Usulsüzlüklerin ekonomiye maliyeti yıllık 100 milyar TL

Usulsüzlüklerin ekonomiye maliyeti yıllık 100 milyar TL

Selin Sayek Böke, “2008’den beri ekonomide kayıp var. Vatandaşın geliri kişi başına 40 dolar geriledi. Kişi başı borçluluk ise bin 279 dolar arttı.” dedi.

Usulsüzlüklerin ekonomiye maliyeti yıllık 100 milyar TL
16px
24px
24.05.2015 07:14
ABONE OLgoogle
Kamudaki denetimsizlik ve makam saltanatı gibi problemlerin israfa sebep olduğuna dikkat çeken CHP ekonomi politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, “2008’den beri ekonomide kayıp var. Vatandaşın geliri kişi başına 40 dolar geriledi. Kişi başı borçluluk ise bin 279 dolar arttı.” dedi.

CHP ekonomi politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, AKP iktidarı döneminde kamudaki israf, usulsüz alımlar, kamu ihalelerindeki denetimsizlik ve makam saltanatı gibi problemlerin ekonomiye yıllık maliyetinin 100 milyar liraya ulaştığını söyledi. Bu kadar kaynak israfı ve usulsüzlük içinde CHP’nin vaatlerine kaynak sorulmasını tuhaf bulduklarını belirten Böke, “Kamu ihalelerinde şeffaflık ve adaletin sağlanması bile tek başına ihaleleri yüzde 4,5 daha verimli hale getiriyor.” ifadesini kullandı. Kamudaki israfın sadece bütçesel olmadığını, insan kaynağı ve liyakatli personel açısından da ciddi bir israf yaşandığı tespitini yapan Böke, “Bazı gerçeklerin görülmesinden çekindikleri için bakanlar artık birbirleriyle bile bilgi paylaşmıyor. İş bu noktalara geldi.” dedi.

Selin Sayek Böke, bütün bu israf ve usulsüzlüklerin ülkeye 100 milyarlık maliyetinin yanında, CHP’nin asgari ücretin 1500 liraya çıkarılması, aile sigortası ve emekliye yılda çift maaş ikramiyenin yıllık maliyetinin 57 milyar lira olduğunu vurguladı. Türkiye’nin yılda kendi insanı için 57 milyarı bulamama gibi bir sorunu olmadığını ifade eden Böke, iktidarı eleştirerek,  “Hem güçlü Türkiye, küresel güç diyorlar hem de ülkenin bu rakamı bulamayacak durumda olduğunu söylüyorlar. Kendileriyle çelişiyorlar.” dedi. Türkiye’nin hükümetler hiçbir şey yapmasa bile potansiyel büyümesinin yüzde 4-5 olduğunu vurgulayan Böke, büyümenin düşmesinin küresel konjonktür değil tamamen ülkedeki kötü yönetimle ilgili olduğunu savundu. Türkiye ekonomisinin 2008’den bu yana patinaj yaptığını söyleyen Böke, ekonomi yönetimini eleştirdi.

Hükümetin 2007 yılına kadar dünyadaki para bolluğundan faydalandığını kaydeden Böke, 2008’den bu yana bir şey yapılmadığını söyledi. Gerçek ihtiyaçlara karşılık veremeyen bir ekonomi politikası olduğuna dikkat çeken Böke, “İşlerin sadece para politikası ile yönetilebileceğini sandılar. Büyümeyi sadece Merkez Bankası’nın sırtına yüklediler. 2008’den bu yana ülke ekonomisi için kayıp yıllardır. 2008 ile 2015 kıyaslandığında vatandaşın geliri kişi başına 40 dolar geriledi. Kişi başı borçluluk ise 1.279 dolar arttı.” ifadelerini kullandı.

İş dünyasına baskılar kabul edilemez

Hükümetin vergi cezaları ile özel sektörü dizayn etmeye çalışmasını sert sözlerle eleştiren Böke, “İş dünyasına baskılar kabul edilemez. Hükümet vergi politikasını devlete gelir sağlamak değil, özel sektörü kendine göre dizayn etmek için kullanıyor. Bu baskılar kabul edilemez.” dedi. CHP’nin ekonomi programında refahı tabana yayan bir çerçeve çizdiklerini söyleyen Böke, “Bizim dönemimizde özel sektörü cezaya boğan bir kamu olmayacak.” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı kurumları yıpratıyor

“Ülkede batan bir banka varsa bunu Cumhurbaşkanı değil BDDK açıklar.” diyen Böke, ekonomi kurumlarına işini yapmasına izin veren bir yapıya ihtiyaç olduğunu söyledi. Ekonomiyi yöneten kurumların siyasi değil teknik duruş sergilemesi gerektiğini vurgulayan Böke, “Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankası’na yönelttiği eleştiriler konusunda Merkez’in teminatı hükümet olmalıydı ama bu yapılamadı. Hükümet kurumlara sahip çıkamadı. Bunun için kurumlara güven ortadan kalktı. Cumhurbaşkanı kurumlara olan güveni yok ediyor.” dedi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı ‘çılgın proje’ye de değinen Böke, proje için özel yasa çıkarılacağını ve Anadolu’da kurulacak mega şehre özel statü verileceğini belirtti. Bu gibi projelerin imar rantı oluşturmak için değil, yatırım ve ticaret için planlandığını belirten Böke, sosyal yardımların da artacağını söyledi.

Yabancı yatırımcı kaçıyor

Türkiye’de son dönemde yabancı sermaye girişindeki azalışa işaret eden Böke, “Yatırımcının hedefi kârdır ve öngörülebilirlik ister. Hukuk ister. Kuralların işlemesini önemser. Ülkede hukuk işlemiyor. Bunun için yabancı sermaye kaçıyor.” dedi. 2004’te Türkiye’nin AB ile müzakerelere başladığını hatırlatan Böke, o zaman ekonomi mesajlarının da evrensel değerler üzerinden verildiğini belirtti. Bu sebeple gelen yabancı sermayenin ülke tarihinde ilk kez 20 milyar doları geçtiğini söyleyen Böke, şimdi bunun tam tersi bir sürece girildiğini ve yabancı sermayenin de buna baktığını ifade etti.

Turhan Bozkurt/Zaman

   
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde