Kılıçdaroğlu: İstanbul Şehir Üniversitesi'ni Davutoğlu'ndan intikam almak için kapattılar

Kılıçdaroğlu: İstanbul Şehir Üniversitesi'ni Davutoğlu'ndan intikam almak için kapattılar

İstanbul Şehir Üniversitesi'nin kapatılmasına tepki gösteren CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu'ndan intikam almak için üniversiteyi kapattılar. Devlet kin ile yönetilmez" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu: İstanbul Şehir Üniversitesi'ni Davutoğlu'ndan intikam almak için kapattılar
16px
24px
30.06.2020 13:08
ABONE OLgoogle

Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun kurucusu olduğu Bilim ve Sanat Vakfı tarafından 2008 yılında kurulan İstanbul Şehir Üniversitesi, Cumhurbaşkanlığı kararı ile kapatıldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de yaptığı grup konuşmasında üniversitenin kapatılmasına tepki göstererek, "Davutoğlu'ndan intikam almak için yaptılar" dedi.  İstanbul Şehir Üniversitesi’nin faaliyet izni kaldırıldı

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Bu üniversite neden kapatıldı? Maltepe'de çok güzel bir alanı vardı. Pırıl pırıl öğrenciler, dinamik, her görüşten akademisyenler vardı. Göz kamaştıran bir üniversite durumundaydı, genç bir üniversiteydi. Ama intikam almak için üniversiteyi kapattılar. Kimden? Sayın Ahmet Davutoğlu'ndan. Niçin ayrıldın? Niçin hak hukuk diyorsun, niçin adalet diyorsun, niçin üniversite diyorsun? Bu nedenle kapatıldı orası.

'Devlet kin ile yönetilmez' 

Devlet kin ile yönetilmez. Devleti kinle yönetirseniz,yıpratırsınız. Devlette adalet olması lazım. Hak olması lazım. Hukuk olması lazım. Siz bugüne kadar pek çok üniversiteye yardım yaptınız. Yardım yaptığınız hiçbir üniversiteye biz CHP olarak çıkıp 'Neden yardım yaptınız?' demedik. Bilime, teknolojiye, insana yatırım yapıyorsanız buna karşı çıkmadık.

'Z kuşağından oy almak istiyorsan bu dediklerimi asla unutma'

Z kuşağı hayatı sorgulayan bir kuşak. Kimin doğru kimin yanlışları söylediğini bilen bir kuşak. Efendim çıktı bunlara bir sürü laf etti ama gerekli dersi verdiler. Sen Z ya da Y kuşağından oy almak için şunları yapacaksın; bu gençler önce ne istiyor bunu bileceksin. Ne diyorsunuz diye soracaksın. Ben sana söyleyeyim. O kuşaktan oy alacaksan bu dediklerimi asla unutmayacaksın.

Gençler asla baskıcı yönetim istemiyorlar. Özgürlük istiyorlar. Tek adam rejimini sen sonlandırabilecek misin? Gençler 'biz dayatmayı kabul etmiyoruz' diyorlar. Sen sınav tarihiyle oynayarak dayatmanın nasıl olduğunu onlara gösterdin. Gençler diyor ki 'seçim ve tercihlerime karışma.' Benim tercihlerim herhangi bir politik alanın unsuru olması. Sen bunu yapmayacaksan, bunlar sana yarın güle güle diyecekler. 'Beni tektipleştirmeye özenme' diyor gençler. Sen 'gençler benim gibi düşünecek' diyorsun. Gençler kabul etmiyor. Gençler diyor ki 'eğitimde evrensel değerleri gözardı etmeyeceksin'. 'Dünyayı sorgulamak istiyorum' diyorlar. 'Sorgulama hakkımı elimden alma' diyor gençler ve 'beni kobay olarak kullanma' diyor. Erdoğan bütün bu gençleri kobay olarak kullandı. 18 yılda tam 15 kez eğitim politikası değiştirdiler. Bu gençler sana güvenir mi?"

'Saraydakinin gidişini hazırlayacak olan da gençlerdir' 

Bu ülkenin geleceği gençlere emanet edilmiştir. Saraydakinin gidişini hazırlayacak olan da gençlerdir. Saray'da oturan zat 6 üniversiteye rektör atadı. Bunlardan 4'ünün uluslararası dergilerde yayımlanmış tek bir makalesi yok. Döküntü yani. Hani liyakat vardı. Bir makalesi olmayanı üniversitenin başına getiriyorsun. O kıskançlığından makale yazanları cezalandıracak. Böyle bir anlayışla devlet, üniversite yönetilir mi? Böyle bir anlayışla üniversite bilgi üretebilir mi?

'YÖK denen darbe kurumunu kaldıracağız'

Üniversiteler artık bilgi üretmiyor. Bir üniversite bilgi üretirse, o ülkenin sanayicileri katma değeri yüksek ürün üretirler ve Türkiye dünyada söz sahibi olur. Eğer üniversiteleri üniversite yapabilirsek, barış istedi diye hocaları atmazsak söz sahibi olabiliriz. Sizin tercihlerinizle biz iktidar olduğumuzda size söz veriyoruz YÖK denen darbe kurumunu kaldıracağız.

'Baroların bölünmesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ihanettir'

Adaletin en önemli ayaklarından birisi avukatlardır. Barolar ile ilgili kanun teklifi Meclis’e geldi. Avukatlar baroların parçalanmasına itiraz ediyorlar. Barolar siyasi kuruluş değildir. Niye bölüyorsunuz? Baroyu ayrıştırıyorlar. Açık ve net söylüyorum baroların bölünmesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ihanettir. Bahçeli'ye söylüyorum. Bu ülkenin bekasından söz ediyorsa yarın etnik kimlik bağlamında bölünen bir baroyu nasıl savunacaksın sen? Beka, beka! Ülkeye beka sorununu yaratan işte bunlardır.

Türkiye'yi kutuplaştıran bu teklife hep birlikte karşı çıkacağız. Yargıyı arka bahçeleri haline getirdiler. Bir ilde iki vali olmaz, bir ülkede iki ayrı hazine bakanı olmaz. 'Bana biat eden baro olsun' diyemezsin. Barolar dernek değildir. Bir ile iki tane esnaf odası, ticaret odası olur mu?

Baro başkanlarının yürüyüşüne kendisi de avukat olan Mansur Yavaş çadır gönderdi, su gönderdi. Almadılar. Yemek vermediler. Devleti sağduyuyla yönettiğinizde bunlar olmaz.

Sarayın köleliğini yapanlar bu ülkede hakimlik yapamazlar. Bunlardan gün gelecek hesap sorulacak. Hukukun üstünlüğü diye bir şey var. Ne karar alırsanız alın ne yaparsanız yapın bütün belediye başkanlarımız tarih yazdılar, yazmaya devam edecekler.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde