Yatı-katı yok ama 6 milyon dolarlık parası var

Yatı-katı yok ama 6 milyon dolarlık parası var

Tarihi Sultanahmet Köftecisi’nin 3. kuşak patronu Mehmet Tezçakın, dünyadaki en kapsamlı Osmanlı Kâğıt Paraları Koleksiyonu’nun sahibi. 7500 adet Osmanlı parasının değeri yaklaşık 6 milyon dolar ediyor

Yatı-katı yok ama 6 milyon dolarlık parası var
16px
24px
06.10.2015 05:36
ABONE OLgoogle
Mehmet Tezçakın, Tarihi Sultanahmet Köftecisi’nin 3. kuşak patronu. Üç oğlu ile birlikte bu lezzetli köfteyi ve markalarını önce Asya, sonra Avrupa şimdi de Amerika’ya kadar ulaştırdılar. Tezçakın, aynı zamanda dünyadaki en kapsamlı Osmanlı Kâğıt Paraları Koleksiyonu’nun da sahibi...

Dünya üzerinde bulunan 12 bin Osmanlı parasının 7 bin 500’ü onun koleksiyonunda. En büyük korkusu ise ailede başka koleksiyoner olmadığı için, değeri 6 milyon doları bulan bu koleksiyonun dağılması. Türkiye’de bir para müzesinin kurulmasına destek olmak gibi bir hayali, hatta konuyla ilgili kapsamlı çalışmaları da var.

Tezçakın’la toplama merakını, koleksiyonundaki paraların hikâyesini ve Sultanahmet Köftecisi’ni konuştuk.

-Merakınız hangi yaşlarda başladı?

Küçüklüğümden beri meraklıyım. Zamanında para alışverişi olmadan toplayabildiğim şeyler vardı. İnsanları cezbeden gazoz kapakları, çikletlerden çıkan artist resimleri gibi... Sıralı ve takip edilebilecek değişik materyalleri toplamaya başladım.

-Para koleksiyonu fikri nasıl çıktı?

Dükkânda yardımcı olarak çalışmaya başladığımda turistlerin bahşiş olarak verdikleri yabancı paraları biriktirmeye başladım. Almanya’dan gelen akrabalarımdan, Avrupa’ya çıkan yakınlarımdan gelen yabancı paraları hep biriktirdim. Dedemden, annemden de bazı ufak paralar aldım ve kendi çapımda bir para koleksiyonuna başladım.

-Osmanlı paralarına ne zaman geçiş yaptınız?

20’li yaşlarımdan sonra Osmanlı paralarına merak sardım.

-Dünyada ‘Osmanlı paraları’ koleksiyonunun en büyüğü sizinki değil mi?

Evet, bununla iftihar ediyorum. Osmanlı İmparatorluğu Kâğıt Paraları isminde bir kitap çıkardım. Dünyada bir ilktir. Kültür Bakanlığı tarafından kültür yayını olarak kabul edildi.
-12 bin Osmanlı parasının 7 bin 500’ü sizde. Bu kadar parayı toplamak kolay olmamıştır...
Her koleksiyoncuda maksimum 500 tane para vardır. Paraların hepsini bir araya toplamak zor. Diyelim ki koleksiyondan 2 parçanız eksik. Bir başkasında var ama o kişi size o iki parçayı satmıyor. Koleksiyonun tamamını almanızı istiyor. Ben bütün eksiklerimi tamamlamak için 46 koleksiyon satın aldım.

-Peki bunun maliyeti nedir?

30 sene içinde yaklaşık 6 milyon dolar para ödedim. Ancak hiçbir tapum yok, yatım yok. Arabalarım bile lüks değil. Ama bu paraları toplamak için Londra’ya her gittiğimde de cebimde mutlaka 100- 200 bin poundum oldu. Bütün müzayedelerdeki, fuarlardaki paraları topladım.

-Hangi özel dönemlere ya da günlere ait paralar var?

1840 yılında Tanzimat Fermanı için basılan para, koleksiyonumdaki en eski para. 93 Harbi için ve 1. Dünya Savaşı döneminde basılan paralar da var. Daha bunun gibi birçok hikâye var.

-Sizden sonra koleksiyon ne olacak?

Ailemde benden başka koleksiyoncu yok. Koleksiyonculukta adam mezara, mal mezata diye bir düşünce var. Bundan çekiniyorum. Çünkü bir daha bir araya gelmesi imkânsız bir koleksiyonun dağılmasını istemiyorum. Bu paraların bir müzede sergilenmesini arzu ediyorum. Bu konuyla ilgili yaklaşık 8 senedir de çalışıyorum.



"YAŞAYAN BİR MÜZE İSTİYORUM"

-Para müzesi fikriniz gerçekleştirilirse siz nasıl destek verirsiniz?

“Eğer benim para müzem olursa” düşüncesiyle kendime göre bir müze projesi yaptım. Bir müzede neler olması, neler yapılması gerektiğine dair planlarım var. Onları hayata geçirmek isterim. Müzedeki paraların danışmanlığını yaparım. Paraların bir kısmını müzeye hibe ederim. Müzeye dışardan destek gelmesi için koleksiyoncuları harekete geçiririm. Yaşayan bir müze olması için gereken desteği veririm.

"UFAK KÖFTE DÜKKANLARI LEZZET KAYNAĞIDIR"

-Bu dükkân dışında nerenin köftesini beğeniyorsunuz?

Eşimin de annemin de kızımın da köftesi birbirinden farklıdır ama güzeldir. Ama bir dükkân olarak soruyorsanız hem köftesini kendi yapan hem de kendi satan ufak dükkânların köftelerini seviyorum. Onlar lezzet kaynaklarıdır. Kendi yemeyecekleri köfteyi satmazlar.

-Dükkânlarınızdaki mönü son zamanlarda çeşitlendi. Neden buna ihtiyaç duydunuz?
Sultanahmet’teki dükkânımızda bir değişiklik yapmadık. Ama onun dışındaki şubelerde birçok fast-food firmasıyla rekabet halindeyiz. Kiralar da epey yüksek. Bu sebeple hizmet kalitesinden ve lezzetten kısmamak ve daha geniş bir yelpazeye hizmet edebilmek için bu çeşitliliğe gitmek zorunda kaldık.

-Sultanahmet’teki dükkânda hâlâ kredi kartı geçmiyor. Nostalji olsun diye mi yoksa başka bir sebebi var mı?

Bu dükkânda yemek yiyip, hesabı ödeyip gitme zamanlaması ortalama 12 dakika. İnsanlar içeride yer bulmak için kapıda bekliyor. Eğer işin içine bir de kredi kartı girerse çok vakit kaybederiz.

-Sultanahmet’te kredi kartı geçmiyor ama siz bütün dünyaya açıldınız...

Gün geçtikçe büyüyoruz. Azerbaycan’da 3 şubemiz, Amerika’da şirketimiz, Almanya’da da 60 şubelik bir girişimimiz var. Londra ve Hollanda ile de anlaşma yaptık.

Aslı Öztürk/Habertürk
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde