Ünlü işadamını ağlatan olay

Mudo’nun patronu Mustafa Taviloğlu’nun Güneydoğu gezisi sırasında tanıştığı Daralı Melek’in ’yaşını bilmemesi’ perakende sektörünün duayenini gözyaşlarına boğdu.

Taviloğlu, meslekdaşlarına, Güneydoğu Anadolu’ya gitmelerini tavsiye ederek, “Buğdayı ne kadar sıksan portakal suyu çıkmaz derler. Öyle bir yer biliyorum ki buğdayı sıksak altın çıkacak. Orası Güneydoğu” dedi

Türk perakende sektörünün duayeni Mustafa Taviloğlu, yaşını bilmeyen Daralı Melek’le gözyaşına boğuldu, işadamlarına “Türkiye’de yapacak daha çok işimiz var” diyerek rotayı Güneydoğu Anadolu olarak gösterdi. Adana’da söyleyenen ’Buğdayı ne kadar sıksan portakal suyu çıkmaz’ sözünü de anımsatan Taviloğlu, “Ben öyle bir yer biliyorum ki buğdayı sıksak altın çıkacak. Orası Güneydoğu. Maalesef orayı hem tabiat hem insan olarak yeterince tanımıyoruz. Onlarla en ufak bir sorunumuz yok. Onlar-bizler diye bir şey yok” değerlendirmesini yaptı.

1 haftalık Doğu ve Güneydoğu Anadolu gezisine çıkan ve burada gördüğü Mardin’in Dara Köyü’ndeki Melek adlı çocuğun kardeş sayısını değil, yaşını dahi bilmemesinden dolayı gözyaşlarını tutamayan Taviloğlu, “Ben dünya markası olmak istemiyorum. Türkiye markası olmak istiyorum zaten ülkemizde marka olursak dünyada da oluruz. Çünkü Türkiye’de yapılacak inanılmaz iş var. Şiddetle öneriyorum Güneydoğu Anadolu’ya gidin” dedi.

35 yıl Mardin’i izlerim

Meslekdaşlarına Diyarbakır’dan başlayarak Gaziantep’te tamamlanan gezisinden izlenimlerini duygu dolu bir konuşmayla aktaran Mudo Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Taviloğlu, “37 yıldır Boğaz’da oturuyorum ve denizi seyrediyorum. Gezide Mardin’deki otelin terasından baktık tüm Mezopotamya ayağımızın altında. 35 yıl da bu manzarayı izlerim” diye konuştu.

Gezisi sırasında Diyarbakır’dan başlayarak, Batman, Midyat, Mardin, Şanlıurfa, Hasankeyf, Nusaybin, Adıyaman, Gaziantep, Halfeti’yi gördüklerini aktaran Taviloğlu, şunları söyledi: “Bunların hepsi boğaz değerinde. Türkiye çok genç bir ülke ve burada yapacağımız çok işler var. Gezide Dara Köyü’ne gittik, orada kızım, Melek adında küçük bir kızla tanıştı. Melek, bırakın kardeş sayısını, yaşını bilmiyordu. Hem ben ağladım hem kızım ağladı.”

Oda o kadar ufaktı ki nöbetleşe uyuduk!

Türkiye’nin keşfedilmeyenleriyle, yapılacaklarla, insanıyla genç olduğunu söyleyen Mustafa Taviloğlu, şöyle devam etti: “Mardin’de bir otelde kalıyoruz. Dışarıda oturuyorum. ‘Neden oturuyorsun?’ dediler. Dedim ki 4’e kadar ben oturuyorum Lüset yatıyor, sonra yer değiştiriyoruz. Oda o kadar ufaktı ki! Zaten biri tuvalete gitse hem ışığı hem aspiratörü çalıştıran tek bir düğme var. Aspiratör tren gibi... Mutlaka uyanıyorsun. Bunları niye anlatıyorum? O kadar çok yapacak şey var ki, o yüzden anlatıyorum.”

Hale Tüzün/Vatan