Hayvancılık yapana tek bir şartla yüzde 40 hibe

Hayvancılık yapana tek bir şartla yüzde 40 hibe

Bakan Eker, sanayicilere hayvancılık yatırımına davet etti. Eker, yatırımın yüzde 40'ını devletin hibe ettiğini söyleyerek, hibe için tek bir şartlarının olduğunu açıkladı. İşte o şart..

Hayvancılık yapana tek bir şartla yüzde 40 hibe
16px
24px
26.08.2010 12:24
ABONE OLgoogle

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, doğru yerde, doğru ürünü, verimlilik esasına göre eken çiftçilere prim desteği vermelerinin söz konusu olduğunu, bundan sonra bunu diğer ürünlerle ve diğer desteklerle de ilişkilendireceklerini kaydetti.

     Eker, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olduğu iddiasının hiçbir zaman gerçek olmadığını söyledi.

     Türkiye'nin ithal ettiğini, ithal etmesinin de kötü bir şey olmadığını ifade eden Eker, ''Eğer sizin üretim potansiyeliniz var, onu değerlendiremiyor ve bilgisizlikten, kapasite kullanamamaktan dolayı üretemiyorsanız, mecburen ihtiyacınızı dışarıdan getiriyorsanız bu ayıptır, yanlıştır, irrasyoneldir. Ama siz üretiminizi kullanıyor, verimliliğini artırıyorsanız, ham madde ihtiyacının ilave kısmını dışarıdan getiriyor, işleyip dünyaya satıyorsanız bu iyi bir şeydir'' şeklinde konuştu.

     Tarıma gündelik değil, stratejik bakış açısıyla yaklaştıklarını vurgulayan Eker, konuşmasında göreve geldiklerinden bu yana yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.

     Türkiye'nin Dünya Bankası verilerine göre tarımsal üretim değeri açısından 23,7 milyar dolar ile 11. sıradayken, 2008 yılında 56,6 milyar dolar ile 8. sıraya yükseldiğinin altını çizen Eker, bunun verimlilik artışından kaynaklandığını söyledi.

     Verimlilik artışını sağlayan çalışmalar, tarım ürünleri dış ticaretinde kaydedilen gelişmeler, gıda güvenliği konusundaki faaliyetlere de değinen Eker, tarımın insanların çok rahat dezenformasyon yaptığı bir alan olduğunu, basında da bu tür bilgilerin daha çok yer aldığını kaydetti.

     AB uyum çalışmalarında tarımla ilgili iki başlığın açılamamasının önündeki engellerin siyasi olduğunu ifade eden Eker, bazı AB üyesi ülkelerin, Türkiye'nin gelişen üretim ve tarım ürünü ihracatını rakip olarak gördüklerini belirtti.

     Eker, Türkiye'nin tarım envanteri, tarım politikası ve üretim planlaması eksikliğine çözüm olarak Türkiye tarımsal üretim havzaları modelini kurduklarını dile getirerek, ''Çiftçiye diyoruz ki; 'Doğru ürünü, doğru yerde, verimlilik esasına göre ekersen sana prim desteği veriyoruz'. Bu 2009-2010 üretim sezonunda uygulanmaya başlandı. Bundan sonra bunu diğer ürünlerle ve diğer desteklerle de ilişkilendireceğiz. Örneğin gübre desteğini, toprak analizi ile ilişkilendirdik'' diye konuştu.
    
     ''ETTE KAYIT DIŞILIK VAR, BU KAÇAKÇILIKLA KARIŞTIRILMAMALI''
    
     Türkiye'de hayvancılığın giderek profesyonelleştiğini ve bu alana yeni yatırımlar yapıldığını belirten Eker, başka sektörlerde büyük başarılar elde eden iş adamlarının hayvancılık sektörüne yöneldiğini vurguladı.

     Eker, Türkiye'de ette kayıt dışılık olduğunu, bunun kaçakçılıkla karıştırılmaması gerektiğini, sorunun önemli bölümünü kayıt dışılığın oluşturduğunu kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
     ''Adam gidiyor 100 tanesini kesiyor, 50'sini gösteriyor, 50'sini göstermiyor. TÜİK'in rakamına göre Türkiye'nin et üretimi 400 bin ton civarında. Niye? Bu kayda giren... Türkiye'de 11 milyon sığır var. Bunun böyle olmadığını hiç kimse söylemedi. Herkes bunu kabul ediyor. Biz küpeler taktık, hepsi kayıtlı. Desteklemeleri de biz buna göre ayarladık. Bizde yılda asgari 3,5 milyon sığır kasaba gidiyor, net... Türkiye'nin 27 milyon koyun, keçisi var. Türkiye'de üretilen et 1 milyon 150 bin ton civarında. Bunun TÜİK'e yansıyan rakamı 400 bin küsur ton... Bu bir sorundur.''

     2007-2008 yıllarındaki şiddetli kuraklıktan hayvancılığın olumsuz etkilendiğine işaret eden Eker, fiyatlara bakıldığında, 2002 baz alındığında, et fiyatlarının 2009'a kadar enflasyonun altında kaldığını söyledi.

        BİRÇOK TANINMIŞ İŞADAMI HAYVANCILIK İŞİNE GİRDİ

     1 Ocakta Güneydoğu Anadolu illerinde hayvancılık yapanlara yüzde 40 hibe desteği getirdiklerini hatırlatan Eker, bununla GAP bölgesinde 139, DAP bölgesinde de 141 projenin hibe programına alındığını, bu kapsamda 60 milyon lira hibe verdiklerini, Doğu ve Güneydoğu illerinde 25 ilde bu desteklerinin söz konusu olduğunu anlattı. Hibe için tek bir şartlarınınolduğunu belirten Eker, " şartımızda en az 50 büyük baş hayvanın olması. Biz bu tür yatırımlara destek veriyoruz. 2002'de 4500 olan hayvan çiftliği sayısı şimdi 18 bin 500'e çıktı. Bir çok tanınmış işadamı da hayvancılık işine girdi. Yatırım yapacakalra kapımız açık" dedi.
     
     TARIMDA DÜŞÜK VERİM SORUNU
    
     İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük ise Türkiye'nin tarım potansiyeli açısından şanslı bir ülke olduğunu, gıda sektörünün de en rekabetçi sektörlerin başında geldiğini söyledi.

     İSO 500 araştırmalarında ilk 500'de 92, ikinci 500'de ise 105 gıda sanayisi kuruluşu bulunduğunu, birinci 500'de gıda sektörünün yüzde 19,6 ile istihdamda en fazla ağırlığa sahip sektör konumunda olduğunu kaydeden Küçük, ''Tarım ve hayvancılığımızda sorunlar ne kadar hızlı çözüme kavuşursa, gıda sektörümüz de o kadar hızlı ilerleyecek demektir'' dedi.

     Ekonomide tarımın ağırlığının sanayiye kaydığını, ancak toplam istihdam içinde tarımsal istihdamın payının yeterince azaltılamadığını belirten Küçük, ''İstihdamımızın yüzde 25'i tarımda, ama yüzde 2,5-5 düzeylerinde tarımsal istihdama sahip ülkeler kadar üretim yapamıyoruz. Düşük verim, nüfusun en temel gıda maddelerinden mahrum kalmasına veya ancak çok yüksek fiyatlarla ulaşabilmesine yol açıyor'' diye konuştu.

     Küçük, son yıllarda sütte yüzde 25 civarında bir verim artışı sağlandığını, tavukçuluk sektöründe gelinen noktanın gelişmiş ülkelerden geri olmadığını dile getirerek, kırmızı et üretiminde artışın sınırlı kaldığını kaydetti.

     Tanıl Küçük, işsizlik ve verimlilik sorunlarını çözmek için sanayide olduğu gibi tarım sektöründe de yatırımları artırmanın öneminin altını çizdi.
    
     ''İÇERİĞE ODAKLANARAK VERİLECEK OY, SAYGIYLA KARŞILANMALI''

    
     İSO Meclis Başkanı Erdal Bahçıvan da referandum nedeniyle harareti oldukça yüksek siyasi tartışmaların yaşandığı bir dönemde bulunulduğuna işaret ederek, demokratik toplumlarda farklı düşüncelere saygı duymanın ve farklı fikirlerin birbiriyle özgürce mücadele etmesinin son derece önemli olduğunu söyledi.

     Günümüz dünyasında çağdaş demokratik haklara hiçbir gerekçe ardına sığınarak kısıtlama getirilmesinin düşünülemeyeceğini ifade eden Bahçıvan, gizli oy, açık sayım kuralının verilen oyun mahremiyetiyle bağlantılı olduğuna dikkati çekti.

     Bahçıvan, ''Köklü bir demokratik geleneğe sahip bir sivil toplum kuruluşu olan İSO'nun bu referandum sürecinde de sahip olduğu bu değerler eşliğinde hareket etmesinin uygun olduğuna inanıyoruz'' dedi.

     Erdal Bahçıvan, kısa vadeli çıkar ve beklentiler yerine anayasal değişikliklerin içeriğine odaklanarak verilecek ''evet'' veya ''hayır'' oyunun herkes tarafından saygıyla karşılanması gerektiğini ifade etti.

HAYVANCILIKTA FAİZSİZ KREDİ UYGULAMASI

Mehdi Eker, hayvancılıkta faizsiz kredi uygulamasından asgari bir yılda 2 milyon küçükbaş ve 400-500 bin büyükbaşın istifade etmesini beklediklerini bildirdi. 

     Türkiye'de et üretimini artırmanın önemine dikkati çeken Eker, konuşmasını şöyle sürdürdü:
     ''Üretimi artıracak tedbirleri de aldık. Ne yaptık? 1 Ağustos itibarıyla Türkiye'de hayvancılık yapacak olan herkese faizsiz kredi uygulaması başlattık. Büyükbaş hayvancılıkta 7,5 milyon liraya kadar kredi verilebiliyor, faizsiz kredi... Faizini Hazine karşılayacak, Ziraat Bankası faizsiz kredi verecek. Besicilik yapacaklar da 2,5-3 milyon liraya kadar faizsiz kredi kullanabilecekler. Bu, Türkiye'de hayvancılık yatırımını hızlandıracak, bu alanda büyük bir hareket getirecek çok önemli bir proje. Bugüne kadar hiçbir zaman hayvancılıkta bu kadar geniş ölçekli bir faizsiz kredi uygulaması olmadı. İlk defa bu kadar büyük ölçekli, hayvancılığın bütün alanlarını kapsayan, limitleri bu kadar yüksek, vadesi bu kadar uzun uygulama yapılıyor. 7 yıla kadar vade söz konusu. Asgari bir yılda 2 milyon küçükbaşın, 400-500 bin büyükbaşın bundan istifade etmesini bekliyoruz. Bu, yüzbinlerce ton et ve yüzbinlerce ton ilave süt demektir.'' 

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde