Kavcıoğlu: Asgari ücret zammı enflasyonu artırmaz

Kavcıoğlu: Asgari ücret zammı enflasyonu artırmaz

TCMB Başkanı Kavcıoğlu, asgari ücret artışının enflasyonu çok etkileyen bir yapı olmadığını söyledi. Kavcıoğlu, "Yüzde 30 üzerinde asgari ücret zammı verildiği dönemlerde yüzde 8,5 gibi bir enflasyon oluştu" dedi.

Kavcıoğlu: Asgari ücret zammı enflasyonu artırmaz
16px
24px
09.12.2022 07:55
ABONE OLgoogle

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Türkiye 2023 Zirvesi ve Para Sohbetleri başlıklı etkinlikte enflasyon konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Asgari ücret artışının enflasyonu çok etkileyen bir yapı olmadığını belirten Kavcıoğlu, "Yüzde 30 üzerinde asgari ücret zammı verildiği dönemlerde yüzde 8,5 gibi bir enflasyon oluştu" ifadelerini kullandı. Kavcıoğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

(Enflasyon) Zor bir süreç geçirdik ama geldiğimiz nokta itibarıyla enflasyonu yükselten tüm sebepler geride kaldı diye düşünüyorum.

Aldığımız tedbirlerle, uyguladığımız politikalarla dengeyi koruyarak gittiğimiz sürece enflasyonun baz etkisi dışında da geriye geleceğini öngörüyoruz.

Bu ay kısmi gerileme oldu, Aralık ve Ocak'ta da baz etkisiyle önemli bir gerileme bekliyoruz, öngörüyoruz, Kasım enflasyonuna baktığımızda enerji, ulaşım, temel mal ve hizmetlerde önemli bir düşüşün olduğunu görüyoruz.

(Enflasyon) Gıda da önemli bir aşağı doğru geliş söz konusu.

Liralaşma stratejimiz ile oluşturduğumuz makro ihtiyati tedbir seti, faiz politikası, bunların hepsi, uluslararası kuruluşların gündeminde, takibinde olduğu, desteklendiği bütünleşik politikaları uyguluyoruz ve sonuç almaya başladık.

Liralaşma stratejimiz ile beraber, enflasyonun da uzun vadeli aşağı gelişinde önemli bir strateji, Türkiye'de yıllardır ne zaman önünde bir yükselme veya gelişme olduğunda hep böyle döviz kuru üzerinden spekülasyonlarla oluşan bir çarpık yapılaşma var.

Liralaşma stratejimiz ile bunun önüne geçmeye çalışıyoruz.

Kredi maliyetleri, faiz politikasında, arz-talep dengesi, makro ihtiyati tedbirlerle oluşacak maliyetler, cari dengedeki artış, bunların hepsi Türkiye'de hem enflasyon hem de diğer politikalar üzerinde önemli bir etki yapacak.

Sürdürülebilir kalkınma, büyüme ile birlikte, kalıcı bir fiyat istikrarının temelini oluşturmuş olacağız.

(Asgari ücret artışı) Enflasyonu çok yüksek bazda etkileyen bir yapı söz konusu değil. Yüzde 30 üzerinde asgari ücret zammı verildiği dönemlerde yüzde 8,5 gibi bir enflasyon oluştu.

Makro ihtiyati tedbirlerin çıkış noktası, tüm gelişmiş ülkelerdeki bankacılık ve merkez bankacılığına bakarsanız, bu söz konusu, faiz indirimine giderken, faiz indirimleri ile beraber finansmanın doğru yere gitmesini sağlayacak tedbirleri uygulamak zorundasınız.

Sapmaları minimuma indirmek için dönem dönem oluşturduğumuz makro ihtiyati tedbirler içinde bazı kararları alıp uyguluyoruz.

Dünyadaki merkez bankalarına baktığınızda, kredi ve finansman ile ilgili makro ihtiyati tedbirleri uyguladığını görüyorsunuz.

Eylülde KOBİ'lere verilen kredi 2021 yılında verilen kredinin 1,5 katı. Bu makro ihtiyati tedbirlerin ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor.

(Finansmana erişim) Birçok büyük firmamız tahvil ihracına başladı, hem yurt dışında hem yurt içinde farklı finansman kaynakları ile ulaşım daha doğru bir yöntem, bankaların daha rahat kredi vermelerini kolaylaştırmış oluyoruz.

Tüm politikalar kurun da faizin de piyasanın da dengeye gelmesini sağlayacak politikalar.

Tedbirlerle kur ve faizin dengeye geldiğini geldiğini görüyoruz.

Kurda sağlanan denge, faizde sağlanan düşüş ile diğer piyasalara olumlu şekilde yansıyarak, dengede tutarak, müdahaleye gerek kalmadan denge içinde yoluna devam edecek, bizim yaptığımız bu, sonuç almaya başladık.

Önceden sadece faiz politikasıyla kredi mekanizmasını çalıştırıyorduk, bu kısmen resesyon demek, biz bunu tercih etmedik, Türkiye Ekonomi Modeli'nde amaç yatırım, istihdam, üretim ve ihracat sonucunda cari denge ve kalıcı fiyat istikrara ulaşmak.

Biz vatandaşın dövizini alıyoruz, bir rezerv mekanizması işletiyoruz, Merkez Bankası olarak rezervimizi artırıyoruz.

Yöntemler uygulanırken kar/zarara bakılmaz, merkez bankasının amacını kâr/zarar değildir, oluşturdukları rezerv ile Türkiye'nin para politikasına yön vermektir.

Hazine'nin borçlanmaları tarihi seviyelerde, 2016-17'den sonra en düşük piyasa faizi, politika faizi ve Hazine faizleri şu an uygulanıyor, politika setinde istenilen noktaya yavaş yavaş gelinmiş durumda.

Türkiye Ekonomi Modeli ile beraber, kurun, faizin dengede gitmesinin temel amaçlarından biri de merkez bankasının rezervlerinin güçlü olması.

Rezerv çeşitlendirme yönünde önemli adımlar attık, bunların hepsinin sonucu olarak farklı kanallardan gelen rezerv biriktirme yöntemi var, bu sonuç vermeye başladı, 2023 ile beraber merkez bankasının çok daha güçlü, yüksek rezervleri olacağını söyleyebilirim

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde