Rıza Sarraf: Barış Güler'e 100 Bin Dolar verdim

Rıza Sarraf: Barış Güler'e 100 Bin Dolar verdim

ABD’de Reza Zarrab’ın önce “sanık”, ardından da “kritik tanık” haline geldiği davada ikinci hafta başladı. 5'inci gününe girilen duruşmanın 'Zarrab bölümü'nde ise 4'üncü gün.

Rıza Sarraf: Barış Güler'e 100 Bin Dolar verdim
16px
24px
04.12.2017 17:57
ABONE OLgoogle

Şimdiye kadar savcılık makamının sorguladığı Zarrab'ı, bugünden itibaren Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'nın avukatları sorgulayacak. Halkbank ekibinden en dikkat çekici isim ise kadın avukat Cathy Fleming. Fleming, duruşmayı takip eden gazeteciler arasında 'ejerhalı siyah ceketi' yüzünden “ejderhalı kadın" olarak biliniyor.

Eski Halkbank Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın, ABD'nin İran yaptırımlarının ihlal edilmesiyle suçlandığı davada tanık olmayı kabul eden Türk ve İranlı iş adamı Reza Zarrab, (Rıza Sarraf) New York'ta devam eden mahkemede ifade vermeye devam ediyor.

Duruşmadan notlar;

 

Eski Halkbank Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın, ABD’nin İran yaptırımlarının ihlal edilmesiyle suçlandığı davada tanık olmayı kabul eden iran asıllı Türk vatandaşı Rıza Sarraf New York’ta devam eden duruşmada ifade vermeye devam ediyor. Bugün davanın 5. duruşması gerçekleşiyor.

19:25 Savcı Sarraf'tan, bir telefon kaydını (Türkçe) doğrulamasını istedi.

Sarraf: Evet, konuşma bu şekilde oldu efendim. (Sarraf, burada, Abdullah Happani ile Halkbank'tan gönderilen paralarla ilgili konuştuğunu söylüyor.)

19:20 Sarraf, ifadesi boyunca bu gıda sevkıyatı işlemlerinin sahte olduğu sürekli tekrarladı. Sorguda başka bir konuya geçiliyor.

19:17 Savcı: Bu evrakta doldurulan alanlara bakalım. "Nihai varış yeri: İran

Sarraf: Ben veya benim şirketlerim İran'a hiç gıda göndermedik.

19:14 Yeni bir delil: Sarraf, belgeyi doğrulayarak "Bu bir gümrük beyanı, efendim" dedi. Dubai'de verilen gümrük çıkış belgesi. Sarraf'ın ifadesine göre Atilla, sevkıyatların inandırıcı görünmesi için Sarraf'ı uyardı; "14 ton kapasiteli gemiye '25 ton yükledim' deme" dedi.

19:12 Sarraf ile Atilla arasında doğrudan geçen bir görüşmede Atilla, gıda sevkıyatı kayıtlarının inandırıcılığı konusunda endişeli; Sarraf ise yüklenen miktarların gemilerin hacmine eşit olduğunu söylüyor. Sarraf "Atilla, evrakların daha dikkatli hazırlanması gerektiğini söyledi" dedi.

19:07 Sarraf belgelerdeki karışıklıkla ilgili "Küçük gemiler, inandırıcı evraklar" dedi. İlave deliller dosyaya eklendi.

19:03 Soru: Atilla'ya yanıt olarak ne dediniz?

Sarraf: "Hakan Bey, biz onu değiştirdik" dedim.

(Sarraf'ın bugüne kadar ifadesinde ilk kez bu kadar uzun süre Atilla'dan bahsettiği görülüyor. Sarraf, Atilla'nın da bu işin ne kadar içinde olduğunu anlatmaya çalışıyor. Önceki günlerde Atilla her adı geçtiğinde sessizce kafasını sallıyordu.)

19:01 Sarraf, "Volgum" adlı gıda şirketinden bahsediyor. Sarraf, Atilla'nın Volgum'u anlamadığını söyledi: Hakan Atilla, Volgum'un altın ticaretinde kullanıldığını sanıyordu çünkü şirket başlangıçta bu amaçla kurulmuştu... Ancak daha sonra gıdaya dönmüştü.

19:00 Sarraf, Süleyman Aslan'ın "Sen Hakan Bey'i dinle, bir şey olursa o zaman konuşuruz." dediğini söyledi.

18:58 Sarraf, alt kademedeki banka çalışanları, Dubai'den İran'a giden sahte buğday sevkıyatlarını fark edince, Hakan Atilla ile konuştuğunu anlattı. Sarraf'ın "Dubai'de buğday yetiştirilmiyor" İfadesi, Atilla'nın "geri plandaki iş bitirici" olduğu iddiasını destekliyor.

18:54 Sarraf'ın ifadesine göre, evraklarda altın işlemleriyle gıda işlemleri birbirine karıştırılmış.

18:50 Sarraf, altın ve gıda ticareti için Halkbank'a ödediği komisyonları anlattı: Ödediğim en yüksek komisyon oranı yüzde 1.

18:48 Başka bir telefon tapesi delil dosyasına girdi.

18:45 Sarraf iki evrakta hata yaptığını anlatıyor. Birincisinde, rakamı fazla yazdığını ifade eden Sarraf: "İkinci hatayı buğday sevkıyatında yaptık. Menşe belgesine "Dubai" yazdık.

Soru: Nasıl bir hata bu yani?

Sarraf: Dubai'da buğday yetiştirilmiyor.

18:39 Sarraf: Ancak belge istendiği zaman işler karışıyordu. Sarraf, Süleyman Bey'in de bu belgelerin neden istendiğini anlamadığını fakat sorunu hemen çözeceğini ifade ettiğini söyledi.

18:35  Sarraf: Halkbank'ta ne kadar çok İran parası olursa, benim için o kadar iyiydi.

18:34 Sarraf ifadesinde, Bunghi adlı bir nakliye şirketinden bahsetti.

Soru: Bunghi adlı şirket sizin rakibiniz miydi?

Sarraf: Hem evet, hem hayır.

Soru: Ne demek istiyorsunuz?

Sarraf: Onlarla rakip değildik, çünkü onlar gerçekten gıda sevkıyatı yapıyordu ama biz yapmıyorduk. Rakiptik diyorum çünkü onlar da işlerinde Halkbank'tan gelen İran paralarını kullanıyordu. Yani benim Halkbank'tan alıp kullanabileceğim para tutarının azalmasına neden oluyorlardı.

18:30 Soru: Dikkat çekse ne olur ki?

Sarraf: Çünkü aslında gıda ürünü sevkıyatı gerçekleşmiyordu.

Soru: Gemilere gıda yüklemeden muayene belgelerini nasıl alıyordunuz?

Sarraf: O dönemde muayene belgelerini zaten alamıyorduk.

Soru: Neden alamıyordunuz?

Sarraf: Çünkü fiili olarak gıda veya ürün gönderilmiyordu. Ortada bir ürün yoktu.

(Sarraf ve Aslan bu konuya ilişkin birbirlerine birçok mesaj göndermiş.)

18:29 Sarraf'a göre, İran'a giden gemilerin tonajı çok düşüktü ve büyük tonajlı gemiler de dikkat çekebilirdi.

18:27 Sarraf, Aslan'a yanıt olarak, isterse işlemleri 5 milyon dolarlık parçalar halinde yapabileceğini söylüyor.

Aslan: Öyle daha iyi olur.

18:24 Süleyman Aslan'dan Sarraf'a gönderilen  "Bu toplamlar, gerçek gıda ihracatı için uygun olmayabilir." mesajı doğrultusunda Sarraf'a  "Aslan sizce burada ne demek istiyor?" sorusu yönlendirildi. Sarraf, "Demek istediği şu: İran'dan havaleyle gönderilen tutar... Meblağ çok büyük olduğundan, gıda ticareti için gerçek bir meblağa karşılık gelmiyor".

18:17 Daha önce de oturumlarda sözü geçen, Sarraf ile Süleyman Aslan arasındaki konuşmadan bahsedildi. Gıda ticareti mekanizmasında bazı rakamların gıda ticareti için çok yüksek ve inandırıcılıktan uzak olduğundan söz edildi.

18:12 Rıza Sarraf tanık kürsüsünde yerini aldı. Sarraf koyu renk bir ceket ve beyaz gömlek giyiyor. Bugün savcı doğrudan Sarraf'ın sorgusuna devam edecek.

18:07 Cuma günü gerçekleşen oturumda bir jüri üyesi uyukluyordu, bugün de bir jüri üyesi duruşmaya geç kaldı.

17:50 - Avukatlar ve izleyiciler yerini aldı. Jüri üyeleri bekleniyor. Sarraf henüz salonda değil.

(Çeviri: Sebla Küçük)

"Barış Güler’e yüz bin dolar ödeme yaptım"

Sarraf ABD’deki yargılamasının 4.duruşmasında Halk Bankası’nda altına çevrilerek İran’ın uluslararası ödemelerinin yapıldığı para düzenini Çin Halk Cumhuriyeti’nde nasıl kurmaya çalıştığını anlattı. Sarraf, Çin’de kurulacak şirket için Türkiye’den bir referans mektubuna ihtiyaç duyduklarını anlattı. Bu dönemde şirketlerinden birinde danışman olarak çalışan Barış Güler aracılığıyla babasından, yani dönemin İçişleri Bakanı olan babası Muammer Güler’den bu referansı temin ettiğini iddia eden Sarraf, “Yüz bin dolar Barış Güler’e ödedim” dedi. 

İFADELERİ BÜYÜK TARTIŞMA YARATMIŞTI

New York’taki davada Zarrab’ı önce savcılık sorgulamış, başta AKP’li eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, İçişleri eski Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler ve Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’a “rüşvet verdiğine” ilişkin ifadeleri büyük tartışma yaratmıştı. Davada savcılık sorgusunun bugün sona ermesi, davanın tutuklu tek sanığı konumundaki Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın avukatlarının “Çapraz sorguya” başlaması bekleniyor. Atilla’nın, ücretleri Halkbank tarafından denen avukatları dışında, bir de “olası çıkar çatışmalarına” karşı sadece Atilla’nın haklarını koruması için Hakim Richard Berman’ın atadığı ve ücreti mahkeme tarafından ödenen bir avukatı daha bulunuyor.

Ancak Zarrab’ın çapraz sorgusunu, ön duruşmalar ve jürili duruşmalar sırasında kritik çıkışlarıyla dikkat çeken kadın avukat Cathy Fleming’in yapması bekleniyor. Fleming, jürili duruşmaların ilk haftasında savcılığın Zarrab’a yönelik sorgulamasında kritik itirazları dışında, bir de mahkemede giydiği ceketleri ile dikkat çekmişti. Özellikle Fleming’in giydiği, sırtında kırmızı çok büyük bir ejdarhanın bulunduğu siyah ceketi, duruşmayı izleyenler arasında çok konuşulmuş, “ejderhalı kadın Reza’ya karşı” esprileri yapılmıştı.

SAVCILIĞIN STRATEJİSİ

Duruşmanın ilk haftasında Zarrab’ı sorgulayan Savcılığın stratejisi öncelikle Zarrab’ın Türkiye’de üst düzey hükümet yetkilileri ve bürokratlarla kurduğu rüşvet ilişkisini ortaya koyarak “suç çetesi” izlenimi vermek, ardından bu rüşvet ilişkisi sayesinde “şebekenin” İran’a yönelik yaptırımları delmek ve Amerikan finans sistemini dolandırmak için nasıl bir “sistem” kurduklarını göstermek olmuştu. Zarrab’a “Atilla rüşvet aldı mı” sorusunu bizzat soran savcılık, Zarrab’ın ağzından “hayır almadı” açıklamasını bizzat alarak, bunu avukatlara “koz olarak” bırakmamaya çalıştı. Ancak rüşvet ilişkisine girmemesine rağmen Atilla’nın “çeşitli nedenlerle bilerek ve isteyerek” kurulan “dolandırıcılık sistemine katkıda bulunduğunu” göstermeye çalışmıştı.

SAVUNMANIN STRATEJİSİ

Atilla’nın avukatlarının çapraz sorgu sırasında izleyecekleri stratejinin ilk işaretlerini ise, Atilla’nın avukatlarından Victor Rokko, davanın açılış konuşmasında vermişti. Rocco, avukatlık ücreti Halkbank tarafından ödenmesine rağmen şaşırtıcı bir çıkışla Çağlayan ve Süleyman Aslan’ı Zarrab’la “rüşvet ilişkisine girmekle” açıkça suçlamış, “utanmazca rüşvet aldılar” demişti. Avukatların stratejisinin bu noktadan yola çıkarak, Halkbank’ta bürokrat olan Atilla’nın “amirlerinin emirlerini yerine getirmekten başka birşey yapmadığını” gerek Halkbank, gerekse Atilla’nın daha üst düzey yöneticilerin “kurbanı olduklarını” ortaya koymak olması bekleniyor. Nitekim Atilla’nın avukatları, “Türkiye’deki siyasetçi bürokrat ilişkisi ve bürokratlar arasındaki amir-memur ilişkisi” konusunda da Amerika’da görev yapan Türk kökenli bir profesörü de “savunmanın şahidi” olarak resmen mahkemeye sunmuşlardı.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde