TL, 2012'de doları "yendi", 2013'te ne olur?

TL, 2012'de doları "yendi", 2013'te ne olur?

2011 sonunda 1.89 TL olan dolar kuru 2012 biterken 1.78 TL dolayına geriledi.

TL, 2012'de doları "yendi", 2013'te ne olur?
16px
24px
25.12.2012 11:05
ABONE OLgoogle

2011 sonunda 1.89 TL olan dolar kuru 2012 biterken 1.78 TL dolayına geriledi. On bir aylık dönemde dolar kuru nominal bazda yüzde 5.9 düşüş kaydetti. Başka deyişle TL bu dönemde dolara karşı cari olarak yüzde 6.3 değerlendi.

Türk Lirası, 2012 yılında Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın ifadesiyle "doları yendi". Başka deyişle Başçı'nın "TL, doları yener" öngörüsü, önemli oranda gerçekleşti.
 
Dış kaynak girişleri özellikle ikinci yarıdan itibaren hızlanan sıcak para akımları ile sürerken, iç talepte daralma ve yatırımlarda frenin etkisiyle ithalatın gerilediği, cari açığın küçüldüğü, ekonominin yavaşladığı 2012 yılında, oluşan döviz arz fazlasıyla TL, dolar başta olmak üzere döviz sepeti karşısında önemli oranda değer kazandı. TL'deki değerlenme dolar, euro gibi gelişmiş ülke paralarına göre çok daha yüksek boyutlarda gerçekleşti. Bu gelişmeye, söz konusu ülkelerin finansal krizi aşmak için sürekli parasal genişlemeye gitmeleri sonucu likidite fazlası oluşması ve sıcak para akımlarında Türkiye'nin başlıca adres olarak öne çıkması yol açtı.
 
TL'de dolara karşı reel değerlenme yüzde 12 dolayında
 
DÜNYA'nın Merkez Bankası verilerine dayanarak yaptığı hesaplamaya göre 2011 sonunda 1.8889 TL olan doların döviz alış kuru, 2012 boyunca dalgalı bir seyirle birlikte aşağı yönlü bir seyirle kasım sonunda 1.7774 TL'ye geriledi. On bir aylık dönemde dolar kuru nominal bazda yüzde 5.9 düşüş kaydetti. Buna göre TL bu dönemde dolara karşı cari olarak yüzde 6.3 değerlendi. Ocak-kasım döneminde TÜFE bazında yüzde 5.76 olan enflasyonla indirgendiğinde dolarda TL'ye karşı "reel" bazda yüzde 11 oranında bir değer kaybı olduğu belirlendi. Bu da TL'nin dolara karşı reel olarak yüzde 12.4 değerlenmesi anlamına geliyor.
 
21 Aralık itibariyle 1.7864 TL düzeyinde oluşan dolar kuru, yılbaşına göre nominal bazda yüzde 5.4 gerilemeye işaret ediyor. Başka deyişle bu dönemde TL'nin, dolara karşı cari olarak yüzde 5.7 değerlendiği görülüyor.

Gelişmekte olan ülke paralarına karşı yüzde 9.8 değerlenme
 
Merkez Bankası'nın TÜFE bazlı Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi'ne göre de TL, 2012'nin ilk on bir ayında döviz sepeti karşısında yüzde 8.8 değerlendi. TL'nin alım gücü gelişmekte olan ülke dövizlerine karşı yüzde 6.3 artarken, gelişmiş ülke paralarına karşı değerlenme yüzde 9.8'e ulaştı.
 
TL'nin 2012'de dolar, euro gibi gelişmiş ülke paralarına karşı çok daha hızlı değerlenmesinde, finansal kriz ve resesyon yaşayan bu ülkelerin krizi aşmak için gittikleri parasal genişleme operasyonları sonucu ortaya çıkan likidite fazlası etkili oldu.
 
Bir yandan hane halklarının borçlanmada sınıra dayanmasının etkisiyle iç talepte sert bir fren yaşanırken, bölgesel sorunlar ve belirsizlikler nedeniyle özel sektörün yatırımda frene basması ile dış kaynak talebinin azalması, diğer yandan parayla para kazanmak için özellikle hazirandan itibaren hızlanan Türkiye'ye sıcak para girişleri, kurları aşağı çekti, TL'yi değerlendirdi.
 
Türkiye'ye sıcak para akımları hızlandı
 
Türkiye ekonomisinde tüketim ve yatırımlardaki sert fren nedeniyle ciddi bir yavaşlama yaşanan 2012 yılında, doğrudan yatırımlardaki azalmaya karşılık portföy yatırımlarında özellikle ikinci yarıdan itibaren hızlı bir artış yaşandı, bu tarihten itibaren Türkiye ekonomisi adeta bir sıcak para saldırısı ile karşı karşıya kaldı.

Türkiye'ye sıcak para girişleri özellikle DİBS alımlarına yönelik olarak ivme kazandı. Ocak-ekim döneminde Borsa ve DİBS'e yatırım için gelen taze sıcak para miktarı 27.1 milyar dolara ulaştı. Bunun da 24.1 milyar dolarının DİBS'e, 3 milyar dolar dolayındaki bir bölümünün de Borsa'ya girdiği belirlendi. İlk on aydaki sıcak para akımı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 92.5 büyüdü.
 
Türkiye'de büyük bölümü Borsa ve DİBS'e, bir bölümü de Eurobond ve mevduat gibi araçlara park etmiş sıcak para yatırımlarının toplam hacmi ise 2012 başından bu yana yüzde 55 büyüyerek 150 milyar dolara yaklaştı. Bu büyümede, hem Haziran'dan itibaren net fiili sıcak para girişleri hem de mevcut varlıkların değerindeki hızlı artış etkili oldu. Sıcak paranın yatırım portföyünde on bir ayda yaşanan 51.7 milyar dolarlık büyümenin 38.3 milyar doları, DİBS'e yüksek tutarlı yatırımların başladığı Haziran'dan bu yana gerçekleşti.
 
2013'te ne olur?
 
Küresel likidite fazlası sonucu Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkelere yaşanan kısa vadeli spekülatif sermaye akımları, finansal istikrar açısından büyük bir tehdit oluşturuyor.
 
2012 yılında TL'deki değerlenmeye rağmen, iç talepte ortaya çıkan katılık nedeniyle, ithalat düşüş gösterirken, ihracat ise hızlı arttı. Ancak en büyük pazar olan AB'deki daralmaya rağmen ihracatta görülen artış, esas olarak "parasal olmayan altın ihracatı" kaleminde arızi biçimde ortaya çıkan astronomik büyümeden kaynaklandı. İran'a petrol ve gaz bedeli olarak altınla ödemenin ihracat gibi gösterildiği gerekçesiyle itiraz edilen bu kalem hariç tutulduğunda ilk on ay itibariyle yüzde 13.4 olan ihracat artışının yüzde 3.5'e düştüğü görülüyor.
 
Türkiye'ye sıcak para girişlerinin bu yoğunlukla devam etmesi durumunda TL'de değerlenmenin 2013'te de sürmesi bekleniyor. Yoğun dış kaynak girişlerinin TL'yi değerlendirmesi sonucu yeniden uyarılacak iç taleple birlikte ithalatın ve dolayısıyla cari açığın yeniden hızlı büyüme sürecine girmesi, ihracatın ise baskılanması tehlikesi bulunuyor.

Naki Bakır/Dünya

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde