Ünlü patron: Annem 15 çocuk doğurdu
50 yıl otobüs işletmeciliği yaptıktan sonra bu işi Haluk Ulusoy’a bırakan Yılmaz Ulusoy'dan ilginç açıklama
50 yıl otobüs işletmeciliği yaptıktan sonra bu işi Haluk Ulusoy’a bırakan Yılmaz Ulusoy, son yıllarda havayollarına çok yatırım yapıldığını belirtti.Ulusoy, “Her yere havaalanı yapamazsınız ama her yere demiryolunu getirebilirsiniz. Uzun yolda demiryolundan başka kurtuluş yoktur” dedi.
Çevrede birçok gökdelen ve AVM yükselse de, Yılmaz Ulusoy bunları görmezden gelip Levent’teki villa-ofisinde mutlu, mesut çalışıyor. Ve bir eski zaman beyefendisi olarak İstanbul’a sürekli yüksek binaların dikilmesinden hoşlanmıyor. Ofisindeki çalışma odasında buluşup konuşurken, hemen karşımızdaki minik sera bahçesinde gülümseyen rengarenk çiçekleri seyrediyoruz. Yatırımdan söz etsin diye bekliyorum ama o söze doğadan, deniz kirliliğinden, iklim değişikliğinden, barıştan başlıyor.
Doğa bilimci ve aktivist
İç savaş yaşayan ülkeler için “akil adamlar”ın birleşip devreye girmesi gerektiğini öneriyor. Sanki, karşımda bir doğa bilimci, küreselleşme karşıtı bir aktivist var. 56 yıllık iş hayatından damıttığı hayat tecrübelerini kitaplarında topluyor.Dördüncü kitabını çıkaracak yakında.
*Yılmaz Bey, Türkiye’nin önemli iş ailelerinden birisine mensupsunuz. Aileniz çok geniş değil mi?
Trabzon’un Of ilçesinden çıkmış, çok geniş bir aileyiz. Babam Mehmet Fatih Ulusoy’un kurduğu işleri ailemizle birlikte götürdük. Kendisi 80 yaşındayken 1980 yılında vefat etti.
*Siz de inşaatla mı başladınız?
Babam 1922’de savcılıkla başladı. Sonra tüccarlık, müteahhitlik yaptı. 1937’de de ilk otobüsümüzün üzerine “Ulusoy” adını yazdı. Sonra işleri bize devretti. Biz de 50 sene işleri beraber götürdük, 2008’de de edebimizle ayrıldık, şimdi herkes kendi yolunda gidiyor.
Annem 15 çocuk doğurdu
*Kaç kardeşsiniz acaba?
Babam tek hanımdan, yani annemden doğan 15 çocuğa sahipti. Şu anda yaşayan 8 kardeşiz.
*2008’de kardeşlerinizle ayrıldınız. Hangi alanları üstlendiniz?
Ben inşaat, denizcilik, enerji ve konut işlerini üstlendim. 5,5 seneden beri, yere sağlam basmak, fazla agresif olmamak şartıyla sağlıklı ve ölçülü büyüme diyoruz buna. Oğlum ve iki kızımla birlikte işleri götürüyoruz.
*Ulusoy Ailesi’ni kamuoyu öncelikle “otobüsçü” olarak tanıyor. Siz bu alanı kime bıraktınız?
Taşıma konusunda bilfiil 50 yıl otobüsü yönettim. Sonra uluslararası nakliyatçılıkta bir yere geldik. Otobüs rahmetli Saffet Bey ve ailesinde kaldı, uluslararası nakliyatçılık da Cemal Bey’in çocuklarında kaldı.
Otobüsü 50 yıl yönettim
*Bir görüşmemizde “Aslında bu ülkenin her yeri demiryoluyla döşenseydi, biz bu işi yapmazdık” demiştiniz. Hâlâ aynı görüşte misiniz?
Demiryolları bir politikadır. Demir yollarından çok, son yıllarda havayollarına yatırım yapıldı. Her yere havaalanı yapamazsınız ama her yere demiryolunu getirebilirsiniz. Uzun yıllara dayanan otobüs ulaşımı tecrübeme dayanak söylüyorum ki, demiryolundan başka kurtuluş yoktur.
*İstanbul’un dayanılmaz trafiği için nasıl bir formül öneriyorsunuz?
Sizinle görüşmeden önce belediyelerle önemli bir toplantıdaydım. İstanbul Trafik Vakfı’nda kurucu üyeyim. Mütevelli heyetindeyim. Tek yol vardır; uzak yolda demiryolu, şehiriçinde de yeraltı (underground) yolu. Bunu 1900’lü yıllarda yapmışlar Batı’da.
2014 zor bir yıl olacak
*Sizce 2014 yılı nasıl geçecek?
Zor bir yıl olacak. Çok dikkatli olmalıyız. Mahalli seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Ayrıca vatandaşın derlenip toparlanması lazım. Zengin
bir ülke gibi yaşayamayız. Hâlâ kalkınmakta olan ülkeyiz. Kredi kartlarına güvenemeyiz.
*Bundan ne zaman çıkacağız?
Türkiye’de önce üretip sonra da tüketeceğiz. Toprağımızı da ekip biçeceğiz. Dört mevsimi aynı anda yaşayan tek ülkeyiz. Göç mutlaka durdurulmalı. Toprağımızı ekmezsek, her fert bütçesini yapmazsa, kredi kartıyla yaşarsa fukara da zengin gibi yaşama arzusunu gösterirse kesinlikle olmaz.
Tarihi hanları alıp otele dönüştürüyor
*Turizmde neler yapıyorsunuz?
1986’da devletten bir yer aldık, Kemer’in Göynük mevkiinde. Orada bir tatil köyü yaptık. Adı Kemer Holiday Club. Bir otelimiz de Alanya yolunda. Şimdi İstanbul’da butik oteller yaptırıyoruz. Mesela, Karaköy’de İtalyanlar tarafından yapılmış, 186 yıllık eski Sümerbank binasını aldık, onun yanındaki Cemaat Han’ı da aldık. Bu han, Musevilerindi, onların ilk cemaat binasıydı. Bu ilk kez oluyor, bize sattılar. İkisini birleştirdik, 63 odalı 106 yataklı butik bir otel yaptık. Oğlum Mehmet’in planında 2020’ye kadar Asmalı Mescit, Tarlabaşı’na kadar 3 otellik zincir yapmak var. İlkini bitirdi, ikincisine başlayacak.
100 milyon dolar’lık gemi 25 milyona kadar indi
*Denizde neler yapıyorsunuz?
Çeşme Limanı’nı işletiyoruz. Trieste’ye muntazam Ro-Ro seferleri yapıyoruz. Zonguldak’tan Novororiski’ye taşıma yapıyoruz. Ayrıca 4 kuru yük gemim var. Eskiden karacıydık, şimdi denizde bir ağırlığımız olmaya başladı. Ancak denizcilik büyük sıkıntıda. Gemiler el değiştirdi. Bakın 100 milyon dolarlık gemi düştü, 25 milyon dolara. 50 bin dolarlık navlun düştü 5 bin dolara. Küresel krizin yüzünden böyle oldu.
Çevreyi bozmadan Zİgana’ya santral
*Enerji alanında hangi çalışmalarınız bulunuyor?
Bu alanda Sürmene’de Vizera bölgesinde Zigana Dağı’nın yamacında bir hidroelektrik santralimiz (HES) var. Rüzgar enerjisi santralimiz de Amasya’da. İzmir Tire’de de bir santral için inceleme yapıyoruz. 2020’ye kadar 150-200 megavata ulaşmayı arzu ediyoruz. Temkinli hareket ediyoruz bu nedenle.
*Çevresel sorunları nasıl hallediyorsunuz?
Çok dikkat ediyoruz. Vizera’da suyu yerin 4,5 metre altından burgularla getirdik. Bize 4,5 milyon dolar ek maliyete sebep oldu ama hiç ağaç kesmediğimiz gibi o yeşil vadiye uygun 18 bin yeni ağaç da diktirdim.
*Çoğu müteahhit, “Ağaç kesiyoruz ama yerine 4-5 katı ağaç diyoruz” diyor. Bu yaklaşım doğru mu?
Ormancı ve ziraatçi değilim ama ‘bir ağaç bir insan’dır. HES’lerde fotoğraf iyi değil. Bunları yapanların çoğu çevresiyle, vatandaşla dalaşıyor, başa da çıkamıyor. Her şeyin bir yolu vardır. Bazı arkadaşlar, öyle HES’ler yaptılar ki, bunları benim aklım hiç almıyor. Beton, beton, beton. Eğer doğanın dengesini bozarsanız, o intikamını alır.
DENiZCiLİĞE HİZMET iÇiN MESLEK LİSELERİ YAPTIRDI
*Bugüne kadar eğitime hizmet için kaç okul yaptırdınız?
Annem, babam, eşim ve kendi adıma okullar yaptırdım. Ayrıca şirketin adına da var. Etiler’de de okul peşindeyiz. Bakın, Türkiye’nin her tarafı denizle çevrili. Denizci milletiz ama yeteri kadar altyapımız yok. Bunun için okulların hepsi yüksek denizcilik meslek liseleri. Ayrıca bir de fen lisesi yaptıracağım. Gelecek sene inşallah bunun temelini atıp, 2015’te de tamamlamak istiyorum.
YÜKSEK BiNALARI SEVMiYOR
‘Gökdelen’de yokum
*İstanbul’da bunca gökdelen ve AVM yapılıyor. Siz neden yaptırmıyorsunuz?
Gökdelen işinde yokum. Ne yaptıklarını da anlamıyorum. Bakın benim ofisim, gökdelenin tepesinde değil. Tabiatın, çiçeklerin içinde yaşıyorum. Çok da rahatım. Sabah bu ofise gelip ağaçların, çiçeklerin içine girince bu güzellik beni rehabilite ediyor. Yaşam, bir uzlaşma sanatıdır.
*Siz bir işadamı değil, sanki bir doğa derneğinin başkanı gibisiniz. Kendinizi nasıl aştınız?
Çocukluğumdan bu yana yeşili, daha doğrusu şöyle güzel yerde oturabilmeyi çok önemsiyorum. İnsan beton yığını içinde sıkılır ya...
Perihan Çakıroğlu/Bugün