Çevre farkındalıklı bienal sponsoru Koç, aynı duyarlılığı TÜPRAŞ'ta göstermiyor

Çevre farkındalıklı bienal sponsoru Koç, aynı duyarlılığı TÜPRAŞ'ta göstermiyor

İstanbul Bienali 'Yedinci Kıta' başlığıyla düzenleniyor. Bu terim Pasifik'in ortasındaki koca atık yığınını işaret ediyor. Bienal sponsoru Koç Holding ise, çevre duyarlılığını TÜPRAŞ'ın kükürt atıklarında göstermiyor.

Çevre farkındalıklı bienal sponsoru Koç, aynı duyarlılığı TÜPRAŞ'ta göstermiyor
16px
24px
25.09.2019 15:16
ABONE OLgoogle

Bu yıl onaltıncısı düzenlenen İstanbul Bienali’nin 2006 – 2027 yılları arasında ana sponsoru Koç Holding. “Yedinci Kıta” başlığıyla düzenlenen bienal, adını Pasifik Okyanus’unun ortasındaki koca atık yığınından alıyor. 3.4 milyon kilometrekare genişliğinde ve 7 milyon ton ağırlığındaki bir plastik yığını olan bölge, popüler alanda “yedinci kıta” olarak adlandırılıyor. Bienal de bu çerçevede, çağımızın ekolojik sorunlarına eğilmeyi amaçlıyor.

Yedinci Kıta başlığıyla “çevre sorunlarında farkındalık yaratan” bienalin ana sponsoru Koç Holding, farkındalığa TÜPRAŞ’dan başlasa iyi olabilir.

EN BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU AMA PARAYA KIYAMIYOR

TÜPRAŞ, istatistiklere göre Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu. Bunun yanı sıra çeşitli defalar yaşanan iş cinayetleriyle de gündeme geldi. Üretim hedeflerinde boğulan emekçiler, sürekli risk altında çalışıyorlar. Fabrika en son, işçi eylemleriyle gündem olmuştu. Kazanılmış haklarını korumak isteyen işçiler uzun süre eylemler yapmışlardı.

İşte aynı TÜPRAŞ’ın, çevre başlığında da oldukça bozuk bir sicili var.

TÜPRAŞ İzmir Rafinerisi’nde, kükürt ünitesinde yaşanan sorunlar nedeniyle, tolerans içerisindeki değerlerin çok üzerinde miktarda zehirli hidrojen sülfür gazı flare sisteminden havaya salınıyor. Kokusu nedeniyle hemen fark edilen gaz, rafineri içi ve çevresindeki işçiler ve sakinler tarafından sürekli olarak solunuyor.

Peki akla şu soru geliyor: Havaya salınan bu gazlar denetlenmiyor mu?

Baca gazı ölçümleri esas olarak fırın bacalarından yapıldığı için, flare sisteminden havaya verilen gazlar bu ölçümlerde çıkmıyor. Böylece her türlü denetimden de temiz çıkılmış oluyor. Öte yandan salınan gazlar hem kokusuyla, hem de yoğunluğu ve rengiyle kolayca ayırt edilebiliyor.

BAKIM SIRASINDA KAYBEDECEKLERİ KÂRI DERT EDİYORLAR

Kükürt ünitesinde yapılacak basit iyileştirmelerle çözülebilecek sorun, çözülmüyor. Bakımlar sırasında yaşanacak kâr kayıpları, bu iyileştirmenin yapılmamasının temel nedeni. Koç bir de şunu düşünüyor: Böyle kalsa kimin umurunda!

Koç’un çevre düşmanlığı bununla da sınırlı kalmıyor.

Üretilen katı kükürt, rafineri içerisinde üstü açık alanda depolanıyor. Rüzgârlarıyla ünlü Aliağa bölgesinde, sıradan rüzgârlarda bile katı kükürt çevreye savruluyor. Çevrede çalışan veya oturan binlerce insanın soluduğu havaya karışıyor. Basit bir çalışmayla üstü kapatılabilecek depolama alanı, maliyet gerekçe gösterilerek geliştirilmiyor. Çünkü Koç’un en küçük bir kâr kaybına tahammülü yok, insan hayatıysa kimin umurunda!

Haber.soL

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde