TTB'den şehir hastaneleri raporu: Uzman eksik, ölümler artabilir

TTB'den şehir hastaneleri raporu: Uzman eksik, ölümler artabilir

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya bir rapor gönderdi.

TTB'den şehir hastaneleri raporu: Uzman eksik, ölümler artabilir
16px
24px
26.02.2019 12:31
ABONE OLgoogle

Raporda, şehir hastanelerinde başhekimler artık yetkisiz olduğu, yetkinin şirket yöneticilerine verildiği, odağın sağlık değil 'kâr' olduğu vurgulanarak, 'Laboratuvarlara deneyimsiz kişiler alınıyor, hekimlere fazla mesaide yemek bile verilmiyor, enfeksiyon uzmanı eksikliği ölüm hızını artırabilir' denildi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Sinan Adıyaman imzasıyla, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya gönderilen rapor, kamu-özel ortaklığıyla işletilen ve sağlığın piyasalaştırılmasına hizmet eden şehir hastanelerinin içler acısı halini gözler önüne serdi.   Şehir hastanelerinin bütçeye yükü yüzde 340 fırladı

Raporda, şehir hastanelerinde odağın temel insan hakkı olan sağlık değil, "kâr" olduğunu ve yetersiz personel nedeniyle ölüm oranlarında artış olabileceğini vurgulandı.  

AKP'nin dayattığı "Sağlıkta Dönüşüm Programı"nın, sağlık çalışanlarının iş yükünü ciddi oranda artırdığının ifade edildiği 28 maddelik raporda, hekimlere fazla mesaide bile yemek verilmediği belirtildi.  

Rapora yansıyan bazı başlıklar şöyle: 

BAŞHEKİMLER YETKİSİZ, ŞİRKET YÖNETİCİLERİ YETKİLİ!

Şehir hastanelerinde iki başlılık var ve başhekimler artık yetkisiz. Yetki şirket yöneticilerine verildi ve hastanelerin yönetim anlayışı değişmeye başladı. Yeni yönetim anlayışı sağlık alanında eğitimi olmayan yöneticilerin beceriksizlikleri ve hekimlere/sağlık çalışanlarına karşı saygısız tutumları dikkat çekiyor.

Görev tanımları sağlık hizmetlerine özgü hazırlanmamıştır ve bu durum hasta bakımını olumsuz etkilemekte.

BÖLÜMLER ARASI MESAFE HİZMETİ ENGELLİYOR

Yatak başına kapalı alan çok fazla ve bu yüzden hekim ve sağlık çalışanlarının hastane içerisinde hizmet sunmak zorunda kaldıkları mesafe ciddi oranda arttı. Bazı meslektaşlarımız 20 binden fazla adım atmak zorunda kalıyor. 

Bölümler arası mesafe sağlık hizmetlerini engelliyor. Acil vakalarda telafisi zor sonuçlar doğabilir. Ayakta tedavi hastaları da mesafelerden yakınıyor; hayati tehlikesi olan hastalar, yaşlılar, engelliler ve dezavantajlı hastalar için çok önemli bir sorun teşkil ediyor. Sağlık personeli eğitimsiz ve yetersiz.

GÖZ DOKTORUNA MAVİ KOD NÖBETİ VERİLİYOR

Mavi kod nöbeti uygulamalarında kapalı alanın büyüklüğü nedeniyle sorun yaşanıyor. Bazen hasta zamanında yetişilemediğinden kaybedilebiliyor. Hekim yetersizliği nedeniyle mavi kod nöbeti göz, patoloji vs. bu alanda deneyimi olmayan hekimlere veriliyor.

Kapalı alan artıyor ama hekim ve sağlık çalışanı sayısı artmıyor. Bu durum yöneticiler ve sağlık çalışanları arasında veya sağlık çalışanlarının kendi arasında çatışma ortamına zemin hazırlıyor.

BAZI BÖLÜMLER MİMARİ PLANDA UNUTULMUŞ DURUMDA

Bazı hastanelerin tasarımı yataklı tedaviye uygun değil. Bazı bölümler mimari planlarda dahi unutulmuş. Sonradan bu bölümlere uygun olmayan ‘çözümler geliştirildi’. Hastane tasarlanırken otelcilik hizmetleri ön plana çıkartılıyor. Asansör ve yangın merdivenlerinden yoğun bakımlara ve ameliyathanelerin içine bile yanlışlıkla ilgisi olmayan kişiler girebiliyor. Sterilizasyon ve hasta/çalışan güvenliği ile ilgili sorunlar çıkabiliyor.

LABORATUVARLARDA DENEYİMSİZ PERSONEL ÇALIŞTIRILIYOR

Laboratuvar ve görüntüleme gibi şirket tarafından yürütülmeye başlanan birimlerde önemli sıkıntılar var. Temel nedeni deneyimsiz kişilerin işe alınmış olması. Ekonomik kısıtlamalar nedeniyle bazı parametreler çalışılmıyor ve hasta takip ve tedavisinde zorluklar yaşanıyor. Kıdemli laboratuvar ve radyoloji teknisyenleri kan alma gibi çok deneyim gerektirmeyen alanlarda çalışmaya zorlanıyor. 

Değişen mimari tek kişilik izleme ve tedavi odalarını artırdığı halde sağlık çalışanı yeterli sayıda değil. Nöbet sayıları artıyor.

ACİL VE YOĞUN BAKIMIN YÜKÜ ÇOK FAZLA 

112 ambulanslarının büyük bölümü şehir üniversitelerine yönlendiriliyor. Bu durum şehir hastanelerinin acil ve yoğun bakım servisindeki hekim ve sağlık çalışanlarının yükünü ‘üstesinden gelinemeyecek oranda’ artırıyor. Bu alanlardaki hekim ve sağlık çalışanlarının mutsuzluğu üst düzeyde. Artan nöbet sayılarına rağmen gelirlerindeki düşüş dikkat çekici.

DOKTORLARA FAZLA MESAİDE BİLE YEMEK VERİLMİYOR

Günlük mesai sürelerini aşmak zorunda kalan hekim ve sağlık çalışanlarına hastanede yemek bile verilmiyor.

Şehir hastanelerinin ‘şehir dışına’ yapılmış olması hem çalışanların hem de hastaların ulaşımını zorlaştırıyor. İcap nöbetlerinde hekimlere araç sağlanmaması hizmetleri aksatabiliyor. Aksaklık ve eksiklikleri iletme mekanizmaları işlemiyor. Yazılı iletişim yerine telefon mesajları kullanılıyor. Bu yüzden süreçlerin izlenmesi zorlaşıyor, şirket yükümlülükleri denetlenemiyor.

Doktorların hasta ve yakınlarıyla muayene sürecinde yalnız bırakılması şiddet gibi olumsuzluklara davetiye çıkartıyor.

ENFEKSİYON UZMANI EKSİK: ÖLÜMLER ARTABİLİR 

Kapalı alan ve hasta sayısındaki artışa rağmen enfeksiyon hastalıkları uzmanı ve hemşire sayısının artırılmaması enfeskiyon hızlarında ve şehir hastanelerinde ölüm hızında artışa yol açabilir. 

Eğitim ve Araştırma Hastanesi niteliğindeki şehir hastanelerinde asistanlara düşen iş yükü artmış, bu durum asistanların eğitimlerinde aksamaya yol açmıştır.

Bazı şehir hastanelerinde radyolojik sistemlerde veri kayıpları yaşanıyor.

Bazı şehir hastanelerinde HBYS yazılımı iyi çalışmıyor, bekleyen hasta ve hasta yakınları bu konuda hekimleri sorumlu tutuyor.

Hastaların ameliyata ve tetkiklere götürülmesi/getirilmesi için ihtiyaç duyulan taşıma personeli sayıca az.

MALZEME ALIMLARINA, MALZEMEYİ KULLANANLAR DEĞİL ŞİRKET YÖNETİCİLERİ KARAR VERİYOR

Klinik için gerekli malzeme alımları başhekimlerle değil şirket yöneticileriyle konuşulmak zorunda. Neredeyse her seferinde maliyet konusunda uzlaşılamaması hasta güvenliğini tehdit eden bir boyuta ulaştı.

Tüm vakalar şehir hastanelerine yönlendirilmeye başlandı, bu durum ilçe hastanelerini atıl duruma getirdi ve diyabet takibi ve kan transfüzyonu gibi her yerde çözümlenebilecek olgular bile şehir hastanelerine sevk ediliyor. 

Hastaneye ulaşım güçlüğü kronik hastaların muayenelerini aksatıyor, kontrolünü ihmal eden birçok hasta komplikasyonlar geliştiği için acil servise başvurmak zorunda kalıyor.

Sağlık çalışanlarında olduğu kadar hastalarda da tükenmişlik ve gerilim gözleniyor. Bu durum önlenemeyen bir şiddete neden oluyor. Şehir hastaneleri iş barışını olumsuz etkilemiştir.

YANGIN MERDİVENİ KAPALI OTOPARKA AÇILIYOR

Hastanelerde gerçek anlamda merdiven yoktur. Personel 1-2 kat için bile asansör beklemek zorunda. Bazı hastanelerde yangın merdiveni kapalı otoparka açılıyor.

Teknik altyapı yetersiz ve kalitesiz, teknik personel ise yetkin değil. Yapılan işin aciliyeti ve öneminin farkında değiller. Havalandırma, iklimlendirme, bilgi-işlem, santral hizmetleri, yemek hizmetleri tam ve etkin çalışmıyor. Yardım masası uygulaması hantal ve çözümden uzak. Sonuçlanmamış sorunlar sonuçlanmış gibi gösteriliyor. Telefon ve internet erişimindeki zorluklar da hekim ve sağlık çalışanlarının yaşamını zorlaştırıyor.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde