İnsanların psikolojisi iyi olsun ki para harcasın!

İnsanların psikolojisi iyi olsun ki para harcasın!

OSD Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün: Bizim memlekette araba alırken öncelik fiyat. Pazara çıkıyor, en ucuzu ve en gösterişlisini alıyor. Diğer ülkelerde şu anda en büyük hassasiyet aracın çevreciliği. Hibrit mi, ne kadar karbondioksit salıyor, bunlara bakıyorlar.

İnsanların psikolojisi iyi olsun ki para harcasın!
16px
24px
28.10.2019 07:15
ABONE OLgoogle

Bu yılın Ocak-Eylül döneminde toplam oto pazarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40 daralarak 289 bin 131 adet düzeyine geriledi. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, bu yılı en fazla 400 bin adet seviyesinde bitireceklerini anlatarak, “Eskiden üç aşağı beş yukarı bir tahmin yapma yeteneğimiz vardı. Bir şeyleri okuyup oradan bir şey çıkarabiliyorduk ama son dönemlerde o da pek mümkün olmuyor. Bir tweet’le değişen ekonomi bizim planlarımızı da o hızda değiştirmemizi gerektiriyor” dedi.

Volkswagen’in Türkiye’ye gelmesinin her açıdan çok önemli olduğunu vurgulayan Yenigün, “Verilen teşvikler konusunda, devleti anneye benzetiyorum. Anne bir çocuğuna öyle, bir çocuğuna böyle davranmaz. Ona veriyorum, sana vermiyorum demek yanlış bir şey olur” ifadesini kullandı. Şu anda insanların psikolojik olarak kendini alışverişe yakın hissetmediğini anlatan OSD Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün ile Torkiye otomotiv pazarını ve sorunlarını konuştuk.  OSD Başkanı isyanlarda: İnsanlar, bir araba alırken bir araba parası kadar da vergi veriyor

2019 Ocak-Eylül döneminde toplam otomotiv pazarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40 küçüldü. Bu daralma ne kadar sürdürülebilir? 

Beş ay önce de konuşsaydık sürdürülemez derdik. Bu durumun ne kadar süreceği de belli değil. Bir şey olacaksa da yavaş yavaş olması gerekiyor. Vergi yükselecekse, dolar çıkacaksa birden olmamalı. Pazar daralacaksa da birden olmamalı. Yavaş yavaş olmalı ki ekosistem kendini ona alıştırsın. Pazarı hep 2017 ile kıyaslıyorum, 2015’ten itibaren satışlar yaklaşık 1 milyona çıktı. 2018 Ağustos’ta ise çakıldı. Bu seneki beklentimiz en fazla 400 bin olur diyorduk. Haziranda ÖTV ve KDV desteğinin bitmesi olumsuz hava estirdi. Şimdi faiz indirimiyle biraz canlanıyor gibi, ama açıkçası nereye varır bilmiyorum. Eskiden üç aşağı beş yukarı bir tahmin yapma yeteneğimiz vardı. Bir şeyleri okuyup oradan bir şey çıkarabiliyorduk ama son dönemlerde o da pek mümkün olmuyor. Çok fazla değişken var. Sadece içerideki olaylar değil, ABD Başkanı Donald Trump’ın tweet’leri, Avrupa’daki daralma çok hoş değil. Önceki dönemde ihracatla kendimizi emniyette tutarken, şimdi ihracatta da olumsuz sinyaller gelince bizim için sıkıntılı bir süreç başladı.
Türkiye’deki büyük şirketlerin yurtdışı satışları yaklaşık yüzde 80-85 seviyesinde. Gelecek dönem sıkıntılı olacak.

NORMALE DÖNÜLMELİ

Bu yıldan daha sıkıntılı bir süreç mi bekliyorsunuz?

Gelecek sene ne olacak, bir diğer bilinmez soru. 2018 başında bu yılı tahmin ederken şunu söylemiştim, 2019’un ilk yarısı biraz zayıf geçer, ortasına doğru toparlanma başlar, son iki çeyrekte toparlanırız demiştik. Ama öyle olmadığını gördük. 2019 başında da 2020’yi tahmin ediyorduk ama bugün geldiğimiz noktada pek toparlanacak gibi gözükmüyor. Ekonomiyi rahatlatacak olan psikolojik durumdur. Suriye ile olan karmaşık sürecin açıklığa kavuşması lazım. Avrupa ile artık oturup ciddi şekilde uyum çalışmalarına ve Gümrük Birliği genişletme çalışmalarına başlamamız gerekiyor. Bunlar olursa 2020’de toparlar. Hayatın normale dönmesi lazım.

Kayıplarınızı hemen toparlayabilecek misiniz?

Türkiye 1 milyonluk endüstiriye alıştı. 2015, 2016, 2017’de ve ondan önceki dönemlerde 800-900 civarı satılıyordu. Şimdi düşünün, 100 tane satılan ekonomide 50 tane ancak satılıyor. Demek ki birileri bir şeyler bekliyor. Ya parası yok, ya da psikolojik olarak kendini alışverişe yakın hissetmiyor, emniyette duruyor. Ekonominin psikolojik tarafını düzeltebilirsek, o bekleyen, alışveriş yapmayan müşteriyi ekonomiye kattığımız anda bir anda toparlar.

OTO SATIŞLARI HAREKETLENDİ

Taşıt kredilerinde faizler indirildi, bu hareketlilik getirdi mi?

1 Ekim’den itibaren artış görüyoruz. Üyelerimizin üretimindeki rakamlar da bunu gösteriyor. Ama şöyle bakmak lazım bu faiz indiriminin maliyetini firmalar karşılıyor. Bu çok sürdürülebilir bir şey değil. Ancak işimizi sürdürmek için mecbur kaldığımız bir süreç bu. 

Hayat pahalılığı artarken, insanlar nasıl oto almak için para ayıracak ki? Araba fiyatları da çok yüksek değil mi?
Avro ve doların artışına baktığınız zaman otomotiv ürünlerinin fiyatında o kadar artış yok aslında. Bugün dolar 5.78 TL ama çok yakın zamanda 2.50 liraydı. Otomobiller, ticari arabalar dünyada ortak paydayla satılan malzemelerden üretiliyor. Sac dediğiniz zaman tonu 700-800 dolar. Plastik hammadde fiyatı artıyor. Arabaların fiyatı dolar, Avro’daki artış oranında arTmadı. Üretim maliyetleri de artıyor, elektrik, doğalgaz sürekli zamlanıyor.

PLANLAR HEP DEĞİŞİYOR

Ekonomide çok fazla belirsizlik var, bu dönemde plan yapmakta zorlanıyor musunuz?

Türkiye çok hareketli bir memleket. Bizim planlarımız hep kısa orta uzun vadeli olur. Bu planlar da hep değişir. Geçen dönemlerde iyi olarak değişiyordu, 2018 başından itibaren olumsuz olarak değiştirmeye başladık. Bir tweet’le değişen ekonomi bizim planlarımızı da o hızda değiştirmemizi gerektiriyor. Buna ayak uydurmazsanız pazarda olmanız mümkün değil. Bazı dönemlerde planları haftada bir gözden geçiriyoruz. Son dönemde olumsuza karşı hazır olma anlamında planları değerlendiriyoruz ve revize ediyoruz.

ONA VAR, SANA YOK OLMAZ

Volkswagen (VW), Suriye operasyonu nedeniyle yatırımı askıya aldı; nasıl değerlendiriyorsunuz?

VW önümüzdeki haftalarda resmi açıklama yaparak Türkiye’de kurulan şirket, teşvikler ve iş planı da dahil tüm yatırım detaylarını paylaşacaktı. Ancak yapılması planlanan bu açıklamayı ileri bir tarihe erteledi. Dolayısıyla konu yatırım kararının değil, açıklamanın ertelenmesidir.

VW’ye sağlanacak teşviklerden sizin üyeleriniz de faydalanabilecek mi?

 

VW’nin Türkiye’ye gelişi, her açıdan çok önemli. Türkiye’nin bir otomobil üssü olma durumunun kuvvetlenmesi açısından, ilk defa büyük çapta bir Alman üreticinin gelmesi açısından, birçok noktadan çok çok önemli. Buraya teşvik verilmesinde de hiçbir sıkıntı yok. Her firmanın Türkiye’ye geldiği zaman bu şekilde aldığı teşvik vardır. Bunların uygulanmasında devletin bir ayrımcılık yapacağını düşünmüyorum. Devleti anneye benzetiyorum. Anne bir çocuğuna öyle, bir çocuğuna böyle davranmaz. Sonuçta o çocukların hepsi bu ülkedeki 32 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştiriyor. Ona veriyorum, sana vermiyorum demek çok zor, kompleks ve yanlış bir şey olur.
Burada teşvikten ziyade yapısal bazda sıkıntılar var. Dünya çevreci bir sisteme dönmüşken bizim sistemimizin de buna uyması lazım. Üretim vergi sistemimizin bunu desteklemesi lazım. Bizim, dünyadaki eğilimlerle hareket etmemiz gerekiyor. Şu anda biraz onun dışındayız. Farklı önceliklerle araç seçiyoruz, satıyoruz.

EN UCUZU SEÇİYORUZ

Neye göre araç seçip alıyoruz ki?

Bizim memlekette öncelik fiyat. Pazara çıkıyor, en ucuzu ve en gösterişlisini alıyor. Bu bize özel bir şey. Diğer ülkelerde şu anda en büyük hassasiyet aracın çevreciliği. İşte hibrit mi, ne kadar karbondioksit salıyor, bunlara bakıyorlar. “Ben bu arabayı aldığımda ne kadar vergi vereceğim” diyor. Kullandığımız araçtaki yol vergisini motor büyüklüğü ve yaşa göre veriyoruz, oysa dünyada böyle bir şey yok. Diğer ülkelerde ne kadar salımda bulunuyorsun ya da ne kadar yer işgal ediyorsun, aracın ne kadar yeni, bunlar önemli. Bizde tam tersi, aracın ne kadar eskiyse o kadar az vergi veriyorsun. Tersi olmalı.

KALICI ÇÖZÜMLER ŞART

Pazarın canlanması için talepleriniz neler?

Bir şeyi değiştirmekle sistemi çözmek çok zor. Vergi az toplayalım veya hurda indirimi olsun işler açılsın, faiz insin işler açılsın, bunun olmayacağını yıllardır yaşaya yaşaya öğrendik. Ekosistemi düzeltmemiz lazım. Sadece faizi indirmek yetmiyor. Vergi çok yüksek, vergiyi tek başına indirseniz, işte ÖTV, KDV’yi indirdik pazar patlamadı. Bunları tek tek yapmak çok geçici süreli çözümler.

Son hedefe bakmak lazım. Faizin indirilmesi hedefiyle yola çıkarsak veya verginin indirilmesi, kısa vadeli ufak bir problemi çözeriz. Ancak, Türkiye’nin otomotiv ekosistemini sürdürülebilir kılacağız ve dünyada söz sahibi olmaya devam edeceğiz hedefi koyarsak, bunu gerçekleştirmek için de neye ihtiyaç var diye sormak lazım. Yoksa ÖTV, KDV indirimi bitince pazar yine duruyor. Faiz desteği aralık ayında bitecek, yine duracak.

Sektörde kârlılık ne seviyede, düştü mü?

Diğer sektörlerde olduğu gibi burada da düştü. Dünyada da böyle. Türkiye’de şu anda 55 tane marka var, bir otomobil alacaksanız 55 marka arasından seçim yapıyorsunuz. Müşteri de o kadar artmadı. Eskiden olan yüzde 12-13’lük kârlar dünyanın hiçbir şirketinde yok. Dünyadaki en iyi şirketlerde bile kâr en fazla yüzde 5-6’dır.

Bu yıl yine ihracat şampiyonu olur mu sektör, ne kadar ihracat olacak? 

 

Evet, yine oluruz. Geçen yılı 32 milyar dolar ihracatla bitirmiştik. Bu yıl muhtemelen bu rakamı geçeriz.
Önümüzde iki sıkıntılı süreç var. Birincisi Avrupa’nın yavaşlayan ekonomisi, ikincisi Brexit. Ama işin bir de güzel tarafına bakalım; OSD üyelerinin ihracat birim değerleri artıyor. Çünkü daha yüksek teknolojide araçlar yapmaya başladık.

Otomotiv ekosistemi değişiyor, insanlar artık hibrit arabalara biniyorlar. Elektrikli arabalar zaman içinde hayatımıza girecek, otonom araçlar telaffuz ediliyor. Bizim insan kaynağımızla, üretimimizle tamamen ona konsantre olmamız lazım. Ama maalesef şu ara hep satışları, vergileri konuşuyoruz.

PSİKOLOJİ DÜZELMELİ

Türkiye ekonomisiyle ilgili bir değerlendirme yapabilir misiniz, YEP’te 2020’de yüzde 5 büyüme öngörüsü var, bu sektörünüzü nasıl etkiler?

Yüzde 5 büyüme ekonomisini oturtabildiğimiz anda bizim zaten 1 milyon adetlik satış rakamına çıkmamız lazım. Ekonomi ancak ve ancak psikolojik olarak insanların para harcama modunda olmasıyla alakalı. Bugün bir ev mi almak istiyorsunuz, bir miktar paranız var biraz da kredi alacaksınız, düşünün ki hava bulutlu, canınız sıkılıyor hastasınız... İnsanın dışarı çıkası gelmiyor. Bir de düşünün ki hava müthiş, bankalar güzel reklam yapıyorlar, sizin içinizde bir enerji var... gider bir iki alternatif eve bakarsınız. İnsanların psikolojik olarak rahat olması lazım ki para harcayım desin.

Şehrian Kıraç/Cumhuriyet

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde