10 bin TL'ye besi çiftliği kurabilir siniz: İşte teşvikler

10 bin TL'ye besi çiftliği kurabilir siniz: İşte teşvikler

Hükümet tabir yerindeyse kesenin ağzını açtı. Tarımsal destekler için belirlenen 7 milyar TL’lik kaynağın 2.2 milyar TL’si sadece hayvancılık sektörüne ayrıldı. İşte verilen teşvikler..

10 bin TL'ye besi çiftliği kurabilir siniz: İşte teşvikler
16px
24px
25.05.2012 11:03
ABONE OLgoogle

İdriz Çokal/Rahime baş Uçar/Para Dergisi

Devlet hayvancılık sektörü için kesenin ağzını açtı. 7 milyar TL’lik tarımsal desteğin yüzde 28’i (2.1 milyar TL) hayvancılık sektörüne ayrıldı. Ayrıca 7 yıl vadeli sıfır faizli işletme ve yatırım kredileri veriliyor...

HER şey 2007 yılında süt fiyatlarının 35 kuruşa kadar düşmesiyle başladı. Fiyat istikrarsızlığı 1 milyon sağmal ineğin kesime gitmesine neden oldu. Bu da et fiyatlarında geçici bir bahar getirdi. Karkas etin kilosu 10, canlı hayvanınki ise 7 TL’nin altına düştü.

Tabii bu yalancı bahar kısa sürdü. Önce süt, ardından süt ürünlerinin fiyatı patladı. İkinci ralli ette yaşandı. Canlı hayvanın kilosu 14, karkas etinki ise 23 TL’ye yükseldi. Perakendede 35-40 TL’ye kuşbaşı satıldığı halen hafızalarımızda.

İşte bu süreçte büyükbaş hayvan sayısı 12 milyondan 10.9 milyona geriledi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, kötü gidişata dur demek için elindeki son koz olan ithalat kapılarını açtı. Böylece yıllarca aradan sonra ilk kez canlı hayvan ithal etmiş oldu. 2011 yılı sonuna kadar 2 milyon büyükbaş hayvanın ithal edildiği tahmin ediliyor.

İthalat serbestisi sonrasında fiyatlar belirli bir istikrara kavuştu. Karkas etin kilosu 14, canlı hayvanınki ise 10 TL’nin altına düştü.

Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerde kişi başına kırmızı et tüketimi 40-45 kilogram civarında. Türkiye’de ise 2007’de 8 kilo olan bu rakam, 2008’de 6.7, 2009’da 5.7, 2010’da ise kiloya düşmüştü. Fiyatlar görece dengeye oturunca, kişi başına kırmızı et tüketimi geçen yıl hafif artışla yeniden 6.5 kiloya yükseldi.
Ancak bakanlık da taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğinin farkında ve buna göre yeni stratejiler geliştiriyor. Aslında bu uzun girizgahı da hem mevcut tabloyu özetlemek hem de bakanlığın yeni stratejilerinin yatırımcılar için nasıl bir fırsat oluşturduğunu göstermek için yaptık. Hayvancılık sektörüne dönük ciddi fırsatlar ve teşvikler var. Yatırım yapmak için geç kalınmış değil.

DEVLET KESENİN AĞZINI AÇTI

Aslında bakanlık süt ve et krizi sonrasında sadece ithalat kapılarını açmakla kalmadı. Sektöre ciddi teşvikler vererek üretimin artmasını da sağladı. Sıfır faizli 7 yıl vadeli kredi imkanları sunuldu. Hükümet, bu yıl söz konusu teşvikleri daha da artırdı. Tabir yerindeyse kesenin ağzını açtı. Tarımsal destekler için belirlenen 7 milyar TL’lik kaynağın 2.2 milyar TL’si sadece hayvancılık sektörüne ayrıldı. Bu da toplamda yüzde 28’e karşılık geliyor. Söz konusu desteklerin tutarının 2002’de 83 milyon, 2011’de ise 1.7 milyon TL olduğunu belirtelim.

Bu arada, Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgeleri için çok daha özel teşvikler söz konusu. Bölgesel olarak uygulanan GAP kapsamında yatırıma alınan 253 projeden 127’si tamamlandı. DAP kapsamında ise 79 proje hayata geçirildi. 2012 sonunda 440 işletmenin tamamlanması durumunda toplam 39 bin 643 baş hayvan dağıtılacak ve 2 bin 640 kişi istihdam edilecek.

DÜŞÜK VE 0 FAİZLİ KREDİ DESTEĞİ

Bakanlığın bu alandaki destekleri aslında yeni değil. 2004 yılından bu yana uygulanan bir proje. Geçen yıl bu anlamda 5.6 milyar TL tutarında düşük faizli kredi kullandırıldı. Uygulama 2012 sonuna kadar devam edecek. Bu yıl toplamda 6 milyar TL’nin üzerinde kredi müracaatı bekleniyor. Gelecek yıl içinse şimdiden bir şey söylemek zor.

Söz konusu krediler Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla veriliyor. Damızlık etçi sığır yetiştiriciliği, damızlık düve yetiştiriciliği ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde sıfır faizli yatırım kredileri 7 yıl vadeye kadar kullandırılıyor. İşletme kredileri ise 18 ay vadeli.

Düşük faizli kredi uygulamasında, damızlık süt sığırı yetiştiriciliği için üst limit 20 milyon TL. Damızlık etçi sığır ve damızlık düve yetiştiriciliğinde 7.5 milyon, küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde 5 milyon, büyükbaş hayvan yetiştiriciliği ve besiciliği, su ürünleri yetiştiriciliği ve avcılığında 3 milyon, küçükbaş hayvan besiciliği, arıcılık ve kanatlı sektöründe ise 1.5 milyon TL üst limit uygulanıyor.

Desteklerin istihdama katkısının ise 50 bin kişi, ekonomiye katkısının ise 5 milyar dolar üzerinde olması hesaplanıyor.

DÜŞÜK FAİZLİ KREDİLERİN ŞARTLARI

Kredilerden yararlanmak için öncelikle Çiftçi Kayıt Sistemi’ne dahil olmak gerekiyor. Müracaatlarsa bulunulan bölgedeki Ziraat Bankası ve Tarım Satış Kooperatifi üzerinden yapılabiliyor. 10 baş ve üzerinde damızlık sütçü ve etçi sığır yetiştiriciliği işletmesi kurmak veya işletmesinin kapasitesini 10 baş ve üzerine çıkarmak isteyen yetiştiriciler yatırım ve işletme kredisi kullanabiliyor. Damızlık düvede sayının en az 50 ve üzerinde olması gerekiyor.

Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde 10 baş ve üzerinde, küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde koyun için en az 50, keçi (Saanen, Kilis, Domaskus, Ankara keçisi yetiştiriciliği ve kıl keçisi ırk ıslahı amacıyla belirtilen ırklarla melezleme suretiyle yapılan yetiştiricilik) için en az 25 baş kapasiteye sahip işletme kurmak isteyen veya kurulu işletmesini bu kapasitelerin üzerine çıkarmak isteyen yetiştiricilere yatırım ve işletme kredisi kullandırılıyor.

Projesi bakanlık tarafından onaylanan ve su ürünleri yetiştiriciliği yapacak olan üreticilere, kafes ve havuz gibi her türlü su ürünleri yetiştiricilik sistemleri ve/veya kuluçkahane kurulması veya bu sistemlerin kapalı devre üretim sistemine dönüştürülmesi dahil modernizasyonları ile alet-ekipman alımı konusunda yatırım kredisi; bakanlıkça verilen su ürünleri yetiştiricilik belgesine ve/veya su ürünleri kuluçkahane belgesine sahip üreticilere, üretimde ihtiyaç duyulan giderlerin finansmanı içinse işletme kredisi kullandırılıyor.

Kanatlı sektöründe et tavuğu, yumurta tavuğu, hindi, kaz, ördek ve bıldırcınla ilgili damızlık ve/veya ticari üretim yapacak işletmelerden asgari; etlik piliç yetiştiriciliğinde 10 bin, yumurta tavuğu yetiştiriciliğinde 5 bin, hindi yetiştiriciliğinde 2 bin 500, kaz, ördek veya bıldırcın yetiştiriciliğinde 2 bin adet ve üzeri kapasitelerde üretim yapan ve yapacak üreticiler yatırım ve işletme kredisinden faydalanabiliyor.
Arıcılık Kayıt Sistemi’ne kayıtlı asgari 50 ve daha fazla sayıda arılı kovanla üretim yapan veya mevcut arılı kovan sayısını 50 ve üzerine çıkarmak isteyen arıcılar da işletme ve yatırım kredisi kullanabiliyor.

DOĞRUDAN DESTEKLER

Bu yıl hayvancılık sektörüne 2.2 milyar TL destek verileceğini belirtmiştik. Bu destekler ürün bazında yapılıyor. Büyükbaş hayvan sütüne kiloda 6 ile 10 kuruş arasında destek veriliyor. Küçükbaş ve manda sütü desteği ise 15 kuruş olarak belirlendi. 

2012 yılında et sektörüne yönelik alınan tedbirler kapsamında ilk kez etçi damızlık sığır başına 350 TL destek verilecek. Yine besilik hayvan başına 300 TL ödeme yapılacak. Manda başına 350, anaç sığır başına 225, soy kütüğüne kayıtlı sığır başına 285, hastalıktan ari işletmede hayvan başına 350 TL ödeme yapılacak. Buzağı destekleri ise 75 TL’den başlıyor. Suni tohumlama 75, yerli sperma 100, çevirme melezi 150 TL destekleniyor. Küçükbaş hayvanlarda ise koyun ve keçi başına 18 TL ödeniyor.
Arıcılıkta kovan başına 8 TL destek veriliyor. Bombus (bambul) arısı ise koloni başına 60 TL destek görüyor.

Gen kaynaklarını korumak için de özel destekler veriliyor. Büyükbaşta 440, küçükbaşta 75 TL destek var. Manda ıslahına ise 650 TL destek veriliyor. Hayvancılığın en önemli girdisi olan yem de unutulmamış. Yonca, korunga, mısır ve çayır mera destekleri dekar başına 75 ile 130 TL arasında değişiyor. Su ürünlerinde de alabalık, çipura, levrek, midye, yeni türler ve yavru balıklar 20 kuruş ile 1 TL arasında destekleniyor.

HİBE VE DESTEK PROGRAMLARI

Bakanlık ürün desteklerinden ayrı hibe programları da uyguluyor. Bu desteklerden faydalanmak için üreticilerin ikamet ettikleri il ve ilçe müdürlüklerine müracaat etmeleri gerekiyor. Müracaat öncesinde üreticinin bulunduğu yerdeki çiftçi örgütüne üye olması ve yaptığı üretimle ilgili belgeleri de müracaat esnasında ibraz etmesi gerekiyor. Burada sabit bir ücret yok. Hibe programlarının tutarı projeye göre değişiyor.

ORGANİZE HAYVANCILIK OSB’LERİ

Türkiye’de 50 baş ve üzeri hayvan barındıran işletme sayısı 24 bine ulaştı. Son dönemlerde ise organize hayvancılık bölgeleri öne çıkmaya başladı. Bu OSB’lerin ilki geçen yıl Konya Karatay’da kuruldu. Diyarbakır, Kelkit Havzası, Burdur, Afyon, Kayseri, Yozgat, Balıkesir, Erzurum ve Kars’ta yenileri kurulacak.
Organize sanayi bölgelerinin oluşturulmasıyla hayvanlar bir yerde toplanacak, çevre koruma altına alınacak, görüntü kirliliği ortadan kalkmış olacak. Yetiştirici açısından bakıldığında ise hayvansal üretimin ve sağlık kontrollerinin aynı yerde yapılmasından dolayı maliyet düşüyor. Organize bölgelerde yapılan yatırımlar için teşvik ve hibelerde pozitif ayrımcılık yapılacak.

GAP VE DAP’A ÖZEL TEŞVİK

Hayvancılık desteklerde bölge ayrımı yok. Ancak Trakya bölgesi yeterli yatırıma ulaştığı için sıfır ve düşük faizli kredilerden yararlanamıyor.

Bir dönem hayvancılığın merkezi olan GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ve DAP (Doğu Anadolu Projesi) bölgesindeki yatırımlarsa özel olarak desteklenerek eski günlerine dönmesi sağlanacak. Aslında teşviklerde bölgesel ayrım yapılmıyor. Ancak bu bölgelere yapılan yatırımlar transfer bütçeden kaynak aktarılarak özel desteklenecek.

GAP ve DAP kapsamındaki illerde damızlık süt işletmesi kuranlara inşaat yapımında yüzde 30, makine ve gebe düve alımında ise yüzde 40 oranında hibe desteği veriliyor. Bu destekler yıl sonunda bitecek.

YEMİNİZİ KENDİNİZ ÜRETİN

Besi işletmeciliğinde giderlerin yüzde 75’ini yem oluşturuyor. Yani bu işten kar etmek için kaba yemi de yatırımcının üretmesi olmazsa olmaz olarak görülüyor. Nitekim büyük işletme sahipleri de böyle yapıyor. Besicilikte hayvan başına 1.5-2, süt sığırcılığında ise 2-4 dönüm yem yetiştirme alanına ihtiyaç var. Kaba yem olarak silajlık mısır, ot, fiğ, buğday ve yonca ekiliyor. Devlet yem ekimini de destekliyor. Örneğin, silajlık mısıra (sulu) dekar başına 55 TL destek ödemesi yapılıyor. Sulu yonca ekimine 130 TL geri ödeme var.
 
DESTEKLERLE NE YAPABİLİRSİNİZ?

Diyelim ki süt ve et sığırcılığı için yatırım yapmaya karar verdiniz. Bu alanda üst limit 7.5 milyon TL. Ancak uzmanlar, her yatırımda olduğu gibi bir miktar özsermayeniz olması gerektiğini vurguluyor. Örneğin, 10 milyon TL’lik bir yatırım için 2.5 milyon TL’lik özsermaye şart. Bu bütçeyle 500 başlık sağmal besi çiftliği kurabilirsiniz. 500 hayvan için en az bin dekarlık yem bitkisi ekim alanı ihtiyacınız olacak. Arazide suyun olması çok önemli. Sulama sistemleriyle birlikte, hayvan bedelleri dahil 500 sağmallık bir çiftliği 10 milyon TL’ye kurabilirsiniz.

Süt hayvancılığında en çok holştayn cinsi inekler tercih ediliyor. Yatırımcılar bu ırkı Amerika’dan ya da Avustralya’dan getiriyor. Genetik yapısı saflığını koruyan holştayn ırkından iyi verim alınabiliyor. Türkiye’de inek başına günlük süt verimi 25-35 litre arasında değişiyor. Genelde 50 baş ve altı inek talepleri, bu işi yapan aracılar tarafından karşılanıyor. Doğrudan kendisi getirmek isteyenlerse en az 100 inek ithal edebiliyor. Bu konuda 3-5 işletme birleşerek ithalat yapabiliyor.

FİZİBİLİTE İYİ YAPILMALI

Et ve süt krizinden sonra kurulan Ulusal Et Konseyi’nin Başkanı Faruk Kayar, besi amaçlı hayvan ithalatının bir süre daha devam etmesinden yana. Gerekçesini şöyle açıklıyor:

“İthalat kararıyla et piyasası normalleşmeye başladı. Ancak ithalatın sürdürülmesinin taşıma su ile değirmen döndürülmesi anlamına geleceği için yerli üretimimizin iç tüketimi karşılaması noktasında ithalata gerek kalmayacağı kanaatindeyiz. Nitekim 2012 yılı itibarı ile kırmızı et ithalat rakamlarında bir önceki yıla göre bir azalma görülmektedir. İçerideki üretimi artıracak teşvikler daha etkin hale gelmeli.”

Hayvancılık sektörüne yapılan yatırımların ülke için stratejik önemde olduğunu vurgulayan Kayar, yatırımcılara şu önerilerde bulunuyor: “Hayvancılık sektörü; insan beslenmesinde en önemli unsurlardan birini oluşturması, kırsal alanda kısa vadede ve en az yatırımla istihdam yaratılması, aile ekonomisinin desteklenmesi, tarımda rantabilitenin artırılması, dış ticaret dengelerinin sağlanması ayrıca Avrupa Birliği’ne girişte en kritik alt sektör olması nedeniyle ülkemiz için hayati öneme sahip. Hayvancılık sektörüne girecek yatırımcıların öncelikle ön fizibilite çalışmalarını yaptırmaları gerekiyor. Kombine ırklarla, optimum ölçeklerde, bilimsel yöntemlerle, pazara dönük üretim yapmaları ve üretim sürecinde gıda güvenliği ve hayvan sağlığı gibi AB kriterlerini karşılamaları halinde karlı ve sürdürülebilir üretim yapmaları mümkün olur. Yatırım içinse ben GAP ve DAP bölgelerinin cazip olduğunu düşünüyorum. Devletin hem hibe, hem ürün hem de düşük faizli kredi destekleri devam etmeli. Bu teşvikler sayesinde içerideki üretici maliyetini kurtarabiliyor. Destekler aynı zamanda üretimin kayıt altına alınmasında büyük katkı sağlıyor. KDV indirimiyle kaçak et sorunu büyük ölçüde bitti. Konseyimiz besi desteklerinin devamının sağlanması için yoğun çalışmalar yürütüyor. Destek kararlarının çıkmasında katkımız oldu. Uygulama tebliği martta çıktı. Bu kararların yılbaşından itibaren geçerli olmasını sağladık.”

“EBK PİYASADAN ÇEKİLMELİ”

Kriz sonrası EBK (Et ve Balık Kurumu) da yeniden etkin hale getirildi. Kurum, perakende piyasaya girerek mağazalar açmaya başladı. Hatta et ve süt piyasasını düzenleme görevinin de bu kuruma verilmesi planlanıyor. Faruk Kayar, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvansal Ürünler Piyasa Düzenleme Kurumu (HPDK) adı altında bir kurum oluşturulması için mevzuat çalışması yürütülüyor. Bu kurumun karar alma mekanizmasında konseyimizin ve diğer ilgili paydaşların (özel sektör, sivil toplum örgütleri, üreticiler, sanayiciler, ihracatçılar) mutlak suretle aktif bir şekilde yer alması gerekiyor. Alınan kararların uygulamasını Kırmızı Et ve Süt Piyasa Düzenleme Kurumu görevini üstlenecek kurum yerine getirmeli. Bu kurumun görevini EBK’nın üstlenmesi halinde mevcut durumdaki ticari faaliyetlerini tamamen bırakması gerekir” diyor.

SÜT HAYVANLARINA ÖNCELİK

ASÜD (Ambalajlı Süt Üreticileri Derneği) ve Ulusal Süt Konseyi Başkanı Harun Çallı, hayvancılık sektörüne verilecek teşviklerin birer aylık değil uzun vadeli ilan edilmesi gerektiğini düşünüyor. Çallı, destekleme için üst limit belirlendiği gibi bu işin ekonomik olarak yapılabileceği minimum bir rakamın da belirlenmesi gerektiğini vurguluyor. Yani bir nevi alt limit de olmalı. Bunun dışında kalan işletmeler de hayvancılık değil sosyal kapsamda desteklenmeli. Harun Çallı, süt hayvancılığı için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:

“Sütün kalitesi dikkate alınarak belli bir müdahale fiyatı belirlenmeli. Arz fazlası oluştuğunda süt tozu üretimi desteklenmeli. Süt hayvanı damızlıkları mahallinden temin edilmeli. Süt tüketim kampanyaları yapılmalı. Bu kampanyalar özel sektörü de kapsayacak şekilde geliştirilmeli. Hayvancılık hizmetleri özel kişi ve kuruluşlara (aşılama, suni tohumlama, damızlık kayıtları, laboratuar, teşhis vb) tamamen devredilerek özelleştirilmeli. Hayvan kaba yem üretimi geliştirilerek sürdürülmeli. Hayvan ve hayvansal ürünlerden alınan KDV oranları makul seviyelere indirilmeli. Hayvansal ürün ihtisas gümrükleri çoğaltılmalı. Hayvancılığın tarım sektöründeki payının önce yüzde 35’lere, sonra bilahare yüzde 50’lere çıkarılması hedeflenmeli. Hangi hayvan türlerinden ne oranda et ve süt üretileceği planlanmalı. Buna göre hangi tür hayvan yetiştiriciliğinin hangi bölgelerde geliştirileceği belirlenmeli ve desteklenmeli. Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde süt hayvancılığına özel önem verilmeli. Entegre işletmeler teşvik edilerek süt ve et sanayisinde sözleşmeli yetiştiricilik geliştirilmeli. Tahıl ve yağlı tohum üretimi, hayvancılığı geliştirecek şekilde teşvik edilmeli.”

BESİCİLİK İYİ, TAVUK YETERSİZ”

Banvit, hem beyaz hem de kırmızı ette büyük yatırımları olan bir grup. Şirket, 2009 yılında girdiği kırmızı et sektörüne şimdiye kadar 90 milyon TL harcadı. Balıkesir’deki çiftliklerinde 30 bin hayvana ulaştı. Bu da Banvit’i hayvan sayısı açısından Saray Çiftliği’nin ardından ikinci yapıyor. Şirket, uzun vadede bu sayıyı 50 bine çıkaracak.

Banvit Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Görener, aynı zamanda Beyaz Et Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi. Her iki sektörü de iyi biliyor. Bir dönem ithalata sert tepki gösteren Görener, şimdi hayvancılık teşviklerini son derece olumlu buluyor:

“Bakanlığımızın tarım desteklerinde hayvancılığa ayırdığı payı artırması ve bazı yeni desteklerin gündeme getirilmesi sevindirici. Geçen yıl 6 ay boyunca besicilikte büyükbaş hayvan başına 300 TL destek uygulanmıştı. Şimdi yeniden gündeme gelen bu desteğin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi hem sürü popülasyonunu artıracak hem de büyükbaş sürüsünün kayıt altına girmesini sağlayacak.
Öte yandan, biz besicilerin hayvanları daha düşük maliyetle beslemesi ve tüketiciye daha ucuza et sunabilmesi için yem bitkilerinde çiftçimize verilen desteklerin gözden geçirilmesi, doğrudan destek sistemine geçilmesi ve desteklerin hasattan önce değil ekimden önce açıklanması gerektiğini düşünüyoruz. Besiciler olarak en büyük gider ve maliyet kalemimiz yem hammaddeleri. Yeni destek paketinde yem bitkileri için çiftçimize verilen desteklerin yeterli düzeyde olmadığını görüyoruz. Hayvancılık sektörüyle kıyasladığımızda maalesef destekler kanatlı sektöründe daha zayıf kalıyor. Ama yine de kanatlı sektörü, artan iç tüketim ve ihracat sayesinde özellikle kümes yatırımı anlamında cazip konumda. Son dönemde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı projesi kapsamında yapılacak kümes ve diğer yatırımlara Ziraat Bankası’ndan yüzde 50 faiz indirimli yatırım ve işletme kredisi açılmaya başladı. Bu uygulama kısmen yararlı oldu. Ancak bu destek son uygulamada yüzde 25’e indi ve istediğimiz oranda uygulanmıyor.

Kanatlı sektörünün yeni ihracat piyasaları yaratabilmesi için ülkesel geçici desteklere ihtiyacı var. Bu konuda ABD ve AB ciddi destekler verebiliyor. Örneğin, AB’nin ihracat desteği mevcut haliyle ton başına 325 euro. Bizde ise bu destek 75 dolar.”

KÜÇÜKBAŞTA KEÇİ REVAÇTA

TÜİK verilerine göre, Türkiye genelindeki küçükbaş hayvan sayısı 29.6 milyon. Bunun 6.2 milyonu keçi, 23 milyonu ise koyun. Son yıllarda keçi sütü ve ürünlerine ilgi hayli yüksek. Hal böyle olunca da peş peşe keçi çiftlikleri kuruluyor. Ersin Özince, Murat Yalçıntaş gibi iş dünyasının yakından tanıdığı isimlerin yanı sıra Mado gibi birçok şirket bu alanda yatırımlar yapıyor. Antalya’da otelleri bulunan Sezer Grup da Antalya Manavgat’taki Rani Çiftliği’nde 1.500 keçi besliyor. Bunların yüzde 80’i Saanen ırkı. Kalanları ise Kilis keçisi.

Rani Çiftliği’nin yöneticisi Kadri Arıcan, bu alana entegre yatırım yaptıklarını belirtiyor. Arıcan, “Süt işleme tesisi kurduk. Kendi keçilerimizin sütünü peynirden yoğurda kadar birçok ürüne çeviriyoruz. Rani Çiftliği markasıyla zincir marketlere ve otellere pazarlıyoruz” diyor.

Arıcan’a göre, bu alana yatırım yapmak isteyenlerin en az 500 sağmal keçiyle başlaması gerekiyor. Bir Saanen keçisi 800 ila 1.000 lira arasında satılıyor. 500 keçi için 10 dönüm alan yeterli. Buraya ağıllar ve yem depoları kurulması gerekiyor. Arazi hariç yatırım bedeli 1 milyon ila 1 milyon 250 bin TL’yi buluyor. Yarı açık ağıllarda yaşayan Saanen keçileri, günde 2.5-3 kilo süt veriyor. Doğduktan sonra 10 ayda çiftleşmeye hazır hale geliyorlar. Genelde ikiz doğurdukları için çabuk çoğalıyorlar. Bu da yatırımı verimli kılıyor.

Ancak Türkiye’de damızlık keçi üretim çiftliği yok. Bu nedenle ithal getirmeden bu alana yatırım yapmak zor. Türkiye’de keçi sütünü toplayıp depolayan, işleyen tesis sayısı yok denecek kadar az. Bu alana yatırım yapanların entegre düşünmeleri gerekiyor.

Devlet, küçükbaş hayvan alımında hayvan başına 18 TL destek veriyor. Bir Saanen keçisinin en az 800 TL olduğu düşünülürse destek oldukça az görünüyor. Bu yüzden yatırımcıların tek başına devlet teşviklerine güvenerek bu alana girmesi zor.

Son dönemlerde yem fiyatlarının artması da besicileri zorluyor. Örneğin, Saanen keçisi beslerken en az 15 çeşit yem kullanılıyor. Bunlardan biri de ayçiçeği tohumu küspesi. Tamamen ithal gelen bu yemin kilosu şubat ayında 390 kuruşken şimdilerde 470 kuruşa çıkmış.

KOVANA DEĞİL ÜRÜNE DESTEK

Arıcılıkta da sağlıklı bir gelişimden söz etmek mümkün değil. Kişi başını yıllık tüketimimiz 1.1 kilo. Ülkemiz genelindeki 5 milyon 600 bin kovanla yılda 81 bin ton bal üretiyoruz. 4 bin 100 ton da bal mumu üretimimiz var. Trakya ayçiçeği, Ege çam, Akdeniz narenciye çiçeği balında öne çıkıyor. Doğu bölgelerimizde ise çiçek balı üretiliyor.

Devlet, halen kovan başına 8 TL destek veriyor. Anavarza Bal Genel Koordinatörü Can Sezen, kovan başına destekleri önemli buluyor. Ancak asıl katma değeri yüksek bal ürünlerinin desteklenmesi gerektiğini düşünüyor. Bu noktada da arıcıların çok daha yüksek kazançlar sağlayabileceği polen, arısütü ve propolis üretimine işaret ediyor.

Sezen, arıcılık yatırımı yapacaklara en az 200 kovanla işe başlamalarını öneriyor. Yıl içerisinde daha fazla ürün almak isteyenlerinse gezgin arıcılık yapması gerekiyor.

Balıkçıların talep sorunu yok

Balıkçılık faaliyetleri kara ve deniz şeklinde ikiye ayrılıyor. Karada ağırlıklı olarak alabalık üretiliyor. Halen ülke genelinde bin 400 alabalık işletmesi var. Bunlar yılda yaklaşık 60 bin ton alabalık üretiyor. Denizlerde kültür balıkçılığı yapan işletme sayısı ise 250 civarında. Bu işletmelerin yıllık üretimi de 80 ila 90 bin ton arasında değişiyor.

Denizlerde eskiden kıyılarda kurulan işletmeler, 2003 yılında yapılan düzenlemeyle 1.5 kilometre açığa taşındı. İşletmeler, teşvik sözü alarak taşınmayı kabul etmişlerdi. Halen denizlerde çipura ve levrek üretimine kilo başına 85 kuruş, yeni balık türlerine ise 1 TL destek veriliyor. Karada alabalık yetiştiriciliği ise kilo başına 65 kuruşla teşvik ediliyor.

Ancak 7 Mayıs 2012’de çıkan yeni tebliğ denizde kültür balıkçılığı yapan işletmelerin keyfini kaçırdı. Ege Canlı Hayvan ve Su Ürünleri İhracatçı Birlikleri Başkanı Sinan Kızıltan’ın bu konudaki değerlendirmesi şöyle:

“Bu yıl teşviklere sınırlama getirildi. Yılda 250 tona kadar üretim yapılan işletmelere kilo başına 85 kuruş destek veriliyor. 250 ila 500 ton üretim yapan işletmelere ise bunun yarısı destek verme kararı alındı. 500 tonun üzerinde üretim yapanlara ise destek yok. Bu sektörün gelişimini yavaşlatacaktır.”
Sinan Kızıltan aynı zamanda Türkiye’nin en büyük kültür balıkçısı konumundaki Kılıç Deniz Ürünleri’nin İcra Kurulu Başkan Yardımcısı. Kılıç Deniz Ürünleri, bu yıl 30 bin ton üretim planlıyor. Kızıltan, ihracatta ve iç piyasada talep sorunu yaşamadıklarını, özellikle ihracatta levreğe talep olduğunu belirtiyor. Kızıltan’a göre, kıyıdan 1.5 kilometre uzakta bir işletme kurulacağı dikkate alınırsa yılda bin 500-2 bin ton üretim kapasiteli bir tesisle işe başlamak rantabıl. Böyle bir işletme sermayesi dahil 5 milyon euro’ya kurulabilir. Ayrıca denizde kullanılan alanlar için il özel idarelerine kira veriliyor.

Anahtar teslimi çiftlik kuruyorlar

Saray Çiftliği, Sütaş gibi kurumlar, hayvancılık yatırımı yapmak isteyenlere gönüllü olarak danışmanlık hizmeti veriyor. Oluşturdukları model projeleri girişimcilerle paylaşıyorlar. Anahtar teslimi çiftlik kuran firmalar da var. Bu alandaki en köklü firma Te-Ta Teknik Tarım…

29 yıl önce Ege Üniversite Ziraat Fakültesi eski öğretim üyesi Doç. Dr. Ömer Tömek tarafından kurulan Te-Ta, modern büyükbaş ve küçükbaş çiftliklerin kurulması konusunda danışmanlık hizmeti veriyor. İzmir merkezli şirket, Saray Halı’nın Kayseri Develi’deki süt işletmesinden Konya’daki İmga çiftliklerine kadar birçok projeye imza atmış. Önce araziyi inceleyen Te-Ta, fizibilitenin hazırlanmasından mimari projelerin yapılmasına, çiftliğin yönetim protokollerinin hazırlanmasından hayvan bakımı ve teknik cihazların eğitimlerine kadar birçok konuda hizmet veriyor.

Te-Ta sadece inşaat yapmıyor. Ancak inşaatların kontrolünü de üstleniyor. Te-Ta Teknik Tarım Genel Koordinatörü Sumer Tömek son yıllarda büyükbaşta 100, küçükbaşta da 300 sağmallık çiftliklere orta ölçekli çiftliklere talep olduğunu söylüyor. Müşterilerinin ağırlıklı olarak büyük işletmeler olduğunu vurgulayan Tömek, küçük işletmelerin modernizasyonu konusunda da çalışmaları olduğunu anlatıyor:
“Ülkemizde sütün yüzde 90’ı küçük işletmelerden sağlanıyor. Bu alandaki kurtuluşumuz küçük işletmelerin modernizasyonuna bağlı. Biz küçük işletmelere ücretsiz proje desteği veriyoruz. 50, 80, 100 ve 120 başlık projeler geliştiriyoruz. Finansmanı zamana yayacak şekilde önerilerde bulunuyoruz. Ayrıca köylerdeki küçük işletmeleri bir araya gelmeleri ve kooperatif kurmaları için teşvik ediyoruz. Örneğin ‘köy sağımhanesi’ kurulmasını öneriyoruz. Böyle bir sağımhane sayesinde 2-3 hayvanı olan köylü, modern bir şekilde sağımını yapabilir ve soğuk zincire ürününü verebilir. Köy merkezine kurulacak 100-150 büyükbaşlık bir sağımhanenin teçhizatlarıyla birlikte kurulum bedeli 17 bin ila 35 bin euro arasında değişiyor. Aynı bedelle 300 küçükbaşlık bir sağımhane de kurulabilir. ”

Te-Ta Teknik Tarım, daha modern çiftlik kurmak isteyenlere de çözümler sunuyor. Örneğin, dünyanın en gelişmiş afimilk sürü yönetim sistemi kullanılarak 50 sağmallık bir büyükbaş çiftliği kurulmasının bedeli 95 bin euro civarında. İyi yönetilen bir işletmede, yatırım 5 ila 7 yılda geri dönüyor. Aslında daha önce yatırım 4 yılda geri dönüyormuş. Ancak süt fiyatlarının düşmesi ve yem fiyatlarının artmasıyla bu süreç biraz uzamış.

Danışmanlık hizmeti veren şirketler

Şirket Merkezi Telefonu Web adresi
Te-Ta Teknik Tarım İzmir 0232 328 00 55 tetatarim.com
Ege Vet Hayvancılık San. İzmir 0232 877 21 61 egevet.com.tr
HayGen Hayvancılık Tarım İzmir 0232 457 29 78 haygen.com.tr
Protek Tarımsal Danışmanlık Ankara 0532 677 46 01 protektarimsaldanismanlik.net
Saray Çiftliği Kayseri 0352 621 17 60 sarayciftligi.com.tr

Dr. Sait KOCA / BESD-BİR Başkanı

“Kanatlı sektörü unutuldu”

Hayvancılık için çıkarılan kararnamede maalesef kanatlı sektörü hiç yer almıyor. Tarım Bakanlığı maalesef yıllardır kanatlıların da hayvan olduğunu unutmuş görünüyor. Oysa hem üretim hem de kalitede sağladığı ivmeye rağmen kanatlı sektörünün de desteklere ihtiyacı olduğu bir gerçek. Sektör kendi sorunlarını çözmeye çalışırken, üreticileri de ayakta tutabilmek için çok büyük fedakârlıklar yapmak zorunda kalıyor.

En azından kümes sahiplerine bazı destekler verilmesi bir zorunluluk haline geldi. Özellikle kırsal kesimde yaşayan küçük kapasiteli yetiştiriciler devlet tarafından desteklenmedikleri takdirde birkaç yıl içerisinde yok olacaklar. Şehre göçerek iş aramak zorunda kalacaklar. Yine de kümes kurmayı planlayanlara korkmadan yatırım yapmaları gerektiğini söyleyebilirim. Tarım Bakanlığı’nın Ziraat Bankası üzerinden kullandırdığı krediler, kümes yatırımlarının artmasını sağlıyor.

Mehdi EKER / Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı

“Hayvancılık üvey evlat olmayacak”

7 milyar TL’lik tarımsal desteklemenin yüzde 28’i olan 2.1 milyar TL’yi hayvancılık sektörüne ayırdık. Hayvancılık geçmişte hep üvey evlat muamelesi görmüş. Besicilik için 450 milyon TL ayırdık. Erkek besi danası kayıtlı ve kulağına küpe takılmışsa, 3 ay önce beslemeye alınmış ve götürüp kestiriliyorsa, hayvan başına 300 TL destek veriyoruz.

Koyun-keçi desteği de 15'ten 18 TL’ye çıktı. Arıcılık desteği kapsamında kovan başına 8 TL destek veriliyor. İpekböceğine kutu başına 30 TL destek var. Tiftik için kilo başına 17 TL destek ödemesi yapılacak.

2011’de 335 milyon TL olan süt desteği bu yıl da devam edecek. Süt tozu alım desteklerimiz de sürecek. 19 bin 500 ton kota ayırdık. En önemlisi destekleri erken ödeyerek üreticiye nefes aldırıyoruz. Hayvancılık sektörüne verdiğimiz desteklerle son 10 yılda 50 baş ve üzeri hayvan barındıran işletme sayısı 4 binden 24 bine çıktı.

Manda başına 650 TL destek

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Anadolu mandası yetiştiriciliğini canlandırmak için 2011’de uygulamaya başladığı “Halk Elinde Anadolu Mandasının Islahı Ülkesel Projesi”nin kapsamını genişletiyor. Örneğin, daha önce manda başına 500 TL olan destek miktarı 650 TL’ye çıkarıldı. Ayrıca faizsiz işletme kredisi ve yüzde 50 yatırım hibe desteği var.

Manda yetiştiricilerinin süt ve süt tozu ile yem desteklerinden de yararlanma imkanı var. Sıfır faizli, 2 yıl geri ödemesiz kredi desteği de söz konusu. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından yürütülen Kırsal Kalkınma Programı’na mandacılıkla ilgili yatırımlar da dahil edildi. Buna göre kurulacak tesis yatırımlarının yarısı hibe yoluyla destekleniyor.

Manda yetiştiriciliği nasıl yapılır?

Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. M. İhsan Soysal, “Manda yetiştiriciliğine ilk kez girecek yatırımcılara başlangıçta 50 sağmal hayvanla bu işe başlamaları öneriyoruz” diyor. Sağmal mandaların piyasadaki satış fiyatı, süt verimine göre 4 bin ile 7 bin TL arasında değişiyor.

Manda, Türkiye’nin hemen her bölgede yaşayabiliyor. Hatta sığırların beslenemediği eğimli, yetersiz kaba yem alanlarında bile yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Ancak mandanın derisi güneşe karşı daha hassas. Bu nedenle güneş tepedeyken çamurla sıvanması ya da suya girmeleri gerekiyor. Soysal, sulak alan ya da çamurlu göllerin şart olmadığını belirtiyor. Çünkü modern yetiştiricilikte bu ihtiyaçlar suni olarak sağlanabiliyor. Bir manda barınağında yemlik, yem yolu, dışkı yolu, manda yatakları, yem deposu ve süt muhafaza bölümlerinin bulunması gerekiyor. Bina tavanının ahşap ve alçak olması öneriliyor. Zemininse tuğladan yapılması daha sağlıklı bulunuyor. Çünkü beton yataklarda hayvanlar enerji kaybedebiliyor.

Doktorun çiftliği

Hayvancılık sektörüne sadece büyükler girmiyor. Küçük yatırımcıların ilgisi de hayli yüksek. Avukat, doktor, mali müşavir gibi birçok meslek grubundan yatırımcılar 50-250 başlık aile işletmesi tarzı çiftlikler kuruyor. Bunlardan biri de İstanbul’da dahiliye uzmanı olarak çalışan Dr. Mehmet Bircan Acay...
Birikimlerini bu sektörde değerlendirmek isteyen Acay, 100 sağmal sığır kapasiteli küçük bir çiftlik kuruyor. Lüleburgaz’da inşaatı devam eden çiftliği yıl sonuna kadar açmayı planlıyor. Acay’ın hayvanlar, arazi, makine ekipman ve tesis inşa maliyeti toplamda 1 milyon TL’yi buluyor. Acay, bu işe nasıl başladığını ve amaçlarını şöyle anlatıyor:

“Aslında her şey bir tesadüfle başladı. Bir dostumun daveti üzerine gittiğim Kırklareli’ne bağlı Ahmetbey Köyü’nü çok sevdim. Köyün havası, insanları orada yasama isteği doğurdu. Ardından bu tutkuyu bir yatırımla desteklemeye karar verdim. Yakında tamamlayacağımız çiftlikte ayda 80 ton süt üretmeyi planlıyoruz.”

Besi çiftliği kurmanın maliyeti 8-10 bin TL

50-250 baş sığır barındıran çiftlikler aile işletmesi, 250-600 arası modern işletme, 600 ve üzeri ise büyük işletme olarak tanımlanıyor. Hayvan sayısı ve işletme boyutu büyüdükçe birim maliyetler düşüyor.
Piyasada canlı büyükbaş hayvan fiyatı ortalama 4 bin 500 TL. Hayvan başına maliyet kabaca 10 bin TL’yi buluyor. Bu maliyete arsa ve tesis kurulumu dahil. İşletme büyüdüğünde bu tutar 8 bin TL’ye kadar düşebiliyor. Kısacası 100 baş sığır barındıran bir çiftlik 1 milyon TL’ye kurulabiliyor.
Ancak yemin önemli bir unsur olduğu unutulmamalı. Hayvan başına en az 2 dekar araziyi de yem bitkileri için ayarlamanız gerekiyor. İşin başında olmak ve bir miktar özsermayeye sahip olmak da önemli bir koşul. Çünkü en az 2 yılı para kazanmadan geçirmeniz söz konusu olabilir.

Dr. Levent ÖZTÜRK / DenizBank Tarım Bankacılığı Grup Müdürü

“Yatırımı da işletmeciliği de kredilendiriyoruz”

Tarımın karlı ve gelecek vaat eden alt sektörü olarak görülen hayvancılık, özellikle son dönemde yapılan yatırımlarla dikkat çekiyor. Bu da sektöre ilişkin finansman ihtiyacını her geçen gün artırıyor. Avrupa Birliği uyum sürecinde tarım sektöründe özellikle hayvan sağlığı ve çiğ süt kalitesi önem kazanıyor. Ekonomik açıdan değer taşıyan süt veriminin önemli bir unsur olarak ortaya çıkması modern süt hayvancılığı yatırım taleplerini artırıyor.

Sektördeki potansiyeli gören bankamız, damızlık birlikleri, sanayi tesisleri ve et-süt üreticisi firmalarla geliştirdiği işbirlikleri ve hayvancılık alanına verdiği desteğin yanı sıra modern üretim tesisleri kurulmasına yönelik projelerin de finansmanını sağlıyor. Süt işletmeleri için süt sağım sistemi kurulması, soğutma tankı gibi ekipmanların alınması ve hayvancılık alanındaki diğer uygulamalarla sektörün en temel sorunu olan ortalama işletme büyüklüklerinin artmasına önemli ölçüde katkıda bulunuyoruz. Hayvancılık konusunda yatırım yapmak isteyen üreticilere tesis kurulması, mevcut tesislerin modernizasyonu, daha verimli üretim için makine, ekipman alımı ve hayvan alımı konularında yatırım kredisi; yem, işçilik, aşı, ilaç gibi tarımsal girdi ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla da işletme kredisi imkanı sunuyoruz.

2012 yılı hayvancılık destekleri
 
SÜT DESTEĞİ
İnek sütü 6-15 kuruş/Litre
Küçükbaş 0.15 TL/LT
Manda 0.15 TL/LT

ANAÇ SIĞIR
Etçi ırklar (İlk kez bu yıl) 350 TL/Baş
Manda 350 TL/Baş
Anaç sığır 225 TL/Baş
Soy kütüğü kayıtlı sığır 285 TL/Baş
 
HASTALIKTAN ARİ İŞLETME  300 TL/Baş

BUZAĞI DESTEĞİ
Suni tohumlama 75 TL/Baş
Yerli sperma 100 TL/Baş
Çevirme melezi 150 TL/Baş

KOYUN KEÇİ DESTEĞİ 18 TL/Baş
ARICILIK (Kovan başına) 8 TL
BOMBUS ARISI (Koloni) 60 TL

İPEKBÖCEKÇİLİĞİ DESTEĞİ
Tohum (Kutu) 30 TL
Yaş koza (kg) 20 TL

TİFTİK DESTEĞİ  17 TL/Kg

GEN KAYNAKLARINI KORUMA
Büyükbaş 440 TL
Küçükbaş 75 TL

ELİT SÜRÜ
Anaç 35 TL/Baş
Yavru 40 TL/Baş

TABAN SÜRÜ
Anaç TL/Baş   
Yavru20 TL/Baş

HALK ELİNDE MANDA ISLAHI  650 TL/Baş

YEM BİTKİLERİ DESTEĞİ (Dekar)
Yonca (Sulu) 130 TL
Yonca (Kuru) 70 TL
Korunga 90 TL
Tek yıllıklar 30 TL
Silajlık tek yıllıklar 45 TL
Silajlık mısır (sulu)  55 TL
Silajlık mısır (kuru)  30 TL
Yapay çayır-mera 75 TL

SU ÜRÜNLERİ DESTEĞİ (Kg)
Alabalık 0.65 TL
Çipura-levrek  0.85 TL
Yeni türler 1.00 TL
Midye 0.20 TL
Yavru (Adet) 0.06 TL

AŞI DESTEĞİ
Büyükbaş brusella 1.5 TL/Baş
Küçükbaş brusella 0.5 TL/Baş
Büyükbaş şap 0.75 TL/Baş
Küçükbaş şap 0.5 TL/Baş
 
Türkiye’nin önde gelen büyükbaş çiftlikleri

Şirket Yatırımcı  Yeri Popülasyonu 
Saray Tarım ve Hayvancılık Saray Halı-Necati Kurmel Kayseri Develi, Kayseri Yeşilhisar ve Adana 20 bin besi, 3 bin 500 damızlık, bin 250 sağmal
Banvit Balıkesir Görener ailesi Bandırma 23 bin 118 adet besi
Harranova Besi ve Tarım Koç Grubu  Şanlıurfa 13 bin besi
Çamlı Yem Besicilik Yaşar Holding İzmir Pınarbaşı 12 bin baş besi
Aksa Tarım Metin Kazancı Samsun Tekeköy, Tekirdağ Muratlı  2 bin 250 sağmal, 2 bin düve ve buzağı
Doğan Organik Doğan Grubu Gümüşhane Kelkit 2 bin 500 süt hayvanı
Efeler Çiftliği Söktaş-Kayhan ailesi Aydın Germencik 5 bin sürü, 2 bin 600’ü sağmal
Agrita Çiftliği Söktaş-Kayhan ailesi Aydın Germencik Sazlıköy 700 büyükbaş besi
Ata Sancak Tarım Ata ve Sancak Grubu Denizli Acıpayam  2 bin 500 sağmal
Sütaş Çiftliği Sütaş-Yılmaz ailesi Bursa Aksaray 2 bin 600 süt hayvanı
Rani Çiftliği  Sezer Group  Antalya Manavgat 1.000 büyükbaş, 1.000 küçükbaş
Kazova Vasfi Diren Tarım İşletmesi Diren Holding Tokat, Turhal 1. 400 büyükbaş
Panogra Tarım Konya Şeker Konya Çumra, Taşağıl 834 angus besi
İmga Tarım ÇEDAŞ Konya Ereğli 800 baş sağmal
Coşkun Sucuk Coşkun Ailesi Afyon 4 bin 500 et
Kaanlar Çiftliği Kaan Ailesi Çanakkale 2 bin süt
Namet Çiftliği Kayar Ailesi Adapazarı 5 bin et

Büyükbaş ve küçükbaş hayvan nüfusu

Yıl  Sığır (Milyon) Manda (Bin) Koyun (Milyon) Keçi (Milyon)

2008  10.8  86  23.9  5.6
2009  10.7  87  21.7  5.1
2010  11.3  84  23.1 6.3
2011 12.1 97 24.2 7.4 

Hayvan varlığımızın bölgesel dağılımı (Bin)

Toplam Akdeniz Doğu Anadolu Ege Güneydoğu Anadolu İç Anadolu Karadeniz Marmara
Sığır (Kültür) 4.290 368 277 1.084 153 800 455 1.056
Sığır (Melez) 4.707 488  1.168 499 248 884 982 436
Sığır (Yerli) 2.464 87 919 155 337     364 528 72
Manda 84 1 13 5 6 8 32      16
Koyun (Merinos) 1.086 54 81 76 6 742 22 183
Koyun (Yerli) 22.003 1.374 7.456 2.503 4.037 3.718 1.155 1.757
Keçi (Kıl) 6.140 1.626 1.047 856 1.344 465 172 626
Yeni kocan (Adet) 5.465 931 840 1.153 405 391 1.239 503
Eski kovan (Adet) 137 7.093 8.240 20 40 14
Et tavuğu 163.984  13.726 3.280  35.013 398 8.941 45.747 56.875
Yumurta tavuğu 70.933 3.284  2.616  22.248 2.890  20.453 8.448  10.992
Hindi 2.942  48 282 825 341  237 922 283

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde