Bilirkişi raporu çıktı: Sinpaş Kızılbük bölgeyi mahvediyor

Bilirkişi raporu çıktı: Sinpaş Kızılbük bölgeyi mahvediyor

Valiliğin “ÇED gerekli değildir” kararının iptali için Muğla İdare Mahkemesi’nde açılan davaya sunulan resmi bilirkişi raporu çıktı

Bilirkişi raporu çıktı: Sinpaş Kızılbük bölgeyi mahvediyor
16px
24px
14.02.2022 07:39
ABONE OLgoogle

Rapora göre, Sinpaş’ın Kızılbük koyuna inşa ettiği devasa tesis Milli Park’ı, kıyıyı, ormanı ve endemik türleri tahrip ediyor. Bilirkişi, ÇED hazırlanmamasını pek çok yasaya aykırı buldu.

Birgün'den Bahadır Özgür'ün haberine göre aylardır “Yapılan iş yasadışı. İktidar, belediye ve şirket suç işliyor” diyenler haklı çıktı. Mahkemenin atadığı bilirkişi heyeti Sinpaş GYO’nun, Marmaris’te inşa ettiği “Kızılbük Resort Otel ve Devre mülk” projesinin kıyıyı, ormanı ve çevredeki yaşamı tahrip ettiğini tek tek tespit etti. Rapora göre, Muğla Valiliği’nin “ÇED gerekli değildir” kararı yasal değil ve proje için ÇED hazırlanmak zorunda.

Marmaris’te Milli Park’ın içindeki Kızılbük koyunda Sinpaş, 2 etaptan oluşan 2005 odalı bir otel ve 1407 adet devre mülkü kapsayan devasa bir tesis inşa ediyor. Tesis iki koyu doğrudan, iki koyu ise ormandan geçen yollarla dolaylı olarak kapatıyor.

Proje daha başından tartışmalıydı aslında. 30 yıl önce Hattat ailesinin başlattığı ama 2006’da iflas edince bitirilemeyen projeyi, Sinpaş satın almıştı.

Çeyrek asır önce verilmiş izinlere dayanarak eskisinden çok daha geniş bir alana yayılan, yeni bir proje hazırlandı. Buna rağmen Muğla Valiliği koruma altında bulunan bölgedeki projeye “ÇED gerekli değildir” kararı verdi.

Ancak bu karar tartışmalara da yol açtı. Ülkenin gördüğü en büyük yangın felaketinde henüz ilk ateşin tutuştuğu günlerde böyle bir karar verilmesi, soru işaretleri doğurdu. Nitekim daha Valilik kararı çıkmadan Sinpaş, Kızılbük projesini Borsa İstanbul’da halka arz ederek para toplamaya başlamıştı.

Sonrasında Marmaris Kent Konseyi üyeleri, gönüllüler biraraya gelerek hukuki mücadeleye giriştiler. Şirketin ağır tazminat davasına, yerel basın aracılığıyla yürüttüğü karalama kampanyasına rağmen bölgeye gidip tahribatı belgelediler. Ve Muğla 3. İdare Mahkemesi’nde Valilik kararının iptali için dava açtılar.

Mahkeme,iddiaların incelenmesi için bilirkişi heyeti atadı. Heyet,30 Aralık 2021 günü inşaat alanına giderek keşif yaptı ve durumu fotoğrafladı. Hazırlanan rapor geçen hafta mahkemeye sunuldu. Bilirkişi, koruma altına alınmış bölgedeki inşaatın kıyı ve Milli Parkı tahrip ettiğini; çok sayıda yasal düzenlemenin ihlal edildiğini; endemik türlerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu; bölgenin statüsü ve inşaatın etkileri dikkate alındığında, ÇED’in zorunlu olduğunu vurguladı. Haliyle Muğla Valiliği’nin kararının iptal edilmesi yönünde kanaat belirtti.

Heyetin raporundaki tespitler tek tek şöyle sıralanıyor:

CİDDİ ÇEVRE TAHRİBATINA YOL AÇTILAR

Dava konusu parselin bulunduğu alanın doğal ve ekolojik değeri yüksektir. Plan kapsamında kalan alanlarda arazi kullanımı ve yapılaşmanın fen, sanat, sağlık ve çevre şartlarına uygun olarak oluşmasının sağlanması, afet etkinliklerinin azaltılması; doğal, tarihi, kültürel çevrenin ve ekosistemlerin korunması, yaşatılması ve geliştirilmesi gereklidir. Ancak keşif sırasında çekilen fotoğraflarda da görüleceği üzere doğa ve ekosistem üzerinde ciddi bir tahribat meydana gelmiştir. Çevreyi kirletmeyecek önlemler alınmamıştır.

KIYI KAPATILAMAZ, KAZI YAPILAMAZ

Keşif sırasında dava konusu alanda kıyı ve sahil şeridinde inşaatların bulunduğu görülmektedir. Kıyı Yasası’na göre; kıyı herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, telörgü, hendek, kazık ve benzeri ile engeller oluşturulamaz. Kıyılarda kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz; kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez.

Ancak keşif sırasında yapılan gözlemlere göre projenin uygulandığı alanda bu yasaklara dikkat edilmemiştir. Yapılan yapıların 3621 sayılı Kıyı Kanunu kapsamında değerlendirilmesi için ÇED kararının verilmesi gereklidir.

MİLLİ PARKLAR KANUNU’NA AYKIRI

Milli Parklar Kanunu’nda açıkça ifade edildiği üzere bu alanlarda tabii ve ekolojik denge ve tabii ekosistem değeri bozulamaz ve her türlü müdahaleler ile çevre sorunları yaratacak işlemler yapılamaz. Ancak keşif sırasında yapılan gözlemlerde ekolojik dengenin bozulmasına yol açacak tahribatların oluştuğu belirlenmiştir.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün uygun görüşü alınmamıştır. Marmaris Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Revizyon Plan Raporu’na göre yapıların konumunun tayini, bitki örtüsüne ce doğal yapıya en az zarar verecek şekilde yapılması zorunluyken, buna uyulmamıştır. Parsel içinde ve dışında yapılması zorunlu yol, kanalizasyon, su isale hattı gibi altyapı tesisler Milli Park içinde yapılacağı halde, bunlarla ilgili Marmaris Milli Park Genel Müdürlüğü’nden görüş alınmamıştır.

PROJEDEKİ DEVREMÜLK HİLESİ

Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik’e göre, turizm belgeli konaklama tesisleri tek bir bağımsız bölüm olarak değerlendirilir ve bu tesislerin kendi konaklama birimleri üzerinde devre tatil hakkı tesis edilebilir.

Ancak bu tesislerin konaklama birimleri üzerinde devre mülk, kat irtifakı ve kat mülkiyeti gibi şehre konu haklar tesis edilemez, bu tür tesislere turizm belgesi verilemez, bu sisteme kısmen veya tamamen geçen tesislerin belgeleri iptal edilir.

Söz konusu projenin Proje Tanıtım Dosyası’nda (PTD), “Öneri Konut Alanı” ve “Turistik Tesis ve Konut Alanı” olarak belirlenen alanlarda devre mülk projesi yapıldığı ifade edilmektedir. Proje kapsamında yapılması hedeflenen 1407 adet devremülk, proje kapsamında toplu konut olarak değerlendirilmiştir. Ama imar planında konut alanı olarak gösterilen alanların oluşturacağı nüfusun ihtiyaç duyduğu donatı alanlarına ilişkin bir açıklama yapılmamış ve konut alanlarında devremülk projesi ile turistik amaçlı tesis alanı oluşturulmuştur.

Projede “Sinpaş GYO AŞ. Tarafından Kızılkum Mevkii’nde 2 etaptan oluşan 2005 odalı otel ve 1407 adet devre mülk (konut) yapılması planlanmaktadır” deniliyor. Amaç ve fonksiyon yönünden otel odalarıyla benzerliği nedeniyle her devre mülkün tek oda olarak tanımlanması durumunda, tesisin oda sayısı 1612 oluyor. ÇED yönetmeliğine göre, turizm konaklama tesisleri; oteller, tatil köyleri ve turizm kompleksi (500 oda ve üzeri) eşik değerinin aşılması nedeniyle, “çevre etki değerlendirmesine tabi projeler” kapsamında değerlendirilmektedir.

ENDEMİK TÜRLERE ZARAR VERDİLER

Bölgede koruması gereken endemik türlerin olduğu, buna rağmen alanda yaşayan canlı tür ve çeşitliliği bakımından yeterli bilimsel araştırmanın bulunmadığı, canlıların doğal yaşamına zarar verilerek tahribata uğratılmış olduğu, ayrıca proje sahibi şirket tarafından verilen tüm taahhütlere rağmen bu alanda yaşayan canlıların korunmasına ilişkin gerekli önlemlerin alınmadığı tespit edilmiştir. Su ürünleri açısından da denizsel ortama etki yapıldığı, bu nedenle denizsel etkinin de tekrar değerlendirilmesi gerekmektedir.

ATIKLAR İÇİN YETERLİ ALTYAPI YOK

Dava konusu tesis bitirilip işletmeye alındıktan sonra oluşacak atık suyun mevcut kanalizasyon tesisine verileceği belirtilse de, hem bölgenin fiziki konumu nedeniyle cazibeli bir kanalizasyon sistemine bağlanamayacağı, hem de 30 lt/sn atık su debisinin civardaki nüfus ve olası kanalizasyon hattı düşünüldüğünde mevcut sistem ile bertaraf edilemeyeceği için ÇED’e ihtiyaç vardır.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde