Erdoğan'dan CHP'ye: İnek nerede?

Erdoğan'dan CHP'ye: İnek nerede?

Erdoğan, bir CHP'linin casus filmlerine taş çıkartacak bir senaryoyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gelip gizlice kendileriyle görüştüğünün iddiasına tekerlemeyle yanıt verdi...

Erdoğan'dan CHP'ye: İnek nerede?
16px
24px
26.11.2019 10:58
ABONE OLgoogle

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, "Türkiye'nin 2. büyük partisinin gündemine bakıyoruz. Şizofrenik vakalar parlamentoda da var. Bu şizofrenik vakalardan parlamentomuzu temizlememiz lazım. Burada da en önemli iş basın mensuplarına düşüyor. Köşelerinizde bunları yazmanız lazım" dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

"Katar emire ile ikili görüşmelerimizin ardından askerlerimizle biraraya geldik. Çok sayıda görüşmemiz oldu.

Seçimden seçime çalışan bir parti değiliz. Milletimiz yaptığımız hizmetlerle, duruşumuzla bizi kendisinden bir parça gördüğü için hep yanımızdadır. Bu anlayışımızla halka tepeden bakanların devrini sona erdirmiştir. Yönetim sistemini değiştirirek bunu kalıcı hale getirdik. 

Kuruluşundan bugüne AK Parti kademelerinde görev yapmış her bir arkadaşımızın başamızın üzerinde yeri vardır.

Dava bilincine sahip bir teşkilat yapısıyla yolumuza devam edeceğiz. Partimizde sadece görev değişikliği olur. Her AK Parti'li davamızın tabi neferidir. Bundan daha büyük bir ünvan yoktur. Gerisi gayret işidir.

Türkiye'nin 2. büyük partisinin gündemine bakıyoruz. Şizofrenik vakalar parlamentoda da var. Bu şizofrenik vakalardan parlamentomuzu temizlememiz lazım. Burda da en önemli iş basın mensuplarına düşüyor. Köşelerinde bunları yazmanız lazım. Şimdi beklerim ki bu hakareti yapan zat "ben dokunulmazlığımdan vazgeçiyorum." Yüreğin varsa "benim dokunulmazlık hakkımı kaldırın hukukta bu mücadeleyi verelim" desin.

"SARAY'A GİDEN CHP'Lİ" AÇIKLAMASI

Güya bir CHP'li gizlice bizimle görüşmüş. Külliye milletin evidir. Herkes gibi CHP'lilerin de buraya gelme hakkı vardır. Çeşitli vesilelerle CHP'liler de gelmiştir. Mesala 15 Temmuz'un ardından Bay Kemal de gelmiştir. Mesela Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce, Külliye'ye değil ama partimize gelmiştir. Genel merkezimizde Sayın İnce ile bir görüşme yaptık. Mesala İBB Başkanı Sayın İmamoğlu da geldi onu da kabul ettik. Seçim sonrası tüm belediye başkanlarını da külliye de kabul ettik. Başka vesile ile gelenler arasında CHP'liler vardı.

Londra'da tedavi gördüğü anlaşılan ve kariyeri yeni nesile örnek gösterilemeyecek bir gazeteci var. Bu gazeteciye göre 9 Kasım'da bir CHP'li, plakası değiştirilmiş bir araçla Külliye'ye gelip bizimle görüşmüş ve farklı bir plakayla da çıkıp gitmiş. Bu görüşmede biz de "Senin CHP Genel Başkanı olman gerekir" demişiz.

Sayın Kılıçdaroğlu'ndan daha ideal bir genel başkan olmaz.

ERDOĞAN'DAN TEKERLEME

Bu gazeteci bugünkü yazısında özür dilemiş. Bizden de özür dilemiş teşekkür ediyoruz. Ancak "Doğrudur" diyen genel başkanı ne yapacağız. Meselenin dallanıp budaklanması üzerine Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum diyerek iddiayı yalanladım. Kendisi çıkıp "Hata ettim, özür dilerim" diyemiyor. Zaten bu zatın klasik tavrıdır. Akıl ve izan dışı her iddiayı ortaya atar, sonra "İzah et" deyip kenara çekilir. Cevap verilir, iddialar belgeleriyle çürütülür. Bu zat konuşmaya devam eder.

Gazeteci 'Haber kaynağım CHP'li' diyor, CHP'liler 'Bizden sızmadı' diyor. İnce 'Bu iş CHP Genel Merkezi'nden çıktı' diyor. Sonra bir yat mevzusu ortaya çıktı. Şimdi herkes diyor ki 'O yatta ben yoktum.'

Bir tekerleme vardır. Komşu oğlun geldi mi? Geldi. Ne getirdi ? İncik Boncuk. Kime kime? Sana bana. Başka kime? Kara kediye. Kara kedi nerede? Ağaca çıktı. Ağaç nerede? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı. Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu.

Onurlu bir siyasetçinin yapacağı iş özür dilemektir. İçi boş ithamlarla ülkemizi meşgul ettikleri için milletimizden özür dilemeliler. CHP kendi kendine bir orta oyunu oynadı ve artık bitti. Ülkemizin gerçek gündemine dönmenin zamanı geldi. CHP kendi iç hesaplaşmasını kapalı kapılar ardında gerçekleştirsin. Ne olur artık milletin yakasından düşün. Ah ah, bunca yıl başbakanlık yaptım, cumhurbaşkanlığı yaptım; en çok hayıflandığım konulardan biri, şöyle dişime göre bir ana muhalefet bulamayışımdır

'"İSTANBUL SUSUZLUĞA DOĞRU GİDİYOR"

Mahalli seçimlerde kazandıkları birkaç belediye bunların dengesini iyice bozdu. 'Biz bu şartlarda Ankara'yı yönetemeyiz' diyorlar. 'Ankara'nın suyundaki kiri temizleyemiyorum' diyorlar. Devletten parayı alıyorsun. Parayı yönetme sanatını icra etmen lazım. 3 ay gibi bir süre sonra havalar böyle giderse İstanbul susuzluğa doğru gidiyor. Ankara'da da benzer durum var. Ankara'da atık su noktasında sıkıntılar var. Madem bu horona girdin bunları yapacaksın. Borçlanma konusunda Meclis belirli sorunmlulukları üzerine alamaz. Çözeceğinizi görürse Meclis size destek verir.

Ekonomideki toparlanmas süreci devam ediyor. Toparlanma devam ederken bunlar hala battık, bittik diyor. "

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde