DTP'li Türk'ün türban yorumu

DTP Meclis Grubu toplantısında konuşan Ahmet Türk, Almanya'da 9 Türk vatandaşının hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan yangından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Kundaklama iddiaları nedeniyle bu olayın iyi araştırılması ve gerçeklerin ortaya çıkarılmasını isteyen Ahmet Türk, böylesine ırkçı saldırıların sadece Almanya'da yaşanmadığını, Türkiye'de de benzerlerinin yaşandığını savundu. Ahmet Türk, buna örnek olarak Malatya'daki yayınevi katliamını, Trabzon'daki Rahip Santoro cinayetini ve Hrant Dink cinayetini gösterdi.

Türkiye'nin geçtiğimiz hafta önemli bir süreci geride bıraktığını, türban tartışmalarının ülke günemini kilitlediğini anlatan Ahmet Türk, partisinin başörtüsünü özgürlük anlayışıyla bir hak olarak gördüğü için TBMM Genel Kurulu'nda Anayasa değişikliğine olumlu oy verdiğini söyledi. Ahmet Türk, yapılan Anayasa değişkliğini, türbanı diğer özgürlüklerden ayırarak, iki parti arasında varılan uzlaşmayla, demokratik özgürlüklerin önünü kesmeyi amaçlayan bir çaba olarak değerlendirdiklerini ileri sürdü.

Anayasa'nın 42. maddesinde yapılan değişiklikle başörtüsünün üniversiteye girişinin önü açılırken, ana dilde eğitim yapılmasının önündeki yasağın kaldırılmamış olmasını eleştiren Ahmet Türk, "Şunu söylemek lazım ki, türbancılarla urgancılar bir araya geldiler. Gerçekten demokrasiyi hiçleştiren, demokratik anlayışı önemsemeyen bir mantığı ortaya koydular. Burdan hükümete sesleniyoruz: Eğer gerçekten özgürlükçü bir mantığa sahipseniz, gelin özgürlükçü, demokratik bir anayasayı ortaya koymak için bir konsensüs oluşturalım. Dil üzerinde, eğitim üzerindeki baskıları sona erdirecek bir anlayışı gerçekleştirelim" diye konuştu.

Ahmet Türk, YÖK Yasası'nın Ek 17. maddesinde yapılacak değişiklik konusunda tüm partilerin bir araya gelerek ortak değişiklik yapılmasını istedi. Ahmet Türk, hoşgörünün sadece türban konusunda sağlanmış olmasının yeterli olmadığını bildirdi.