Yenilemeyen Yerel Şampiyonlar

Yenilemeyen Yerel Şampiyonlar

Türkiye'nin yerel şampiyonları global markalara diz çöktürüyor. İşte o markalar...

Yenilemeyen Yerel Şampiyonlar
16px
24px
18.08.2008 08:31
ABONE OLgoogle

Şeyma Öncel Balıksel/Capital

Son birkaç yıl içinde Türkiye'ye giren yabancı sermaye miktarının artmasıyla birlikte bu konuda tartışmalar başladı. Doğrudan yabancı yatırımın miktarı, neden geldiği, neleri değiştirdiği hakkında farklı düşünceler öne sürülüyor. Hatta belirli alanlarda yabancı sermayenin yerel şirketleri tehdit etmesinden korkuluyor.

Oysa bazı sektörlerde çok uluslu dünya devlerini geride bırakmayı başaran şirketler de var. Dünyada da bunun örneklerine rastlanıyor. Ancak Türkiye'deki “yerel şampiyonlar” biraz daha farklı. Çoğu, global arenada dünya devi şirketleri sıkıştırmaya başlamış durumda. En önemlisi, ortaya koydukları global stratejiler ve etkin üretim kapasiteleriyle, her platformda farklı ve etkin işlere imza atmalarıyla dikkat çekiyorlar. Uzmanlara göre de “yerel şampiyonlar” liderliklerini uzun yıllar sürdürmeye devam edecek. Burada anahtar kural, istikrarlı ve tutarlı strateji izlemeye devam etmeleri.

Globalleşme, 70'li yılların başlarında ortaya çıkmış bir kavram. Gümrük duvarları aşağıya inip, yabancı yatırımın önü açılınca kendi pazarlarında sıkışmaya başlayan pek çok dev şirket, yeni pazarları keşfetmek için kolları sıvadı. Türkiye ise özellikle son 20 yıldır bu rüzgardan nasibini alıyor. Çünkü gelişmekte olan piyasalar, global devlerin radarına yeni yeni girmeye başladı. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere çok uluslu devlerin girişinin yerel oyuncuları piyasadan silmesi ya da pazarda gerilere itmesi bekleniyordu. Oysa kimi kategorilerde,  beklenenin aksine, pazardaki liderliğini dünya devi şirketlere kaptırmayan “yerel şampiyonlar” ortaya çıktı.

Örneğin Brezilya'da, yerel şirket Grupo Positivo, PC pazarındaki payını Dell ve HP gibi dünya devlerinden daha yüksek tutmayı başardı. Totvs ise KOBİ pazarında kurumsal kaynak planlaması yazılımlarında SAP gibi bir dünya devine rağmen liderliğini açık ara sürdürdü. Türkiye'de de “yerel şampiyonlar”ın sayısı hiç de az değil. Özellikle teknoloji dışı, hizmet ve dağıtım ağı önemli olan kategorilerde, yerel şampiyonlar uluslararası rakiplerine açık ara fark atmış durumda. Hatta bazı global pazarlarda çok uluslu rakiplerini sıkıştırmaya başlayanlar bile var.

İstikrarlı Liderler
Türkiye'deki faaliyetlerine 14 yıl önce başlayan Turkcell, mobil iletişim pazarında kurulduğu günden bu yana liderliğini kimseye kaptırmayan yerel şampiyonlardan biri. 2007 yılı sonu itibariyle Turkcell'in abone sayısı yüzde 11 artarak 35,4 milyona ulaşmış durumda. 2007 cirosu ise yüzde 35 artarak 6,3 milyar dolara ulaştı. Şirket, dünya devi Vodafone'un pazara girişinin ardından yüzde 19,9 oranında abone kaybına uğradı. Buna rağmen liderliğini korumayı başardı. Hatta 2006 yılında 12,1 dolar olan kişi başına ortalama gelirini, 2007 yılında 14,2 dolara çıkardı.

Turkcell yetkilileri, bundan sonraki hedeflerinin Turkcell'i dünyaya teknoloji ihraç eden bir teknoloji ve iletişim devi haline dönüştürmek olduğunu söylüyor. Bunu yapabilecek altyapı ve yeteneğe sahip olduklarını belirterek, tüm dünyada örnek gösterilen çözümler geliştirmeye devam edeceklerine dikkat çekiyorlar.

Sektöründe önemli çok uluslu oyunculara rağmen liderliğini uzun süredir devam ettiren bir başka şirket de Petrol Ofisi. BP, Shell, Total gibi önemli uluslararası oyuncuların yer aldığı akaryakıt sektöründe, yüzde 35,5'lik payıyla 5 yıldır liderliği kimseye kaptırmıyor. 2007 yılında yaklaşık 8 milyon ton akaryakıt satışı gerçekleştiren Petrol Ofisi'nin net satış tutarı 13,5 milyon YTL, faiz, vergi ve amortisman öncesi kârlılığı ise 644 milyon YTL olarak gerçekleşti. Şirket yetkilileri, bu sonuçları yeni ürünler ve uygulamalara dayanan yüksek operasyonel performansla desteklemeyi sürdüreceklerini belirtiyor ve “Petrol Ofisi, tüketicisinin beklentilerini tüm faaliyetlerinin merkezine koyarak ilerlemeye devam edecek” diye konuşuyorlar.

“Vestel Dünyaya Meydan Okuyor”
Vestel ise sadece Türkiye'de değil, dünyada da TV kategorisinde çok uluslu devleri geride bırakmayı başarmış bir başka örnek. Türkiye'de iç pazarda Philips, Samsung, Sony, LG, Toshiba, Panasonic ve Siemens gibi dünya devlerini geçen çok güçlü marka, pazarın yüzde 41'ine hükmediyor. Türkiye pazarındaki en yakın rakibinin pazar payı ise yüzde 31'e ulaştı. 2007 yılında TV satışlarının Vestel'in 3,6 milyar dolarlık cirosu içindeki payı yüzde 50'nin üzerinde gerçekleşti. Şirketin 2007 toplam TV üretimi 8,8 milyon adet gibi önemli bir rakamda kaldı. GfK verilerine göre ise Vestel, LCD'de 3 yıldır pazar birinciliğini elinde tutuyor.

Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Üyesi Levent Hatay, önümüzdeki dönem için de agresif hedefler belirlediklerini ve liderliği kaptırmamayı planladıklarını söylüyor. Hatay, son dönemde en büyük başarılarının Pixellence TV serisi olduğunu belirtiyor ve ekliyor:

 “Tamamı Türk mühendisler tarafından üretilen, 30'a yakın uluslararası patente sahip Pixellence LCD TV serisi, büyük pazar başarısı elde etti.”

2008'de pazarın yüzde 50 büyüyeceğine değinen Hatay, Vestel'in LCD'de pazardan daha fazla büyüyeceğini öngörüyor ve “LCD'de 2008 ciro hedefimiz 215 milyon YTL” diye konuşuyor.

AC Nielsen'in 2007 marka araştırmasına göre Vestel, Türkiye'nin bilinirliği en yüksek 10 markası arasında 6'ncı sırada yer alıyor. Levent Hatay, Vestel markasının yapılan iletişim yatırımlarıyla bugün rakipleri arasında sıyrıldığını söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Bir Türk markası olarak dünyaya meydan okuyoruz. Millward Brown DNA 2008 araştırması, elektronik segmentinde Vestel'in marka sadakatinin 2003 yılından 2008'e yüzde 100 oranında arttığını gösteriyor. 5 yıl gibi kısa bir sürede kat edilen bu yol, Vestel'in iletişimde samimiyetinin ve tüketicilerle kurduğu duygusal bağın en önemli kanıtı.”

Ülker Dolu Dizgin İlerliyor
Ülker, sadece Türkiye'nin değil dünyanın önde gelen gıda devlerinden biri. Grup, son birkaç yıldır büyümede adeta gaza basmış durumda. 30'u aşkın kategoride yaklaşık 800 çeşit üretim yapan şirket, kahveden fonksiyonel gıdaya, kişisel bakımdan çay ve paketlenmiş ekmeğe sürekli yeni kategori ve sektörlere giriş yapıyor. Üstelik girdiği her sektöre de hareket getiriyor. Şirket, geçtiğimiz aylarda Türkiye tarihinin en büyük yurtdışı satın alımının altına da imza atarak dikkatleri üzerinde topladı. 80 yıllık Belçikalı lüks çikolata devi Godiva'yı 850 milyon dolara satın alarak, deyim yerindeyse gündeme bomba gibi düştü.

Ülker, özellikle çikolata ve çikolatalı ürünler pazarında yüzde 60'lık pazar payıyla çok uluslu rakipleri Kraft ve Nestle'yi açık ara geçmiş durumda. Ülker Grubu Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Şebnem Nasi, bu başarıda şirketin Türk damak tadına uygun ve tüketicilerin ihtiyaç ve taleplerine yönelik ürünleri zamanında sunmasının büyük etkisi olduğunu söylüyor. Çikolata sektörünün lideri olarak bundan sonra da yenilikçi ve farklı ürünler sunarak liderliklerini güçlendirmeyi amaçladıklarını belirtiyor ve ekliyor:

“Çikolata tüketenlerin yüzde 60'ını 15-34 yaş grubundaki tüketiciler oluşturuyor. Biz trendleri belirleyen gençler başta olmak üzere tüketicilerimizi yakından tanımak için çeşitli araştırmalar yapıyoruz. Bu araştırmalardan aldığımız verilerle yönlendirdiğimiz Ar-Ge çalışmalarımız sonucunda Türk damak tadına uygun, farklı ve yeni lezzetler üretiyoruz.”

Efes Pilsen Dünyada Bir İlk
Efes Pilsen, bira pazarında dünyada hiçbir şirketin göstermediği bir başarıya imza atmış bir yerel şampiyon. Dünyada yüzde 83 gibi bir payla liderliğini uzun yıllardır açık ara sürdüren bir başka bira markası yok. Şirket, yurtiçindeki 5 bira fabrikası, 2 malt üretim tesisi ve 1 adet şerbetçiotu işleme tesisiyle de Türkiye bira pazarının en büyük üreticisi konumunda. Yıllık 9,1 milyon hektolitre bira ve 97 bin 500 ton malt üretim kapasitesiyle Türkiye bira ve malt sektörünün ayrı ayrı yüzde 71'ine hakim. Efes Bira Grubu Türkiye Bölge Pazarlama Direktörü Dilek Başarır, Efes Pilsen'in Türkiye'nin en ileri görüşlü pazarlama ekibine sahip olmasının kendileri için bir avantaj olduğunu söylüyor.

Bu nedenle tüm, yeni eğilimleri yakından izleyebilen, Efes Pilsen markasını tüketicinin isteklerine göre ve istediği yerde karşısına çıkarabilen çok dinamik bir pazarlama yapına sahip olduklarını belirtiyor ve ekliyor: “Rekabetin olduğu yerde her zaman kalite vardır.  Biz de başta tüketici beklentilerini karşılamak ve hatta ötesine geçmek üzere sürekli araştırma yapıyoruz. Tüketicilerimizden gelen her türlü talebi ve isteği değerlendirmeye çalışıyoruz. Türk bira tüketicisi için lezzetin yanında yenilikler de önemli. Bu nedenle ürün portföyümüzü çeşitlendiriyor ve her ürünün hedeflediği kitleyle özel etkinliklerde buluşuyoruz. Türkiye'nin yaratmış olduğu en büyük markalardan birisi olduğumuzun da bilincindeyiz. Bu nedenle, toplumsal sorumluluğumuzu da en üst seviyede yerine getirmeye odaklanmış durumdayız.”

33 Yıldır Liderliği Kaptırmadı
Pınar Süt, 591 milyon YTL'lik cirosu ve pazardaki yüzde 26,4'lük payıyla süt sektöründe 1975 yılından bu yana liderliğini koruyor. Pazarda Danone gibi önemli bir rakibe karşı uzun yıllardır başarıyla mücadelesini sürdürüyor. Uzmanların çoğu Pınar'ın bu başarısının arkasında dağıtım ağının ve markasının yerel pazardaki gücünün olduğunu düşünüyor.

AC Nielsen'in 2007 yılı marka araştırması sonuçlarına göre de bugün Türkiye'de ilk akla gelen markalar sıralamasında Pınar, 8'inci durumda. Tüketicilerin kendilerine en yakın hissettikleri markalarda ise 5'inci sırada yer alıyor. Başka bir araştırma şirketi Synovate'e göre de toplumun yüzde 82'sine göre en güvenilir marka unvanını kazanmış durumda. Yaşar Holding Operasyonlar Başkanı Olcay Sunucu, Pınar'ın her yıl, her yaştan 50 milyon tüketiciye değişik ürünler aracılığıyla birebir ulaşmayı başardığını söylüyor. “50 milyon buluşmanın her birinde tüketicilerimizin beklentilerini karşılıyoruz” diye konuşuyor. Hedeflerinin gelecek 5 yılda bu rakamı 70 milyona çıkarmak olduğunu söylüyor ve ekliyor:

“Pınar olarak, dünya trendlerini yakından takip ediyoruz, bu doğrultuda Ar-Ge çalışmalarına ağırlık veriyoruz. Tüketicilerin istek ve ihtiyaçları bizim için çok önemli, çalışmalarımızı bu bağlamda konumlandırıyoruz. Yaptığımız Ar-Ge çalışmaları ve sunduğumuz ilkler sayesinde 33 yıldır gıda sektöründe öncü durumdayız. Pınar'ın başarısının altında üstün nitelikli, tüketici beklentilerini karşılayan ürün geliştirme ve marka yaratma becerisi yatıyor.”

Devleri 5 Yıldır Geride Bırakıyor
93 yıldır Türk ilaç sektöründe faaliyet gösteren Abdi İbrahim, sektörde Pfizer, Novartis gibi dünya devlerine rağmen 5 yıldır liderliğini sürdürmeyi başarmış başka bir yerel şampiyon. 2007 yılında 805 milyon dolarlık ciro elde eden şirket, ciro bazında yüzde 7,2, kutu bazında ise yüzde 9,2 pazar payı elde ederek rakiplerini geride bırakmış durumda. 200'ü aşkın ilacı olan şirketin pazara yeni ürün sunma hızı da oldukça yüksek. Kendi Ar-Ge merkezinde ve üretim tesislerinde kendi eşdeğer ürünlerini de geliştiren şirket, yabancı şirketlerle yaptığı lisansörlük anlaşmaları çerçevesinde onların ürünlerini pazara sunuyor.

Abdi İbrahim Genel Müdürü Erman Atasoy, bugün yüzde 70 oranında yabancı firmanın olduğu ve yoğun rekabetin yaşandığı sektörde yüzde 100 yerli bir firma olarak liderliklerini güçlendirerek sürdürdüklerini söylüyor. “Yerli bir firma olduğu halde global düşünmeyi başarabilen, uluslararası alanda da etkili olma vizyonuyla hareket eden bir firmayız” diye konuşuyor. Türkiye'de ilaç pazarından daha hızlı büyüdüklerine dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor:

“Abdi İbrahim, dünyanın önde gelen firmalarıyla yaptığı ortak yatırımlar ve lisansörlük anlaşmalarıyla uluslararası platformda da başarı kazanıyor. Bugün sayıları 40'ı bulan yabancı şirketle, çok farklı ülkelerde çalışma imkanımız oldu. Biz küreselleşmek için yabancı firmalarla evlilik yaparak ortaklık kurmak yerine, yerli firma olarak kalmayı tercih ettik. Elbette 100 yıla yakındır sektörde olmamızın da doktor ve eczacıların gözünde olumlu etkisi var.”

Gelişmekte Olan Ülkelerin Şampiyonları Da Devlere Kafa Tutuyor
Yabancı ilgisi, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kendini gösteriyor. Bu ülkelerde bazı sektörlerde liderlik yabancılarda, bir bölümünde ise yerli şirketlerin elinde… Arindam K. Bhattacharya ve David C. Michael'in yaptıkları araştırma, gelişmekte olan ülkelerdeki bazı şirketlerin, global devlere müthiş düzeyde kafa tuttuklarını ortaya koyuyor:

Brezilya
Ülkenin yerel PC üreticisi olan Group Positivo'nun pazar payı dünya devleri Dell ve HP'den daha fazla. Totvs ise bir yazılım şirketi… Özellikle KOBİ pazarında kurumsal kaynak planlaması yazılımlarının liderliğini yapıyor ve dünyanın en büyük ticari yazılımlar üreticisi olan SAP'nin önünde bulunuyor.

Çin
Baidu, bu ülkenin en büyük arama motoru… Dünya devi Google'a tam anlamıyla kafa tutuyor. Çünkü, günlük kullanımı Google China'nınkinden dört kat fazla.

Bir başka Çin şirketi olan Tencent'in anlık mesajlaşma programı QQ, MSN Messenger'ın çok önünde… Online seyahat acentesi Ctrip de Travelsky'yi, Expedia'nın eLong.com'unu ve Travelocity'nin Zuji.com'unu geçmiş durumda…

Hindistan
Bharti Airtel, 2007 yılında bu ülkedeki birimini Vodafone'a satmış olan Hutchison Telecom'u geride bırakarak cep telefonu pazarının lideri oldu.

Meksika
Grupo Elektra, Meksika'nın en büyük gıda perakendecisi konumunda… Wal-Mart dahil dünya develerine kafa tutuyor. En son Wal-Mart ile girdiği pazar savaşını kazanmayı başardı.  

Rusya
Wimm-Bill-Dann Foods, ülkenin en büyük süt ürünleri üreticisi olarak Danone ile Coca-Cola'nın önünde yer alıyor.
 
 “Arçelik Taraftar Topluyor”
Şirzat Subaşı/Arçelik Genel Müdür Yardımcısı

6,6 Milyar Ytl Ciroyla Beyaz Eşyada Lider
 Bugün, dünyanın 6'ncı, Avrupa'nın ise 3'üncü büyük beyaz eşya üreticisi konumundayız. Tüm sektörler için zorlu geçtiğini söyleyebileceğimiz 2007 yılında istikrarlı büyümemizi sürdürdük ve 6,6 milyar YTL konsolide ciro elde ettik. Uzun yıllardır sahip olduğumuz açık ara liderliğimizi 2007'de de devam ettirdik.

Duruşunu Bozmadan Devam Ediyor
 Bir marka, zaman içindeki hareketleriyle, duruşuyla, söylemiyle tüketiciye karşı birtakım vaatlerde bulunur. Sonuçta tüketiciye sunduğunuz tek şey faydadır ve her şey buna göre şekillenir. Bir markanın, söylediği faydayla sunduğu fayda özdeşleştiği zaman tüketiciler o markaya daha fazla değer verir. İşte bu yüzden günümüzde tüketiciler tercihlerini Arçelik'ten yana kullanıyor. Bu bizim için çok önemli. Çünkü markayı yönetmek oldukça zor bir iş. Duruşunuzu bozmamanız gerekiyor

Arçelik'e Güç Katan Yerel Strateji
 Tüketiciye ürünü satarken vaat ettiklerinizle, tüketicinin ürününüzü aldığı andan sonra karşılaşacağı hizmet, birbiriyle uyumlu olmalı. Hatta vaadinizden fazlasını verebilmelisiniz. Böylece tüketici beklentilerinin üstüne çıkmış olursunuz ve size olan bağlılığı artırırsınız. Literatürde eskiden “bağımlı müşteri” sözü çok iyi bilinirdi. Şimdi “taraftar müşteriler” mevcut. Yani kendisi ürün alacak ve başkalarına tavsiye edecek. Arçelik, yerel stratejisini bu anlayış doğrultusunda yöneten ve bu konuda başarılı olan bir şirket.

 “Hizmetin Önde Olduğu Sektörlerde Yereller Öne Çıkıyor”
Tanyer Sönmezer/ Management Centre Türkiye Genel Müdür

Yerellerle Stratejik Ortaklık Yapacaklar
 Şu anda belirli sektörlerde global şirketler yerel şirketleri geçmeyi başaramadı. Önümüzdeki dönemde bu global şirketlerin yerel şirketlerle stratejik ortaklık yapacağını düşünüyorum. Özellikle ilaçta Türkiye'deki en büyük ilk 5 şirketin 3'ü yerel şirket. Bunun nedeni yerel şirketlerin jenerik ilaç pazarı çok hızlı büyüdüğü için, devletin ödemede jenerik ilaçlara öncelik vermesi nedeniyle çok daha büyük bir pazar elde etmeleri.

Teknolojide Global Devler Lider
Diğer taraftan özellikle yüksek teknoloji gerektiren sektörlerde tabii ki global şirketler lider. Örneğin dizüstü bilgisayarı, cep telefonu gibi alanlarda lokal bir şirketin lider olması çok mümkün gözükmüyor. Hizmet, dağıtım ağının ve ilişkinin önde olduğu alanlarda da lokaller öne çıkıyor.

Güçlü Yerellerin Globaleşme Atağı
Öte yandan son dönemde lokal şampiyonlar dünya çapında da pek çok başarıya imza atıyor. Arçelik bugün patent sayısında, Turkcell yaptığı teknolojik gelişimlerde dünyada önemli bir yere sahip. Ayrıca Arçelik ve Vestel'in Çin'de üretim gerçekleştirmeye başlaması da önemli.  Yani artık bu markalar, dünyada nerede ucuz üretim varsa orada üretim gerçekleştiriyorlar. Basit bir örnek vereyim.  Halı sektöründe Türkiye'de şu an satılan halıların 4'te 3'ü Türkiye'de üretilmiyor. Hindistan, Pakistan, Kazakistan, Çin gibi ülkelerde üretiliyorlar.

Yerellerin Fiyat Avantajı Var
 Bunun yanında bugün Efes Pilsen gibi bir yerel markanın liderliği de örnek vaka olarak incelenebilir. Bira pazarında bir markanın yüzde 83'lük bir payla lider olması dünyanın hiçbir yerinde görülmüş bir şey değil. Örneğin Belçika'da en büyük pazar payına sahip markanın payı yüzde 11'dir. Burada sadece şirketin değil, markanın da gücünden bahsetmek gerek. Öte yandan yerel markaların bir de fiyat avantajı var. Bugün ne olursa olsun Vestel ve Arçelik her zaman, Sony ve Philips'ten daha ucuzdur. Çünkü Türkiye'de üretiliyorlar.

“Yereller Tutarlı Olursa Kimse Onları Geçemez”
Helıx Danışmanlık Yönetici Ortak / Ulvi Sami

Dağıtım Ağları Onları Güçlü Kılıyor
 Ülker, Petrol Ofisi, Arçelik, Vestel ve Turkcell gibi kategorilerinde uzun yıllardır lider olan ve yabancı rakiplerini geçmeyi başarmış yerel şirketlerin hangi stratejileri izlediklerini kesin olarak bilmek mümkün değil. Ancak şunu net bir şekilde söyleyebiliriz. Bu şirketlerin Türkiye pazarında başarı sağlamalarının en önemli sebebi yaygın dağıtım ağına sahip olmalarıdır. Bu önemli ve büyük bir avantaj. Aynı zamanda tedarik zincirlerindeki hakimiyetleri de onları üstün kılan yönleri arasında.

Yurtdışında da Başarılılar
 Bu Türk şirketleri sadece yerel pazarda değil, dev şirketlere karşı global arenada da kendilerini ispat etmeye başlamış durumdalar. Yani yurtdışında Türk şirketlerinin her pazarda geride kaldığını söylemek yanlış olur. Bazı pazarlarda örneğin Türk Cumhuriyetleri'nde Turkcell'in ortaklıkları çok iyi konumda. Arçelik, Beko markasıyla Avrupa beyaz eşya pazarında çok iyi durumda. Vestel de satılan her 2 televizyondan 1 tanesini imal ediyor. Bunlar hiç de küçümsenmeyecek başarılardır.

Uluslararası Oyuncular Nerede Zorlanıyor?
Yerel pazarlarda başarılı olabilmek için o pazardaki tedarik zincirine hakimiyet önemlidir. Bu hakimiyeti sağlamak da dışarıdan o pazara giren bir oyuncu için oldukça zor. Bunun yanı sıra marka bilinilirliği yerel markalar için daha yaygın olabilir, dışarıdan girecek bir marka için aynı bilinilirliği yaratmak zor olabilir.

Şirketler Satılırsa Yapacak Bir Şey Yok
 Eğer Türk şirketleri önümüzdeki dönemde de kendine güvenir ve tutarlı bir strateji izlerse o zaman başarılarını sürdürmemeleri için hiçbir neden yok. Bunun yanında oyunu global pazarların kurallarına göre oynamaları da önemli. Tüm bunları yerel şirketler yerine getirirse o zaman Türk pazarında hiçbir yabancı şirket öne geçemez. Ancak Türk şirketleri tek tek yabancılara satılırsa o zaman zaten yapacak bir şey kalmıyor.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde