Dünya


Ben evdeyken, tüm kanallar gözaltına alındığımı duyurdu

Ünlü işadamı, bu yönlendirmenin gerekçesini şöyle açıkladı: Haberi görünce kaçacağımı sandılar. O anda polis etrafımı saracak, ‘Kaçarken yakalandı’ denecekti. Plan tutmadı…
An­ka­ra stüd­yo­sun­da ge­ce sa­at 02.00’ye ka­dar de­vam eden te­le­viz­yon prog­ra­mı­na ka­tıl­mış­tı. Özel uçak­la, İs­tan­bu­l’­da­ki evi­ne dön­dü­ğün­de sa­at 05.00’i ge­çi­yor­du. Uyu­du. Her sa­bah yap­tı­ğı spo­ru da ak­şam üze­ri­ne bı­rak­mış­tı. Çün­kü, öğ­le­den son­ra Ame­ri­ka­lı iki avu­kat­la top­lan­tı­sı var­dı. O gün geç uyan­dı. Top­lan­tı­dan son­ra, spor yap­ma­ya fır­sat bu­la­bil­di. Kan-ter için­de sa­lo­na gel­di. Az son­ra ban­yo­ya gi­re­cek­ti. Ma­sa­nın üze­rin­de­ki bir­kaç ga­ze­te­nin baş­lık­la­rı­nı oku­du. “Bu mem­le­ket­te ne za­man iyi ha­be­r” ola­cak di­ye dü­şün­dü. Bu­gün, avu­ka­tı da, na­sıl hak­sız­lık­lar­la kar­şı kar­şı­ya ol­duk­la­rı­nı an­lat­mış­tı. Ar­tık yar­gı­ya olan gü­ve­ni de kay­bo­lu­yor­du.

Ha­be­ri evin­de­ki gö­rev­li ver­di

Evin­de ça­lı­şan gö­rev­li­ler­den bi­ri­si he­ye­can­la mut­fak­tan sa­lo­na gel­di, “Cem Bey, Cem Bey si­zi gö­zal­tı­na al­mış­lar. Şim­di de Va­tan Cad­de­si­’n­de bu­lu­nan Em­ni­ye­t’­e gö­tü­rü­yor­lar­mı­ş” de­di. Elin­de­ki hav­luy­la bir yan­dan te­ri­ni si­len, ün­lü iş ada­mı ve Genç Par­ti Ge­nel Baş­ka­nı Cem Uzan, “Ne gö­zal­tı­sı, ne Em­ni­ye­ti, ben kar­şın­da­yım, sen rü­ya mı gör­dün yok­sa?” de­di­ğin­de, gö­rev­li mah­cup ol­muş­tu. Ba­şı­nı ye­re eğ­di, “E­fen­dim, keş­ke rü­ya ol­sa. Te­le­viz­yon­da öy­le söy­lü­yor­lar, sü­rek­li adı­nı­zı ya­zı­yor­la­r” kar­şı­lı­ğı­nı ver­di.

Ku­man­da­yı al­dı. Ken­di­si­ne “Gö­zal­tı­na alın­mı­şı­nı­z” di­yen ki­şi­nin söy­le­di­ği te­le­viz­yon ka­na­lı­nı aç­tı. Doğ­ruy­du. Sü­rek­li “Son da­ki­ka­” ha­be­ri ola­rak alt ya­zı­dan Cem Uza­n’­ın gö­zal­tı­na alın­dı­ğı ya­zı­sı akı­yor­du. Cem Uzan, ka­nal de­ğiş­tir­di, ora­da da, gö­zal­tı­na alın­dı­ğı be­lir­ti­li­yor­du. Bir dö­nem sa­hi­bi ol­du­ğu Star TV’­yi aç­tı, ay­nı ha­ber ya­yın­la­nı­yor, Cem Uza­n’­la bir­lik­te gö­zal­tı­na alın­dı­ğı be­lir­ti­len­le­rin isim­le­ri sı­ra­la­nı­yor­du.

Cem Uzan te­laş­lan­dı. Eşi, Ala­ra Ha­nı­mı ça­ğırt­tı. Ala­ra Ha­nım da, eşi­nin son dö­nem­ler­de­ki te­dir­gin­li­ği­nin far­kın­day­dı. Onu yal­nız bı­rak­mı­yor­du. Cem, Bey, eşi­ne “Sa­kın üzül­me, bir şey­ler olu­yor. Sa­kin ol ha­ya­tım. An­la­dı­ğım ka­da­rıy­la bi­ri­le­ri be­ni al­ma­ya ge­li­yor. Ben bir duş alıp ha­zır­la­na- ­yı­m” de­di. Bu kez te­le­viz­yon ku­man­da­sı Ala­ra Ha­nı­m’­ın elin­dey­di. Ka­nal ka­nal do­la­şı­yor­du. Hep­sin­de ay­nı ha­ber var­dı. Cem Uza­n’­ın gö­zal­tı­na alın­dı­ğı be­lir­ti­li­yor ama Cem Uzan o an ya­nın­day­dı. Cem Uzan ban­yo­ya gi­der­ken, eşi “Bun­lar ya­lan ha­ber ol­ma­sın?” de­di. Uzan, eşi­ne bak­tı, bir şey söy­le­me­di. Ban­yo­ya doğ­ru yü­rür­ken ka­fa­sı kar­ma­ka­rı­şık­tı. Ni­çin, ge­lip gö­zal­tı­na alın­mı­yor da, gö­zal­tı­na alın­ma­dan gö­zal­tı­na alın­dı­ğı ba­sı­na bil­di­ri­li­yor­du. Ban­yo­ya yü­rür­ken bu­nun ce­va­bı­nı da bul­muş­tu. İna­dı­na kaç­ma­ya­cak­tı, ina­dı­na on­la­rın ge­li­şi­ni bek­le­ye­cek­ti…

Alara Hanım’ın sesi titredi…

Du­şu her za­man­kin­den uzun sürmüş­tü. Bor­no­zu­nu giy­di­ğin­de, ka­pı önün­de eşi­nin “Gel­di­ler Cem, se­ni gö­tür­me­ye gel­di­le­r” di­yen se­si­ni duy­du. O an, da­ha dün­ya­dan ha­ber­siz kı­zı Pa­ri­s’­i dü­şün­dü. Ala­ra Ha­nı­m’­ın se­si tit­ri­yor­du. Ya oğ­lu Ren­ç’­in, ev­de bir an­da çok sa­yı­da po­li­si gö­rün­ce na­sıl kork­muş ola­bi­le­ce­ği­ni dü­şün­dü. Ya­tak oda­sı­na gel­di­ğin­de, oda­nın içi po­lis do­luy­du. Bu kez, ger­çek­ten ken­di­si­ni Va­tan Cad­de­si­’n­de­ki Em­ni­yet Mü­dür­lü­ğü­’ne gö­tür­mek üze­re gel­miş­ler­di.

Gö­zal­tı iş­lem­le­ri ya­pıl­dık­tan son­ra, sor­gu­ya ge­çil­miş­ti. Cem Uza­n’­a, şir­ket­le­riy­le il­gi­li ba­zı bel­ge­ler gös­te­ri­li­yor, bu­nun­la il­gi­li so­ru­lar yö­nel­ti­li­yor­du. Oy­sa, o dö­nem­de Uza­n’­ın bü­tün şir­ket­le­ri­ne za­ten el ko­nul­muş­tu. Cem Uzan, bir dö­nem ken­di­si­ne ait olan şir­ket­ten pa­ra çal­mak­la suç­la­nı­yor­du. Sor­gu­yu ya­pan gö­rev­li­ye, “Şir­ket­le­re el koy­du­lar. Be­nim de­ğil bu şir­ket­ler. Hiç­bir so­ru­nu­za ce­vap ver­mem. Sus­ma hak­kı­mı kul­la­nı­yo­ru­m” de­di.

Sor­gu­cu po­lis­ler, Uza­n’­ı ko­nuş­tur­mak için de­ği­şik tak­tik­le­re baş­vu­ru­yor­du. An­cak, Uzan ko­nuş­ma­mak­ta ka­rar­lıy­dı. Avu­ka­tı Şey­lan Çığ­gın da, sus­ma hak­kı­nı kul­lan­ma­sı­nı is­ti­yor­du. Hüc­re­ye ko­nul­ma vak­ti gel­miş­ti. Bir ge­ce ön­ce­nin yor­gun­lu­ğu so­nu­cu uy­ku­suz­du. Hüc­re­ye koy­duk­la­rın­da, bir an ön­ce uyu­mak is­ti­yor­du. De­mir ka­pı­la­rın açı­lıp ka­pan­ma­sı, onu de­rin uy­ku­sun­dan uyan­dır­ma­dı.

Ak­şa­mü­ze­ri C.Sav­cı­sı­’nın kar­şı­sın­day­dı. Ora­da da, şir­ket­le­ri­ne el ko­nul­du­ğu­nu, ken­di şir­ke­tin­den pa­ra çal­ma­sı­nın söz ko­nu­su ola­ma­ya­ca­ğı­nı be­lir­ti­yor­du. Tu­tuk­lan­ma ta­le­biy­le mah­ke­me­ye sevk edi­len 35 ki­şi, Tür­ki­ye­’nin en bü­yük şir­ket­le­ri­nin yö­ne­ti­ci­le­riy­di. Hep­si de “Çe­te­”den sor­gu­la­na­cak­tı. Cem Uzan dı­şın­da­ki­le­rin ta­ma­mı­nın tu­tuk­lan­ma­sı­na ka­rar ve­ril­di. Cem Uza­n’­ın tu­tuk­lan­ma­ma ge­rek­çe­si ola­rak “Ad­re­si bel­li­dir, kaç­ma ris­ki yok­tu­r” gös­te­ri­li­yor­du. Ger­çek­ten, Uza­n’­ın kaç­ma gi­bi bir dü­şün­ce­si de yok­tu. Ta ­ki o gün ken­di­si­ne söy­le­nen­le­ri du­ya­na ka­da­r…

Hüc­re­de ge­çir­di­ği sa­at­le­ri ha­tır­la­dı. Ken­di­si­ne na­sıl bir komp­lo ku­rul­du­ğu­nu dü­şün­dü. O sı­ra­da ço­cuk­la­rı Renç, üze­rin­de Ga­la­ta­sa­ray for­ma­sıy­la gö­rün­dü. Cem Uzan kah­ve­sin­den bir yu­dum da­ha al­dı. O ken­di­si­ne ya­pı­lan­la­ra bir kez da­ha öf­ke duy­du ve şun­la­rı söy­le­di: “Her­ke­si tu­tuk­la­dı­lar, be­ni ‘Ad­re­si bel­li­dir kaç­ma ris­ki yok­tu­r’ di­ye ser­best bı­rak­tı­lar. Me­ğer­se, ba­na komp­lo şöy­le ku­rul­muş: “Te­le­viz­yon­la­ra gö­zal­tı­na alın­dı­ğım ha­be­ri ön­ce­den ve­ri­le­cek, ben de ha­be­ri te­le­viz­yon­dan öğ­re­nir öğ­ren­mez kor­kup ka­ça­ca­ğım. Ben kaç­ma­ya ça­lı­şır­ken, evi­min et­ra­fı po­lis­le çev­ri­li ol­du­ğu için ev­den ka­çar­ken ya­ka­la­na­cak­tım. Böy­le­ce, ‘Cem Uzan ka­çı­yor­du, po­lis ta­ra­fın­dan ya­ka­lan­dı­’ de­ni­le­cek­ti.”

1 mil­yon $ rüş­vet ta­le­bi

Be­nim, “Cem Bey, pe­ki bu komp­lo­yu si­ze kim kur­du?” di­ye sor­ma­mı bek­le­me­den bir C.Sav­cı­sı­’nın adı­nı ver­di. Ve ar­dın­dan da müt­hiş bir id­di­ada bu­lun­du: “Be­nim­le bir­lik­te gö­zal­tı­na alı­nan her­kes tu­tuk­lan­dık­tan 3-4 gün son­ra ba­na bir avu­kat ara­cı­lı­ğıy­la ha­ber gön­de­ril­di. Ben­den açık açık pa­ra is­ten­di. İs­te­ni­len pa­ra da 1 mil­yon do­lar­dı. Avu­kat, ‘Ver bir mil­yon do­la­rı, içer­de­ki­ler de ser­best ka­lır da­va da açıl­ma­z’ di­yor­du. İçer­de­ki­ler 5-6 ay son­ra ser­best bı­ra­kıl­dı­lar. Da­va açıl­dı. Da­va 5 se­ne sür­dü. Ben Fran­sa­’day­ken de ba­na bu da­va­dan 24 yıl ha­pis ce­za­sı ve­ril­di. Di­ğer­le­riy­le bir­lik­te 42 yıl ha­pis ce­za­sı ver­di­ler. ‘Rüş­vet ver­mek­te­n’ ce­za ve­ri­yor­lar ama ki­me ver­di­ğim id­di­ana­me­de bi­le yok. ‘Ev­rak sah­te­kar­lı­ğı­’ de­ni­li­yor. Hiç­bir şir­ke­tim­de hiç­bir ev­rak sah­te de­ğil.”

‘İlk kumpas aileme kuruldu’

Cem Uzan, 17 Ara­lık Ope­ras­yo­nu­’n­dan son­ra ya­şa­nan hu­ku­ki tar­tış­ma­la­ra baş­ka bir pen­ce­re­den bak­tı. Bu ko­nu­da şu de­ğer­len­dir­me­yi yap­tı: “Er­ge­ne­ko­n’­dan gö­zal­tı­na alı­nan­la­rı ‘Te­rö­ris­t’, Bal­yo­z’­da gö­zal­tı­na alı­nan­la­rı ‘Dar­be­ci­’ di­ye suç­la­yıp ce­za­evi­ne at­tıran­lar, be­nim ai­le­mi de ‘Hır­sı­z’ di­ye ilan et­ti­ler. Bir sav­cı, ha­kim, bir­kaç po­lis üç de ga­ze­te olur­sa bu iş ta­mam. İlk kum­pa­sı be­nim ai­le­min üze­rin­de de­ne­di­ler. So­nuç alın­ca di­ğer­le­ri­ne uzan­dı­lar. Ai­le­mi­ze in­sa­ni baz­da çok bü­yük kö­tü­lük­ler ya­pıl­dı. 2 ay­lık ço­cu­ğu­ma bi­le ce­za da­va­sı aç­tı­lar. Bu ai­le­nin ahı on­lar­dan ahes­te ahes­te çı­ka­cak­tır. Pa­re­lel Yar­gı­’nın be­nim da­va­la­rım üze­rin­de­ki et­ki­le­ri­ni şim­di avu­kat­la­rım araş­tı­rı­yor.”

Savcı koca dava açtı hakim eşi ceza verdi

Uzan, an­la­tır­ken se­si uçak gü­rül­tü­sü­nün ara­sın­da kay­bo­lu­yor. Fran­sa­’nın o an bu­lun­du­ğu­muz Pro­ven­ce böl­ge­si Ra­ma­tu­el­le kö­yü­nün de kur­tu­luş gü­nüy­müş. Kur­tu­luş gü­nü şen­lik­le­ri çer­çe­ve­sin­de gös­te­ri uçuş­la­rı ya­pı­lı­yor, jet­ler­le ya­pı­lan ak­ro­ba­si gös­te­ri­le­ri ne­fes ke­si­yor­du. Cem Uzan da, eli­ni ma­vi göz­le­ri­nin üze­ri­ne si­per yap­tı ve uçak­la­ra bak­tı. Uçak­lar göz­den kay­bo­lun­ca­ya ka­dar bak­tık. Cem Uzan, kal­dı­ğı yer­den de­vam et­ti: 2007 yı­lın­da, İmar Ban­ka­sıy­la il­gi­li zim­met da­va­sı aç­tı­lar. Ne­yi zim­me­ti­me ge­çir­mi­şim sa­na söy­le­ye­yim de bi­raz gül. 20 bin li­ra. Na­sıl ge­çir­mi­şim? Ver­gi öde­mi­şim. Ya­ni kar­şı­lı­ğı ol­ma­yan bir he­sap­tan dev­le­te ver­gi öde­mi­şim. Öde­di­ğim ver­gi­nin için­de 20 bin li­ra­lık bir çe­kin kar­şı­lı­ğı yok­muş gü­ya. Dev­le­te ver­gi öde­mek için pa­ra çal­ma­ma ih­ti­yaç yok. Pa­ram yok­sa ver­gi­yi öde­mem. Bu­nu, sav­cı (isim ve­ri­yor) kı­lı­fı­na uy­du­ra­ma­dı ve dos­ya­ma ta­kip­siz­lik ver­di. Ta­kip­siz­li­ğe TMSF’­de­ki Fet­hul­lah­çı­lar iti­raz et­ti­ler. Da­va açıl­dı. Yal­nız en­te­re­san olan şu; Sav­cı da­va­yı aç­tı. Da­va­ya ba­kan mah­ke­me­nin baş­ka­nı, sav­cı­nın ka­rı­sı. Bir yer­de ka­rı-ko­ca be­ni mah­kum et­ti­ler. Ko­ca­sı da­va­yı açı­yor, ka­rı­sı ka­ra­ra bağ­lı­yor. Dün­ya­nın hiç­bir ye­rin­de böy­le bir hok­ka­baz­lık yok. An­cak ve an­cak Fet­hul­la­h’­ın hu­kuk dü­ze­nin­de olu­yor bu. Avu­kat Ce­lal Ül­ge­n’­in ta­kip et­ti­ği bu dos­ya, şu an­da bil­di­ğim ka­da­rıy­la Yar­gı­ta­y’­da bek­li­yor.

Saygı Öztürk/Sözcü