Vestel: Avrupa'nın krizi Türkiye'nin işine yarar

Vestel İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, Avrupa'daki ekonomik krizin Türkiye için risklerden çok fırsatlar barındırdığını belirterek kötümser yorumlara katılmadıklarını söyledi. Yüngül, Avrupa'daki siparişlerin Türkiye'ye çevrildiğini, cari açık sorunuyla iyi mücadele veren bir Türkiye'nin krizden en güçlü çıkacak ülke olacağını savundu.

      Grubun 2011 yılı performansı ve gelecek dönem hedefleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Yüngül, 2011 yılını, bütçeleri tutturdukları, ''kötü geçmeyen bir yıl'' olarak değerlendirdiklerini, karlılıklarda düşüşler bulunduğunu ancak bu duruma önümüzdeki yıl tüm sektörlerin alışması gerektiğini ifade etti.

      Yüngül, 2012 yılı için en az yüzde 15 cirosal büyüme öngördüklerini, bunun yine önemli bölümünün ihracattan karşılanacağını, ihracatın yüzde 85'ini yaptıkları Avrupa'da yeni pazarlar kazanmayı, ayrıca Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri'nde de hızlı büyümeyi öngördüklerini belirtti.

      Avrupa'da televizyon pazarında yüzde 18'lik paya sahip olduklarını, Güney Koreli şirketlerle birlikte ilk üçte yer aldıklarını söyleyen Yüngül, 2012'de bu pazarda durgunluk beklentisine rağmen pazar payını yüzde 20'ye çıkaracaklarını tahmin ettiklerini söyledi.

      Ömer Yüngül, ''Avrupa'nın durumu Türkiye için avantaj, biz Avrupa'da daralmanın değil gelecek yıl televizyondaki payımızı yüzde 20'ye çıkarmanın planlarını yapıyoruz. THY'nin Ortadoğu ve yakın ülkelere giden uçakları yüzde 70-80 dolu, çoğu da işadamı. Bu da 2012 yılı için ekonomik bir göstergedir'' dedi.
      
    ''İyi olan yok, iyi saklanan var''
     
     Vestel'in tüm temel yatırımlarını tamamladığını, artık ürüne yatırım yaptığını ifade eden Yüngül, bu konuda da 2012 yılında önemli fırsatlar bulunduğunu kaydetti.

      ''Gelecek yıl Avrupalılar ürüne ve pazara yatırım yapacak gücü bulamayacak. Biz daha hızlı hareket ederek, geçmiş krizlerden edindiğimiz tecrübemizle, yatırımları çok fazla kesmeden ama eskisi kadar agresif de olmadan pazar payımızı artırabileceğimizi düşünüyoruz'' diyen Yüngül, krizin Türkiye ekonomisi için de önemli avantajlar sunacağını öne sürdü.

      Avrupa'da ekonomileri sağlammış gibi gözüken Almanya, Fransa ve İngiltere'nin de diğer ülkelere verdikleri borçlardan dolayı risklerinin büyük olduğunu söyleyen Yüngül, şöyle konuştu:

      ''İyi olduğunu bildiğimiz ama içi boş olanlar var. Bir de gerçekten kötü olanlar var. Bunları ayırt etmek lazım. Bana göre iyi olan yok sadece iyi saklayanlar var. Türkiye'de 2001 krizinde bankalar en büyük problemdi. Şimdi aynı durum Avrupa'da var. İyi diye bilinen Almanya, Fransa, İngiltere'nin bankaları kötü durumda olan ülkelere bir sürü borç vermiş. Bu borçların faizleriyle bu ülkedeki insanlar gayet güzel yaşıyordu. Şimdi bu borçların çevrilemeyeceği anlaşıldı. Şimdi birlik kurallarını yeniliyorlar.

      Bu durum bizi etkiler mi- Kesin etkiler. Ama ne kadar ve ne yönde etkiler. Bana göre herkesten biraz daha az etkiler. Bizim en azından finans sektörümüz şu an için sağlam. Soğutmak istemelerine rağmen büyümede fena değiliz. Enflasyon korkusu da yok. Şu anda enflasyonu körükleyecek temel maddelerde artış yok, tersine düşüş var.

      Türkiye'nin coğrafyasına baktığınız zaman çok sıkı türbülansta olan batı var. Ama diğer yanda Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri var. Buralar bizim için potansiyel bir avantaj. Irak, Kuzey Afrika ülkeleri, tüm bunlarda çok etkili olacağız. İran'ın da eninde sonunda açılacağını, serbestleşeceğini düşünüyorum.''

      Gelecek dönemde Avrupa'nın rekabet gücünün eskisi gibi olmayacağını, bunun ''üyelik kapısında bekletilen'' Türkiye için bir avantaj olduğunu belirten Yüngül, eskiden avantaj olarak gözüken AB üyeliğinin artık ''baş ağrısı'' haline geldiğini, AB'nin ''eski esprisini kaybedeceğini'' tahmin ettiğini ifade etti.
      
     Avrupa'nın diyeti Türkiye'nin işine yarar
     
     Avrupa'da şu anda Türkiye'nin 2001 krizinde yaşadıklarının gerçekleşmekte olduğunu, bu süreci iyi tanıdıklarını anlatan Yüngül, şunları söyledi:

      ''Türkiye'de bankalar 2001 krizinde piyasaya para vermiyordu. Sermaye yapılarını güçlendirmek için çok dikkatli davranıyorlardı. Şimdi aynı durum Avrupa'da var. Avrupa'daki bu durum Türkiye için bir avantaj. Artık Uzakdoğu'ya büyük rakamlarla akreditif açıp 45 gün sonra gelecek siparişi bekleme devri bitti. Şu anda bu güç yok. Dolayısıyla ufak ufak lotlarla işi döndürmeye çalışacaklar. Görüştüğümüz alıcılar 'artık üç öğün değil, altı öğün yiyeceğiz ama az az yiyeceğiz' diyor. Bu diyet de Türkiye'nin işine geliyor.

      Öte yanda Orta Avrupa'da yatırım yapma modası vardı. Bence şimdi o da battı. Bakın televizyon kriz için çok güzel bir göstergedir. LCD'ye geçişte Orta Avrupa cazibesi vardı, herkes oraya gitti. Bizim müşteriler bir anda azaldı. Şimdi gittiklerinden daha hızlı geri geliyorlar. Hatta oradaki tesisleri işletemedikleri için bize gelip 'beraber işletelim' diyorlar.''

      Özellikle tekstil sektörü için avantajlı bir durumun sözkonusu olacağına işaret eden Yüngül, ''Herkesin 'tu kaka' dediği tekstilin tekrar parlayacağını düşünüyorum. Çünkü daha uzaktan ve daha çok alayım devri bitti. Dünya ticaretini bozan Çin parasının stabil kalması sorundu. Şimdi o da değerleniyor. Artık onların da üretim maliyetleri artıyor'' diye konuştu.

      2012 yılının Türkiye için dikkatli hareket edilmesi gereken bir yıl olacağını, cari açıktan dolayı parayı döndürmenin zor olduğu zamanlara girildiğini ifade eden Yüngül, buna rağmen en tecrübeli kriz yöneticilerinin Türkiye'de olduğunu, avantajlarını iyi kullanmaması ve çok büyük bir hata yapmaması halinde Türkiye'nin bu krizden en güçlü çıkan ülke olabileceğini söyledi.

      2012 yılı için karamsar olmadıklarını, ''enseyi karartmadıklarını'' ifade eden Yüngül, krizde insanların evlerinde daha fazla zaman geçirdiğini, bunun televizyon için bir avantaj olabileceğini de sözlerine ekledi.
     AA