TÜSİAD, internete sansürü Gül'e mektupla şikayet etti

TÜSİAD, internete sansürü Gül'e mektupla şikayet etti

TÜSİAD, 5651 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikler ile ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bir mektup iletti.

TÜSİAD, internete sansürü Gül'e mektupla şikayet etti
16px
24px
07.02.2014 18:30
ABONE OLgoogle

TÜSİAD, İnternet Ortamında Yapılan Yayınlar Aracılığıyla İşlenen Suçlara İlişkin Kanun”da değişiklik öngören düzenlemelerle ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e mektup gönderdi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yazdığı mektupta, internet düzenlemesinin içerik, yer ve erişim sağlayıcılara ağır ve sınırları yer yer belirsiz sorumluluklar yüklediğini ve ağır yaptırımlar öngördüğünü belirtti. Yılmaz, "Söz konusu kanunun, AİHM'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin taraf olduğu diğer uluslararası antlaşmaların tanımladığı ifade özgürlüğü de dahil temel insan hakları kriterlerini içeren bir yapıyla değiştirilmesi gerektiğine kuvvetle inanıyoruz" dedi.

Yılmaz, TBMM'de kabul edilen torba kanunda yer alan "5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınlar Aracılığıyla İşlenen Suçlara İlişkin Kanun" ile ilgili Cumhurbaşkanı Gül'e bir mektup yazdı.

TÜSİAD olarak, bilgi toplumu olmanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde ve inovasyonda yetkinleşmenin, ekonomik büyüme ve toplumsal gelişme için çok önemli olduğuna inandıklarını kaydeden Yılmaz, TBMM'deki çalışmalarda sivil toplum örgütlerinin, bilişim hukuku uzmanlarının ve kamuoyunda konuyla ilgili görüş belirten uzmanların görüşlerinin dikkate alınmadığını, yüksek düzeyde olan internete erişim engellemelerini daha da artıracak nitelikte düzenlemelerin Genel Kurul'da kabul edildiğini hatırlattı.

İŞTE O MEKTUP

 Sayın Abdullah GÜL
T.C. Cumhurbaşkanı
T.C. Cumhurbaşkanlığı
Ankara
İstanbul, 6 Şubat 2014
Ref: MY/ya:14/210
Sayın Cumhurbaşkanım,
TÜSİAD olarak, bilgi toplumu olmanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde ve inovasyonda yetkinleşmenin ekonomik büyüme ve toplumsal gelişme için çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda günümüzde iletişimin temel taşı olan İnternet’in etkin kullanımını, bilgi toplumuna dönüşümde önemli araçlardan biri olarak görmekteyiz. Bu kapsamda, dijital ekonominin sunduğu fırsatlardan yararlanılabilmesi, uluslararası iyi uygulamaları göz önünde tutan, sağlıklı bir hukuki altyapıyı gerektirmektedir.

2007 tarihli, 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınlar Aracılığıyla İşlenen Suçlara İlişkin Kanun’un yedi yıllık uygulamasında, maalesef bireylerin temel hak ve özgürlüklerini sınırlandıran sonuçlar doğduğu, ayrıca kanunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “İfade özgürlüğü” başlıklı 10. maddesine aykırı bulunduğu bilinmektedir.

Uygulamadaki sorunlar ve AİHM kararı dikkate alınarak söz konusu kanunda gerekli düzeltmelerin yapılması umulur iken, TBMM gündemine “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” içerisinde gelen 5651 Sayılı Kanun değişiklikleri sivil toplum örgütlerini ve kamuoyunu ciddi şekilde kaygılandırmıştır.

TBMM’deki çalışmalarda maalesef sivil toplum örgütlerinin, bilişim hukuku uzmanlarının ve kamuoyunda konuyla ilgili görüş belirten uzmanların görüşleri dikkate alınmamış; halihazırda yüksek düzeyde olan internete erişim engellemelerini daha da artıracak nitelikte düzenlemeler Genel Kurul’da kabul edilmiştir. Bu konuda hazırladığımız ve ilgili mercilere ilettiğimiz ekli geniş kapsamlı görüş belgesi, düzenlemenin sakıncalı yönlerini ve önerilerimizi sunmaktadır. Kısaca ifade etmek gerekirse;

 İnternet’te erişimin engellenmesi kararlarının “orantılılık ilkesi”ne uygun olarak verilmesi, ancak çok elzem hallerde erişimin ölçülü şekilde engellenmesi büyük önem taşımaktadır. Son düzenlemede; AİHM’nin, 5651 Sayılı Kanun’un 8. maddesiyle ilgili kararı1 dikkate alınmamış, uygulamada pek çok erişime engelleme kararı verilmesine yol açan bu maddede olumlu yönde bir değişiklik yapılmamıştır.

 “Özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi” başlıklı yeni bir düzenleme getirilerek, başvuru üzerine, “özel hayatın gizliliği” sınırını ve gizliliğin ihlal edilip edilmediğini Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) belirlemesi öngörülmüştür. Ayrıca, “özel hayatın gizliliğinin ihlali” veya “başkalarının hak ve 1 Yıldırım v. Turkey (Application no. 3111/10) Judgment-Strasbourg 18 December 2012, Final 18/03/2013
özgürlüklerinin korunması” sebeplerine bağlı olarak, gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde, doğrudan TİB Başkanı’nın emri üzerine erişim engellemesi Başkanlık
tarafından yapılacaktır. İdarenin yargı organı yerine karar vermesine yol açacak bu
düzenleme, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı ilkelerini zedeleyecektir. Başkan’ın
kararlarına karşı itiraz yolunun açık olduğuna dair hüküm ise bu sakıncaları ortadan
kaldırmak için yeterli değildir. Zira içerik ve yer sağlayıcılar için herhangi bir bildirim ve
savunma hakkı düzenlemesi öngörülmemiş olup, hukuka aykırı bir erişime engelleme
kararının hiçbir bildirim yapılmaksızın önce uygulanması ve ancak kişilerin hakları ihlal
edildikten sonra, ihlal edildiğini tespit edebilirlerse, bu karara karşı itiraz mekanizması
getirilmesi söz konusudur.

 İnternet’teki hak ihlali teşkil eden bir içeriğin yayından çıkarılması için önce içerik ve yer
sağlayıcılara başvurma şartı aranırken, son düzenlemede alternatif bir yol olarak, içerik
ve yer sağlayıcılara bildirim yapmadan, doğrudan mahkemeye başvuru hakkı
getirilmiştir. Bu düzenleme, içerik ve yer sağlayıcılar bakımından savunma hakkının
ihlali niteliğindedir. Ayrıca, aynı mahiyetteki yayınların başka İnternet sitelerinde de
yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne müracaat
edilmesi halinde mevcut karar bu adresler için de uygulanır denilerek, “aynı mahiyette”
olma niteliğinin değerlendirmesi Birlik’e bırakılmış ve o içeriklere dair mahkeme kararı
dahi bulunmaksızın içeriklerin erişime engellenmesi düzenlenmiştir.

 5651 Sayılı Kanun’da yapılan bu değişiklikle, getirilen erişime engelleme yöntemlerinin
uygulaması, kişisel verilerin gizliliği ve engellemenin ölçülü olması gereklerinin
karşılanması bakımından sakıncalı sonuçlara yol açacaktır.

 Düzenleme pek çok hükmüyle; içerik, yer ve erişim sağlayıcılara ağır ve sınırları yer yer
belirsiz sorumluluklar yüklemekte, bazı durumlarda teknik olarak uygulanması mümkün
olmayan taleplerin yerine getirilmesini kendilerinden beklemekte; yükümlülükler yerine
getirilmediğinde de ağır yaptırımlar öngörmektedir.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Yukarıda sadece ana hatlarına değinebildiğim, ayrıntıları Ek’te arz edilen görüşler ve
kamuoyunda konunun uzmanlarının dile getirdiği değerlendirmeler, 5651 Sayılı Kanun’da
öngörülen değişikliklerin, temel hak ve özgürlükleri ve her geçen gün büyüyen internet
ekonomisini olumsuz etkileme riskinin büyük olduğunu göstermektedir.

İnternet’te ifade ve haber alma özgürlüğü, fikri haklar, kişisel gizlilik gibi konularda yasal
zeminin hassasiyetle ele alınması girişimciler, piyasa aktörleri ve bireyler açısından büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, söz konusu kanunun, AİHM'nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu diğer uluslararası antlaşmaların tanımladığı ifade özgürlüğü de dâhil temel insan hakları kriterlerini içeren bir yapıyla değiştirilmesi gerektiğine kuvvetle inanıyoruz.
Söz konusu kanunun 5651 Sayılı Kanun’da değişiklik yapan maddelerini, yukarıdaki mülahazalar çerçevesinde değerlendirmelerinize arz ediyoruz.

Saygılarımla,

Muharrem YILMAZ
Yönetim Kurulu Başkanı

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde