Kolajen çılgınlığı: Peynir ekmek gibi satılıyor

Cilt yaşlanmasından eklem ağrılarına kadar her derde deva bu maddenin sıvı, toz ve hap hali piyasada yüzlerce liradan kapış kapış gidiyor. Randevu için sıra beklediğiniz güzellik merkezlerindeki seansları ise on binlerce lirayı buluyor.

Geçtiğimiz yıl 11,3 milyar liraya ulaşan kozmetik pazarında şimdilerde kolajen fırtınası esiyor. Güzellik merkezlerinden, mağaza raflarındaki ürünlere kadar her yerde onun adı geçiyor. Peki nedir bu kolajen? Aslında vücudumuzda var olan ve ona esneklik kazandıran bir madde. Piyasasında yeni gençlik aşısı olarak biliniyor. Eklem, tırnak, diş, saç ve kemikleri besleyen bir protein türü aslında.

PEYNİR EKMEK GİBİ SATILIYOR

Çeşitli besinlerle bu madde alınmaya çalışılsa da ihtiyacımızı karşılamıyor ve yaşlanıyoruz. İşte bunun farkına varan araştırmacılar, kolajeni dışarıdan takviye edeceğimiz şekilde üretti. Artan popülerliğine bağlı olarak sıvı, toz ve hap halleri mevcut. Kolajen içeren kremler, içecekler, maskeler ve daha onlarca çeşit kategoride peynir ekmek gibi satılan ürünlerden bahsediyoruz. Bunları tüketince gereksinim duyduğunuz kolajeni almış oluyorsunuz.

GÜZELLİK İÇİN  

Hele bir de 10 saat kaynatılmış kemik suyunda bol kolajen olduğu efsanesi yayılınca, milletçe kazan kaynatmaya başladık. Neden? Hepsi gençlik için. Takviye edici örneklerin ne kadar işe yaradığı tıp dünyasında tartışılsa da konunun bizi ilgilendiren kısmında işler yolunda. Yani para. Sektörden öğrendiğimize göre, kozmetik dünyası bu işten çok ekmek yiyecek. Likit sıvısı için rakamlar binlerce lirayı bulurken, toz şeklinde olanlarda etiketler 500 ila 700 lira civarında. ‘İlaç değildir’ uyarısıyla satılan hapları, 50 ila 250 lira arasında değişiyor.

MERDİVENALTI ÜRÜNE DİKKAT

Kapış kapış giden ürünler konusunda hekimler, merdivenaltı sahtelerine karşı uyarıyor. Çünkü güzelleşmek uğruna sağlığınızdan olabilirsiniz. Kolajen ampullerin 10 adetlik paketi 100 liradan başlıyor. Piyasası o kadar büyüdü ki ,artık her TV programının vazgeçilmez konusu bu protein türü oldu.

İlgili programlara katılan estetisyenler, ürün hakkında bilgi verirken kendi reklamlarını da yapıyor. Yeniden malum güzel piyasaya dönecek olursak, kliniklerdeki seanslarından bahsedelim. Kolajen ve cildi besleyici hyaluronic acid içeren terapilerdeki ücretler dudak uçuklatıyor. Bunların sadece bir seansı binlerce lira. Cildin altına verilen hyaluronic asid ve kanınızdan elde edilen PRP işlemlerini 6 seans yaptırmalısınız.

KLİNİKTE 10 BİN LİRAYI BULUYOR

Telefonla ulaştığımız merkezler, farklı fiyat sunarken yoğunluktan 1 ay sonrasına gün veren bile mevcut. Tarifesi Nişantaşı’nda bir klinikte 10 bin; Kadıköy veya Avcılar’daki merkezde 5 bin lira civarında olduğunu söyleyelim.   

SAĞLIKLI PİYASA

İçecek firmaları da kolajen modasına uymuş. Günde belli bir miligram alınması tavsiye edilen kolajenin farklı miktarlarını içeren ürünler mevcut. Sırma firması da, Türkiye’nin doğal kaynak suyu ile üretilen ilk fonksiyonel içeceğini ürettiğini açıkladı. Sırma Pazarlama Direktörü Gökçe Kunt, “Yeni ürünlerimiz Sırma Protein, Sırma Antioksidan, Sırma Detoks, Sırma Alkali ve Sırma Kolajen tüketicilerimizle buluştu. Fonksiyonel içeceklerimiz, tüketicilerimizin beden ve ruhlarının ihtiyaç duyduğu tüm desteği almalarına yardımcı olacak” diyor.

Her kesimden ilgi var

Kolajen maddesi hakkında bilinmeyenler için L’Oréal Türkiye Aktif Kozmetik Divizyonu Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen’e danışıyoruz. Gökçen’e göre, cildin önemli yapı taşlarından biri olan kolajenin üretimi, 20’li yaşlardan itibaren azalmaya başlıyor ve özellikle 40’lı yaşlara gelince yokluğundan kaynaklı olumsuz etki, ciltte gözle görülebilir hale geliyor. Günümüzde kolajene artan ilgiye değinen Gökçen “Bir kesim enjeksiyon yolu ile kolajen takviyesi yaparken, bazıları da takviye ürünler ya da kolajen üretimini destekleyen ürünler kullanabiliyor. İlginin artması güzel ancak her cildin ihtiyacı farklı olabilir, bu nedenle doktor ve eczacı tavsiyeleri önemli” bilgisini veriyor.

Kolajenli içecekler de hazır

Anlayacağınız bugünlerde gündem kolajen. Muhtemelen önümüzdeki yıllarda farklı ürün ve içeriklerle karşımıza çıkacak. Her yaştan insanın da ilgisini çekecek. Japonlar yine bu işe öncülük ediyor. Ülkedeki restoranların menüsünde kolajen içeren yemekler mevcut. Fazlası akıllara zarar bu maddeyi, çaya, süte, kurabiyeye ekleyenler artıyor. Altın günlerinin spesiyali kolajenli kısır olacak gibi bir his var içimizde. Yani hep birlikte gençlik, güzellik uğruna (kolajen) hapı yutacağız.

Orhan Orhun Ünal/Yeni Şafak