Süleyman Soylu'nun telefonunda tanıttığı uygulamalar tartışma yarattı

Süleyman Soylu'nun telefonunda tanıttığı uygulamalar tartışma yarattı

İçişleri Bakanı Soylu’nun kolluğun istihbarat yöntemlerini ve ham istihbarat bilgilerini zaman zaman kamuoyuyla paylaşması, kolluk bürokrasisine ecel terleri döktürdü.

Süleyman Soylu'nun telefonunda tanıttığı uygulamalar tartışma yarattı
16px
24px
10.05.2023 16:30
ABONE OLgoogle

Feramuz Erdin yazdı

Bakanlığının son günlerini yaşadığı şu dönemde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun başarı grafiği hakkında halkın ne düşündüğünü bilmiyorum ama sanırım bakanlıktaki performansı daha uzun süre konuşulacaktır?

Kendi ifadesine göre “bir güvenlik makalesi dahi okumadan” İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturan Soylu’nun, bırakın bilimsel okumaları, casusluk veya polisiye filmleri bile izlediğini sanmıyorum?

İSTİHBARAT YAZILIMINI AFİŞE ETTİ

Seçim kampanyası esnasında bir yandan TOGG kullanırken, diğer yandan da arabadaki gazetecilere, bir çocuk muzipliği ile parlayan gözleriyle, kolluk birimleri için hayati öneme sahip bir yazılımı afişe ediyordu!

Basit olarak bir yüz tanıma sistemi olarak tarif edilebilecek bu yazılım, kullandığı geniş veri tabanı sayesinde ekranına yansıyan bir yüzün kim olduğunu tüm irtibatları ile ortaya koyabilen bir program. Suçluların fiziki takibinde çok işe yaradığı gibi, yaşanan bazı önemli terör olaylarından sonra fail ve işbirlikçilerin birkaç dakika içinde tespit edilmesinde bu ve benzeri programlardan faydalanılıyor. Taksim saldırısında, olaydan birkaç dakika sonra faillerin ve işbirlikçilerinin tespit edilerek olayın YPG tarafından yapıldığının ortaya çıkarılması benzer yazılımların kullanılması sayesinde olmuştu.

Soylu, görev etiğine hiç de uygun olmayan bir şekilde bu programı deşifre ederek, bir anlamda suçluların yakalanmamak için yeni taktikler geliştirmesinin önünü açmış oldu.

HAM İSTİHBARAT BİLGİLERİNİ KAMUOYU İLE PAYLAŞTI

Soylu, hemen her olaydan sonra İçişleri Bakanı sıfatıyla kendisine ulaştırılan ham istihbarat bilgilerini o haliyle kamuoyu ile paylaşmaktan hiç çekinmedi.

Mersin Polisevi, Taksim saldırısı gibi önemli olaylardan sonra sızdırdığı bazı ham bilgiler, kendisini olduğu kadar kolluk yöneticilerini de çok zor duruma soktu.

Ekrem İmamoğlu ve konvoyunun Erzurum’da saldırıya uğramasından sonra yaptığı açıklama ise çok dikkat çekmese de tam bir skandaldı!

ZİRVE YAYINEVİ KATLİAMI

İsterseniz buraya bir virgül koyup, benzer bir konudaki bir anımı aktarayım:

Fethullahçıların adeta at koşturduğu zamanlarda, yaşanan her şeyin arkasında aslında ne olduğunu anlayabilmek için insanüstü bir gayret harcadığımız bir dönemdi.

Tesadüfen ziyaretine gittiğim, bir medyada yönetici konumunda çalışan bir arkadaşım ellerine Zirve Yayınevi sorgu kasetlerinin geçtiğini söyledi ve o videoları yorumlamamı istedi. Malatya’da bir Alman, iki Türk öldürülmüştü.

 İlk birkaç dakikayı izledikten sonra videoyu durdurdum ve eğer söyleyeceklerimi olduğu gibi yayınlarlarsa yorum yapacağımı söyledim. O da söz verdi ve gerçekten de sözlerimi olduğu gibi yayınladı:

Videonun ilk bölümünde savcı olaydan hemen sonra yakalanan şüphelilere “terör şüphelisi” olduklarını söylüyordu. Savcının cinayetlerin terör sebebiyle işlendiğini bilmesi için ya şüphelinin böyle bir ifade vermesi ya da şüphelinin “terör şüphesi” ile teknik takip altında olması gerekiyordu. Savcı böyle bir ifade kullanıyorsa, demek ki Malatya’daki cinayetler kamu görevlilerin bilgisi dâhilinde işlenmişti? Cinayetlere bilerek engel olunmamıştı!

“ERZURUM’DA TERÖR ŞÜPHELİLERİNİN TELEFONLARI DİNLENİYOR”

Kaldığımız yerden devam edecek olursak, Bakan Soylu, Anadolu Ajansına verdiği bilgide, Erzurum’da İmamoğlu konvoyuna yapılan saldırıdan sonra aynen şu ifadeleri kullanıyordu:

“Enteresan bir bilgi var, o bilgiyi teyit etmem lazım. İki HDP – PKK’lının konuşmaları var. Bu konuşmalar, hâkimin verdiği kararla terörle ilgili önleme dinlemelerinde yapılan konuşmalar. Orada farklı şeyler söz konusu. Eğer ilk gelen bilgiler doğruysa, Türkiye’nin gündeminde önemli yer alır.”

Bu konuşmadan, her orta zekâlı kişinin anlayacağı şey açıkçası şudur:” Takip altındaki o iki HDP – PKK’lının bu saldırı olayı ile ilgisi olabilir.”

O zaman bu hazırlıkları takip eden kolluk birimleri bu suçun işlenmesini neden engellemedi?

Eğer Bakan Soylu, anlattığını sonradan teyit etti ise bu sorunun cevabını vermelidir.

BÜYÜKLEÇİLİKLER SUSKUN

Bir İçişleri Bakanı dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, istihbarat bilgilerine ulaşabilir. Ancak bunları siyasi amaçla kullanmasının sonuçları ülkeden ülkeye değişir.

Hatırlanacağı gibi, Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan İstanbul Konsolosluğu’nda katledilmesine dair ses kayıtları aralarında dünya liderlerinin de olduğu kişilere dinletilmişti. Olayın vahametinden dolayı ses kayıtlarının kaynağını, Suudi Arabistan dâhil kimse sormamıştı.

Oysaki Bakan Soylu birkaç gün önceki TV yayınında CHP yöneticisi Ünal Çeviköz’ün AB Büyükelçisi ile yaptığı görüşmenin ses kaydını ajanlık faaliyeti çerçevesinde dinlendiğini belirtti ve konuşmaya ilişkin detaylar da verdi. Kendisi ses kaydını bizzat dinlemişti!

Bakanın bu tür çıkışlarına alışık olanlar bu kez de bambaşka bir şeye şaşırdı:

Bu skandal açıklama karşısında AB, “sen bizim büyükelçimizi nasıl dinleyip, afişe edersin” diye yeri göğü ayağa kaldıracağı yerde, ilginç bir şekilde sessiz kalmaya devam etti…

Feramuz Erdin, Güvenlik ve Kriz Yönetimi Danışmanı Eğitimi ve 30 yılı aşan kamu ve özel sektör tecrübesi ile güvenlik ve kriz yönetimi alanında ispatlanmış uzmanlık kariyerine sahiptir. Uzmanlık alanı ile ilgili bilimsel çalışmalar yapmakta ve kurumsal yapılar ile sivil toplum kuruluşlarına danışmanlık hizmeti vermektedir. 

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde