Vergi şampiyonları neden isyan bayrağı açtı?

Vergi şampiyonları neden isyan bayrağı açtı?

Ankara’nın vergi rekortmeni, Türkiye ikincisi Rahmi Koç, vergi adaletsizliğine isyan edince gözler iş dünyasına çevrildi.

Vergi şampiyonları neden isyan bayrağı açtı?
16px
24px
25.05.2012 14:21
ABONE OLgoogle

Rahime Baş Uçar'ın haberi

Ankara’nın vergi rekortmeni, Türkiye ikincisi Rahmi Koç, vergi adaletsizliğine isyan edince gözler iş dünyasına çevrildi. Yeni ve kapsamlı bir vergi reformu yapılması için hemfikir olan iş dünyası, verginin tabana yayılmasını talep ediyor...

KOÇ Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, yıllardır Ankara’nın gelir vergisi rekortmenliğini kimselere bırakmıyor. Bu yıl da tablo değişmedi ve Rahmi Koç, 2011 yılında elde ettiği 19 milyon 729 bin 193 TL’lik gelir karşılığında ödeyeceği 6 milyon 900 bin 407 TL'lik vergiyle yine Ankara’nın vergi şampiyonu oldu. Koç, bu rakamla ablası Semahat Arsel’in ardından Türkiye çapında ise ikinci sırada yer aldı.
Kuşkusuz Rahmi Koç, bu rekorla gurur duyuyor. Ancak bu yıl veriler açıklandıktan kısa bir süre sonra bu konuda çarpıcı bir çıkış yaptı. Türkiye’nin vergi sistemindeki aksaklıkları dile getiren Koç, “Türkiye'nin yarısı vergi ödemiyor. Öbür yarısı ise bütün vergileri ödüyor. Bu haksız rekabet oluşturuyor. Vergiyi maalesef tam toplayamıyoruz. Gelen her hükümet 'toparlayacağız' diyor ama ne hikmettir ki bu ülkede vergi toplanmıyor" dedi...

İŞ DÜNYASININ TALEBİ

Aslında bu sözler bir tür isyan. Haklılığını da herkes teslim ediyor. İş dünyası yıllardır kapsamlı bir vergi reformu talep ediyor. Vergi oranlarının düşürülüp tahsilatın tabana yayılmasını talep ediyorlar. Özellikle dolaylı vergilerin oranının azalmasını isteyen iş dünyası, hükümetin ele alması gereken yapısal reformlardan en önemlisinin vergi reformu olduğunda hemfikir.

İş dünyasının en etkin örgütlerinden TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği), yıllardır kapsamlı bir vergi reformu istiyor. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, “Hem düşük gelir gruplarının refahı hem de vergi geliri dağılımındaki çarpıklığın giderilmesi için yeni ve kapsamlı bir vergi reformu artık çok elzem” diyor.

REKORTMENLER NE DİYOR?

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı da bu yıla girerken verdiği mesajda, gri alanları azaltılmış ve tabana yaygınlaştırılmış vergi sisteminin gerekliliğine işaret etmişti. Sabancı, bu alanda yapılacak bir reformun Türkiye’nin kalkınma performansını uzun vadeli ve sürdürülebilir hale getireceğine inancını dile getirmişti...

2011 yılı gelir vergisi rekortmenleri listesinde 18’inci sırada yer alan Avrupa Konutları Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, verginin sedece verenden değil tüm vatandaşlardan alınması gerektiğini düşünüyor. Gelir vergisi oranlarını biraz yüksek, kurumlar vergisini ise makul bulan Çetinsaya da bir an önce kapsamlı bir vergi reformu yapılmasını talep ediyor.

GELİR ÇOK VERGİ AZ

Aslında vergi sistemimizin en önemli çarpıklığı KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin oranının çok yüksek olması. Türkiye'de toplam vergi tahsilatının yaklaşık yüzde 68'i dolaylı vergilerden, kalanı ise kurumlar vergisi, gelir vergisi gibi diğer alanlardan karşılanıyor.

Geçen yıl vergi tahsilatı 253.7 milyar liraya ulaştı. Bunda en büyük payı 64 milyar TL ile ÖTV (özel tüketim vergisi) kalemi oluşturdu. Onu ağırlıklı olarak memur ve işçi maaşlarından kesilen gelir vergisi izledi. Gelir vergisi toplamı 44.3 milyar TL oldu. Yine gelir vergisi kalemleri içinde yer alan beyana dayalı gelir vergisi ise sadece 2 milyar 800 milyon TL oldu. 705 bin kişi gelirini basit usulde beyan ederken, buradaki tahsilat oranı yüzde 46.9’da kaldı.

Gelirini yıllık beyannameyle bildirenler arasında mobilyacıdan kırtasiyeciye, doktordan mimara, avukattan şirket ortaklarına pek çok mükellef bulunuyor. Gerçek usulde gelir vergisi mükelleflerinin sayısı, kira geliri elde eden 1 milyon 353 bin mükellefle birlikte 3 milyon 74 bin kişiye ulaşıyor. Bu mükelleflerin ödediği vergi (geçici vergi dahil) 4 milyar 182 milyon TL. Ancak toplam vergi geliri içinde bu kesimin payı yüzde 1.65’i ancak buluyor. Bu da genel vergi gelirleri içinde devede kulak kalıyor.

“BU DÜZEN ADİL DEĞİL”

TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak, öncelikle vergi tabanının genişletilmesi gerektiğini savunuyor. Ardından da “Vergi veren kesim çok sınırlı. Gelir vergisi uygulamalarında işçi-memur ve diğer meslek mensuplarının çok daha fazla vergi ödediğini görüyoruz. Ki bu da adil olmuyor” uyarısını yapıyor.

Aslında Maliye Bakanlığı, son yıllarda yaptığı bazı düzenlemelerle mini reformlara imza attı. Gelir vergisi oranlarında indirime gidildi. 2006’da yüzde 45 olan en yüksek gelir vergisi oranı yüzde 35’e indirildi. En düşük oran da yüzde 20’den 15’e çekildi. Ancak halen OECD ülkeleri arasında yüzde 35 gelir vergisi oranıyla 17’nci sırada yer alıyoruz.

Maliye Bakanlığı, rekabet gücünü artırmak amacıyla kurumlar vergisi oranlarını da 10 puan indirdi. Yine 2006’da yüzde 30 olan kurumlar vergisi oranı 20’ye indirildi. Böylece kurum kazançları üzerindeki vergi yükü bakımından OECD ülkeleri arasında 2002’deki 2’ncilikten 2009’da 25’inci sıraya kadar düştük.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de vergi sisteminin ağırlıklı dolaylı vergilerden oluştuğunu kabul ediyor.

Rahmi Koç’un “Türkiye’nin yarısı vergi vermiyor” sözlerini bir televizyon programında değerlendiren Şimşek, “En az vergiyi iş âleminden, kira ve faiz geliri elde edenlerden, kayıt dışı kesimden alıyoruz. Kayıt dışıyla mücadele ederek bunu da azaltacağız. Vatandaşımız vergi veriyor. 65 milyon cep telefonu, otomobil sahibi vergi veriyor” dedi.

İş dünyası ne diyor?

Ümit Boyner (TÜSİAD Başkanı): TÜSİAD olarak vergi konusundaki taleplerimizi sık sık dile getiriyoruz. Dolaylı vergilerin toplanan vergilerin büyük bir bölümünü oluşturması, özellikle düşük gelir gruplarının zarar görmesine, vergi adaletinin olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Dolaylı vergiler kolay toplanıyor. Ancak her vergi kaynağının bir sınırı vardır ve o sınıra yaklaşıyoruz. Kayıt altında olmasının ve anında ulaşmanın verdiği kolaylıkla toplanan vergi gelirleri sürdürülebilir değil. Hem düşük gelirli grupların refahı hem vergi geliri dağılımındaki çarpıklığın giderilmesi için yeni ve kapsamlı bir vergi reformu artık çok elzem.

Nail Olpak (MÜSİAD Başkanı): MÜSİAD olarak kayıt dışılığın önüne geçilmesini ve toplumda vergi ödeme bilincinin artmasını arzuluyor. Bunun için gereken en mühim unsurlardan biri de elbette bireylerin vergi ahlakı. Son yıllarda ortaya konulan ve büyümeyi tetikleyen reformcu anlayışlar vergi alanına da daha nüfuzlu bir şekilde yansıtılmalı. Nitekim kamu maliyesinde oluşturulan disiplini ileriye taşımak için vergi reformu yapmak ve vergi denetimini etkinleştirmek zaruret oldu. Tüm gelirlerin gelir olarak kabul edildiği sistemde, tüm giderlerin de gider olarak kabul edileceği bir metot geliştirilmeli. Böylece ilgili tarafların hepsi kayıt içine alınarak, vergi mümkün olduğunca tabana yayılmalı. Tabii vergi oranları da bu kapsamda tekrar ele alınmalı. Ayrıca vergi sistemi herkesin anlayacağı şekilde basitleştirilmeli ve kayıt dışılığa neden olan uygulamalardan kaçınılmalı.

Mustafa Boydak (Kayseri Sanayi Odası Başkanı): Vergi konusunda yeni bir anlayışa geçmek gerekiyor. Toplam vergi tahsilatının yüzde 70'i dolaylı vergilerle yapılıyor. Gelişen bir Türkiye'de bunun yanlış olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolaylı vergiler arttıkça kaçaklar daha çok artıyor. Kaçaklar arttıkça hepimize olumsuz yansıyor. Bu yüzden vergi reformunun bir an önce gündeme getirilmesi gerekiyor. Bu yıl güzel bir çalışma yapılıp sonuçlandırılırsa ülkemiz için çok daha kazançlı bir dönem olacak. Hükümetimizin yapacağı reformlarla özellikle vergi tabanını genişletmesi gerekiyor. Maalesef vergi veren kesim çok sınırlı.

Süleyman Çetinsaya (Avrupa Konutları Yönetim Kurulu Başkanı): Verginin toplanabilmesi için vatandaşın bilinçlenmesi, vergi vermeyi görev addetmesi gerekiyor. Vergi kanunlarında yıllardır sürekli düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılır ama maalesef bu konuda oturmuş bir sistem yok. Devlet vergi denetimini ve disiplini artırmak için gayret etmeli. Kimse zaten gönüllü vergi vermiyor. Kurumlar vergisinin yüzde 20’ye çekilmesini olumlu buluyorum. Buna rağmen yeterince vergi toplanamıyor. Türkiye’nin yüzde 60’ı vergisini vermezse bu işler nasıl olacak? Kapsamlı bir vergi reformu yapılması konusunda da hükümetimiz bir an önce harekete geçmeli.

Funda Acar (Acarlar Şirketler Topluluğu Genel Müdürü): Vergiyi ağırlıklı olarak verenlerden almak doğru değil. Ben kira gelirlerimle vergi rekortmenlerinden biri oldum. Vergiyi vermeyen kesimden alabilmek başarıdır. İş yapıp para kazandığımızda vergi vermek bizim açımızdan problem değil. Zaten dünyanın her yerinde devlet kazanca yüzde 40-45 ortaktır. Her kesimin vergi mükellefi yapılması gerekiyor. Vergi reformu anlamında son yıllarda önemli düzenlemeler yapıldığını da memnuniyetle izliyoruz.

Para Dergisi

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde