Yabancı yatırımcı neden enerjiye gelmiyor?

Yabancı yatırımcı neden enerjiye gelmiyor?

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Hasan Köktaş, uluslararası yatırımcının Türkiye'de enerjiye girmemesinin nedeninini açıkladı

Yabancı yatırımcı neden enerjiye gelmiyor?
16px
24px
10.01.2011 14:37
ABONE OLgoogle

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, geçen yıl 21 milyar kilovatsaate (kWh) yakın elektrik üreten, 3 bin 810 Megavat (mw) kurulu gücünde, toplam yatırım tutarı 5 milyar lirayı aşan özel sektör yatırımının devreye alındığını bildirdi. 

     EPDK Başkanı Köktaş, Kurumda düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında 2010 yılını değerlendirdi ve 2011 yılı hedefleri hakkında bilgi verdi. 

     2010 yılında 80 kurul toplantısı yapıldığını anlatan Köktaş, 4 piyasaya yönelik 40 yönetmelik, tebliğ gibi mevzuat düzenlemeleri gerçekleştirdiklerini ve petrol piyasasında bin 338, LPG piyasasında bin 217, elektrik piyasasında 201, doğalgaz piyasasında da 25 adet olmak üzere toplam 2 bin 781 adet şirkete lisans verildiğini bildirdi. 

     Geçen yıl 21 milyar kWh yakın elektrik üreten, 3 bin 810 mw kurulu gücünde, toplam yatırım tutarı 5 milyar 16 milyon 632 bin 400 liralık özel sektör yatırımın devreye alındığını belirten EPDK Başkanı, bunun 2 milyar 350 milyon lirasının (yüzde 47) yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı yatırımlar olduğunu söyledi. 

     EPDK Başkanı, ''2010'da toplam üretimin 208 milyar kWh olduğu dikkate alınırsa toplam tüketimin yüzde 10'u kadar ilave yenilenebilir enerjide gücü sisteme entegre ettik'' dedi.
     Köktaş, 2010 yılında 208 milyar 290 milyon 589 bin kWh elektrik üretildiğini belirtirken, elektrik üretiminde doğalgazın payının yüzde 45'lerde bulunduğunu ifade etti. Geçen sene 51 milyar 189 milyon 194 bin kWh hidrolik üretim olduğuna dikkat çeken Köktaş, rüzgar üretiminin de 3 milyar kWh'ya ulaştığını bildirdi. 
     
     ÖZEL SEKTÖRÜN PAYI ARTIYOR
     
     2010'da üretilen enerjinin 39 milyar 285 milyon 947 bin kWh'sinin özel üretim şirketleri, 11 milyar 849 milyon 467 bin kWh'sinin de özel otoprodüktörlere ait olduğunu bildiren Köktaş, serbest piyasa için özel sektör elektrik üretiminin ilk kez yüzde 25'i, kurulu güçteki payının ise yüzde 30'u aştığını söyledi. 

''2011'DE KURULU GÜCÜ 2 BİN MW'Yİ AŞAN ÖZEL SEKTÖR YATIRIMI DEVREYE ALINACAKTIR

Köktaş, onayladıkları tarifelere göre 2011 yılında elektrik ve doğalgaz piyasalarında toplam 6 milyar 852 milyon lira yatırım yapılacağını bildirdi.
     EPDK Başkanı Hasan Köktaş, 2010 yılında gerçekleştirdikleri faaliyetleri değerlendirdi ve 2011 yılı hedefleri hakkında bilgi verdi. 

     Enerji sektöründe özel sektör payının giderek arttığını anlatan Köktaş, bu çerçevede 2008 yılında yüzde 96,6 olan BOTAŞ'ın pazar payının 2010 yılı sonunda yüzde 85'e düştüğünü, doğalgaz dağıtım sektörüne yapılan yatırım tutarının da 8 milyar liraya ulaştığını ve geçen sene 850 bin yeni aboneye ulaşıldığını söyledi. 

     Geçen sene elektrikte tarife metodolojisini oluşturduklarını belirten Köktaş, ''teşvik esaslı, performansa dayalı, verimliliği gözeten, uzun dönemli ve tüketici odaklı'' bir metodoloji oluşturduklarını ve tüketicinin de bu metodolojiden etkilenmediğini söyledi. Köktaş, bu yıl içinde doğalgaz sektöründe tarife metodoloji oluşturacaklarını vurguladı. 
     
     5 YILDA KAYIP-KAÇAK YÜZDE 10'A DÜŞECEK
     
     21 elektrik dağıtım şirketinin kayıp-kaçak ortalamasının 2011'de yüzde 15 olarak tahmin edildiğini ifade eden EPDK Başkanı, bu oranın 2012'de yüzde 13'e, 2013'de yüzde 12'ye, 2014'te yüzde 11 ve 2015'te yüzde 10'a düşürülmesinin hedeflendiğini bildirdi. Köktaş, kayıp-kaçak miktarının azaltılmasından dolayı toplam 3,3 milyar liralık tasarruf elde edilebileceğini, bu rakamın da tüketicilere olumlu yansıyacağını kaydetti. 

     Önümüzdeki 5 yılda dağıtım şirketlerinin toplam 8 milyar 894 milyon 164 bin 181 lira yatırım harcaması yapacağını ifade eden Köktaş, bunun 410 milyon 714 bin 431 bin lirası perakende satış hizmet yatırımları, 8 milyar 483 milyon 449 bin 749 lirası da dağıtım yatırımı olacağını dile getirdi.
     Yıllık belirli miktarın üzerinde doğalgaz veya elektrik tüketenlerin enerji tedarik edecekleri şirketleri serbestçe belirleyen tüketicilere ''serbest tüketici'' denildiğini hatırlatan Köktaş, 2001 yılında 9 milyon kilovatsaat (kwh) olan serbest tüketici limitinin bugün 100 bin kWh'ye kadar düşürüldüğünü ve şu an itibariyle burada yüzde 63'luk açıklık oranı bulunduğunu ifade etti. 

     Serbest tüketicilerin geçen sene ulusal tarifeye göre yüzde 20-25 arasında değişen oranlarda daha ucuz elektrik aldıklarını kaydeden Hasan Köktaş, ''Hatta yüzde 36 indirim alanı bizzat kendim duydum. Ortalama ise yüzde 20-25 düzeylerinde ulusal tarifeye göre daha ucuza enerji temin işletmelerimiz var. Dolayısıyla burada bir büyüme olduğunu görüyoruz. Bunun da büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum'' dedi. 
     
     PETROL SEKTÖRÜ
     
     2010 yılında petrol sektöründe en çok konuşulan konulardan birinin de 18 Eylül süreci diye de tanımlanan akaryakıtta intifa haklarıyla ilgili süreç olduğunu belirten Köktaş, 4 ayda bin 166 bayinin dağıtıcısını değiştirdiğini ve sürecin sorunsuz tamamlandığını bildirdi.
     Köktaş, ''Sürecin son derece sorunsuz, hiçbir aksamaya meydan vermeden tamamlandığını hepiniz biliyorsunuz. Ayrıca pazarda küçük dağıtım şirketlerinin bayi sayısını artırdığını ve bir miktar daha pay aldığını gözlemledik'' dedi. 

     Enerji sektörünün 2010 yılında en hızlı büyüyen sektörden biri olduğunu ifade eden Köktaş, son 40 yıla bakıldığında ekonomik büyüme ortalamasının yüzde 4-4,1, enerji sektöründeki büyüme ortalamasının da yüzde 8,4 olarak görüleceğini söyledi. Köktaş, küresel ekonomik krizin ardından sektörde şu anda 7,9'luk bir büyümenin de yakalandığına dikkat çekti. 
     
    ''2011 YATIRIM SEFERBERLİĞİNİN OLACAĞI BİR YIL OLACAK''
     
     2011 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Köktaş, elektrik ve doğalgaz piyasalarında onayladıkları tarifelere göre, üretim, iletim ve dağıtım sektöründe 2011'de 5 milyar 854 milyon lirası özel sektöre ait olmak üzere toplam 6 milyar 852 milyon lira yatırım yapılacağını bildirdi.
     Köktaş, ''Hiçbir ülkede özel sektör bir takım garantiler almadan yatırım yapmaz. Yaklaşık 6,8 milyar lira tutarındaki yatırımların 5,8 milyar liralık kısmı tamamen özel sektörümüz tarafından gerçekleştirilecektir. Özel sektörün bu kadar yüksek bir yatırımı hiçbir garanti olmadan gerçekleştirecek olmasına, tüm riskleri kendileri üstlenerek yapıyor olmasına ben dikkatlerinizi çekmek istiyorum'' diye konuştu. 

     2011 yılında, yaklaşık 8 milyar kWh elektrik enerjisi üretecek, toplam yatırım tutarı yaklaşık 3,2 milyar lirayı, kurulu gücü 2 bin mw'yi aşan özel sektör yatırımı devreye alınacağına dikkat çeken Köktaş, geçen yıl yüzde 47 olan devreye alınan yenilenebilir enerji kaynaklarının payı bu yıl yüzde 50'yi aşacağını da bildirdi. Köktaş, bir yıl içinde devreye alınan yatırımlar bakımından 2011'de ilk defa yenilenebilir enerji kaynaklarının diğer enerji türlerini geçmiş olacağını vurguladı. 

     Bu yılın enerji sektörü açısından birleşme ve devralmaların yoğun olacağı bir yıl olacak diye düşündüklerini ifade eden EPDK Başkanı, ''Dağıtımın ardından elektrikte üretim özelleştirmelerinin başlayacağını ve Türkiye'ye doğrudan yabancı yatırımın girmesinin en önemli enstrümanlarından birinin enerji enerji sektörü olacağını belirtmek isterim'' dedi. 

     Köktaş, şöyle devam etti:
     ''2011'de serbest tüketici limitinde indirimlere devam edilecektir. Özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerinin yatırımlarının denetlenmesine yönelik model işletilecektir. 1 Kasım 2007 rüzgar başvurularına ilişkin yarışma süreci sonuçlandırılacak. Bu konuda tekli olanların uygun bulmalarının önemli kısmını verdik. Yaklaşık bin mw kurulu gücünde 27 çoklu başvurulu Kurulumuz uygun bularak TEİAŞ'ye ihale yapmak üzere gönderdi. İhale sürecinin Şubat ayında başlatılacağını tahmin ediyorum.'' 
     
     ELEKTRİKLİ TAŞITLARA İLİŞKİN DÜZENLEME TASLAĞI
     
     Elektrikli taşıtlara ilişkin hazırlanan düzenleme taslağını geçen haftaki Kurul toplantısında görüştüklerini anlatan Köktaş, taslağın önümüzdeki günlerde kurumun web sayfasında yayınlanarak görüşe açılacağını bildirdi. 

     Enerji sektörünün Ar-Ge yatırımlarının teşvik edilmesi gerektiğini belirten Hasan Köktaş, Kurulun bu konuda sektöre bir hareketlilik getirilmesi için onayladığı elektrik dağıtım şirketlerinin tarifeleri kapsamında yatırım bütçelerine 20 milyon 356 bin liralık kaynak ayırdıklarını söyleyen Köktaş, akıllı sayaçlar, uzaktan okuma sistemleri gibi birçok teknolojik yeniliğin sistem içerisine girmesinin destekleneceğini ve bu konularda Kurulun önemli kararlar alacağını kaydetti. 

     Akaryakıt ve LPG sektöründe 1 Şubat'tan itibaren tüm mal promosyonların kalkacağını hatırlatan Köktaş, 1 Nisan'dan itibaren de 1000 PPM'lik yüksek kükürtlü motorin kullanımının sona ereceğini, 1 Temmuz'dan itibaren de tüm akaryakıt istasyonlarında otomasyon sisteminin işlerlik kazanacağını kaydetti.
     Köktaş, ''Bu yıl EPDK açısından tüketicilerin daha nitelikli hizmet aldığı, daha güçlü bir enerji sektörüne ulaşılması temel hedeftir. Bu amaçla enerji yatırımlarının ve hizmetlerin sürekliliği için yeni yatırımlar yapılacaktır'' diye konuştu. 
  
"YATIRIMCI TÜRKİYE'DEKİ HUKUK SİSTEMİNİN RİSKİNİ ALMAK İSTEMİYOR''

 Köktaş, uluslararası yatırımcının Türkiye'deki hukuk sisteminin riskini almak istemediğini belirtirken, ''bundan dolayı ilk aşamada ihalelere pek rağbet göstermiyor, sonradan birleşme ve devralmayla sektörün içine giriyor'' dedi. 

     Köktaş, basın toplantısının ardından, gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı. 

