdiği bir e-posta değerlendiriliyor.

Eylül 2012'de gönderilmiş. Türkiye'deki sistemin Çin'de de kurulması için Zarrab'a sunulan bir bilgi raporu veya özet.

Atilla'nın avukatı bunun “dayanaksız ve şayia olduğu” gerekçesiyle itiraz ediyor.

Zarrab, Çağlayan'a yaptığı ödemelerden birinin “kol saati” olarak sunulduğunu anlatıyor. 2013'te gündeme gelen malum kol saati olup olmadığı konusunda bir açıklama yapmıyor.

ZARRAB'A, ZAFER ÇAĞLAYAN'IN ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ İLE YAPTIĞI KONUŞMA SORULDU

Zarrab'a, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın özel kalem müdürü Onur Kaya ile yaptığı bir telefon görüşmesinin tapesiyle ilgili sorular soruluyor. Zarrab bu sorulara, “Zafer Çağlayan ve İranlılar arasında birçok toplantı yapıldı. Bu toplantılara ben de katıldım” diyerek yanıt verdi. Söz konusu tapede Onur Kaya ve Zarrab, Zafer Çağlayan'dan söz ediyor. Zarrab, "İran heyetiyle Zafer Çağlayan'ın katılacağı bir toplantı ayarlayacaktık" dedi. Çağlayan ve NIOC, İran Petrol Bakanlığı ve Sermayeh Bankası yetkililerinin katıldığı toplantılar düzenlediklerini söyledi.

Zarrab ile dönemin İstanbul trafik müdürü arasında gerçekleşen bir telefon görüşmesinden söz edildi. Zarrab bir toplantıya geç kaldığı için emniyet şeridini kullanma izni istediğini söyledi. Reza Zarrab, Halkbank yetkilileriyle İranlılar arasında gerçekleşen bir toplantıyı anlattı. Sanık Hakan Atilla'nın adı tekrar geçti. Zarrab, Hindistan'a yapılan ham petrol satışlarından biriken paranın nasıl aktarılacağını görüştüklerini ifade etti. "İranlılar baskı yaptı ve Halkbank'tan uluslararası ödemeleri yapmalarına olanak verilmesini istedi" şeklinde konuştu.

"MEDYA ÖĞRENİRSE ANLAŞMA ÇÖPE GİDECEKTİ"

Zarrab yine şema çizDİ. Zarrab,  "İlk olarak NIOC'a ait paranın Hindistan'dan, Halkbank'taki NIOC hesabına getirilmesi gerekiyordu" dedikten sonra, ardından İran'ın talebi geldiğini ifade etti ve, "NIOC, Halkbank'ın uluslararası ödemelere doğrudan aracılık etmesini istiyordu" dedi.

“Peki para Hindistan'dan Halkbank'a nasıl getirilecekti?” sorusuna, Hindistanlı şirketin Halkbank'ta hesap açacağını, Hindistan'da ham petrolü alan şirketin, parayı doğrudan Halkbank'taki hesaba yatıracağını anlattı. Zarrab buradan da paralar başka bir Türk bankasına geçirileceğini söyledi. Zarrab da parayı bu bankadan alacaktı. Zarrab bu ikinci bankadan parayı altın karşılığında alacağını, sonra bunları nakde çevirip uluslararası ödemeleri yapacağını anlattı.

Zarrab, Süleyman Aslan'ın bu anlaşmayı kabul ettiğini söyledi. Ancak bir koşulu vardı dedi ve şu ifadeleri kullandı: "Halkbank'ta Hint şirket adına açılan hesap medya tarafından öğrenilirse, anlaşma çöpe gidecekti."

SÜLEYMAN ASLAN'DAN RET

Zarrab, toplantıda konuşulan diğer bir konunun ise, Halkbank'ın, İran'ın uluslararası ödemeleri doğrudan yapması için düzenlemeleri esnetmesi olduğunu anlattı. Bu talebin, Bijan Alipour'dan geldiğini ifade etti. Süleyman Aslan bunun mümkün olmadığını söylediğini anlatan Zarrab, Aslan, İran adına uluslararası ödemelerde aracılık yapamayacaklarını, ancak mevcut sistem üzerinden ödemeleri yapmaya devam edebileceklerini söyledi. Zarrab, "‘Mevcut sistem’ dediği bendim” dedi. Swiss Otel'de düzenlenen toplantıya katılan kişilere ait kartvizitler gösterildi. İsimler arasında Kadri Kaleli geçiyor. Ayrıca Aslan ve Atilla da katılmış.

ZARRAB PARA TRAFİĞİNİN NASIL YAPILDIĞINI ANLATTI

Ekim 2012'de Zarrab ile Arab Türk Bank yetkilisi Özgür Eker arasında geçen bir telefon görüşmesinden söz edildi. Zarrab, Eker ile Hindistan'dan Türkiye'ye para aktarma meselesini konuştuklarını anlattı. Paranın Halkbank'tan Arab Türk Bankası'na (A&T Bank) aktarılmasına karar verildiğini belirterek, "Para bu bankaya gidecek, oradan sana gelecek, senden de bana gelecek"  dedi. Zarrab şu ifadeyi tekrarladı: “Hindistan'dan paralar Halkbank'a; Halkbank'tan da Arap Türk Bankası'na gönderiliyor. Buradan da Zarrab'ın hesabına aktarılıyor, altına çevriliyor ve ticarette kullanılıyor.”

“Peki neden farklı bankaya transfer yapılıyor?” sorusuna Zarrab, “Araya başka bir banka sokarak, paranın kaynağını gizlemek için” diye yanıt verdi. Zarrab, paranın geldiği ülkeler arasında İtalya ve Hindistan'ı saydı. Zarrab, para trafiği için “karmaşık” dedi.

PARALAR NEDEN DOLAR VE EURO YAPILMIYORDU

Zarrab devam eden ifadesinde, “Para Hindistan'dan Halkbank'taki hesaba geçince, Halkbank bunu Türk lirasına çeviriyor. Çünkü Arap Türk Bankası'na Türk lirası cinsinden yatırılıyor ve uluslararası bir muhabir banka üzerinden gönderilmiyor. Para Türk lirası cinsinden olduğu için EFT olarak gönderiliyordu. Böylece Halkbank, ‘Bizi ilgilendirmez, istediğiniz kişiye parayı göndeririz’ diyebiliyordu. Çünkü uluslararası bankacılık düzenlemeleri konusunda bir kaygıları yoktu” dedi.

Zarrab, parayı dolar olarak göndermeleri durumunda paranın ABD bankacılık sistemlerinden geçmek zorunda kalacağını anlattı. Euro kullandıkları zaman da Avrupa bankacılık sistemine takılacağını ifade etti. Ama TL olduğu için Türkiye'de kalacağını ve dikkat çekmeyeceğini söyledi. Zarrab, Arap Türk Bankası'ndan bu sistem için onay aldıktan sonra, Süleyman Aslan'a gidip bankanın sistemi kabul ettiğini aktardığını ifade etti.

SÜLEYMAN ASLAN, ZARRAB’A NEDEN “İÇİM RAHAT DEĞİL” DEDİ

Zarrab, Süleyman Aslan’ın kendisine çok büyük bir risk aldığını, içinin rahat olmadığını söylediğini anlattı. “Aslan bir şekilde geleceğini garanti altına almak istiyordu” diyen Zarrab, “Aslan'a sürekli uyarı geliyordu. Amerika'dan, ABD'nin İran'la ilgili işlemlerden duyduğu kaygılarla ilgili uyarılar” ifadelerini kullandı.

Zarrab, Süleyman Aslan'ın sürekli olarak ABD'den uyarı aldığını söyledi. Gazeteci Katie Zavadski, Zarrab'ın "Süleyman Aslan'a rüşvet vermek için Zafer Çağlayan'ın onayını almam gerekti" dediğini iddia etti.

Zarrab, Aslan'ın "içim rahat değil" demesini "para istiyor" şeklinde yorumladı ve bankadan çıkıp kendi yardımcısı Abdullah Happani'yi aradığını anlattı. Zarrab, “Tıpkı Zafer Çağlayan gibi bu da para istiyor diyorum” dedi. Zarrab, "bu" diyerek, Süleyman Aslan'ı kastetti.

Zarrab, Zafer Çağlayan'ın zaman zaman, şirketine ait hesap ekstrelerini bizzat kontrol ettiğini söyledi. Zarrab, “Çağlayan'ın bilgisi olmadan hiçbir şey yapmayacaktım. Zaten biz de Çağlayan'dan hiçbir şeyi gizlemedik. Onun bilgisi dışında hiçbir şey yapmadık” dedi. Zarrab, Aslan'a rüşvet vermek için neden Çağlayan'dan izin alması gerektiğini açıklamak için bunları anlattığını ifade etti.

REZA ZARRAB DÜN NELER SÖYLEMİŞTİ

Dün "(ABD ile) işbirliği yapmak sorumluluğu kabul etmek ve cezaevinden çıkmak için en hızlı yoldu" diyerek ifade vermeye başlayan Reza Zarrab, eski Bakanlar Zafer Çağlayan ve Egemen Bağış’a ilişkin dikkat çeken iddialarda bulunmuştu. Ayakları kelepçeli ve hapishane giysisiyle tanık koltuğuna oturtulan Zarrab, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon Euro rüşvet verdiğini söylemişti. Zarrab, Aktif Bank'ta hesap açmasına eski AB Bakanı Egemen Bağış'ın yardımcı olduğunu ifade ederek, "Aktif Bank Genel Müdürü ile görüşmeden sonra hesap açtım, günlük 5-10 milyon euro işlem hacmiyle açıldı" şeklinde konuşmuştu.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde