Selvi, Babacan'a böyle yüklendi: 15 Temmuz'da ABD'de ne işin vardı

Selvi, Babacan'a böyle yüklendi: 15 Temmuz'da ABD'de ne işin vardı

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a yönelik "15 Temmuz gecesi darbenin merkezi olan ABD’de olmasını izah edecek bir gerekçesi vardır elbette ki" ifadelerini kullandı.

Selvi, Babacan'a böyle yüklendi: 15 Temmuz'da ABD'de ne işin vardı
16px
24px
09.07.2020 06:16
ABONE OLgoogle

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a yönelik "15 Temmuz gecesi darbenin merkezi olan ABD’de olmasını izah edecek bir gerekçesi vardır elbette ki" ifadelerini kullandı.

Babacan'ın Ruşen Çakır'la yaptığı söyleşiyi değerlendiren Selvi, "17-25 Aralık’ı “minik darbe girişimi” olarak niteleyen Ali Babacan yakında 15 Temmuz için de “kontrollü darbe” derse şaşırtıcı olmaz" ifadelerini kullandı.

Selvi'in bugünkü yazısının ilgili bölümü şöyle:

ALİ BABACAN’A 15 TEMMUZ SORUSU

ALİ Babacan, partisinin açılışını yaptıktan sonra Ruşen Çakır’la yaptığı söyleşide darbe literatürüne bir katkı yaptı. 17-25 Aralık için “O günkü iktidara karşı minik bir darbe girişimiydi” diyor. Demokrasi tarihimiz aynı zamanda darbeler tarihi olduğu için bizde birçok darbe çeşidi var. Askeri darbeden FETÖ darbesine, postmodern darbe girişiminden muhtıraya kadar seç beğen al.

Bizde isimleri çeşitli ama darbelerin ortak bir özellikleri vardır. Hepsi de Amerikan patentlidir. Talat Aydemir, Amerika’nın desteğini almadan darbe yapmaya kalkışınca sonu darağacı olmuştu.

17-25 Aralık’ı “minik darbe girişimi” olarak niteleyen Ali Babacan yakında 15 Temmuz için de “kontrollü darbe” derse şaşırtıcı olmaz.

Söz konusu 15 Temmuz olunca, ben asıl Ali Babacan’ın 15 Temmuz’da nerede olduğunu merak ediyorum. Babacan, NTV’de katıldığı bir programda bu yöndeki soruya “Ben o hafta sonu yurtdışındaydım. Saat farkı da vardı, yedi saat” diyor. “Amerika’daydım” diyemiyor. 15 Temmuz gecesi darbenin merkezi olan ABD’de olmasını izah edecek bir gerekçesi vardır elbette ki.

Babacan, 15 Temmuz gecesi darbeye karşı tek bir tweet atmamasını da “Hem haber almakta hem de olayları anlamakta bayağı güçlük çektik” diye izah ediyor. Tabii darbe bastırılıp darbeciler ellerini başlarının üstüne koyarak tek tek teslim alındıktan sonra. Bir imada bulunmuyorum. Ama Ali Babacan’ın 15 Temmuz gecesi, darbenin planlandığı Amerika’da bulunmasının da izaha muhtaç olduğunu söylüyorum.

EŞCİNSELLİĞİ DEĞİL, DİYANET’İ SUÇLAMAK

Ali Babacan siyasete bir atıldı, pir atıldı. Gazeteci Ruşen Çakır, bir eşcinselin “ABD’de kendimi özgür hissediyorum. Türkiye’ye gelirsem kendimi özgür hissedebilecek miyim” diye sorduğunu iletiyor. Ali Babacan buna nasıl yanıt veriyor dersiniz? Devletin görevinin herkesin güvenliğini sağlamak olduğunu söylersin, özgürlüklerden yana olduğunu ifade edersin, peki Babacan ne yapıyor?

Eşcinselleri değil, Diyanet’i hedef alıyor. “Bu konu ramazanın ilk cuma hutbesinde ortaya atılan bir konudur. Niye o gün? Dini hassasiyetlerin yüksek olduğu bir günde bu konu ele alınmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da siyasetin etkisinde kalmaması lazımdır” diyor.

Başta Kuran-ı Kerim olmak üzere İncil’den Tevrat’a kadar bütün kutsal kitaplarda, İslamiyet’ten, Hıristiyanlık’tan, Museviliğe kadar bütün ilahi dinler eşcinselliği lanetliyor. Diyanet İşleri Başkanı ne diyecekti, ramazanın ilk cumasında eşcinselliği teşvik mi edecekti? Diyanet İşleri başkanlarının görevi dinin haram kıldıklarını anlatıp helal kıldıklarını teşvik etmektir. Ali Babacan bunu benden iyi bilir. Çünkü Türkiye’de ilk başörtüsü mücadelesini başlatan Hatice Babacan, halasıdır. Babacan’ın ailesi temiz bir ailedir. Üç beş oy uğruna değer mi Ali Bey? 

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde