Doğu Perinçek açıkladı: 500 milyar dolara yakın borcu olan bir ülke iflas noktasındadır

Doğu Perinçek açıkladı: 500 milyar dolara yakın borcu olan bir ülke iflas noktasındadır

Haber Global televizyon kanalında canlı yayın konuğu olan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek "Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Turgut Özal döneminde başlayan ithalat bağımlı modelin sürdürülemez olduğunu söylemiştir. 500 milyar dolara yakın dış borç altında olan bir ülke iflas noktasındadır" açıklam

Doğu Perinçek açıkladı: 500 milyar dolara yakın borcu olan bir ülke iflas noktasındadır
16px
24px
16.12.2021 21:29
ABONE OLgoogle

Haber Global ekranlarında yayınlanan Siyaset Özel programının konuğu Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek oldu. Programda asgari ücretle ilgili değerlendirmelerde bulunan Perinçek "Enflasyon asgari ücreti alıp götürüyor o yüzden 6 ayda bir belirleme olabilir" dedi.

Perinçek'in programda yaptığı açıklamalardan bazı detaylar şöyle:

"Asgari ücretliye asgari ücret soruyorsunuz. Ben de işçi emeklisi alıyorum. Kişisel hayatıma değil de Türkiye ekonomisine bakıyorum. İşçi ve emekçilerimizin iyi koşullarda yaşaması lazım. Talep de önemli. Asgari cüretin piyasayı şenlendiren etkileri de var. Enflasyon bayağı yükselecek. Benim için önemli olan Türkiye üretim ekonomisine geçecek mi? Ama tabii, beklenenden daha fazla artış oldu. Enflasyon asgari ücreti alıp götürüyor o yüzden 6 ayda bir belirleme olabilir. Bir de işverenler tarafından da değerlendirmek lazım. Bakalım işverenler ne diyorlar? Çünkü maliyetlere de yansıyacak. Başka iş yerleri de kapanacak mı?

Ekonomide bir altın çağdan bahsedemeyiz. Yargıda; FETÖ'nün PKK, HDP'nin üzerine yüründüğü için yargıda altın çağdan bahsedebiliriz. 70'lerde ve 80'lerde bizleri hapse atanları içeri takan bir yargı dönemine girdik. O yüzden altın çağ dedim.

Tasarruf, yatırım ekonomisi. İstihdam odaklı bir ekonomiden yanayız. IMF, biz Kayseri'de üretmeyelim diye korkutuyor, evet. Bir kere biz Vatan Partisi olarak 60 yıllık tarihimizde hiçbir zaman Çin ve Mao modelini sevmedik. Neden? Çünkü Türkiye ayrı bir ülke. Bilimsel sosyalizme Mao büyük katkılar da bulunmuş. Büyük bir teorisyen ama biz hiçbir zaman kendimize Maocu demedik. Biz bilimsel sosyalistiz. Mao modeli Türkiye için geçerli değil. Çin modeli ister sermaye ister emek yoğun yatırımlarla ülkedeki tüm iş gücünü seferber edip kalkınmayı arttırmak ve halka pay etmek. Çin modelinde bundan bahsedebiliriz. 1949 yılında Çin, dünyanın en yoksul ülkesiydi. Bugün az çok herkesin barınağı, gıdası olan; eğitim ve sağlık hizmetlerini parasız alabilen bir ülke haline geldiler. Tasarruf oranını arttırdılar ve emek yoğun modellerden de çekinmediler, iş gücünü seferber ettiler. Üretilenleri de adil bir şekilde paylaştırdılar. Geldikleri yer de ortada. Çin ticarette dünyada birinci ortak.

Çin kredi veriyor ama sıfıra yakın faizle ve ödeme koşulları çok elverişli. Afrika'ya gelişmekte olan ülkelere veriyor. ABD'nin oyunlarıyla sömürü ilişkilerine benzemeyen bir şey. Çin'in kredi vermesiyle ABD'nin vermesi çok farklı şeyler. Çin emperyalist olamaz. Dünya iki tane Amerika'yı kaldıramaz. Çin'in emperyalist olması için kendi içinde bir hakim sınıf olması lazım. Elinde sermeye stoku yok. Üretim fazlası oluşan yerler bunu dünyaya ihraç etti, emperyalizm böyle oluştu. Çin ülkeye dağıtıyor. İdeolojik olarak da uygun değil. Dünya onu da kaldırmaz. Sermaye stoku ortaya çıkınca onları askeri güçle dışarıya yaydılar. Çin dünyanın hiçbir yerine askeri tehdit oluşturmuyor. Daha çok savunmaya yönelik. Askeriyle yayılma eğilimi gözükmüyor.

Çin modeli; Erdoğan dedi, 'uygulayacağız', diye oradan ortaya çıktı. Biz dedik ki, Türk modeli yapalım. Eski tecrübelerimizden yola çıkarak uygulayacağımız model. Çin bu karma ekonomiyi çok radikal yöntemlerle götürdü. Kuşaklar çok fedakarlıkta bulundu ancak torunlarına müreffeh bir hayata kavuşturdular. Özal'ın dünya ekonomisiyle bütünleşiyoruz demesiyle başlayan, üreticiye, küçük sanayiciye, çiftçiye kambur denen model. Pencereleri açacağız dedi, dünyaya açılacağız. İhracata yönelik modele geçildi. Hep dışarıdan alınarak bir rekabet kazanma faaliyeti olduğu için Türkiye'nin dış ticaretinde bir açılma oldu.

'Erdoğan, Turgut Özal döneminde başlayan ithalat bağımlı modelin sürdürülemez olduğunu söylemiştir'

İhracat yapmayan bir ekonomi olmaz. Ancak ihracat odaklı bir ekonomi bizi ithalat patlamasına getirdi. Eğer siz Kayseri'yi, Denizli'yi Bursa'yı yok etmek suretiyle ihracat yaparsanız ülkedeki ekonomi çöker. Maliyet enflasyonundan korkmayacağız. Zonguldak'taki kömürü çıkarıp Rusya'dan getirmeyeceğiz. Üretim maliyeti daha yüksek ama oradaki kömürü çıkaracağız. Aksi takdirde iflas noktasına geliyoruz. İflası sayın Cumhurbaşkanı ifade ediyor. Sürdürülemez demek, ne demek? Cumhurbaşkanı ve Bahçeli Özal modelinin sürdürülemez hale geldiğini söyledi. 500 milyar dolara yakın dış borcu olan bir ülke iflas noktasındadır.

Bahçeli en son bunun için 1980'de başlayan model dedi. Özal'ın Türkiye ile dünya piyasalarını birleştirmesi. Fillerin de Türkiye çarşılarına girip ezmesi. Kömürü dışarıdan alırım demir çelik üretir sonra onu dışarıya satarım modeli işlemez hale geldi. 1980'de Özal ekonomisi hangi propaganda ile geldi. Diyor ki, "Çiftçi bu ülke sırtında kambur." Ben destek veriyorum, bunun ürettiği ABD'nin pamuğundan daha maliyetli. Ben neden destekleyeyim. ABD pamuğu aldın, onu sattın. Ekonomi başa aşağı etti ve ekonomi iflas etti. Özal ekonomisi kapıları açan ekonomi, sonuç itibarıyla iflas etmiştir. Arkadan gelen ekonomi koruyarak, gümrükleriyle teşvik ve destekleriyle içerideki üreticiyi koruyarak yetişebilmiştir.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde