Bayan diyorlardı: Ankara ‘kadın’demeyi öğrendi
Sabancı Vakfı ile Birleşmiş Milletler’in ortak projesi “Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Hakları Projesi” 10’uncu yılını doldurdu. Güler Sabancı, hibe programları ve ortak projenin ardından yeni bir yol haritası belirleyeceklerini söylüyor.
19.12.2015 17:00
ABONE OL
Sabancı Vakfı ile Birleşmiş Milletler’in ortak projesi “Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Hakları Projesi” 10’uncu yılını doldurdu. Güler Sabancı, hibe programları ve ortak projenin ardından yeni bir yol haritası belirleyeceklerini söylüyor.
SABANCI Vakfı’nın Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik projeleri 10’uncu yılını doldurdu. Sabancı Vakfı Başkanı Güler Sabancı, Birleşmiş Milletlerle “Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Geliştirilmesi Ortak Programı” ile vakfın hibe programlarıyla 17 ilde 350 bin kişiye dokunduklarını söylüyor. 10 yılda neler değişti, bu proje Türkiye’nin en derin kanayan yarası kadın hakları konusunda nasıl bir değişim yarattı? Vakıf başkanı Güler Sabancı ve Genel Müdür Zerrin Koyunsağan ile bir araya geldik, Kars, Trabzon, Kayseri, Şanlıurfa gibi kentlerde yapılan toplantılara katılarak başından beri yakın takipçilerinden biri olduğum projenin bilançosunu dinledik.
BAYAN DİYORLARDI
Sabancı Vakfı on yılda üç Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı desteğiyle yürütülen proje yerel düzeyde yürütülen ilk kapsamlı çalışma oldu. Henüz varolma çabaları içinde olan sivil toplum örgütlerine katkı sağladı. İlk toplantılarda devlet yetkililerinin kadın kelimesi yerine ‘bayan, hanımefendi’ hitaplarını tercih etmesi son dönemde değişti. Yani proje, ‘Ankara’ya kadın demeyi’ öğretti.
Sabancı, kadın sorunları kimsenin gündeminde yokken başlattıkları projelerin cinsiyet eşitliği konusunda önemli katkıları olduğunu söylüyor. Çocuk gelinler konusundaki açıklamalar, araştırmalarla konuya Türkiye çapında dikkat çekildiğini belirtiyor. Türkiye’de kız çocuklarının okula gitme oranının bu süreçte giderek arttığını ve yüzde 95’lere çıktığını anlatan Sabancı, toplumda genel kanının da artık ‘kızlar okumalıya’ dönüştüğünü dile getiriyor.
BEN DE ÖĞRENDİM
Sabancı, “Yerel yönetimlerde Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme” projesiyle kadınlara yönelik kentsel hizmetlerde de önemli gelişmeler kaydedildiğini anlatıyor. Projeler sırasında ziyaret edilen kentlerdeki kadınların kendisine de çok şey öğrettiğini ekleyen Sabancı, hibe programı ve Birleşmiş Milletler ortak programının sona erdiğini , Fark Yaratanlar ve Mor Sertifika programının ise süreceğini dile getiriyor. “Yeni projelerde odak yine kadınlar, çocuklar ve engelliler olacak” diyen Sabancı, yeni dönem için başlatılacak projeler için arama konferansı yapılacağını da kaydederek yeni yol haritasının da bu konferanslarda belirleneceğini ekliyor. Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan da “Mor Sertifika” projesinin kentler için son derece önemli olduğunu söylüyor ve bu proje ile “Lise öğretmenlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı yaratmanın” hedeflendiğini dile getiriyor.
Jale Özgentürk/Hürriyet
SABANCI Vakfı’nın Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik projeleri 10’uncu yılını doldurdu. Sabancı Vakfı Başkanı Güler Sabancı, Birleşmiş Milletlerle “Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Geliştirilmesi Ortak Programı” ile vakfın hibe programlarıyla 17 ilde 350 bin kişiye dokunduklarını söylüyor. 10 yılda neler değişti, bu proje Türkiye’nin en derin kanayan yarası kadın hakları konusunda nasıl bir değişim yarattı? Vakıf başkanı Güler Sabancı ve Genel Müdür Zerrin Koyunsağan ile bir araya geldik, Kars, Trabzon, Kayseri, Şanlıurfa gibi kentlerde yapılan toplantılara katılarak başından beri yakın takipçilerinden biri olduğum projenin bilançosunu dinledik.
BAYAN DİYORLARDI
Sabancı Vakfı on yılda üç Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı desteğiyle yürütülen proje yerel düzeyde yürütülen ilk kapsamlı çalışma oldu. Henüz varolma çabaları içinde olan sivil toplum örgütlerine katkı sağladı. İlk toplantılarda devlet yetkililerinin kadın kelimesi yerine ‘bayan, hanımefendi’ hitaplarını tercih etmesi son dönemde değişti. Yani proje, ‘Ankara’ya kadın demeyi’ öğretti.
Sabancı, kadın sorunları kimsenin gündeminde yokken başlattıkları projelerin cinsiyet eşitliği konusunda önemli katkıları olduğunu söylüyor. Çocuk gelinler konusundaki açıklamalar, araştırmalarla konuya Türkiye çapında dikkat çekildiğini belirtiyor. Türkiye’de kız çocuklarının okula gitme oranının bu süreçte giderek arttığını ve yüzde 95’lere çıktığını anlatan Sabancı, toplumda genel kanının da artık ‘kızlar okumalıya’ dönüştüğünü dile getiriyor.
BEN DE ÖĞRENDİM
Sabancı, “Yerel yönetimlerde Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme” projesiyle kadınlara yönelik kentsel hizmetlerde de önemli gelişmeler kaydedildiğini anlatıyor. Projeler sırasında ziyaret edilen kentlerdeki kadınların kendisine de çok şey öğrettiğini ekleyen Sabancı, hibe programı ve Birleşmiş Milletler ortak programının sona erdiğini , Fark Yaratanlar ve Mor Sertifika programının ise süreceğini dile getiriyor. “Yeni projelerde odak yine kadınlar, çocuklar ve engelliler olacak” diyen Sabancı, yeni dönem için başlatılacak projeler için arama konferansı yapılacağını da kaydederek yeni yol haritasının da bu konferanslarda belirleneceğini ekliyor. Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan da “Mor Sertifika” projesinin kentler için son derece önemli olduğunu söylüyor ve bu proje ile “Lise öğretmenlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı yaratmanın” hedeflendiğini dile getiriyor.
Jale Özgentürk/Hürriyet
