Suriye ile ipler resmen koptu
Türkiye Suriyeli diplomatları sınır dışı etme kararı aldı.
Türkiye, Suriye'nin Ankara'daki Maslahatgüzarı ve büyükelçilikteki diğer tüm diplomatik personelin 30 Mayıs 2012 tarihinden itibaren 72 saat içinde ülkeden ayrılmasını istedi.
Hule katliamının ardından Suriyeli diplomatları sınır dışı eden ülkeler arasında Türkiye de katıldı. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Suriye'nin Ankara'daki Maslahatgüzarı ve Büyükelçilikteki diğer tüm diplomatik personelin 30 Mayıs 2012 tarihinden itibaren 72 saat içinde ülkemizden ayrılması talep edilmiştir." denildi. Suriye'nin İstanbul Başkonsolosluğu'ndaki diplomatlara ise değinilmedi.
Bakanlık açıklamasında, Suriye güvenlik güçlerinin Humus'un El-Hule ilçesinde gerçekleştirdiği, 50'si çocuk olmak üzere en az 110 masum sivilin hayatlarına mal olan toplu katliamın uluslararası camiada büyük bir infiale yol açtığına dikkat çekildi.
"İnsanlığa karşı suç niteliğindeki bu eyleme karşı sessiz ve tepkisiz kalınması söz konusu dahi olamaz. Sivil halka karşı toplu bir katliama girişenlerin işledikleri bu vahim insanlık suçu cezasız kalamaz. Bu alçakça katliama karşı tek sesle, birlik içinde gerekli tepkileri vermek uluslararası toplumun ortak sorumluluğudur." denilen açıklamada, Türkiye'nin verdiği tepki şu ifadelerle duyuruldu: "Bu anlayış doğrultusunda, ülkemiz tarafından da Suriye Yönetimi'ne karşı yeni tedbirler alınması gerekli görülmüştür. Evsahibi ülke olarak, Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi'nin 9. Maddesi uyarınca, Suriye'nin Ankara'daki Maslahatgüzarı ve Büyükelçilikteki diğer tüm diplomatik personelin 30 Mayıs 2012 tarihinden itibaren 72 saat içinde ülkemizden ayrılması talep edilmiştir."
Bakanlığa çağrılan Büyükelçilik Geçici Maslahatgüzarı'na bugün bir nota ile gerekli bildirimin yapıldığı kaydedildi.
"DAHA İLERİ TEDBİRLER ALINIR" UYARISI
Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi: "Suriye Yönetimi'nden beklenen, uluslararası camianın çağrıları doğrultusunda, bir an önce sivil halka yönelik şiddet eylemlerine son vermesi ve halkın meşru talepleri doğrultusunda, ülkede demokratik bir geçiş sürecinin önünü açmasıdır. Bu yapılmadığı ve insanlığa karşı suç işlenmeye devam edildiği takdirde, ülkemiz ve uluslararası toplum daha ileri tedbirler alacaktır. Bu komşu, tarihdaş ve kardeş Suriye halkına karşı manevi ve vicdanı sorumluluğumuzdur."
