Parayı sonradan bulanların unvan kazanma yolu Atlı Spor'dan geçiyor

Parayı sonradan bulanların unvan kazanma yolu Atlı Spor'dan geçiyor

Parayı sonradan kazanmış olanların bir unvan kazanmaları lazım ya, onun yolu Atlı Spor'dan geçiyor.

Parayı sonradan bulanların unvan kazanma yolu Atlı Spor'dan geçiyor
16px
24px
30.08.2009 14:03
ABONE OLgoogle

Atçılık dünyasının tek kadın girişimcisi, At Merkez firmasının sahibi İpek Sevgür, bu hafta konuğum. Yolu Atlı Spor'a düşüp de onu tanımayan yok. İpek Sevgür'le Türkiye'deki atçılığı konuştuk.

Kendinden emin, rahat duruşu, içten kahkahaları ve neşeli sohbetinin yanı sıra son derece iş bitirici bir kadın. Bir at malzemesine ihtiyacınız olsa ya da, dünyanın bir ucunda bir atınız olsa, 'At Merkez İpek'e bir telefon açmanız yeter  Almanya'da, Amerika'da, Anadolu'da, dünyanın pek çok yerinde sayısız çiftlikte bulunmuş ve 'At Merkez İpek' adının hakkını vermiş İpek Sevgür. Uzaktan bakınca şık ve pahalı bir hafta sonu faaliyeti olan atçılığın ticari gerçeklerini ve istisnai bir kadının öyküsünü bulacaksınız bu röportajda.

At malzemeleri satmak nereden aklınıza geldi?

Üniversite öğrencisiyken bir Amerikalının yanında asistan olarak başladım. İthalat-ihracat işlerine ve yazışmalarına bakıyordum aslında şirketin. At ve at malzemeleri satıyorlardı. Sonra bir terslik oldu, Elizabeth Amerika'ya döndü ve dedi ki; 'Sen devam et, adımı kullan. Nasıl olsa herkes 'At Merkez İpek' olarak tanıyor seni (gülüyor). Aaa dedim çok iyi, harika! Firmayı kurdum, küçük küçük başladım.

Bu işi yapan başka kadınlar var mı piyasada?

Hayır, yurtdışındaki firmalar inanılmaz yardımcı oldular, onların sayesinde 16 sene oldu.

Her şey yolunda gitti yani?

1999'a kadar evet. Sonra büyük bir değişim oldu ekonomide, hayatlarda, politikada. Engel atlama pahalı spor olduğu için çok etkiledi Atlı Spor'u bu değişim. Baktım kimse para ödemiyor, hiç peşlerinde koşmadım. Bir sene ara verdim, Amerika'ya gidip 'business management' okudum. Aslında burada birçok müşteri benim battığımı düşündü, 'battı, kaçtı, para taktı' gibi bir sürü söylenti oldu.

Kaçtınız mı, kaçmadınız mı?

Aslında bir bakıma haklılar, Atlı Spor'dan kaçtım ama buradaki ukalalıktan, küstahlıktan kaçtım. Bir de kadın olmak çok zor bu işte (gülüyor)

VERGİ VEREN 5-6 FİRMAYIZ

Ne tür zorluk karşılaştınız bugüne kadar?       

Burası bir erkek piyasası. Bir kadının çok fazla konuşması, onlara iş öğretmesi, bir şeyi bilmesi, bir olay sonucunda haklı çıkması  Bunlar son derece sinirlendiren şeyler onları (gülüyor). 3 dil bilmeniz, yurtdışındaki insanlarla muhatap olmanız...

Kaç firmasınız bu piyasada?

Sadece beş-altı firmayız, vergi veren. Açıktan da çok satışlar olur, kayıt dışı çok fazla.

Bu işte müşteri erkek mi, kadın mı, çocuk mu?

Seyistir! (Gülüyor )

Amerika dönüşü ne yaptınız?

O zaman bilgisayar Türkiye'de yaygın değil. Dedim ki, ben bir web sitesi yapayım, ondan sonra harika oldu. 2000'den 2004'e kadar harika iş yaptım.

Kimler ulaştı internetten size?

O dönem çok gezdim, daha çok şey öğrendim, kendimi toparladım. Ve anladım ki engel atlama dışında çok güzel bir piyasa var; ciritçiler, rahvancılar, tarım var, köyden insanlar var  Samsun Uzunköprü'den emekli bir teyzem var, her ay mutlaka malzeme alır mesela benden

Balmumcu'daki dükkanı ne zaman açtınız?

Anadolu'da kim olduğum önemli değil, malzeme önemli. İstanbul'da ise kim olduğun çok önemli, bu ikilemlerin sonucunda dükkan açtım yeniden.

Satıcıyı görmeden alışveriş yapmıyorlar mı?

Tabii, seviyorlarsa alışveriş yapıyorlar, sevmiyorsa yapmıyorlar. Herkes 'Engel atlamada çok büyük iş var onlar zengin' der; evet olabilir ama herkesin parası kendini ilgilendirir. Benim ilgilendiğim kestiğim faturanın ödenip ödenmemesidir.

'Zengin'den para kazanmak daha mı zor?

E tabii, o ne zaman isterse o zaman veriyor parayı. Normal adam ise 'Aman borcum kalmasın' diye bütün borçlarını ödüyor, daha bilinçli alışveriş yapıyor, onlar için atları çok değerli. Bizim Atlı Spor'da koy ahıra iki havuç, ver iki yem, haftada bir kere bin, 'Benim atım var' diye göster 

'Havalı' diye mi giriyorlar at dünyasına?

Köklü aileleri bir kenara bırakırsanız, parayı sonradan kazanmış olanların bir unvan kazanmaları lazım ya, onun yolu Atlı Spor'dan geçiyor.

İyi para kazanılıyor mu bu işten?

Birdenbire köşeyi dönemiyorsunuz ama ben öğrenciliğimden bu yana her şeye kendi kendime sahip oldum, güzel para kazandım.

Her isteyen atçılık yapabilir mi?

Bunca yılın sonunda şunu söyleyebilirim ki; büyük atlı sporlar var ve buna parası yeten insanlar var. Bir de küçük atlı sporlar var orada daha makul yapılan işler var. Ama oralarda insanların hiçbir emniyetleri yok, bunu kontrol eden merci yok. Devlet de iyi kontrol edemiyor, federasyon her şeye yetişemez zaten. Anladım ki bu iş hakikaten spor değil, bu bir yaşam şekli ve buna uyabilen insanlar yapmalı.

Atçılık yapan küçük yerler sağlıksız mı?

Hepsi para tuzağı. Hem sağlıksız hem de işi bilmeyen kişilerce yapılıyor.

Emniyet konusu da problem

Bel ve fıtık ameliyatı olan bir sürü inan var etrafta, kimse kimseyi mahkemeye veremiyor, dava açamıyor,  ortada tescilli şirket yok, kimi şikayet edeceksiniz?

'Şu adreste atım var' diyorlar, ben getiriyorum

At ithalatına ne zaman başladınız?

Son beş senedir yapıyorum. İnsanlar kendi atlarını kendileri seçiyorlar, ben onlara at satmıyorum. Sadece diyorlar ki bu adreste şu atım var ne zaman gelebilir

Zor mu bir atın seyahat etmesi?

Mutlaka gecikme oluyor, erken gelen bir at şimdiye kadar olmadı.

Randevularına geç geliyor yani atlar?

Kesinlikle! (gülüyor) Zamanla yarışıyorsunuz  Kanları alınıyor, bütün testleri yapılıyor, izinleri alınıyor, transport işi yapılıyor, derken gümrük işlerimizi yapıyoruz, atı sağ salim çiftliğine teslim ediyoruz. Önemli olan da bu.

Sevim Güzay/Akşam

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde