Zarrab "Oro...nun ve memurun bahşişini önceden vereceksin" sözleriyle ne demek istediğini anlattı

Zarrab "Oro...nun ve memurun bahşişini önceden vereceksin" sözleriyle ne demek istediğini anlattı

17 Aralık sürecinde Türkiye'de büyük tartışma konusu olan Reza Zarrab'ın "Oro...nun ve memurun bahşişini önceden vereceksin" sözleri de ABD mahkemesinde gündeme geldi.

Zarrab "Oro...nun ve memurun bahşişini önceden vereceksin" sözleriyle ne demek istediğini anlattı
16px
24px
06.12.2017 20:36
ABONE OLgoogle

New York'ta Hakan Atilla'nın sanık olarak yargılandığı, Reza Zarrab'ın ise tanık olduğu jürili duruşmanın 6'ncı günü bugün başladı. Reza Zarrab'ın çapraz sorgusuna devam ediliyor. Çapraz sorguda sanık Hakan Atilla'nın avukatları ve savcı, Reza Zarrab'a sorular yöneltiyor. Davaya ilgi çok yoğun olduğu için dünkü duruşmada olduğu gibi Zarrab’ın ifade verdiği ana duruşma salonu dışında ek olarak iki salon daha açıldı. Bu salonlardaki ekranlardan duruşma canlı olarak izleniyor.

ZARRAB O HABERİ ALINCA ŞOKE OLDUĞUNU ANLATTI

Çapraz sorgu, Zarrab'ın Miami'de tutuklandığı döneme ilişkin sorularla başladı.  Hakan Atilla'nın avukatlarından Fleming, Zarrab'ın insanlara Hakan Atilla tutuklandığında şoke olduğunu söylediğini anlattı.

Fleming: "Tutuklandığında, etrafınızdakilere şok olduğunuzu söylemiştiniz"

Zarrab: "Evet"

Zarrab'ın ticari işleriyle ilgili sorulara geçildi. Fleming, Zarrab'ın Royal Denizcilik'teki bir çalışanından gelen bir e-postayı delil olarak sundu.

Zarrab, İran'ın dini lideri Hamaney ile hiç bir araya gelmediğini söyledi. Zarrab, “(İran'ın eski cumhurbaşkanı) Ahmedinecad ile de hiç bir araya gelmedik” dedi. Zarrab, Ahmedinecad'a bir mektup yazmıştı. Bu mektup geçen Nisan ayında ortaya çıkmıştı.

“ORO…NUN VE MEMURUN BAHŞİŞİNİ PEŞİN VERECEKSİN”

Saat 20:40 Bahşiş meselesi mahkemede bile konuşuldu…

17 Aralık sürecinde Türkiye’de büyük tartışma konusu olan Reza Zarrab’ın “Oro…nun ve memurun bahşişini önceden vereceksin” sözleri de ABD mahkemesinde delil oldu.
Hakan Atilla’nın avukatları Zarrab’a bu sözlerle ‘neyi kastettiğini’ sordular.
Atilla’nın avukatı Cathy Fleming, söz konusu sözlerin geçtiği kaydı dinletti ve “Burada bahşişten bahsediyorsunuz. Rüşveti mi kastediyorsunuz?” diye sordu.
“O bölümü görüyorum hanımefendi” diyen Zarrab “Rüşvete meyilli olan her insanın elbette bir fiyatı vardır” karşılığını verdi.
Avukat Fleming bunun üzerine “Her insanın bir fiyatı olduğunu mu düşünüyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
Zarrab ise buna “Benim dediğim cümle doğruydu. Benim bahsettiğim insanlar rüşvete meyilli insanlardır” yanıtını verdi.

Söz konusu kayıtta; Reza Zarrab’ın adamı Rüçhan Bayar’la, Zarrab arasında ayrıca “Çin’deki banka çalışanlarına rüşvet ya da hediye verilmesi” ele alınıyordu. Bayar kayıtta; “Gerekirse daha hiçbir şey istemeden Çin’deki banka görevlisine 30-40 bin dolarlık bir saat hediye edebileceğinden” bahsediyordu.
Avukat Zarrab’a bu ifadeyi de sordu. Zarrab ise buna “Eğer Bayer, bir saat alıp banka memuruna vermek isteseydi kesinlikle onay verirdim” diye karşılık verdi.

REZA ZARRAB O SORUYA "HATIRLAMIYORUM" DİYE YANIT VERDİ

Fleming, Yargıç Berman'a, "Sayın Yargıç, sanırım bugün ses kayıtlarını düzenlemiş bulunuyoruz" dedi. Savunma tarafından kısa bir ses kaydı dinletildi. Zarrab, bu kaydın kendisi ve Halk Bank eski müdürü Süleyman Aslan arasında olduğunu söyledi. Halkbank'ta Süleyman Aslan ve Hakan Atilla ile bir toplantının ardından gerçekleşen bir telefon görüşmesi olduğu ifade edildi.

Fleming: Daha önce hiç Hakan Atilla'nın ofisine gitmediniz değil mi?

Zarrab: Hakan Atilla'nın bankadaki ofisine hiç gittiğimi hatırlamıyorum hanımefendi.

Zarrab, ofisin kaçıncı katta bile olduğunu bilmediğini söyledi. Savunmanın elindeki bir ses kaydı daha dinletildi ve görüşme dökümünün İngilizce kaydı delil dosyasına eklendi. Görüşmenin tarihi; 17 Ekim 2013. Levent Balkan'ın Halkbank'ta çalıştığı dönemden aylar sonraya ait. Görüşme Zarrab ile Rüçhan Bayar arasında.

Savunmanın elindeki bir diğer ses kaydı dinletildi.

ZARRAB HANGİ HALK BANK ÇALIŞANINA YALAN SÖYLEDİ

Fleming, Zarrab ile Halkbank çalışanları arasında saygılı bir üslup kullanıldığına dikkat çekti.

Soru: Çalışanlar size saygılı davranıyordu, değil mi?

Zarrab: Halkbank personeli, çalışanları her zaman her konuda bana saygılı davranıyordu... Ben de onlara saygılı davranıyordum.

Fleming, Zarrab'ın telefonda kadın Halkbank çalışanına işiyle ilgili yalan söylediğini belirtti. Zarrab da kadını yanlış bilgilendirdiğini kabul etti.

Zarrab, “Alt kademedekilerin bizim ne yaptığımızdan haberi yoktu” dedi.  Zarrab bunu doğrudan sorgulama sırasında da dile getirmişti.

Zarrab: "Elbette bu işlemin İranlı NIOC şirketiyle bağlantılı olduğu bilgisini vermedim. Telefonda bu konuları açıktan konuşmuyorduk.”

Sözü geçen Mehtap adlı çalışanın konuyla ilgili bir şey bilmediğini söyledi. İşin içinde sadece üst kademelerin olduğunu belirtti. Zarrab ile Levent Balkan arasında geçen bir görüşmeye ilişkin ses kaydı dinletildi.

Fleming, Zarrab'ın bir ara Balkan'a "Peki, o işi yüz yüze konuşalım" dediğine dikkat çekti. Bu sözlerin, telefonun dinlenmesinden endişelendiğini gösterdiğini öne sürdü. Ancak Fleming, Zarrab'ın Atilla ile farklı biçimde konuştuğunu belirtti.

Soru: Atilla ile görüşmenizde ise böyle bir cümle yok, değil mi?

Zarrab: "Hatırladığım kadarıyla, dinlediğim görüşmelerden böyle bir şey hatırlamıyorum."

Bir başka ses kaydı dinletilmeye başlandı.

Fleming, ses kaydının Levent Balkan'ın nüfuz ve karar verme yetisine sahip olduğunu gösterdiğini ima etti.

Fleming: "O halde onay vereceğim" dediği zaman "Onayı veriyorum" demek istemiyor, değil mi?

Zarrab: Elbette hayır.

ZARRAB’A EBRU GÜNDEŞ SORULARI

Fleming, İran işlemleri haricinde Zarrab'ın ayrıca yasal işlere de sahip olduğunu belirtti. Zarrab bu ifadeye katıldı.

Fleming: Türkiye'de ünlü bir pop şarkıcısıyla (Ebru Gündeş) evliydiniz, bu doğru mu?

Zarrab: Doğru.

Fleming: Pop şarkıcısı olan eşinizle sık sık magazin sayfalarındaydınız, doğru mu?

Zarrab: Doğru, gazete ve dergilerde bizimle ilgili yayınlanmış haberler bulunuyordu.

Fleming, Zarrab'dan, ünlü yaşamının gösterişli yanlarını anlatmasını istedi. Fleming, Ailesiyle oturduğu evin ve teknesinin fotoğraflarını gösterdi. Zarrab, "Bu fotoğraflar medya tarafından gizlice çekilmiş ve yayınlanmış görüntülerdir" dedi. Zarrab "Basında bizle ilgili çıkan haberlerin yüzde 99'u uydurma ve yalan haberlerdi" dedi.

Zarrab Türkiye’deki magazin basınından söz etti.

Zarrab ile Balkan arasındaki bir görüşmeye ilişkin ses kaydı dinletildi. Görüşmeye ait İngilizce dökümle ilgili konuşuldu.

ABD'Lİ GAZETECİ, REZA ZARRAB'I YALANLAYAN DELİLLERİ PAYLAŞTI

ABD’li gazeteci Adam Klasfeld‏ erişime açılan yeni delilleri paylaştı. “Bunlardan biri: ‘Dondurulmuş tavuk göğsü’ işiyle ilgili bir nakliye belgesi. Zarrab dünkü ifadesinde ‘Hiçbir zaman tavuk ticareti yapmadım’ demişti” diye yazan Adam Klasfeld,  “Bu tavuk işi, İran'la gıda ticareti mekanizmasının bir parçası. Bir nakliye belgesi daha: Saf zeytin yağı ticaretiyle ilgili. Zarrab dünkü ifadesinde, ‘Hiçbir zaman zeytin yağı ticareti de yapmadım’ demişti” ifadelerini kullandı.

Duruşmada, Zarrab ile Rüçhan Bayer arasında 1 Mart 2013 tarihli bir görüşmeye ilişkin ses kaydı dinletildi.

Rüçhan Bayar kayıtta "Bizim üç şirket daha var, henüz tamamlanmadı" demesi davada konuşuldu.

Fleming: Bunlar paravan şirketler mi?

Zarrab: Evet. Kurmaya hazırlandığımız paravan şirketler.

"ÇİKİNOVA"NIN ANLAMINI AÇIKLADI

Fleming, Bayar'ın "Biri para veya rüşvet almazsa bile, ona bir kol saati vermen lazım" dediğini söyledi. Saatin Rolex marka olduğunu aktardı.

Zarrab: Konuşma dökümünde Rüçhan Bayar'ın bana bunu söylediği kısmı görüyorum, evet.

Hakan Atilla'nın savunma avukatı Fleming, Zarrab'ın "herkesin bir fiyatı vardır" dediği ifadesi üzerine, Zarrab, kendini güvenceye almaya çalıştı. Bunun üzerine Zarrab, "rüşvet almaya niyeti olan herkesin bir fiyatı vardır hanımefendi" dedi. Davada Atilla'nın rüşvet aldığına dair bir kanıt yok.

Kayıttaki görüşme, Zarrab ile Happani arasında. Bazı işlemlerde kullandıkları "Çikinova" koduyla ilgili konuştuğu duyuldu.

Zarrab: "Çikinova, gerçek olmayan, gerçek malların olmadığı ticari işler için çalışanlarımız arasında kullandığımız bir terimdi."

ATİLLA'NIN ELİ GÜÇLENDİ

Fleming, Zarrab'a, Atilla ile yaptığı bir görüşme hakkında sorular sordu; görüşmede Zarrab'ın Atilla'ya yalan söylediğini öne sürdü. Bu şekilde, savunmanın Atilla'nın "alt seviyelerde biri" olduğu, kara para aklama sisteminin "mimarı" olmadığı tezini işledi.

Zarrab, 10 Nisan 2013 tarihinde Hakan Atilla'ya hayali gıda işiyle ilgili yalan söylediğini kabul etti. Atilla'nın, bu düzeneğin sahte olduğundan habersiz olduğu ortaya çıktı. Savunmanın kuvvetli olduğu anlardan biriydi bu.

DAHA ÖNCEKİ DURUŞMALARDA NELER OLUŞTU

Geçen hafta tanık olarak "(ABD ile) işbirliği yapmak sorumluluğu kabul etmek ve cezaevinden çıkmak için en hızlı yoldu" sözleriyle ifade vermeye başlayan Reza Zarrab, ilk jürili duruşmaya ayağında kelepçe ve mahkum kıyafetiyle getirilmişti. İlk günkü ifadesinde, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon Euro rüşvet verdiğini söyleyen Reza Zarrab, Aktif Bank'ta hesap açmasına eski AB Bakanı Egemen Bağış'ın yardımcı olduğunu ifade ederek, "Aktif Bank Genel Müdürü ile görüşmeden sonra hesap açtım, günlük 5-10 milyon euro işlem hacmiyle açıldı" şeklinde konuşmuştu.

Reza Zarrab ikinci duruşmada, para trafiğinin nasıl olduğunu anlatmıştı. İkinci jürili duruşmaya koyu renk takım elbise ile gelen Reza Zarrab, yine eski Bakan Zafer Çağlayan ve Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Aslan’a verdiği rüşvetlerden söz etmişti. “Dönemin başbakanı Erdoğan ve hazine müsteşarlığı... Bu ticaretin başlatılması için talimat vermişti” iddialarından bulunan Reza Zarrab, “Başbakan Erdoğan ve Babacan İranla işlemlere (altın ticareti) yardım edilmesi için Vakıfbank ve Ziraat Bankasına şahsen talimat verdiler” ifadelerini kullanmıştı.

Üçüncü jürili duruşma geçen Cuma günü yapıldı. Duruşmada bu kez Yargıç Berman’ın “delillerle” ilgili çıkışı ve bir jüri üyesinin duruşma sırasında uyuması damga vurmuştu. Yargıç Berman, sunulan telefon kayıtlarından birinde geçen konuşmaların çok geniş bir etki alanı olduğunu, bu nedenle "yargılamanın bütünlüğünün sağlanması" açısından savcılar bu kaydı kabul etmeden önce kaydın doğruluğunun ispatlanması gerektiğini söylemişti. Yargıç Berman Cuma günkü duruşmada, uyuyan jürinin bundan sonra duruşmalara katılmayacağını açıklamıştı. Berman, "Bence salonda olan bitenleri izleyemeyen bir jüri görevini yerine getiremez" ifadelerini kullanmıştı. Yargıç Berman, söz konusu jüri üyesinin 2 gündür duruşmaların büyük kısmını uyuyarak geçirdiğini söylemiş ve "Çok iyi bir adama benziyordu. Epey de derin uyudu" demişti. 6 yedek kişiden biri, bu jüri üyesinin yerini alacak. Duruşmada Reza Zarrab’ın eski İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'a yazdığı mektup ortaya çıkmıştı. Zarrab ise ifadesinde, sahte nakliye evraklarının nasıl gerçek gibi gösterileceği konusunda kilit bilgileri tutuklu sanık Hakan Atilla'dan öğrendiğini iddia ederek, Halk Bank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan hakkında da rüşvet iddialarında bulunmuştu. Duruşmada Zarrab’a eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in fotoğrafı gösterilmişti. Zarrab daha önceki duruşmada da Güler'in oğlu Barış Güler'e 100 bin dolar rüşvet ödediğini söylemişti.

Pazartesi günkü dördüncü duruşmada Reza Zarrab’ın çapraz sorgusuna geçildi. Zarrab, savcının sorularını yanıtladı. Altın ticareti ve hayali gıda ticaretine ilişkin ifade veren ve soruları yanıtlayan Reza Zarrab, sanık Hakan Atilla hakkında da iddialarda bulundu. Eski Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Aslan’la ilgili rüşvet iddialarını duruşmada yineleyen Reza Zarrab, dinletilen ses kayıtlarını da doğruladı.

Zarrab 5 Aralık tarihli beşinci duruşmadaki çapraz sorgusunda da dikkat çeken ifadeler kullanmıştı. Sanık Hakan Atilla’nın kendisinden hiçbir zaman rüşvet istemediğini ve kendisinin de Atilla’ya hiçbir zaman rüşvet vermediğini söyleyen Reza Zarrab, “Evet, (yalan söylemenin) ABD'de hapisten çıkmanın en hızlı yolu olduğunu söyledim” demişti. Zarrab’ın FBI’la yaptığı anlaşmaya ilişkin, “Ancak (yaptığınız anlaşmaya göre) bundan daha fazlası gerekiyor. ‘Başkaları’ hakkında soruşturma ve yargılama süreçlerine ciddi destek sağlamak gibi. Bu doğru mu?” şeklinde soruda geçen “başkaları” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Zarrab, FBI ile yaklaşık 12 toplantı yaptıklarını ifade de etti

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde