Zorlu'nun en büyük iki korkusu

Zorlu'nun en büyük iki korkusu

En zengin işadamları listesindesiniz. Önünüze milyar dolarlık bilançolar geliyor. Bunlar size Allah'ın lütfu olduğunu düşünüyor musunuz?

Zorlu'nun en büyük iki korkusu
16px
24px
16.01.2011 07:10
ABONE OLgoogle

İlkokul mezunu olduğu için kendisini 'alaylı' diye nitelendiriyor. İlkokuldan sonra babasının yanında çırak olarak ticarete atıldı. 15 yaşında en fazla sipariş aldıkları Karadeniz'de fırsatları daha iyi değerlendirmek için Trabzon'a yerleşti ve bir dükkan açtı. 

1970'lerde bu bölge de kendisine ufak gelince taşı toprağı altın denen İstanbul'un yolunu tuttu. İlkin emprime çarşaf işine girdi. Tekstilde Taç markası büyümesinin ilk ivmesi oldu. Fason üretimden çıkıp Korteks'te kendi malını üretmeye karar verdi. Ürün yelpazesini genişledikçe milyon dolarlık ihracatlara imza attı. Asil Nadir'in kurduğu Vestel'i 1994'te aldığında bütün dünyanın dikkatini çekti. Herkes 'kim bu adam?' diyordu. Hiç oyalanmadı ve yıllık 360 bin adet televizyon üretebilen Vestel'de tesisleri büyüttü. Adına City (şehir) kelimesini ekledi. 11.5 milyon televizyon üretilen tesislerde beyaz eşyada da milyonlu rakamlara ulaşıldı. Başarı hikâyeleri arasında en ilgi çekici olanlardan birinde onun imzası var. O isim Zorlu Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu.

Denizbank'tan sonra Vestel'i de satıp satmayacağını, Heronlar'ın tahtını sarsacak yerli insansız hava taşıtını, 10 milyar dolarlık Nikel'in kokusunu nasıl aldığını dobra dobra anlattı. "Okul vardı da biz mi okumadık?" dese de hemen ekledi: "Okusaydım armudun sapı üzümün çöpü derken bekle de fırsatlar kaçardı." Soy ismi gibi Zorlu bir işadamı olmadığını sıcakkanlı cevapları ile bizlere hissettirdi. Bakalım siz de o mütevazı işadamına dokunabilecek misiniz satırlarımızda?

Ahmet Zorlu, Mehmet Kamış ve Turhan Bozkurt'a Türkmenistan'daki Türk okullarında hediye edilen kaftanın hikâyesini de anlattı.

2011'de en büyük sürpriziniz ne olacak?

Projeler çok ama bazıları erken bazıları da normal. 2011'de yatırımlarımız devam edecek. Mesela nasip olursa Gördes'te nikel rafineri inşaatına başlayacağız.

Bu rakamların afaki olduğunu söyleyenler var...

Şimdi telaffuz ettiğimiz rakamlar bugün çıkarılacak rakamlar değil, tespit edilen rakamlar. Bu gerçek. Ama bunu 25-30 sene boyunca işleteceğiz.

Ne kadar bir yatırım öngörüyorsunuz?

Yatırım için teşvik de aldık. Şu an ilk yatırım 700 milyon TL. Afaki deniyor ama biz palavra atmıyoruz. Kusura bakmayın. Orada tespit edilen nikel potansiyeli 600 bin ton. Bu 74 kilometre kare alanda. Tespitler devam ediyor. 10 milyar dolarlık rezerv bulduk dedik. Eskişehir'de de var. Bunu 30 sene boyunca çıkarmayı planlıyoruz. Bizim bulgumuz. 6-7 senedir araştırma yapıyorduk. Buraya dünyanın parasını gömdük.

Kokuyu nasıl aldınız?

Koku almak kolay. Her gün projeler geliyor bize. Zorlu Grubu olarak yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Biz olmayan bir şeyi kalkıp da basın önünde niye konuşayım ki? 700 milyon TL'lik yatırım için teşvik başvurusu yaptık. Türkiye'de şimdiye kadar yapılmamış bir adım da atıyoruz. Çevreye de duyarlı davrandık ve rafineriyi kapalı sistem yapıyoruz. Bunu dışarıda asitle eritip de yapabilirdik. Türkiye'de ilk defa yapılıyor bu. Türkiye açısından yer altı kaynaklarının çevreye zarar vermeden ekonomiye kazandırılması adına çok önemlidir. Daha yatırım yaparsanız daha öne alabilirsiniz. 15 seneye çekebilirsiniz. Anlatabiliyor muyum? Ama çevreyi korumak adına bunu uzatıyoruz. Hemen 2011'de Allah nasip ederse bu rafinerinin temelini atacağız, 2013'te üretim başlayacak.

Kaç kişi istihdam edilecek?

Aşağı yukarı en azından 1.000 kişilik istihdam oluşturmuş olacak.

O bölgede sizin yatırım açıklamanızdan sonra arsa fiyatları yükselmiş...

Haberim yok. Arsa fiyatı ne olacak, oraya bina mı yapacaklar? Bu projeye Gördesliler sahip çıktılar. Çünkü oradaki insanlara iş imkânları sağlamış olacağız. Her zaman söylüyorum; Türkiye'den kemiksiz yerin altından alacaksın, tamamen hammadde olarak ihraç edeceksin. Her sene 250 milyon dolar... Ham madde olarak ihraç edeceğiz. (Tüp içinde rafine edilmiş yeşil renkli toz halini gösteriyor.) Her yerde kullanılıyor Nikel. 'Zorlu sanayiden mi çekiliyor gayrimenkule mi geçti?' diyorlar. Hayır, bu tarafta da yatırım yapıyoruz madencilikte de yatırım yapıyoruz. Fırsat demeyelim ona ama. Biz bu ülkeye mal olmuş bir grubuz.

2010'da 1 lira borcumuz varsa, 2011'de 1 lira 10 kuruş oluyor. Kazandığımızı yatırım olarak değerlendiriyoruz, biraz daha fazla yatırım yapıyoruz. Daha büyüme biraz daha büyüme deyip gidiyoruz.

En büyük projeniz Zorlu Center ile birlikte nikel madeni. Öyle mi?

Tabii ki. Bizim için olduğu kadar Türkiye için önemli. Yer altı kaynaklarını değerlendirdiğiniz vakit toprağın altında atıl bekleyen kaynağı ülkeye kazandırmış olursunuz.

Şimdi ilk aşamada senelik 10 bin tonluk bir rafineri kuracağız. Sonra 2. bir 10 bin ton da gelecek. Nikelin tonu 25 bin dolar civarında. Bu ne yapıyor? Senede 500 milyon dolar ihracat demek. Dışarıya hiç bağımlılık olmadan ülkeden hammadde satıyorsunuz. Zaten yerin altında duruyor.
 
Çevre katliamı olacak mı?

Çevreye de bakıyoruz. 200 bin çam fidanı dikiyoruz maden bölgesinde. Kazdığımız yerleri çukur bırakıp bilmem ne yapıp bırakmıyoruz. Orayı düzeltip bir taraftan da daha güzelleştireceğiz. Çevreciliğe de çok önem veriyoruz bu projede.

Sessiz sedasız nasıl yaptınız bu nikel işini? Hiç çaktırmadınız.

Biz bir şey söyledik, ona da inanmadılar. Meydana çıkardık 'palavra' diyorlar. Ne diyeyim arkadaşım. Türkiye'de iş yapmak zor. Biz ülkemize bir şeyler yapabiliyorsak bundan daha çok mutlu oluyoruz. Çünkü buradaki yapılan her yatırım bizim çocuklarımıza istihdamdır. Bunun ilerisine dönük çok daha iyi şeyler yapılacak. Paslanmaz saç yapılacak. Elimizde hammadde de var. Bu fırsattır. Gelişmiş ülkelere baktığınız zaman onlar nasıl kalkınmışlar, bu şekilde.


DENİZBANK'I SATTIĞIMA PİŞMAN DEĞİLİM
Denizbank'ı niçin sattınız?

O günün şartları satmayı gerektirdi. Bir işadamı bazı şeyi gördüğü vakitte zamanlamayı iyi bilmesi lazım. Sattığımızda kimse demedi ki sen bunu kötü yaptın. Bankacılık devamlı para isteyen bir iştir. Büyüdükçe sermaye koyacaksın. Bizim de hem reel sektörde hem bankacılıkta faaliyetlerimiz var. Ya bankacılıktan çıkacaksınız ya da reel sektörden. Düşündük taşındık, baktık sattığımız vakit iyi para ediyor. Bugün yine de koysanız o günkü parayla bugünkü değeri koyduğunuzda içine koydukları para ile aynı değerde. Büyümesine rağmen 4-5 milyar dolarlar civarında ise bankanın değeri zaten onlar oraya 4-5 milyar dolar civarında para koydu.

2008'de kriz çıkınca iyi ki satmışız dediniz mi?

Tabii ki. Bir sevinç hali ile değil de o günün şartlarında doğru karar vermişiz anlamında iyi ki satmışız dedim. Kurduğumuz kurumlar evladımız gibidir. Ama bir işadamının duygusal da olmaması lazım. O para ile sonra enerji yatırımlarına girdik. Yer altı kaynaklara, maden araştırmalarına yatırdık. Burada da nikel bulduk. Yeni bir alana giriyorsun ve sıfırdan büyütüyorsun. Sıfırdan Denizbank'ı nerelere getirmişiz. Şimdi madenciliği de enerjiyi de yarın bir yerlere getireceğiz. Belki bugünkü bankalardan büyük kuruluşlarımız meydana gelebilir enerjide madencilikte. Ama o zaman da iş adamı olarak 'Aaa, ben buradan çıktım, şunu sattım, pişmanım.' dememesi lazım. Ağlaması sızlaması doğru olmaz. O zaman hiç bir şey satamazsın bir şey de alamazsın. O yüzden geri bakmayacaksın, devamlı ileri bakacaksın. Geri dönüp baktığınız zaman bir yere toslarsınız.

Vesteli satacağınızı söylüyorlardı...

Herkes bir şeyler konuşuyor. 'Vestel batıyor', 'Vestel'i de satıyorlar', 'Zorlu batıyor' gibi bir şeyler konuşuldu. Ama bizim bunlarla, dedikodu ile işimiz yok.

Ne durumda Vestel?

Allah'a şükür bu sene 2 milyar 250 milyor dolar ihracat yaptık. Önümüzdeki sene hedefimiz 3 milyar dolar. Altını çizerek söylüyorum. Yani yüzde 40 gibi iddialı bir rakam.

Nasıl olacak bu?

Türkiye'de Avrupa'da ilk LCD modülünü üretiyoruz. 3 sene önce başladık, yavaş yavaş büyüyoruz. Bu sene 250 milyon dolar civarında ihracat yaptık. İnşaallah bu sene yaklaşık 800 milyon dolarlara çıkıyor. Çünkü büyüyoruz orada. Bazı yatırımlar vardı modül üretimi için. Onları yıl içerisinde tamamladık. Bununla beraber 3 milyar dolar hedefimiz var.

Kimlere satıyorsunuz?

Büyük üreticilere veriyoruz.

Teknolojiye yatırım riskli değil mi?

Zorlu Grubu olarak Ar-Ge'ye önem veriyoruz. Teknoloji alanında dünya devleri şirketler var. Açık söylemem lazım. Onların arkasında da devletleri var. Bunu görüyoruz.

Bizim devletimiz yok mu sizin arkanızda?

Ona bir şey söylemiyorum (gülümsüyor). Biz kendi yağımızla kavruluyoruz ve Vestel Grubu olarak 2,5 milyar dolarlık ihracat yapıyoruz. Vestel, elektronikte her ürettiğinin yüzde 90'ını beyaz eşyada her ürettiğinin yüzde 80'ini ihraç ediyor. Böylelikle hem de ayakta kalmaya çalışıyoruz. Devlet yanımızda olsun, çok daha iyi şeyler yaparız.

Şahsi bir destek mi istiyorsunuz?

Hayır sektörel anlamda destek verilsin diyorum. Merkez Bankası'nın son kararlarını açıkladığı gün bir telefonla canlı yayına katıldım televizyonda. 'Tekstil de çok yara aldı' ifadesi kullanıldı programda. 'Sadece tekstil değil de bütün sanayi yara aldı' dedim. Türk lirası değerlendi. 2001'de de dolar 1,70 liraydı, şimdi de 1,50 lira. Hiç mi enflasyon olmadı bu memlekette? Enflasyon yüzde 150'dir. Bırak bizim paramız o kadar değer kaybetmesin. tamam. Ama bu ülkenin sanayisi büyümedi.

Nasıl büyümedi? Şirketlerin değeri milyar dolarları buldu.
O zaten 1998, 99 ve 2000'lerde yapılan yatırımların ihracatta faydasını görmeye başladık. O günkü değerlerde olsaydı dolar yatırımlar daha çok olurdu, ihracatımız daha yüksek yerlere çıkabilirdi. Rekabet gücümüzü kaybettik. Tekstil sektörü kan ağlıyor diyorlar. Türkiye'nin 112 milyar dolar ihracat var, bunun 20 milyar doları tekstil. Hani bitmişti? İnsanoğlu var olduğu sürece tekstil de olacak. Tabii, Türkiye yalnız tekstilde kalamaz, yalnız otomotivde, madencilikte kalamaz. Değiştirmesi lazım. Bu kadar işsizliğin olduğu yerde, üniversite bitirmiş gençler iş bulamıyor. Bizim ne yapmamız lazım? Hem sanayi hem hizmet sektöründe büyümemiz lazım. Hizmet sektöründe hangi alanlar var; sağlık, eğitim, turizm, lojistik vs. Peki lojistik olması için ne lazım? Sanayi olması lazım.

Küresel krize rağmen ihracat artıyor ama... Yunanistan üretemediği için krizde.

Biz yine ürettiğimiz için krizden az etkilendik. 2001 krizinde alınan tedbirlerle, 8 seneden beri AK Parti hükümetinin siyasi istikrarı ve mali disiplini ile geldik bu noktalara. Başbakan'ın 'Biz mali disiplinden hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz." Tabii vermesin. Har vurup harman savrulmaması lazım bütçenin. Bu işlerin sanayiye, yatırıma gitmesi lazım.


MERKEZ BANKASI FAİZLERİ YÜKSEK TUTMASAYDI İHRACAT 170 MİLYAR DOLAR OLURDU
Hükümeti başarılı buluyor musunuz?

Kesinlikle başarılılar. Başarısız diyemezsiniz ki. Altını çizerek söylüyorum: AK Parti hükümeti gerçekten başarılıdır. Siyasi istikrar var. İstediği kararları hızlı alabiliyor. Ama Merkez Bankası'nın para politikası yüksek faiz düşük kur üzerine oturtulmasaydı bugünkünden çok daha iyi durumda olabilirdik. Bugün ihracatımız 110 değil, 160-170 milyar dolarlarda olurdu. Bu rakam istihdam demek. İstihdam, işsizliğin yok olması demektir. 10 seneden beri bunu da tamamlasalardı çok iyi olurdu.

Merkez Bankası özerk... Hükümet faizleri düşür diyemez ki.

Benim döviz borcum da var, bir taraftan beni de etkiliyor ama benim rekabet gücümün çok olması lazım. Bakın, Amerika ve AB merkez bankaları karşılıksız para basıyor. Çin devlet olarak öyle şeyler yapıyor ki? Bunları görmemiz lazım. Kapalı değil, açık olmamız lazım. Dünya ne yapıyor, takip etmemiz lazım.

Ben almışım benim param değer kazanıyor. Yok öyle bir şey. Ayda 7 milyar dolar açık vereceksin, paran değerli olacak. Peki ben soruyorum. Nereden bulacağım bu 7 milyar doları? O zaman özelleştirmeleri sattın, dış sermaye geldi bilmem ne yaptın? Sonra ne yapacaksın? İşsizliği ne yapacaksın? İthalatla mı büyüyeceksin. Basın olarak sizin de yardımcı olmanız lazım. Üstüne basarak söylüyorum: Sanayisiz bir ülke sanayisiz Türkiye düşünemiyorum.

Her hangi bir şirketi satmayı düşünüyor musunuz?

Yok öyle bir şey.

Kriz döneminde BDDK başkanı da 'Avrupa'da cazip fiyata alınabilecek bankalar var. dedi. Zorlu Grubu'nun böyle bir adımı olacak mı?

Araştırmalarımız oldu. Biz yurt dışında 12 sene önce şirketler aldık. Ama şunu kabul etmemiz lazım: Türkiye bir cennettir. Ne olursa olsun. Yatırım için yabancı gelsin. Mevcut istikrarı devam ettirmemiz lazım. Sanayii geliştirmemiz lazım. 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat diyorsak ne yapmamız lazım? Devlet-sanayici ele ele verip, kol kola girip neyi ne zaman nasıl yapacağımıza karar vermemiz lazım. Merkez Bankası özerktir falan değil. Oturup bizim kararlar vermemiz lazım.

Çin'e bu yüzden mi taşıdınız dokuma makinelerini?

Bakın, Çin'de bizim yatırımlarımız var. Buradaki dokuma makinelerimi götürdüm, sermaye olarak koydum. Çin devleti binasını yaptı, işletme sermayesini verdi, oradaki malı üretiyor. Ben ondan malı satın alıyorum. Çin'de devlet sanayici kenetlenmiş. Bakın pamuk fiyatları bire üç bire dört oldu. Devlet geliyor sen kaç bin ton işliyorsun diye geliyor teklif alıyor. Fabrikalar bildiriyor. Devlet pamuğu toptan alıyor. Bağlıyor parasını vermiş devlet. Sene içinde malı veriyor. Dolayısıyla fiyat artışından üretici zarar görmüyor. Bunu ne için söyledim. Devlet bunu yapsın demiyorum. Çin insanları iş vermek için yapıyor bunu. Biz de işsizliği önlemek için böyle adımlar atmalıyız.

Fabrika'da kaç kişi çalışıyor?

800 kişi çalışıyor.

Buradaki istihdam oraya gitti yani...

Ne yapabilirim? Ben de rekabet edebilmek için ayakta kalmak için gittim oraya. Ama orada ham bezi getirip burada yeniden işliyorum. Orada 1 iş varsa, burada 3 iş var. Onu yapamazsam buradaki fabrika da gidecek.

Karayolları arazisi çok tartışıldı. 800 milyon doları toprağa gömdü. Bir ara iptal edileceği de konuşuldu. İptal edilseydi ne olurdu?

Biz ondan emindik. Ben her zaman 'devlete hukuka güvendim. Türkiye bir hukuk devletidir' dedim. Sonunda haklı da çıktık. İptal edilseydi bile biz devletten almıştık, devlet de bize paramızı verecekti herhalde.

Ne zaman açacaksınız Zorlu Center'ı.

2012 sonunda açılacak. Fiyatlar da 9-10 bin dolardan başlıyor, 14-15 bin dolara kadar çıkıyor. Yerine göre.


İstanbul'un siluetini bozup bozmadığımızı 2012'de göreceksiniz
İstanbul'un siluetini bozacak diyenler var...

Bittiği vakit silüetini mi bozduk yoksa silüetini daha güzel hale mi getirdik herkes görecek. 120 dönümdür orası. 80 bin metre kare yeşil alanı var. Söylediklerimin arkasındayım.

Yeşilin içerisinde, 5 fonksiyonlu. Benim tabirimle '5'i 1 yerde' ve sosyal sorumluluk olarak da kültür merkezi olacak. 2 bin 350 kişilik salonda hem kongresinde hem müzikalinde kullanılabilecek şekilde tasarlandı. Aynı zamanda 150 kişilik tiyatrosu, otel, iş merkezi ve AVM yapıyoruz rezidans ile yapıyoruz. Bittiğinde o çehre de değişecek. Orada bir semt kuruyoruz. Yukarıdan aşağı bakarsanız, 10 bin metre kareyi bulmaz yeşil olmayan yer. Şimdi hiç bir şey gözükmüyor.


 


PERSONEL İNDİRİMDEN FAYDALANIYORUM
Oradan bir daire aldınız mı?

350 metrekarelik mütevazi bir yerimiz var. Üç oda bir salon yani. Parasını ödeyeceğiz, öyle bedava yok. Maliye yakamıza yapışır.

Vestel'den de parayla mı alıyorsunuz televizyonu?

Hep parasını öderim. Vestel'den bir şey aldırdığım zaman irsaliyesini keserler, parasını da hesabımdan düşerler. Linens'ten çarşafı bile alsam parasını alırlar. Veresiye de olsa hesabıma yazıyorlar. Buradan kendime bir şey alamam. Vestel'den de alamam.

Buranın patronu sizsiniz...

Patronum ama oradan bana şunu gönder dediğim vakit oradan da çıkış yapması lazım.

İndirimli mi alıyorsunuz?

Personel indiriminden faydalanıyorum. Toptan sattıkları fiyattan veriyorlar bana. O kadar da olsun. (Gülümsüyor.)

İşletmesini siz mi yapacaksınız Zorlu Center'ın?

Tabii. Yeni şirket kuruyoruz. Elemanlar alındı, eğitimler başladı. Mağazalarla beraber yaklaşık 5 bin kişiye istihdam sağlayacağız.

Trafik problemi olacak mı?

Her şeyi kendimiz yapıyoruz. Metro ve metrobüse bağlanmasını dahi sağlıyoruz. Çevre yolu yapıyoruz orada. Şu anda devam ediyor. Bittikten sonra. Ne dersem boştur. Orada şu anda beton yığını görüyorsunuz. Seneye bu zamanda ne olduğu daha güzel görünmüye başlayacak.


HERONLARA BAĞIMLILIĞI BİTİRECEĞİZ
İnsansız hava taşıtında çalışmalar hangi aşamada?

İnşaallah 2012 yılında duyarsınız. Şimdi bir şey söylemiyorum.

İsrail yapımı Heronlar çok tartışılıyor. Bu dışa bağımlılığı bitirecek misiniz?

İnşaallah bu bağımlılığı bitireceğiz. Biraz sabredin. Bütün projeler bitti. Herşey yerinde. Tamamen bizim mühendislerimiz var işin içinde. Hem yapım hem yazılım tamamen kendimiz yapıyoruz. Aldığımız motor ve kameralar var ama, uçağın hepsini ben yapayım diyen yok ki. Koca Boeing'e git Airbus'a git şunu buradan bunu buradan alıyor. Dünyada böyle. Biz ileriye dönük çok daha önemli projelerin başlangıcı olacak. Savunma Bakanlığı ve Savunma Müsteşarlığı bizi destekliyor sağ olsunlar. Ama şu ana kadar hep cebimizden harcadık.

Kaç lira harcadınız?

Çok para harcadık.

20 milyon dolar?

Çık çık... Çok daha fazla.

Sizi tercih etmeleri de önemli bir destek.

Destekleme derken, bize yaptırmaları, bizim ürünleri tercih etmeleri gibi algılamak lazım. Biz de yapma konusunda garantilerimizi verdik. Biz yapacağız dedik. Bunları pırıl pırıl mühendisler çalışıyor, çocukları görün.

Sadece Türkiye'ye mi üreteceksiniz?

Yurt dışına satma hedefimiz da var. Ama önce senin devletin almasını lazım ki benden. Türk devleti aldığı vakit öbür tarafta lansmanımız olacak. Olmayan uçmayan bir şey de değil...

Çocuklar oyuncak nerede kaldı? Paralar uçtu. Kaç yıl oldu demiyor musunuz?

6 senedir bu süreç devam ediyor. Bunlar uzun soluklu işlerdir. Sabretmek lazım.

Manisaspor'un sponsorluğundan niye çekildiniz?

Bizim oraya girmemiz popüler olalım diye değildi. 3. Lig'den aldık, sponsor olarak girdik. Vestel'i göğüs reklamı aldılar. Biz öyle yardım edince 2. Lig'e iki sene orada oynadı. Oradan da Süper lig'e çıkınca bizim üzerimize yıkıldı. Biz de çekilemedik. Hem manevi hem maddi büyük yük getirmeye başlamıştı. Bizi buna da katlanmaya çalıştık. Vestel-Manisa özdeşleşti. Burada kalalım dedik. Ama baktık ki bazı olaylar olmaya başladı. Bizim mizacımıza ters olaylar meydana gelince ben noktaya koydum.

Tribün terörünü mü kastediyorsunuz?

Bazı şeylerde ikilime düştük. Bizim maçta olay oldu. Bizim futbolcu hakemle tartışınca olaylar çıktı. Bir tek seyirci sahaya inmedi. Örnek olarak gösterilebilir. O günkü rakip takım seyircisi ile Manisa seyircisi aynı tribünde iç içe oturuyordu. Sahaya bir tek çöp atılmadı. Bir şey atılmadı. Hakem maçı iptal etti. Ben de oradaydım. Aşağı indim. Sebebini sormak için. Hakem odasına almadı. Bu iş burada bitmiştir dedim kararımı verdim.

O olaydan sonra kararınızı verdiniz?

Evet. Ne için? Manisa'dan ülkenin güzide bir takımı çıkıyordu. Güzel de futbol oynuyordu takım. Dur denilince duran kalk denilince kalkan tertemizdir Manisa'nın insanı. Futbol düşünürken başka şeyler oldu. Onun için bıraktık.

Fenerbahçe'yi 5-3 yenerek çelme attınız o sene?

(Gülümsüyor) Futbol bu.

4 büyükleri yendiğinizde satışlar azalıyor muydu?

Çok etkilemiyordu. Fenerbahçe'yi 5-3 yendiğimizde birkaç dükkanın camlarını aşağı indirdiler.

Şampiyon olacak bir havaya giriyordu Vestel Manisa.

Şampiyon olamamasının sebebi de o zaten.


SİYASETİN ZATEN İÇİNDEYİM!
Zorlu siyasete girmeyi düşündü mü hiç?

Ben siyasetin içindeyim zaten. Bizim siyasetimiz belli. Bizim meslek siyasetle iç içe. Siyaseti siyasetçiler yapsın, sanayiciliği de sanayiciler yapsın. Herkes bildiği işi yapsın.

Teklif geldi mi hiç bizim partiye katıl diye?

Yoo hiç gelmedi. Bizim siyasetle işimiz olmaz. Türkiye'de bazı şeyler olur benim hiç sevmediğim şeyler. 10 sene ev tekstili derneğinin başkanlığını yaptım, onu da sektörü birleştirmek için yaptım. Daha önce de Denizliler Vakfı'nın başkanlığını yaptım, baktım orada da siyaset oluyor. Bıraktım. Bizim siyasetimiz belli sanayi, yatırım, ihracat, istihdam.

Sizi hükümete daha yakın buluyor iş dünyası.

Bakın, benim için parti seçimi yok. İyi ve doğru iş yapan her partiyi desteklerim. Bugün ne yapılıyor? Ben sanayiciye 'Bunlar şunlar yapılsın, hatta Zorlu Grubu şirketleri bundan yararlanmasın' dediğim de olmuştur. Ben bunu isterken kendime istemiyorum. Yapılsın, Zorlu Holding uygulama dışında kalsın. Biz o kadar açığız. İyi yapanı tabii ki takdir edeceksin. Kötü yapana da 'Bu kötüdür' demesini bileceksin. Kötüye iyi demek de iyi değil.


TÜSİAD'IN NE İCRASINDA BULUNURUM NE YÖNETİMİNDE
Anadolu sermayesi – İstanbul sermayesi tartışmaları oluyor. TÜSİAD da bunun odağında yer alıyor. Siz bu tartışmalarına nasıl bakıyorsunuz? Böyle bir ayrım doğru mudur?

Bana göre Türk sermayesi Türk sermayesidir. Anadolu sermayesi, İstanbul, Ankara, İzmir sermayesi diye bir ayrım olamaz. Olur mu böyle bir şey canım. Allah Allah. O zaman herkes ülkeyi kendini göre idare etsin. TÜSİAD'a seneler önce üyeydim. Üyeyim de. Üyeliğim şey değildir. Üyeliğim nedir? TÜSİAD'a üye olmuşumdur. O gün gelmişler, üyesindir. Ne icrasında bulunurum ne yönetiminde.

TÜSİAD ayrıştırıcı diye eleştiriler var.

Vallahi ben kendi yaptıklarımdan sorumluyum. TÜSİAD'ın ne yaptığı beni ilgilendirmez. Mesela bugün TÜSİAD İstanbul sermayesi dediği vakitte böyle bir şey olamaz da düşünülemez de. Sermaye ayrımı olamaz. Bunu siz ayırt edemezsiniz kardeşim, bu Egelidir bu Karadenizlidir diye. Baktığınız vakit, İstanbul'daki sermayenin yüzde 90'ı Anadolu kökenlidir. Sermayenin Anadolulusu, Trakyalısı, Karadenizlisi olmaz. Yeşili anti yeşili olmaz. Olan şey Türk sermayesi, Türk iş adamıdır. Yurt dışında ben orta Anadolu'dan iş adamıyım diyen var mı?

Memleketiniz Denizli Babadağ'dan bu kadar başarılı işadamı çıkmasının sırrı nedir?

Öncelikle, tarım olmadığı için. İkincisi de ticaret buralara iyice intikal etmiş. Herkesin elinde dokuma tezgâhları ticaret yapıyordu. Karadeniz'in Çaykara ilçesi var. Oranın ahalisinin yüzde 80-90'ı tahsil yapmış. Oralarda arazi yok. Tarım yok. Mecbur okuyacak. Ya da ticaret yapacak. Her Babadağ'dan çıkan da işadamı olamıyor. Bizim zamanımızda ilkokul vardı lise yoktu Babadağ'da. Okuyan çok azdı. Ama ticareti yapan çoktu.


 

Tarih: 1965. Denizli Baba-dağ'da ağabeyi Zeki Zorlu ile kumaş satıyordu.


BİR ALLAH'TAN BİR DE İŞİMİ KAYBETMEKTEN KORKARIM

İlginç bir hikâyeniz de var ticarete başlamakla ilgili, 13 yaşında Trabzon'a gidiyorsunuz orada başlıyorsunuz. En zengin işadamları listesindesiniz. Önünüze milyar dolarlık bilançolar geliyor. Bunlar size Allah'ın lütfu olduğunu düşünüyor musunuz?


Tabii ki Allah'ın lütfu. Her zaman şunu söylerim: İki şeyden korkarım. Önce Allah'tan sonra işimi kaybetmekten.

Sizi kimse işten atamaz ki

Patron da olsan işini de kaybedebilirsin. Ona göre çalışacaksın, ona göre yolunu çizeceksin.

Çok mu çalıştınız?

13 yaşından beri çalışıyorum. 15 yaşından beri mesul müdür gibiyim. Yani para nasıl kazanılır nasıl hesap verilir nasıl ticaret yapılır 15 yaşından beri o mesuliyet üzerimdeydi. O yaştan bu yana hep böyle oldu.

Trabzon'la bir bağınız mı var?

Yok, hiçbir bağımız yok. Ticaret yapmak için gittik. Oralarda başladık ticarete.

Her zaman iş mi yaparsınız? Yani, antika, av, balık gibi hobilere zaman ayırıyor musunuz?

Tabii ki değil. Bazen zaman gelmiştir biraz daha spor ve tatile zaman ayırmış oldum son 10 senede. Çünkü cumartesi Pazar da çalışıyordum eskiden. Şimdi biraz spora vakit ayırıyorum. Sabah 06.30'da kalkarım iki saat spor yaparım, yürüyüş yaparım. Ağırlık çalışırım. Akşamları da yüzerim. Yaz gelince de Zeytinlik Adası'na giderim. Orada iyi günümü geçirmeye çalışıyorum. Biraz da dinlenmek lazım. Ayakta kalmak için.

En pahalı tatili yapıyorsunuz. Milyon dolarları saydınız TMSF'ye.

O kadar da olsun. Dinlenmek benim de hakkım.

Adada önemli insanları ağırlıyormuşsunuz.

Üst düzey iş adamları geldiler.

Başbakan Erdoğan'ı da ağırlamak ister misiniz?

Memnuniyetle ağırlarım. Ne demek! Şeref verir. Yabancı gazeteciler geldi, bizim kıyılarımızı tanıttık. Fransa'daki operasyonlarımızın genel müdürü ağlayarak anlattı, "80 senedir devleten yapmadığı tanıtımı yaptınız. Türkiye'yi böyle bilmiyorlardı." dedi. Fransa'da TV5'te 45 dakika 'Türkiye'nin Paşası' diye bir tanıtım belgeseli yayımlandı. Oradan gelen muhabirlerle adaya giderken daha önce Türkiye gelip gelmediklerini sordum. 'Hayır' cevabı verdiler. Nasıl tanıdıklarını sorduğumda 'Geceyarısı Ekspresi'nden' tanıyorum cevabı zoruma gitti. Kafam attı tabii. Onlara Türkiye'yi tanıtma kararı aldım. Geldiler Vestel'e. Vestel'i görünce bir tuhaf oldular. Çekimler yaptılar. TV5 ekibini bir sonraki gün Göcek'e götürdüm. Orayı görünce bayıldılar. Hava yağmurlu olduğu için çekimleri tamamlayamadılar. Yolda gelirken, adaya yeniden gitmek istediler. Ben de yeniden götürdüm adaya. Bayi toplantısı vardı Antalya'da. Oraya da götürdüm helikopterle. Oraları da çektiler. Oradan da Alanya'ya götürdüm. Çeke çeke kadın bitti. Ada'da bana TV5 ekibindeki hanımefendi, 'Ben burada çalışabilir miyim?' dedi. Türkiye, cennetin köşesi. Ama bizim de tanıtımını iyi yapmamız lazım.

Adaya otel yapacak mısınız?

Bana dostlarım adaya otel yap diyor. Yapmam. Hayatta yapmam. Orası öyle kalması lazım. Doğal kalması lazım. Oraya yabancı biri geldiği zaman orası çok şey tanıtır. Biz işadamları birer elçiyiz. Ben işadamlarını getirdiğim vakit o işadamlarına, CEO'lara, patronlara daha çok tanıtıyoruz.

Siz alaylı işadamısınız.

Dünyadan dört alaylı işadamı seçtiler. Türkiye'den de beni seçmişti bir dergi yurt dışında. Okuyamadım. Okusaydım daha iyi olurdu. Okumadım hiç pişman değilim demek de yanlış olur. Belki hayatım daha değişik olurdu. Ama ben 26 yaşında fabrika kurmaya başladım. Eğitimsiz bir şey olmaz. Eğitim en önemli şeylerden bir tanesi. Çok pişman mıyım okumadığım için? Hayır. Okusaydım belki armudun sapı üzümün çöpü hesabını yapardım. Belki de bu kadar başarılı olamazdım. Risk alamazdım. Bu Allah vergisi bir şey.

Aile içinde yönetimle ilgili bazı ihtilafların olduğuna dair haberler çıktı. Siz bunları yalanladınız. Şule Hanım'ın Holding'den ayrılıp hisselerini satması bunun belirtisi olarak gösterildi. Son durum ne?

Allah'a şükürler olsun bizim ailemizde böyle bir şey yok. (Nazar değmesin anlamında eli ile sehpaya vuruyor.)

Oğlunuz da holdingde başladı.

O Vestel Elektronik'te başladı. 2,5 sene orada çalıştı. Şimdi hem Vestel hem gayrimenkulde iki taraflı çalışıyor. İnşaallah devam edecek. Daha işin başında pişecek.

1995'te Vestel'in Manisa'daki fabrika açılış kurdelesini babası merhum Mehmet Zorlu ve ağabeyi Zeki Zorlu ile birlikte kesmişti.


KEŞKE 100 TANE KOÇ 100 TANE ECZACIBAŞIMIZ DAHA OLSA
Emeklilik planları var mı?

Allah kimseyi emekli etmesin. Gücün olduğu müddetçe çalışmaya devam edeceksin. Emekli olduğun da çökersin. Sağlıklı olduktan sonra, elimiz ayağımız tuttuktan sonra çalışacaksın bu ülke için. Türkiye'nin çok çok işadamlarına ihtiyacı var. Keşke diyorum 100 Sabancı olsun, 100 Koç,100 Eczacıbaşı olsun.

İşadamları arasında çekememezlik var diye biliyoruz.

Birisi zengin oluyorsa veya iş yapıyorsa ona destek olmamız lazım. Hep onun dedikodusunu yapıyoruz altını oyuyoruz. Zenginden zarar gelmez. Çok zengin olsun.

Fakirin düşmanlığını çekmemesi için zengine de düşen görevler var. Siz nasıl bir ilişki yürütüyorsunuz bu konuda?

Bunlar söylenecek şeyler değil. Ama biz de bir şeyler yapıyoruz. Mehmet Zorlu Eğitim Vakfı var, burada gereken her şeyi yapıyoruz. Ben yaptığımız hayır işlerini saymaktan hoşlanmam. Yaptıklarımızı anlatmak hususunda biraz tutucuyuz, cimriyim. Daha çok şey yapmak istiyoruz. Özellikle eğitime teknolojik desteklerimiz olacak.

100'den fazla ülkede işadamlarımızın açtığı Türk okulları var. Bunlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Türkçe Olimpiyatları vesilesiyle geldikleri zaman beni ziyaret ettiler. Güzel şarkı söylediler. İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Güney Afrika'nın bilmem neresinde İstiklal Marşı'nı söylüyorlar. Bunlar iyi şeyler. Bu çocuklar ileride devlet adamı siyasetçi olacak. Türkiye'nin önünü açacak adımlar. Çok önemli bir hizmet.

KİMSE KİMSENİN KIYAFETİNE KARIŞAMAZ KARDEŞİM
Başörtüsü yasağı ile ilgili siz ne düşünüyorsunuz?

Bana göre herkes kendi kıyafetini kendisi seçmesi lazım. Kardeşim, kimse karışamaz, sen örtmüşsün sen örtmemişsin diye. Bunları konuşmamamız lazım artık. Bugün baktığım vakit, benim annem, teyzem, yengem, büyük kızım başörtülü. Bunlarla bizim zaman kaybetmememiz lazım.

Terziniz var mı?

Yok, gidip hazır konfeksiyon alırım.

Kararı siz mi veriyorsunuz? Moda danışmanınız var mı?

Yok. Kendim seçer alırım. Senede iki kere ikişer saat alışverişim vardır. O kadar.

Marka tercihiniz yerli mi yabancı mı olur?

Markasına bakmam. Hoşuma gittiyse alırım. Üzerime iyi geldiyse alırım.

Üzerinizde para taşır mısınız?

Bazen olur bazen olmaz. Fazla da kullanmam kredi kartını.

Çok mu harcatır?

Yok, harcatmasından değil. Ufak tefek alışverişler için kart kullanmam. Mesela yemeğe gittiğimizde 10 kişiysek o zaman kredi kartı kullanırım, 2 kişiysek kâğıt para veririm.

Arabada marka takıntınız var mı?

Marka takıntım yok. Senelerdir araba markam bellidir. Mercedes.

Lüks takılıyor musunuz?

Lüks nedir, ona bakmak lazım. Bir takım elbise de olabilir. Bir araba da olabilir. Bana göre lüksün tarifi yok.

Teknolojiyi takip edebiliyor musunuz? Mesela iPad'ler, iPhone'lar?

Teknoloji olarak bana bir cep telefonu lazım. Onu da konuşmak için kullanıyorum.

Başınız sıkıştığında acil durumda ilk kimi ararsınız?

En yakın gördüklerimi ararım. En yakın insan nedir? Dostlarım var arkadaşlarım var. Eşini çocuğunu arar insan. Nasıl ve nerde kaldığın da önemli...

Aile bağlarına önem veriyor musunuz?

Aile bağları güçlü olmayan aileler ayakta kalamaz.

İÇKİ İÇMEM, SİGARA YASAĞI DOĞRU
Kapalı mekânlarda sigara yasağına bakışınız nasıl?

İçki içmem. Günde 3 tane sigara (Gülüyor) içerim. Ama topluluk içinde sigar içmekten hoşlanmam. Uçakta sigara puro içiliyordu. Şimdi nasıl içiliyordu uçakta bu sigara. diyoruz. Kapalı alanlarda çok insan bu yasağı benimsiyor.

Film seyretmeye vaktiniz oluyor mu?

Film izliyorum. Bazen oluyor. TV'lerde ne seyredeceksin ki? Bazen açık oturumları seyrediyorum. Tartışmalar iyi oluyor.

Magazin programlarını sever misiniz?

Çok severim. Akşama kadar kafamı kaldıramıyorum. Şaka bir yana vaktim yok bu programları seyretmeye.

Gençlere ne tavsiye edersiniz?

Ülkelerin, işlerine, ailelerine sahip çıksınlar ve çok çalışsınlar. İşlerine sarılsınlar. 'Ülkem için, kurumum ve ailem için çalışıyorum' desinler. Sırf hayat eğlence magazin ve para değil ama ülke önemli. Sorumlulukları var. Uzak Doğu'nun ve gelişmiş ülkelerin muvaffakiyetine bakın. Hep kendi ülkelerine ve kurumlarına sahip çıkmışlar. Biz de öyle olmak mecburiyetindeyiz.

Manisa dışında tuttuğunuz bir takım var mı?

Ben Milli takımı tutuyorum. Gençlikte bir Galatasaraylılığımız vardı. Hala giderim Galatasaray'ın bazı maçlarına.

Turhan Bozkurt/Mehmet Kamış/Zaman

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde