250 Milyon dolarlık pazar hızla büyüyor: İşte güzel iş

250 Milyon dolarlık pazar hızla büyüyor: İşte güzel iş

Dermokozmetik ürünlerinin pazarı Türkiye’de 250 milyon dolara ulaştı. Pazarın her yıl yüzde 15-20 büyümesi yerli ve yabancı markaların iştahını kabartıyor...

250 Milyon dolarlık pazar hızla büyüyor: İşte güzel iş
16px
24px
25.07.2014 16:02
ABONE OLgoogle
Rahime Baş Uçar'ın haberi

Dermokozmetik ürünlerinin pazarı Türkiye’de 250 milyon dolara ulaştı. Doktorların önerdiği bu ürünlerin yüzde 65’i eczanelerde satılıyor. Pazarın her yıl yüzde 15-20 büyümesi yerli ve yabancı markaların iştahını kabartıyor... 

“AKNE ve yağlanmaya eğilimli ciltler için uygun bir bakım ürünüdür”, “Hamilelik döneminde karın bölgesi için elastiklik kazandırıcı bir bakım ürünüdür”... Bu ürünler ilaç olsaydı muhtemelen reçetesinde “Akne tedavisinde kullanılır” ya da “Hamilelik çatlaklarını tedavi eder” yazardı. Fakat bu bahsettiğimiz ürünler, ilaç olmamalarına rağmen eczanelerde satılıyor. İlaç desen ilaç değil, kozmetik desen kozmetik değil… Kozmetik ürünlerden farklı olarak içinde belirli ölçülerde tedavi edici etken maddeler olan bu ürünlerin cilde etkileri laboratuvarlarda test edilmiş. Evet dermokozmetik ürünlerden bahsediyoruz…

Son yıllarda eczanelerde sıkça gördüğümüz, bulunduğu eczaneye ayrı bir kimlik katan bu ürünlere ilgi giderek artıyor. 1990’ların sonlarından itibaren tanımaya başladığımız dermokozmetik ürünler pazarı büyük bir hızla büyüyor. Halen Türkiye’de 100’e yakın markanın rekabet ettiği pazarın büyüklüğünün 250 milyon dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Türkiye’de kozmetik pazarının büyüklüğü ise 2.5 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu pazarının yüzde 10’unun dermokozmetik ürünlerin satışlarından oluştuğu tahmin ediliyor. Her yıl yüzde 15-20 büyüdüğü belirtilen pazar yerli ve yabancı markalarının iştahını kabartıyor. 

OYUN BÜYÜKLERİN ELİNDE

Dünyanın lider kozmetik şirketleri, Türkiye’de dermokozmetik markalarını ve ürünlerini doğrudan kendileri pazarlıyor. Kendi şirketleri ve ofisleri aracılığıyla faaliyet gösteren bu şirketlerin başında da L’oreal Grubu geliyor. Fransız L’oreal, özellikle Vichy, La Rocha Posay gibi markalarıyla Türkiye’de dermokozmetik pazarının oluşumuna öncülük etti. Firma ‘aktif kozmetik’ olarak nitelendirdiği bu markalarını yalnızca eczaneler kanalıyla pazarlıyor. 

Türkiye’de dermokozmetik pazarının sürükleyici gruplarından bir diğeri olan Fransız Pierre Fabre ise, 2003 yılında Eau Thermale Avene markasıyla Türkiye pazarına girdi. Halen Klorane, Klorane Bebe, Elancyl, Ducray ve Pierre Fabre Dermatoloji olmak üzere altı marka ile Türkiye’de rekabet ediyor. Pierre Fabre Türkiye Pazarlama Direktörü Magali Eclache, Türkiye’de eczanelerin yüzde 5’inde dermokozmetik ürünlerin satıldığını belirtiyor. Eclache, “Türkiye’de dermokozmetik sektörü için gidilecek çok yol olduğunu söyleyebiliriz. Dermokozmetik sektörünün önümüzdeki beş yıl gelişmeye devam edeceğini söylemek mümkün. Bu gelişimi hızlandırmak ve desteklemek için yapılması gereken en önemli şey, hem tüketicilerin hem de eczacıların eğitilmesi” diyor. 

“PAZAR YÜZDE 20 BÜYÜYOR”

Dünyanın önde gelen kozmetik ve dermokozmetik şirketleri Türkiye’de genellikle kendileri operasyonlarını yönetseler de birçok yabancı marka distribütörleri kanalıyla oyunda yer alıyor. Seltek İlaç, 2004 yılından beri medikal, dermokozmetik, ilaç ve spa&wellness alanlarında 13 yabancı markayı pazarlıyor. Bunlardan dört tanesi dermokozmetik markalar. Firmanın distribütörlüğünü yaptığı dermokozmetik markalar İsviçreli Teoxane, Fransız Dermaceutic, ABD’li Biopelle ve Ferndale Laboratuvarları… Profesyonel derin kimyasal peeling’den leke tedavilerine, anti-aging bakım ürünlerinden hedefli problem çözücü cilt ürünlerine kadar birçok probleme çözüm sunan bu ürünlerin satış fiyatı 100 ila 300 lira arasında değişiyor. Seltek İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Zorlu, Türkiye’de tüketicinin artık sağlığına daha fazla dikkat ettiğini ve bu yönde de daha fazla para harcadığını söylüyor. “Tüketici güvenilir, dermatologlar tarafından test edilmiş, anti-alerjik ürünleri tercih ediyor” diyen Zorlu, Türkiye’de pazarın büyüklüğüyle ilgili şu öngörülerde bulunuyor: 
“İlaç satışında kar oranları azalınca, eczaneler çözümü yüksek karlılıkla satılan dermokozmetik ürünlere yönelmekte buldu. Türkiye’de dermokozmetik pazarının yılda yüzde 20 oranında büyüdüğünü tahmin ediyoruz.”

AZERBAYCAN’A İHRACATI VAR

Dermokozmetik pazarında Türkiye’de ağırlıklı olarak Fransız menşeli markalar etkin olsa da Amerikan DCL gibi bazı markalar bölge ülkelere ulaşmak için Türkiye’yi üst edinmiş durumda. Ankara merkezli Mega Medikal’in Türkiye’ye getirdiği DCL (Dermotologic Cosmetic Laboratories), 1998 yılından beri eczaneler kanalıyla pazarlanıyor. Mega Medikal Yönetim Kurulu Başkanı Uzm. Dr. Sinan İbiş, 50 ilde 550 eczanede satışa sunulan DCL’in Azerbaycan’a ihracatının da Türkiye’den yapıldığını söylüyor. Sinan İbiş, saç, cilt ve vücut olmak üzere 58 çeşit ürünü bulunan DCL’le ilgili şu bilgileri veriyor:

“Ürünlerimizin testleri Amerikan Federal Laboratuvarları ve Amerikan İlaç – Gıda Dairesi olan FDA tarafından kontrol edilen Milbars Laboratuvarları tarafından gerçekleştiriliyor. Ürünler doktorların problemli ciltlerde tedavilerini kolaylaştıran bakım özelliklerini de içerecek şekilde formüle ediliyor. Boya, parfüm ve alkol içermeyen DCL ürünleri Avrupa ürünlerine göre daha büyük hacimli. Perakende satış fiyatları 20 ila 338 TL arasında değişmekle beraber, ortalama fiyatlar 125 TL civarında.”

“SATIŞ ÇOK, SERVİS AZ”

Türkiye’de dermokozmetik pazarının her yıl en az yüzde 10 civarında büyüyeceğini tahmin eden İbiş, Türkiye’de dermokozmetik pazarının ürün çeşitliliği olarak sağlıklı büyümediğini düşünüyor. Yeni firmaların ürün satış sonrası servisleri yerine getiremediğini vurgulayan İbiş şu değerlendirmeyi yapıyor: 

“Pazardaki kozmetik marka sayısı çok fazla. Eczaneler, parfümeriler, alışveriş mağazaları raflarındaki markaları azaltma yoluna gidiyor. Dermokozmetik ve kozmetikte Türk markalarının oluşturulması için öncü eczacılık fakültelerine ihtiyaç var. Kozmetik biliminin fakültelerde ürüne dönüştürülme çalışmaları olmadığı sürece Türkiye de kozmetik pazarı ithalata bağımlı büyümesini sürdürecektir.”

İKİNCİ MARKA YOLDA

Türkiye’nin ilk ithal ilaç deposu Ankara merkezli Yaset, geçen yılın başında portföyünü kardeş kuruluşu Galenos’a devrederek dermokozmetik sektörüne girdi. Sarelle markasının da sahibi olan Toksöz Ailesi’nin yeni girişiminin başında ailenin ikinci kuşak temsilcilerinden Münire Toksöz var. Miami Üniversitesi’ne bağlı dermatoloji profesörleri tarafından formüle edilen ve desteklenen QSS (Quintessence Skin Science) markasını Türkiye’ye getiren Yaset, Michail Obama’nın da kullanıcıları arasında olduğu belirtilen markayı pharmatik eczaneler kanalıyla tüketiciye ulaştırmaya başladı.

Yaset Genel Müdürü Münire Toksöz, 14 çeşit ürünle pazara girdiklerini belirtiyor. Toksöz, “QSS, ABD’de alanında çok etkin bir marka. A plus alana hitap ediyor. Bu marka ile ilk üç yıl için hedefimiz 10 milyon TL ciroya ulaşmak” diyor. Türkiye’de dermokozmetik sektöründeki ciroların yaklaşık yüzde 65’inin Türkiye’deki 330 eczane tarafından yapıldığını vurgulayan Toksöz, “Pazar her yıl yüzde 15 büyüme potansiyeline sahip. Tamamen dermotologlar tarafından önerilen ürünler sadece eczanelerde satılıyor. 80’e yakın markanın satışa sunulduğu Türkiye dermokozmetik pazarında ABD, Fransa ve Almanya menşeli ürünler öne çıkıyor” diye konuşuyor.

Toksöz’ün verdiği bilgiye göre, en yeni teknolojileri kullanan QSS, bitkisel kök hücre biyoteknolojisi gibi alanlarda ürünler geliştiriliyor. Markanın ürünleri 89 ile 269 TL arasında değişen fiyatlarla tüketiciye ulaşıyor. QSS’den ihracat yetkisi aldıklarını da belirten Toksöz, şunları ekliyor: “Markanın Türkiye pazarında oturmasından sonra önümüzdeki yıl ihracata da başlayacağız. Türkiye pazarının ötesinde ihracata yönelik çalışmalarımızla, uluslararası pazarda da söz sahibi olmayı planlıyoruz. Ayrıca B ve C grubuna hitap eden farklı marka araştırmalarımız da sürüyor. Önümüzdeki yıllarda bu alana yönelik ürünleri de piyasaya sunacağız.” 

Münire Toksöz, Yaset’in dermokozmetik sektöründe iddialı girdiğinin altını çiziyor. İkinci bir marka getirmek üzere hazırlıklara başladıklarını belirtiyor. Dermotolojide hocaların hocası olarak bilinen Amerikalı doktor Lesli Baumann’ın kendi markasını getirmek üzere hazırlıklarının sürdüğünü de sözlerine ekliyor.

EN BÜYÜK YERLİ

Dermokozmetik sektöründe yerli markalar da son yıllarda yarışa katılmaya başladı. Halen bu markaların sayısı bir elin beş parmağını geçmiyor. 2002 yılında kurulan B’iota Laboratuvarları, istenmeyen tüylere çözüm için geliştirilen Bioder markasıyla pazarda rekabete katıldı. Cihat Dündar’ın kurduğu B’iota Laboratuvarları halen dermokozmetikte ağırlıklı saç ve saç bakım markalarıyla rekabet ediyor. 

B’iota’nın Bioxcin, Bioder, Biobaby markaları eczanelerde satılırken, Bioblas, Biomen, Restorex ve Bionem markaları marketlerde satılıyor. B’iota Laboratuarları Genel Müdürü Cihat Dündar, yıllık 100 milyon dolara ulaşan cirolarının yüzde 90’ının dermokozmetik ürünlerden geldiğini belirtiyor. İhracatlarının 10 milyon dolara yükseldiğini söyleyen Dündar, “Dermokozmetik pazarının Türkiye’deki en büyük oyuncuları genelde yabancı firmalar. B’iota olarak global markalarla gerek Ar-Ge çalışmalarımız gerekse bitkisel ürünlerimizle rekabet ediyoruz. Eczane ürünlerimizden Bioxcin Amerika’da FDA onayını alarak, CVS eczane zincirinde satılan tek Türk şampuan markası oldu. Tahminimize göre 2015 yılında ABD’deki tüm eczanelerde Bioxcin kendisine yer bulacak. Restorex Speed&Long da ABD’li market zincirlerinin dikkatini çekti. Benzer şekilde Almanya, Polonya, İsviçre, Portekiz, Rusya, Azerbaycan, Balkan ülkeleri ürünlerimizin büyük talep gördüğü pazarlar. Tüy azaltıcı ürünler serisi olan markamız Bioder de Avrupa ve Güney Amerika’da büyük talep görüyor” diyor. 

B’iota Ar-Ge’ye ve laboratuvarlara önemli yatırımlar yapmış. Bunun sonucunda TÜBİTAK destekli, lipozom teknolojisiyle üretilen Türkiye’nin ilk cilt bakım serisini piyasaya çıkarmış. Ayrıca hücre kültürü laboratuvarı kurmuş. Dündar, yerli bir marka olarak dünyada yalnız kalmaktan yakınıyor: “Keşke Türkiye’de bizim gibi başka firmalar da olsa. Uluslararası pazarlarda beraberce Türk forması ile mücadele etme fırsatı bulurduk. Ne yazık ki biz yalnız başımıza bazı şeyleri başarmaya çalışıyoruz. Bize yol gösteren hiçbir kurum yok.”

BAŞKA YERLİLER DE VAR

Deren Grup bünyesindeki Ege Teknoloji Kimya ise, dermokozmetik sektöründe Cosmed markasıyla varlık gösteriyor. Grup, 1982 yılından beri kimya sektöründe faaliyet gösteriyor. Cosmed’in saçtan cilde, el ve ayak bakımından güneş bakım ürünlerine kadar sekiz grupta 26 ürünü bulunuyor. Markanın ürünleri sadece eczanelerde satılıyor.

Mersin merkezli Almur Şirketler Grubu bünyesindeki DermaDerm Kozmetik’in markası olan DermaDerm ise saçtan cilde, bebek ürünlerinden güneş koruma ürünlerine kadar birçok ürünü tüketicilere sunuyor. 

ÖZEL RUHSATA GEREK YOK 

Türkiye’de pazara giren dermokozmetik markaları ürünlerini daha çok eczanelerin tüketiciye verdiği güvenle pazarlıyorlar ama Türkiye’ye bu ürünleri getirmek için ilaç gibi ruhsatlandırma sürecine gerek yok. Sağlık Bakanlığı’na beyanda bulunmak yeterli. Herhangi bir sorun oluştuğunda sorumluluk doğrudan ithalatçı firmaya ait. Eczacıların da sattığı ürünlerle ilgili bir sorumluluğu olmadığını belirtelim. Ancak sınıf atlamak ve cirolarını artırmak isteyen eczaneciler dermokozmetik ürünlere raflarında büyük yer ayırıyorlar. Halen dermokozmetik ürün satışının yüzde 65’inin eczaneler kanalıyla yapıldığı biliniyor.

PHARMATİK ECZANELER

Türkiye’de 24 bine yakın eczane var. Bunlardan 2 bininin dermokozmetik ürünleri sattığı tahmin ediliyor. Ancak bu işi sürükleyen eczane sayısının 300 civarında olduğu biliniyor. Eczanelerinde ilacın yanı sıra, dermokozmetik ve bitkisel takviye ürünü satan bu eczaneler ‘Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği’ni kurmuş durumdalar.

Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği kurucularından olan 35 yıllık eczacı Adile Özdağ, 1984 yılından beri eczanesinde dermokozmetik ürünleri sattığını söylüyor. İstanbul’da Cemil Topuzlu Caddesi’ndeki eczanesini 1993 yılında açılan Akmerkez AVM’deki eczaneye taşıyan Özdağ, ilaç şirketlerinin eczane takımına danışmanlık da yapıyor. Pharmatik eczacılığın gelişmesi için çaba gösterdiklerini söyleyen Özdağ şu bilgiyi veriyor: “Akmerkez’deki 120 metrekarelik eczanemde 10 kişi devamlı, dört kişi de yarı zamanlı çalışıyor. Eczanelerde ilaç cirosu dermokozmetik cirosunun üstündedir. Benim eczanemde cironun yüzde 50’si ilaçtan geliyor. İlaç eczanesi olmazsanız sattığınız, dermokozmetik ürünlere tüketici güven duymaz. Türkiye’de dermokozmetik pazarı henüz emekleme safhasında. Pazar, hekim eczacı birlikteliğiyle büyüyebilir.” 

Türkiye’de en çok cilt nemlendirici ürünlere ilgi olduğunu belirten Özdağ, anti-aging ürünlere ve akneli ciltler için kullanılan dermokozmetik ürünlere ilginin de arttığını vurguluyor. 

50 MARKANIN BAYİSİ

Zonguldak’ın Alaplı İlçesinde eczacılık yapan 23 yıllık eczacı Hüseyin Öztürk, halen 50’ye yakın dermokozmetik markasının bayisi. Altı yıldır eczanesinde dermokozmetik ürünler sattığını vurgulayan Öztürk, bu ürünleri sattıktan sonra adeta eczanesinin havasının değiştiğini söylüyor. Dermokozmetik ürün satışlarından eczacıların yüzde 25-30 arası kar ettiklerini söylüyor. Kendisine bunun oldukça yüksek bir kar olduğunu söylediğimizde ise şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Bir ilaç satışı e-reçete sisteminden sonra maksimum 15 dakikada tamamlanır. Dermokozmetik ürünü satmak için ise hastanın cilt yapısına kadar birçok konuyu göz önünde bulundurmalısınız. Kimi zaman dakikalarca sorunu olan insanla konuşuyorsunuz. Bir tür danışmanlık hizmeti veriyorsunuz. Burada ciddi bir emek var. Yüzde 25-30 karlar yüksek değil. Kimi zaman ürünü satmak için karınızdan fedakarlık yapıp yüzde 10-15 indirim yapıyorsunuz.”

Türkiye’de dermokozmetik ürün satan eczanelerin mutlaka o markaların bayisi olmasının zorunlu olduğunu belirten Öztürk, bunun eczaneler için büyük bir yük getirdiğini söylüyor. Dermokozmetik markaların neden Tekin Acar gibi kozmetik marketlerini değil de eczanelerle çalışmayı tercih ettiklerini ise kendi cephesinden şöyle açıklıyor:

“Dermokozmetik markaları için eczaneler iyi birer pazar. Markalar eczaneye ürün verdiklerinde ödeme alamama endişesi taşımıyorlar. Eczaneler güvenilir görülüyor. Ancak bu biraz eczanelerin aleyhine işliyor. Oysa dermokozmetik markaları, zincir kozmetik mağazalarına girdiklerinde raf kirası ödemek zorunda kalırlar. Ürünü konsinye verirler. Ayrıca mağazalarda kendi uzman personellerini çalıştırmak zorunda kalırlar. Bu durum dermokozmetik pazarlamak için eczanelerin tercih edilmesine neden oluyor.”

YÜZDE 10’U İNTERNETTEN SATILIYOR

Türkiye’de dermokozmetik ürün satışlarının yüzde 10’unun internet üzerinden yapıldığı tahmin ediliyor. İnternet eczanesi olarak çalışan e-ticaret sitelerinde dermokozmetik ürünler, ‘sürükleyici ürünler’ olarak dikkat çekiyor. Başta Dermokozmetik.com, Dermokozmetik.org, Dermomarket.com, Dermobakim.com, Dermokozmetikonline.com gibi Türkiye’de internetten satış yapan 50’ye yakın internet sitesinin olduğu tahmin ediliyor. Aslında bunları kuranlar ağırlıklı olarak eczacılardı ama son Torba Yasa’da “Eczane eczacıları ve eczaneler adına internet sitesi açılamaz” maddesi nedeniyle dermokozmetik ürün satan sitelerin sahibi olan eczacılar bu sitelerle resmi bağlarını kopartmaya başladılar.

GÜZELLİĞE RUS SERMAYESİ

Dermokozmetik ürünler Türkiye’de ağırlıklı olarak eczanelerde pazarlanıyor ama güzellik merkezleri de bu ürünlerin satışlarının ve uygulamasının yapıldığı önemli alanlardan biri. Bu yılın başında bir Rus girişimci, yine bir Rus yatırımcıya ait olan bir markayı Türkiye’ye getirdi. Altı yıl önce kurulan Desheli markasının sahibi Polonskiy Daniel Mikhaylovich, markayı Ocak ayında Türkiye’ye getiren ise Nodir Bakhromi Takhirovich. Nişantaşı’nda bir güzellik merkezi açarak bu ürünlerin kullanıldığı bir merkez oluşturan Desheli Türkiye’nin sahibi Nodir Bakhromi Takhirovich, “Türkiye'de ilk ve tek şubemiz Nişantaşı'nda olmakla birlikte; Ankara, İzmir ve Bursa'da da şube açmayı planlıyoruz. Yıllık satışımızdan bahsetmek için henüz çok erken ancak hedefimiz; dermokozmetik pazarında aktif olmayan potansiyel kitleye de ulaşıp pazar hacmini yukarı çekmek” diye konuşuyor. Şu an yalnızca anti-aging cilt bakım ürünleri ile Türkiye pazarında var olan Desheli, yakın zamanda vücut ve saç bakım ürünlerini de pazara sunmayı planlıyor. 

Gizem Asral KORUR / L’Oréal Türkiye Kozmetik Aktif Divizyonu Direktörü
“Dermokozmetik Türkiye’de hak ettiği paya kavuşacak”


Türkiye dermokozmetik pazarı, L’Oreal’in Vichy markasını 1998 yılında lanse etmesiyle oluşmaya başladı diyebiliriz. L’Oreal Aktif Kozmetik Divizyonu olarak, Vichy, La Roche Posay ve SkinCeuticals markalarımızla pazarda yer alıyoruz. Vichy, cilt, saç, vücut, güneş bakımı ürünleri ile çözümler sunan çok geniş bir ürün yelpazesine sahip dünyanın bir numaralı dermokozmetik markası. La Roche-Posay’ın hedefi ise hassas ve problemli ciltlerin yaşam kalitesini yükseltmek. Tamamen farklı bir hedef kitleye sahip profesyonel markamız Skinceuticals ise Türkiye’de 70’e yakın eczanede yer alıyor. 

2013 yılında yapmış olduğumuz kantitatif bir araştırmaya göre, Türk kadınlarının yüzde 60’ı ciltlerinin hassas olduğunu belirtiyor. Bu oranlar hassas cilt oranının gün geçtikçe arttığını gösteriyor. Güneşin yıpratıcı ve onarılmaz etkileri ile artan hava kirliliği dermokozmetik ürünlerinin kullanımının önemini her geçen gün arttırıyor. Türkiye’de kozmetik pazarının yalnızca yüzde 5’ini dermokozmetik ürünlerin oluşturduğunuzu tahmin ediyoruz. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran yüzde 15’lere kadar çıkıyor.

Magali ECLACHE / Pierre Fabre Türkiye Pazarlama Direktörü
“Pazar hızlı büyüyor”


Pierre Fabre Dermokozmetik, Türkiye pazarında 11 yıldır faaliyet gösteriyor. Şirketimizin tüm markaları sağlık profesyonelleri aracılığıyla tavsiye ediliyor ve tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sadece eczaneler aracılığı ile tüketicilere ulaştırılıyor. Pierre Fabre’ı rakiplerinden ve diğer dermokozmetik firmalardan ayıran en önemli özellik farmasötik bir geçmişe sahip olması. Pierre Fabre Dermokozmetik, 50 yıl önce eczacı Pierre Fabre tarafından kuruldu. Tüm araştırma geliştirme ve üretim faaliyetleri Fransa'da gerçekleştiriliyor. Firma tüm güzellik ihtiyaçlarına yönelik ürün alternatifleri sunan altı markaya sahip. Hassas ciltler için bakım önerileri sunan Eau Thermale Avene, saç bakımı uzmanı Klorane, bebekler için güvenilir ürünler sunan Klorane Bebe, vücut bakımı uzmanı Elancyl, problemli saç derisinin ihtiyaçlarına yönelik ürünler geliştiren Ducray ve dermatolojik patolojilere yönelik ürün alternatifleri ile Pierre Fabre Dermatoloji.
Türkiye'de dermokozmetik pazarı hızla büyüyen bir Pazar. Halen eczanelerin sadece yüzde 5’inde bu ürünler konumlandırılmış durumda. Dolayısıyle gidilecek çok yol olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra genç ve eğitimli nüfus her geçen gün daha da bilinçlenerek çevreye duyarlı, cilt ile uyumlu ve sağlıklı ürünler arıyor. Dermokozmetik sektörünün önümüzdeki beş yıl gelişmeye devam edeceğini söylemek mümkün. Bu gelişimi hızlandırmak ve desteklemek için yapılması gereken en önemli şey hem tüketicilerin hem de eczacıların eğitilmesi.

Dr. Çetin KÖKSAL / Köksal Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

‘Medikal estetikte söz sahibi olacağız’


Ben Memorial, Medical Park, Medipol gibi Türkiye’nin önde gelen zincir hastanelerinde üst düzey yöneticilik yaptım. Bugüne kadar 6 bin yataklı özel hastane projesinin kuruluşuna imza attım.  Medikal Park’taki “Stratejik Planlama, İş Geliştirme ve Bütçe Koordinatörü” görevimden ayrıldım ve 2014 yılı başında kendi işimi kurmaya karar verdim. Kendim tıp doktoruyum. Abim hukukçu Mehmet Köksal ile birlikte kendi Köksal Holding şirketimizi kurduk. Sağlıkta kendimize üç lokomotif iş belirledik. Biri dermokozmetik olacak. Avrupa’da çok bilinen Reviderm markasının Türkiye distribütörlüğünü aldık. Yalnızca Türkiye değil Libya, Irak, Kıbrıs gibi ülkelerde de ürünlerin satış ve pazarlama haklarını biz üstlendik. İlk etapta medikal estetiğe odaklanacağız. Sivilce, koldaki yara ve yanık izleri  gibi konularda çok başarılı sonuçlar oluşturan bir marka. Zaten Türkiye’de medikal estetik konusunda çok fazla ürün yok. Reviderm’de ürün yelpazemiz çok geniş. Sağlık Bakanlığı’ndan cihazlarımızın ruhsatı çıktı. Muhtemelen birkaç haftaya kadar ürünlerimizin de ruhsatı çıkar. Ondan sonra da bayililikler ve distribütörlüklerle ürünlerimizin satışını gerçekleştireceğiz. Reviderm ürünlerinin yalnızca eczanelerde satılmasını istemiyoruz. Biz kişiyi öncelikle bir uzmanın görmesini arzu ediyoruz. Bu nedenle güzellik salonları, dermatoloji uzmanları, plastik cerrahi uzmanları ve güzellik konusunda belgesi olan hekimlere bayilik vermek istiyoruz. 300 çeşit ürünümüz var. Bunların yarısı tedavi amaçlı; yarısı da medikal estetik amaçlı… Make-up ve güzellik amaçlı ürünlerimizi ise eylülden sonra Türkiye’ye getirmeyi planlıyoruz. Türkiye’de kozmetikte 2.2 milyar dolarlık bir Pazar olduğunu biliyoruz. Bunların yüzde 10’u dermokozmetik ürünlerden oluşuyor. Biz bu dermokozmetik pazarının yüzde 5’ini hedefliyoruz. Bence Reviderm Türkiye’de devrim yaratacak bir marka. Dermokozmetik pazarını büyütecek bir marka olduğunu düşünüyorum. 

Deren ÖZTÜRK/ Cosmed Satış ve Pazarlama Müdürü
30 ürünümüz var


Babam Taşkın Öztürk’ün kurduğu aile şirketimiz Deren Kimya, 30 yıllık bir geçmişe sahip ve su şartlanma kimyasalları üretiyor. Cosmed markasıyla dermokozmetiğe girme keyifli yolculuğumuz 2005 yılında Paris seyehatim sırasında başladı. Paris’te gezerken bir dükkana girdim ve Monique isminde bir bayandan bitki özleriyle karıştırdığı suları ve faydalarını dinlerken buldum kendimi. Monique ile sohbetimiz 8 saat sürdü ve benim ertesi gün döndüğümde ilk işim Cosmed’in tohumlarını atmak oldu. 2009 yılında ürünlerimizin ilk lansmanını yaptık. Şu anda saç bakımı, temel cilt bakımı, yaşlanma karşıtı bakım, leke karşıtı bakım, yağlı/akneli cilt bakımı, vücut bakımı, tüy azaltıcı bakım, el-ayak bakımı ve güneş koruma üzere 9 ürün grubunda toplamda 30 farklı ürünümüz var ve bunlar sadece 720 yetkili bayi eczanelerimizde satılıyor. Ürünlerimizin içeriğini dünyaca ünlü etken madde üreticilerinden temin ediyoruz. 2014 yılında yüzde 100 büyüme hedefimiz vardı, şimdiden bunun yüzde 50’sini realize etmiş durumdayız. Yılsonunda da 5 yıllık hedefimize ulaşmış olacağız.  Dermokozmetik sektörü dünyada çok yaygın ülkemizde ise yeni yeni gelişmekte olan oyuncusu çok, rekabeti zor olan bir sektör. Pazarın gelişimi birçok yabancı markayı da ülkemize çekerken artık hem eczacılar hem de tüketici daha bilinçli bir şekilde marka tercihlerinde bulunuyor. Önümüzdeki 5 yıl doğru stratejiler ile ilerleyen markaların daha da sağlamlaşacağı, daha da büyük bir dermokozmetik pazarı bizi bekliyor. 

Ünal ÖZMEN / Kozmoklinik Yönetim Kurulu Başkanı 
8 markayı Türkiye’ye getirdi


Amerika’nın bir numaralı oje ve tırnak bakım markası Sally Hansen’ı 2005’te Türkiye’ye getirerek dermokozmetik sektörüne adım attık. 2006 yılında Murad gibi dünyada dermokozmetik algısı yüksek bir markayı piyasaya sunduk. Son olarak Amerika’nın iki dev markası Burt’s Bees ve Bliss’i Türkiye’de eczane kanalında konumlandırdık. Amerika’nın 1 numaralı doğal bakım markası Burt’s Bees doğal ürünleriyle hem anne bebek hem de cilt bakım kategorilerinde eczanelerin en çok sattığı markalardan biri haline geldi. Yine sadece dünyaca ünlü W Otel’lerin SPA’ların 15 dakikada etki gösteren, hızlı ve etkili cilt bakım ürünleriyle bilinen Bliss markası pazarında sadece dermokozmetik eczanelerde yerini aldı. Bunların yanı sıra John Frieda saç bakım ürünlerimiz, Arm & Hammer beyazlatıcı diş macunlarımız, FemFresh intim ürünlerimiz ve son olarak geçen sene piyasaya sunduğumuz Bio-Oil çatlak karşıtı bakım yağımız gibi niş ve belli problemleri hedef alan ürünlerimizi de eczanelerde bulmanız mümkün. Ancak bazı markalarımızın yasal kontratları tek bir satış noktasıyla sınırlı kalmamızı uygun bulmuyor; markalarından bazılarını Sephora, Boyner, Sevil ve Tekin Acar gibi selektif noktalarda veya Watson, Rossmann, Gratis gibi zincirlerde de görebilirsiniz.  İlaç fiyatlarındaki ve karlılığındaki düşüş her geçen gün eczaneleri ilaç dışı kategoriye doğru itiyor. İlaç dışı kategorisinin en önemli ve eczaneye uygun bölümü ise dermokozmetik ürünler. Bu alanda çalışacak eczaneler ve personeli kendilerini bu konuda sürekli geliştirmeli. Diğer kanallarda sıklıkla görülen tüketici promosyonları ve kampanyalar bu kanalda da  eksiksiz uygulanarak tüketici memnuniyeti artırılmalı. Eczanenin danışman olma özelliği ön plana çıkarılırsa dermokozmetik pazarı büyümeye devam edecektir.

Hekim öneriyor ama ilaç değil!..

- Dermokozmetik ilaçla, kozmetik arası olarak biliniyor. Bu ürünleri hekimler de öneriyor ama SGK’nın geri ödemesinde bulunmuyorlar. Yurtdışında ise bazı özel sigortaların dermokozmetik ürünleri kapsadığı belirtiliyor.
- Dermokozmetik ürünlerin içinde salisilikasit, glikoliasit, laktikasit gibi etken maddeler bulunuyor. Spesifik bir kullanım alanında bahseden bu ürünlerin yan etkileri olabiliyor. Ancak bu markaları kozmetik ürünlerden ayıran özellik yan etkilerini azaltmak için yapılan klinik testler… 
- Dermokozmetik ürünlerinin üç temel işlevi var. Birincisi, kendi başlarına bir cilt probleminin çözümünde başrol oynayabiliyorlar. İkincisi, tıbbi tedavinin yanında destek ürünü olarak kullanılabiliyorlar. Üçüncüsü de, tıbbi tedavinin öngörülebilir yan etkilerinin tolere edilmesinde rol oynuyorlar.
- Türkiye’de kesin bir araştırma olmamakla birlikte ağırlıklı olarak en çok hassas ciltler için kullanılan dermokozmetikler satılıyor. Güneş koruma, akne problemi yaşayan hassas cilt, saç bakım, anne ve bebek bakım ürünleri de önemli oranda pazardan pay alıyor.
- Dünyada doğal içerikli dermokozmetik makyaj ürünleri pazarında dikkat çeken bir gelişme yaşanıyor ama bu durum Türkiye’ye henüz çok fazla yansımış değil. YoungBloood, Jane Iradele, Physicians Formula gibi dermokozmetik makyaj markaları günden güne ülkemizde giderek daha fazla tanınıyor. 
- Eczanelerde satılan her cilt bakım ürünü dermokozmetik olmayabilir. Bunlar eczane kozmetiği olarak adlandırılıyor.

Pharmatik eczane açmanın maliyeti  1 milyon TL

- Türkiye’de pharmatik dahil her türlü eczane açmak için mutlaka eczanenin sahibinin eczacı olması gerekiyor. Eczanelere girişimci ortak yasa gereği kabul edilemiyor. 
- Dermokozmetik ve bitkisel takviye ürünleri satışında da iddialı olan pharmatik bir eczanenin lokasyonu büyük önem taşıyor. Alışveriş merkezleri, alışveriş caddeleri ve büyükşehirlerdeki insan sirkülasyonun çok olduğu, üst gelir grubundaki insanların yaşadığı bölgeler bu tür eczane açmak için en uygun lokasyon olarak kabul ediliyor. 
- En az 80 metrekarelik bir eczane açmak için 1 milyon TL yatırım yapmak gerekiyor. Bunun 350-400 bin TL’si tanzim teşhir için kullanılırken eczane ruhsatı almak için de 50 bin TL gerekiyor. Yatırımın 300-400 bin TL’si ise işletme sermayesi için kullanılıyor. 
- Büyük şehirlerde iyi bir nokta bulmuşsanız, dermokozmetik markalarının sponsorluğuyla bir kısım maliyetleri düşürme imkanınız da var.
- Anadolu’daki şehirlerin önemli alışveriş caddelerinde daha düşük bir maliyetle, 200 bin TL’lik bir sermayeyle bile böyle modern eczane açılabiliyor. 
- 80 metrekarelik bir pharmatik eczanede 10 çalışan gerekiyor. Eczacı, üç ya da dört yardımcı eczacı ile iki teknik eleman da bu sayıya dahil. 
- Bu kıstaslara sahip başarılı bir pharmatik eczanenin aylık cirosunun en az 100 bin, en fazla 500 bin TL’ye çıkması muhtemel görülüyor. Türkiye’de pharmatik ve benzeri 3 bine yakın eczanenin aylık ortalama 200 bin TL ciro yaptığı tahmin ediliyor. Bunların önemli bir bölümünün de hastane civarlarındaki ilaç satan ve gelişmekte olan dermokozmetik ürünler satan eczaneler olduğu biliniyor.

Türkiye’deki bazı dermokozmetik markaları

Marka        Distribütörü/ Yatırımcısı

Adonia Organics    Novel Kozmetik
Babe    Optimer Sağlık Ürünleri
Bioblas, Biomen, Bioxcin, Restorex, Biobaby ve Bionem    B’iota Laboratuvarları** 
Bioderma    Bioderma Türkiye*
Cosmed    Ege Teknoloji Kimya** 
DCL    Mega Medikal    
DDF    Ross Pharma İlaç
Dermaderm     Dermaderm Kozmetik**
Dermologica    Antis Kozmetik
Desheli    Desheli Türkiye
Dr. Murad    Kozmoklinik Pazarlama
Filorga    Esmoked Estetik Kozmetik
Mustela, Noviderm    Dharma İlaç
Neostrada    Latis Pharma
Pierre Fabre, Eau Thermale Avene, Klorane, Klorane Bebe, Elancyl, Ducray    Pierre Fabre Türkiye*
Sebamed     Uçkan Medikal
Teoxane, Dermaceutic, Biopelle ve Ferndale    Seltek İlaç
Vichy, La Roche Posay, Skinceuticals    Loreal Türkiye* 
Yaset    İlaç    QSS (Quintessence Skin Science)

* Türkiye’ye kendisi gelen yabancı şirket 
** Yerli üretici
Para Dergisi
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde