Ünlü işadamı 8 Bin Liraya gülümsetiyor...

Ünlü işadamı 8 Bin Liraya gülümsetiyor...

30’lu yaşlarının başındayken beyin enfeksiyonu geçirerek ölümden dönen işadamı Murat Akdoğan, son dönemde sağlık yatırımlarına odaklandı.

Ünlü işadamı 8 Bin Liraya gülümsetiyor...
16px
24px
30.09.2017 06:07
ABONE OLgoogle

 “İdeal olan sağlıklı güzellik” diyen Akdoğan, insanların mutlu görünmek için 8 bin liraya gülüş ameliyatı yaptırdığını söyledi. Akdoğan sağlık yatırımlarını yurtdışına da taşıyor, ilk yurtdışı hastanesini Bulgaristan’da açıyor.

İŞADAMI Murat Akdoğan, 25 yıl büyük emek verdiği Baymak’ı 2013 yılında Hollandalılara sattıktan sonra sağlık ve turizm sektörüne girdi. Sağlık alanında Ethica ve Estethica markalarına yatırım yaptı, Türkiye’nin en büyük estetik hastanesini kurdu. Yakında bu yatırımıyla yurtdışına açılacağını anlatan Akdoğan ile yeni projelerini konuştuk.

YABANCI HASTA İLGİSİ

Siz Baymak’ta genel müdürken, 1992 yılında, Körfez Krizi’nin hemen sonrasında şirket borç yükü altında kalıyor. Siz ortaya çıkıp “ben kurtarırım” diyorsunuz. Şirketin 20 milyon dolarlık borcu varken, konkordato ilan edilmişken şirketi kurtarıyorsunuz…

- Gençtim. İşimi seviyordum. Patron zor durumdaydı. Biz hep zorluklardan beslendik. Ben öyle büyütülmüştüm. “Yaparım ben” dedim. Çok zor oldu ama başardım.

Ve sattıktan sonra yeni yatırımınız sağlık alanında oldu. Peki neden estetik hastaneleri açtınız?

- Aslında başta estetik değildi. İçinde estetiğin de olduğu bir hastane kurmuştum. Ethica Sağlık Grubu’nu oluşturdum. Ancak hastanede sağlık sorunu yaşayanlarla hastaneye tamamen estetik kaygılarla gidenlerin aynı ortamda olmasının doğru olmadığını gördüm ve Estethica yatırımını da yapmaya karar verdim. Ethica İncirli Hastanesi, Ethica Levent Hastanesi, Bakırköy Estethica Cerrahi Tıp Merkezi ve Ataşehir Estethica Cerrahi Tıp Merkezi’nden oluşan Ethica Sağlık Grubumuz oldu. Estetik yatırımı yapmama aslında popülist dünya neden oldu. Günümüzde artık herkes daha iyi görünmek ve daha uzun yaşamak istiyor. Ben de aynı şekilde düşünüyorum.

Hastane yatırımlarına devam edecek misiniz?

- Çok yakında Bulgaristan’a yatırım yapıyoruz. Biz yurtdışından çok hasta alıyorduk. Ancak malesef ülkemizle ilgili son dönemde yurtdışında yaşatılan karalama kampanyaları yabancı hastaları da etkiledi. Ben bunun değişeceğine de inanıyorum. İlk yurtdışı yatırımımı Sofya’da yapacağım. 5 milyon Euro’luk bir Estetik Merkezi açıyoruz. Sağlıklı güzellik konseptini Sofya’dan sonra Budapeşte, Prag ve Varşova’ya da taşımayı planlıyorum. Bu şehirler Avrupa’nın arka bahçesi. Bunları yaptıktan sonra da Frankfurt’ta hastane açabilirim.

13 BİN KİŞİ VAR

Türkiye’nin en büyük estetik hastanesini kurdunuz. Aylık, günlük ortalama kaç işlem yaptırılıyor?

- Ayda ortalama 13 bin kişi estetik operasyon yaptırıyor hastanelerimizde. Kozmetik dermatoloji işlemleri için ayda ortalama 1000 lira, plastik cerrahi operasyonları için ortalama 5000 lira harcıyorlar. Örneğin gülüş estetiği çok yapılıyor, ortalama 8000 lira bu da. 

İnsanlar gülümser ifade için 8000 lira verip mutlu olabiliyor mu?

- Herkes daha iyi görünmek istiyor. Ama hepimiz biliyoruz estetik sağlık değil. Sağlıklı güzellik ideal olan.

Hem dünyada hem de Türkiye’de estetik harcamaları hızla artıyor. Türkiye’deki ekonomik büyüklüğü ne kadar aşağı yukarı?

- Dünya çapında toplam hacmi 200 milyar dolara yaklaştı. Türkiye’deki büyüklüğü henüz 3.5 milyar dolar civarında. Türkiye’de estetik pazarı yılda ortalama yüzde 25 büyüyor. Her yıl ortalama yüzde 20 koyduğumuzda 2017 için ortalama 5.3 milyar liralık bir rakama ulaşıyoruz. Ancak güncel ve kesin açıklanan bir bilgi yok bu konuda.

GELENEKSEL TIBBA DA GÜVENİYORUM

Siz hep kendinizden yola çıkmışsınız yatırımları yaparken…

- Ben kendime sağlığıma çok özen gösteriyorum. Rahatsızlıklarım nedeniyle 18 hap içiyordum. Kolesterol, yüksek tansiyon, böbrek, şeker vs…İlaçların hepsi de iç organları yoruyor. Her ilacın yan etkisi var. “Bunlardan nasıl kurtulurum?” diye incelemeye başladım. Bunlar çok yakın zamanda oldu. Son dönemde geleneksel tıpla ilgili her şeyi okudum, inceledim. Bizim hastanemizde de İran’da İbni Sina Hastanesi’nde geleneksel tıp eğitimi de almış bir doktor var. Ben hem modern tıbba hem de geleneksel tıbba inanıyorum. Tüm sağlık kontrollerimi yaptırıyorum ve aynı zamanda hacamat da yaptırıyorum. Vücuttan kirli kanın atılması gerekiyor. Bunu yaptırdığımdan beri de daha sağlıklıyım. Daha rahat uyuyorum. Akupunktur ve hacamat gibi geleneksel tıp uygulamalarından yararlanılması gerektiğine inanıyorum.

YAŞAYACAĞIMA İNANDIM

İlginç bir hayat hikayeniz var... Yaşadığınız zor günler ve tekrar ayağa kalktığınız dönemi biraz anlatır mısınız?

- 1994’te şirketi kurtarma mücadelesini verirken, çok ciddi bir hastalık yaşadım. Bir gün işten çıkıp, ders anlatmak için üniversiteye gittim. Üniversite hocalığını hep çok sevdim. Ders sırasında fenalaştım. Ellerim, avuçlarımın içinde de kaşıntı vardı. İlk önce alerji sandılar, sonra “beyninde tümör var” dediler. Aslında bu tümörün 7-8 ay önce yaşadığım çok sert ve zor günlerin sonucu olduğu ise Amerika’ya tedavi için gittiğimde ortaya çıktı.

Ne olmuştu?

Patronun işleri kötü gidince kendimi ispatlama mücadelesine girmiştim. İcralarla uğraşmaktan hukuk öğrendim. Bir yandan Baymak’ın tüm mühendisliğini yapıyorum. Cenevre’ye görüşmeye gitmiştik borç ilişkilerini toplamak için. Orada hastalandım 3 gün ateşler içinde gezdim. Çok bitkindim. Ama vaktim yoktu geçer diye doktora gitmedim. Mikrop böbreklere inmiş. Beyne gitmiş. Aslında tüm hastalıklar sinsi. 7-8 ay sonra tansiyonum oynayınca ve kaşıntılarla doktora gidince serum verdiler. Tansiyonum çok yüksek çıktı. 18-10. Böbreklerim kayba uğramış. Farkında değilim. Biyopsi yapıldı. Diyalize doğru gidiyorum. Çok korktum çok gençtim, 30 yaşlarının başındaydım. Hastalığın durma şansı da düşük dediler. Doktor agresif bir tedavi uygulamayı önerdi ama yüksek riskliydi. Sonuçta yaşama şansımın az olduğu söylendi. Amerika’ya gittim. “Tümör değil beyinde enfeksiyon” dediler. Tıp literatürüne bu teşhisle geçen 14’üncü hastaydım. 13’ü ölmüştü. Amerika’da çok agresif bir tedavi oldum. Bağışıklık sistemim çöktü. Çok mücadele verdim ve kurtuldum. O dönemde hem yaşayacağıma hem de Baymak’ın krizden çıkacağına yüzde 100 inandım. 25 yıl Baymak’la çok başarılı işler yaptım.

MURAT AKDOĞAN KİMDİR?

MURAT Akdoğan, öğretmen bir babanın oğlu. 5 kardeşi olan Akdoğan, babası yetiştirme yurdunda görevli olduğu için, çocukluğunda 12 yıl yetiştirme yurdunun lojmanlarında yaşadı. Marmara Üniversitesi’nde makina mühendisliği eğitimi aldıktan sonra “İşletme Yönetimi ve Organizasyonu“ alanında yüksek lisans ve doktora yaptı. 25 yaşında Baymak’ta genel müdür oldu. Şirket batışa geçince tüm sorumluluğu aldı ve Baymak’ı yeniden ayağa kaldırdı. 25 yıl sonra 2013 yılında Baymak’ı Hollandalılara satarak sanayi alanından çekildi. Her zaman ilgi duyduğu sağlık ve turizm alanlarında yatırımlara başladı. Akdoğan aynı zamanda 20 yıldır Marmara Üniversitesi’nde İşletme lisans ve İşletme yüksek lisans dersleri de veriyor. Ethica, Estethica Hastaneleri, Ethica Sigorta ve MYC İnşaat’ın bağlı olduğu MYC Partners’ın Yönetim Kurulu Başkanı olan Akdoğan, evli ve iki çocuk babası.

Elif Ergu/Hürriyet

 

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde