Ekonomi


Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, yaptıkları ihracatçı eğilim anketinde ihracatçıların yüzde 60'ının ''düşük kur riskinden korunmak için bir şey yapmadığını'' söylediğini aktararak, ''Avrupa ülkelerinin sıkı bir kemer sıkma politikası gütmeleri, ekonomilerini daraltıcı bir etki yapacaktır. Bu da ihracatımız için önemli bir pazarın daralması anlamına gelebilir'' dedi.

     Büyükekşi, bu yıl dokuzuncusu düzenlenen ve ''Küresel kriz, yeniden yapılanma, ulusal dönüşüm'' ana temalı Forum İstanbul'un açılışında yaptığı konuşmada, yılın ilk 4 ayında ihracatın yüzde 23 büyüdüğünü hatırlatarak, başarılı bir canlanma süreci yaşandığını belirtti.

     Yunanistan kaynaklı krizden tüm Avrupa'nın ve dünyanın etkilendiğini dile getiren Büyükekşi, avronun dolar karşısında 1,20 seviyelerine dek gerilediğini kaydetti.

     Büyükekşi, Avrupa'da yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
     ''Çünkü ihracatımızda Avrupa'nın ağırlığı son derece büyük. Bu yüzden avronun ağırlığı da oldukça yüksek. İthalatımızın yüzde 70'ini dolar ile yapıyoruz. Ancak ihracatımızın yüzde 48'ini avro ile gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla avrodan yaşanan gerileme ihracatımız üzerinde olumsuz etki yapabilir. Ayrıca ihracatçılarımız para kaybediyor. Yaptığımız ihracatçı eğilim anketinde ihracatçıların yüzde 60'ı 'düşük kur riskinden korunmak için bir şey yapmadığını' söyledi. Yine Avrupa ülkelerinin sıkı bir kemer sıkma politikası gütmeleri, ekonomilerini daraltıcı bir etki yapacaktır. Bu da ihracatımız için önemli bir pazarın daralması anlamına gelebilir.''

     TİM olarak Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) işbirliğiyle 1 yılı aşkın süredir 2023 stratejisi çalışmalarını sürdürdüklerine değinen Büyükekşi, 24 sektörle kapsamlı çalışmalar yaptıklarını anlatırken, ''Yaptığımız tüm çalışmalarda ve analizlerde şunu gördük; Türkiye'yi muhteşem bir gelecek bekliyor'' dedi.
    
     ''YARIŞTA BİR DEĞİL İKİ ADIM ÖNDE OLMA FIRSATINI YAKALAYABİLİRİZ''
    
     Forum İstanbul Başkanı Yavuz Canevi de Forum İstanbul'un amacının kamu özel ve sivil toplum kuruluşlarının da içinde olacağı tüm ekonomi, demokratikleşme, hukuk devleti ve orta vadeli politika yapıcılarını kapsayan bir platformda düşünceler üretmek olduğunu vurgulayarak, üretilecek bu düşünceler yumağından seçilen uyumlu ve yol gösterici olanlarla krizlere karşı kalkan oluşturulmasına ve gelecek vizyonu oluşturulmasına olanak sağlanacağına inandıklarını söyledi.

     ''2001 yılının enflasyon ve eylem yorgunu Türkiyesi''nin 2002-2007 yılları arasında yorgunluğunu hızla üzerinden attığını, istikrar, büyüme ve verimlilik platformuna kavuştuğunu kaydeden Canevi, şu görüşleri dile getirdi:

     ''2008 küresel kriz dengeleriyle bozulan dünya ekonomisi içinde yeni ve sağlıklı dengeler kurmaya en yakın birkaç ülkeden biri Türkiye ise bunu geçtiğimiz politik istikrarlı dönemde uyguladığımız başarılı yapısal reformlara borçlu olduğumuzu unutmayalım. Eğer bu avantajımızı kullanır ve 'değişim ve gelişim' politikalarımızı küresel rekabet gücümüzün artırılması yönünde sürdürme azmini korursak bu yarışta bir değil iki adım önde olma fırsatını yakalayabiliriz.''

     Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt ise Türk finans sektörünün güçlü yapısıyla kriz dönemini geçtiğini, tekrar büyüyerek ülke ekonomisine katkıda bulunmaya başladığını belirterek, ''Beklentimiz resmi olan açıklanan yüzde 3,7-4 gibi büyüme rakamlarının daha da yukarısında yüzde 5-5,5 gibi büyüme rakamına Türkiye'nin ulaşabileceği yönündedir'' dedi.