     1 Şubat'tan itibaren akaryakıtta ve LPG piyasasında tüketiciyle üründe fiyat avantajı sağlamayan tüm mal ve promosyonların kaldırılacağının hatırlatılarak bunun benzin fiyatlarına bir düşüş olarak yansıyıp yansımayacağının sorulması üzerine Köktaş, promosyonları yasaklamadaki temel amaçlarının sektörü kendi ürün maliyetleri dışındaki maliyetlerinden arındırmak olduğunu ifade etti. 

     Sektörün bundan sonra rekabetini başka ürünler vererek değil, kendi ürünü üzerinden yapabileceğini belirten Köktaş, yani tamamen akaryakıt üzerinden yapılacak olan bir promosyon ya da rekabet istediklerini, diğer unsurların bir maliyet unsuru olarak sektörün üzerine olmasını arzu etmediklerini söyledi. Köktaş, bu uygulamanın sonuçlarının, nasıl yansıyacağını da, takip edip göreceklerini ifade etti.
     Akaryakıtta litre fiyatlarının 4 lira dayanması dikkate alındığında tavan fiyat konusuyla ilgili bir gündem maddelerinin olup olmadığının sorulması üzerine Köktaş, akaryakıt sektöründe 2009 yılında tavan fiyat uygulandığını hatırlattı. 

     O dönemde 60 günlük süre bittikten sonra, sektörü yakından izlemeye devam edeceklerini ifade ettiklerini belirten Köktaş, sektörü o günden bugüne yakınen izlediklerini ve bu izlemenin sonucunda zaman zaman sektörle biraraya gelerek gerekli uyarıları yaptıklarını kaydetti. 

     İzlemenin kendilerinin asli fonksiyonlarından biri olduğuna, bu izlenimlerden elde edilen bilgilerin ilgili dairelerce değerlendirildiğine dikkati çeken, Köktaş, ''bu izleme faaliyeti kesintiye uğramayacak'' dedi.
     Birleşme- devralmalara ilişkin bir soru üzerine de Köktaş, sektörde birleşme ve devralmaların bir kaç şekilde gerçekleştiğini ifade etti.
     Bunların yurt içerisinde özel sektörün satın alma veya satma yoluyla, özelleştirmeler, belli oranda ortaklıklar yoluyla veya uluslararası piyasalardaki yatırımcıların Türkiye'de faaliyet gösteren yatırımları belli bir kısmını satın almaları yoluyla olabileceğine işaret eden Köktaş, ''önümüzdeki dönemde bunların bir çoğunu görmüş olacağız'' diye konuştu. 

     Yatırım rakamlarına ilişkin olarak da 2023 yılında enerji sektörünün 125 milyar dolar civarında bir para ihtiyacı olduğunu belirten Köktaş, elektrik üretim, iletim, dağıtım, nükleer dahil yatırımların tümü dikkate alındığında 2030 yılındaki bu rakamın yaklaşık 250 milyar dolara denk geldiğini bildirdi. 
     
    ''SEKTÖRE KONTROLSÜZ GİRİŞ SÖZ KONUSU DEĞİL'' 
     
     Serbest tüketici limitlerine dönük bir soruya da karşılık Köktaş, serbest tüketicinin ulusal tarifeden enerji alma zorunluluğunun ortadan kalktığını, elektrik enerjisini ikili anlaşmalar çerçevesinde alabildiğini anlattı. Böylelikle serbest tüketicinin ulusal tarifeden daha indirimli enerji alabildiğine işaret eden Köktaş, ''Dolayısıyla oradaki yüzde 63'lük oran daha da arttığında bir rekabet unsuru da oluşmuş olacak. '' dedi. 

     Enerji sektörüyle ilgilenmeyen şirketin kalmadığını bunun sektörde kontrolsüz girişe neden olup olmadığının sorulması üzerine Köktaş, şöyle konuştu: 

     ''Herkes enerji sektörüne girmek istiyor, enerji sektörü moda tabiriyle 'in' diyebiliriz, ama bu kesinlikle kontrolsüz bir giriş değil. Kriterler var, o kriterleri yerine getirmek gerekiyor. Son derece kontrollü bir süreçten geçiyorlar. Şu anda askıdan inmiş olan, kurulumuz gündeminde olan finansal yeterliliklerin biraz daha zorlaştırılmasına yönelik mevzuatımızda değişiklik var. Teminat mektubu alma zorunluluğu getirdik. Yani çok ciddi bir kontrol mekanizması söz konusu.'' 

     Enerji sektöründe yatırımcının, düzenleyici kurumun ve finansal sektörün çok iyi senkronize olması gerektiğini vurgulayan Köktaş, düzenleyici kurumun öngörülebilirliği yüksek bir piyasaya, riskleri minimize etmeye yönelik, piyasaya dönük tanımlama yapması gerektiğini, finansal sektörün de doğru finansman koşulları oluşturması gerektiğini kaydetti. 

     Yatırımcının da uluslararası normlara göre hazırlanmış proje sunmasının önemine işaret eden Köktaş, uluslararası normlara göre hazırlanmış, fizibilitesi doğru yapılmış proje eksikliğinin en büyük risk olduğunu, böyle bir proje hazırlanmadığı takdirde, yerli ve yabancı bankalardan kaynak temin edilemediğini kaydetti. EPDK Başkanı Köktaş, bankaların proje açısından en çok finans ettiği sektörün de enerji sektörü olduğunu sözlerine ekledi. 
     
     ''YABANCI SERMAYE HUKUK SİSTEMİNİN GETİRDİĞİ RİSKİ ALMIYOR''
    
     Enerji yatırımlarında yabancı sermayenin ilk yatırım sırasında çekingen davrandığını, daha çok birleşme devralmalarla sektöre girdiğinin görüldüğünün belirtilmesi üzerine Köktaş, şu değerlendirmede bulundu: 

     ''Doğrudan yabancı sermaye niçin ilk aşamada gelmiyor. Bu sorunun cevabı esas itibariyle Türkiye'de belli bir dönemden beri çok tartışılan konunun cevabıyla birebir örtüşüyor. Uluslararası yatırımcı, Türkiye'deki hukuk sisteminin riskini almak istemiyor. Yürütmeyi durdurma veya başka yollarla hukuk sisteminin içerisinde takıldı, kaldı. İzmir limanı, İstanbul'da İETT arazisi, TÜPRAŞ'tan, ERDEMİR'e kadar diğer birçok uygulama, ilk aşamada yürütmeyi durdurma ile karşılaşmıştır. Bu bir risktir. Bu riski, yabancı sermaye satın almak istemiyor. Hukuk sisteminin getirdiği bir riski almıyor, bundan dolayı ilk aşamada ihalelere pek rağbet göstermiyor. Sonradan birleşme ve devralmayla bu sektörün içine giriyor. Çünkü bu sektör çok cazip bir sektördür. Sonradan çok hızlı bir şekilde geleceğini ben düşünüyorum.'' 
     
     BOTAŞ'IN PAZARDAKİ PAYI
     
     BOTAŞ'ın pazar payına ilişkin bir soru üzerine de Köktaş, Botaş'ın 4646 sayılı yasadaki ilgili hüküm gereği, yüzde 86'lara kadar pazardaki payının düştüğünü hatırlatırken, bu payı daha da düşürmeye yönelik BOTAŞ'ın karar aldığını, kontrat devri yöntemiyle ihaleye çıkılmasına yönelik bir ihale hazırlığı yaptığını, kısa bir süre içerisinde ihale sürecinin başlayacağını ifade etti. 

     Bir başka soru üzerine de Köktaş, rüzgar lisanslama süreçlerinde Genelkurmay görüşlerinin alınmasının lisanslama sürecini uzatmayacağını, sistem doğal süreçte devam ederken, görüşlerin alınmış olacağını kaydetti. 

     Özelleşen elektrik dağıtım şirketlerindeki hizmet kalitesine dönük bir soruya karşılık Köktaş, vatandaşa yansıyan bir takım geçiş dönemi sorunlarını tespit ettiklerini ve bu sorunların çözümüne ilişkin bir set oluşturduklarını kaydetti. Devir teslim yapılan şirketlerle de bu konuda toplantılar yaptıklarını anlatan Köktaş, sorunlar çıkmaması için nasıl önlem alınması gerektiği konusunda görüşlerini belirttiklerini ve gerekli ikazları yaptıklarını ifade etti. 

     Ankara'da, Konya Meram'da, Sedaş bölgesinde sokak lambalarıyla ilgili özel bir inceleme yaptıklarına da işaret eden Köktaş, bunların önemli bir kısmının yenilendiğini, ancak zaman zaman kış şartlarından dolayı beklenmedik acil durumlar olabileceğini söyledi. 

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde