'Çok tehlikeli gidişat vardı'
BDDK Başkanı Bilgin, ABD'de yaşanan krizin Türkiye'yi sıçramasını nasıl engellediklerini açıkladı

Piyasalar tarafından endişeyle izlenen bu süreçte Amerikalı tüketicilerin birikmiş kredi kartı borçlarının 920 milyar dolara ulaşmasıyla yeni bir döneme girildi.
"Krizde ikinci dalga dönemi mi başlıyor?" korkusu yaşanırken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, "Kredi kartlarıyla ilgili son iki yılda yaptığımız düzenlemelerimiz bazıları tarafından çok eleştirildi. Ancak biz o düzenlemeleri yapmasaydık, Amerika'daki mortagege krizinin bir benzeri bu ülkede yaşanırdı. Çünkü çok tehlikeli bir gidişat vardı." değerlendirmesini yapıyor.
Finans sektörünün patronu Tevfik Bilgin, dalgalanmalarla geçen 2007 yılıyla ilgili değerlendirmesini ve gelecek seneyle ilgili tahmin ve beklentilerini Zaman'a anlattı. Kredi kartlarının, Türk bankacılık sistemi kadar reel sektörü de yakından ilgilendiren bir konu olduğuna dikkat çeken Bilgin, bundan ötürü gelişmeleri çok yakından izlediklerini dile getiriyor. Kredi kartlarının dağıtılması ve ücretlendirilmesi noktasında son derece hassas olduklarını anlatan BDDK Başkanı, son dönemde çok tartışılan kart aidatları konusunda önemli açıklamalarda bulunuyor: "Aidatlar konusu bizim de gündemimizde.
Evet, kredi kartlarından hiç aidat alınmasın demek çok gerçekçi değil. Neden derseniz; çünkü size kefilsiz kredi kullanma imkânı veriyor. Ama burada özellikle müşteri sayısı çok olan bankalarla diğerleri arasında ciddi bir fiyat uçurumu var. Bunun belirli bir standarda kavuşturulması gerektiğini düşünüyorum."
Burada tüketicilerin son derece bilinçli davranması gerektiğine işaret eden Üst Kurul Başkanı, bunu çarpıcı bir örnekle açıklıyor: "Kartı almak kolay, iptal ettirmek ise imkânsız gibi. Bize ulaşan şikâyetler arasında buna özel bir parantez açmak gerekiyor. Siz kartı iptal ettirdim zannediyorsunuz, banka bunu iptal etmiyor, bir de üzerine aidat ücreti işletiyor. Sizin bunlardan haberiniz bile olmuyor, ondan sonra bir bakmışınız Merkez Bankası'nın kara listesine girmişsiniz. Ticaret yapmak istediğinizde veya başka bir bankadan kart almaya gittiğinizde itibarınız zedelenmiş oluyor. Bankalar bu konuda dikkatli davranmalı, aksi halde biz de elimizdeki enstrümanları kullanmak zorunda kalabiliriz."
Denetim otoritesinin patronu, kredi kartları konusunda gerektiğinde son derece sert yaptırımlar uyguladıklarına işaret ediyor. Bazı bankaların hâlâ kredi kartı başvuru talebi alırken belirlenen standartlara uymamakta direndiklerini anlatıyor: "Kriterlere uymamakta direnenleri tespit ettiğimizde cezayı hemen kesiyoruz. Hemen her kurul toplantısında buna yönelik bir ceza çıkıyor." Kredi kartlarının bankalar açısından önemli bir gelir kapısı olduğunu aktaran Bilgin, ortada son derece ilginç bir tablo olduğuna işaret ediyor: "Son dönemde tüketici kredilerinde çok büyük bir artış yaşanıyor. Neden? Kredi kartını ödeyemez duruma gelen müşteriler, diğer banka veya aynı bankadan bireysel kredi kullanıp kredi kartı borçlarını kapatıyorlar.
Daha düşük faizle daha yüksek faizli borçlarınızı kapatmanız sizin açınızdan olduğu kadar banka açısından da son derece iyi bir operasyon." Kendisinin de iki kredi kartı olduğunu anlatan BDDK Başkanı Bilgin, bankaların limit artırmak istemesine karşın kendisinin buna müsaade etmediğini söylüyor.
Alışveriş yaparken taksit yapmamaya özen gösterdiğini belirten Üst Kurul Başkanı, "Taksitlerde bir yıldan uzun vadeler çok sağlıklı değil. Özellikle bazı ürünlerde 6 aydan bile fazla taksit sağlıklı değil. Evet, reel sektöre tüketim yaparak destek sağlıyorsunuz; ancak kredi kartını kullananların geri ödeme sağlığı anlamında bunlara dikkat etmek gerekiyor. Ne demek istediğimi anlamak isteyenler, şunu yapabilirler: Bir ay nakit para ile çıkın alışverişe, tabii bu bütçe ile emin olun yapılan alışveriş üçte bir düzeyinde azalacak." diyor.
Kamu mevduatının kamu bankalarına yatırılmasıyla ilgili düzenlemeleri içeren 'Hazinedarlık' süresi birkaç gün sonra son buluyor. Ziraat, Halkbank ve Vakıflar Bankası'na bazı özel ayrıcalıklar sağlayan düzenlemenin sona ermesiyle kamu bankalarından ciddi bir çıkış yaşanabileceği endişesi yaşanıyor. Tevfik Bilgin, bu konuda bir sıkıntı olmayacağı görüşünde:
"Mevduatın çıkışı kamu bankalarını etkilemez. Zaten tamamı da çıkmaz. Türkiye'de 456 noktada Ziraat dışında başka banka yok. Benim en büyük endişem bu mevduatın çıkışı değil, bu mevduatı elde etmek için bankaların gösterecekleri yarış. 200-300 milyon YTL az para değil. Vadesi geldikçe mevduatın bankadan bankaya gezmesi sebebiyle oluşturabileceği dengesizlikler likidite sorunlarına yol açar. Bankalar arasında gereksiz sürtüşmelere yol açar."
Son dönemde esnaf kesiminden de kredi kartı uygulamalarıyla ilgili şikâyetler gelmeye başladığını dile getiren BDDK Başkanı bu konuda açık çek veriyor: "Esnaf, bankaların kredi kartı uygulamalarından tutun da, kredi uygulamalarına kadar şikâyetleri varsa beni arasın. Konuyu anlatan, özetleyen bilgiler aktarsınlar. Resmi bütünüyle görüp inceleyelim ve gereken neyse yapalım."
2008'in ana gündemi likidite
BDDK Başkanı Bilgin, yerel konuların ardından küresel meseleleri değerlendiriyor. Amerika'daki son krizin dünya ekonomilerinde ciddi bir ısınmaya sebep olduğuna dikkat çekiyor. Ardından sektöre ışık tutacak çok önemli açıklamalarda bulunuyor: "Bence 2008 yılının flaş kavramı likidite olacak. Likidite ile yatıp likidite ile kalkacağız. Buna herkesin çok dikkat etmesi lazım. Likiditeye sahip olanlar için iyi bir kavram değil. Ben hep aynı örneği veriyorum: Bir banka yöneticisi düşünün. Bu yöneticinin elinde üç tane top var. Likidite, kârlılık ve sermaye. Bu toplardan sermayeyi yere düşürseniz, zıplar ve tekrar yakalarsınız. Hakeza kârlılık da düşüp zıplayabilir. Ama likidite düştü mü ayağınızı da kırar her yeri de berbat eder. Kısaca işiniz biter. Bu hem reel sektör hem de bankacılık için geçerlidir. İşte bundan ötürü küresel çalkantıyı dikkatle izlememiz gerekiyor. Neticede küresel ekonominin bir parçasıyız, likiditeye çok ama çok dikkat etmemiz gerekiyor."
Biraz parası olanlar için konut almanın tam sırası
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'e göre, elinde konutun yarısı ya da belli bir parası olanlar için gayrimenkul almanın tam zamanı. "Bankaların faiz oranlarını, dosya, ekspertif gibi yan unsurları da ekleyerek tam olarak hesaplamalı. Eğer uygunsa da hemen gidip almalı." diyen Bilgin, faizlerin düştüğü zamanlarda konutların fiyatlarının yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Bilgin, "Eğer imkânlarınız el veriyorsa konut almak için yüzde 1'lerin altına inmesini beklemenize gerek yok. Mortgage Kanunu'na göre yüzde 2 kadar ceza ödeyip ileride faizler düştüğünde de düşük faize geçebiliyorsunuz." tavsiyesinde bulunuyor.
Finans sektörü sadece bankalardan ibaret değil
Tevfik Bilgin, hem bankacılık, hem factoring, leasing ve tüketici finansmanında hassas davrandıklarını, her gelene lisans vermediklerini belirtiyor. Üst Kurul Başkanı, "Çok boş bırakılmış bir alandı. Burayı da aynı bankalar gibi belirli bir standarda getirmeye çalışıyoruz. Bununla ilgili bir kanun taslağı hazırladık ve yakında görüşlere açacağız." diyor. Sektörün büyümesi için ellerinden geleni yapacaklarını vurgulayan Bilgin, finans sektörünü sadece bankacılıkla sınırlandırmamak gerektiğini ifade ediyor.
Bankacılıkta yabancılara misliyle mukabele edilmeli
2007'de en çok tartışılan konulardan biri de bankacılıkta yabancıların payı oldu. Tevfik Bilgin, yabancı bankalara sınır getirilmesinin sadece teknik bir kurum olan BDDK'yı ilgilendirmediğine işaret ediyor: "Bu konuda yasal olarak konulmuş herhangi bir sınır yok. Örneğin bir bankamız bir ülkede izin talebinde bulunmuş, o ülke haksız gerekçelerle izin vermemiş. Teknik sebeplerle değil, görünmez nedenlerle. Bizim bankalarımıza yurtdışında acı çektiriliyor ise bizim de o ülkelerin bankalarına aynı şekilde davranmamız lazım. Buna mütekabiliyet diyoruz. Yazılı ilke olmasına gerek yok. Misliyle mukabele de diyebilirsiniz..."
Uluslararası dev millî bankalar çıkarmamız lazım
Bankacılık sektöründe ilerleyen günlerde bazı birleşmelerin yaşanabileceğine işaret eden BBDK Başkanı Tevfik Bilgin, bunun Türkiye için de hayırlı olacağı inancında. Sektörün devamı için küresel güç olması gerektiğini vurgulayan Bilgin, "Ancak böyle yaparsak Balkanlar'da söz sahibi olabiliriz. Bakın bugün o coğrafyada kontrol Yunan bankalarının dolayısıyla da Yunanistan'ın elinde. Eğer biz de Kafkaslar'da, Orta Asya'da, Ortadoğu'da söz sahibi olmak istirorsak bu yolu izlememiz gerekiyor." diyor.
Ufuk Şanlı / Ercan Baysal/Zaman















