Şok iddia: Vatikan’dan icazet aldıktan sonra büyüyen eğitimci

Şok iddia: Vatikan’dan icazet aldıktan sonra büyüyen eğitimci

Eğitim camiası kadar borsa kulisleri de bugünlerde Enver Yücel’i konuşuyor. 9 ay önce kurucusu olduğu dev eğitim zinciri Bahçeşehir’i ‘halka açacağını' söyleyen Yücel’e yönelik iddialar inanılmaz...

Şok iddia: Vatikan’dan icazet aldıktan sonra büyüyen eğitimci
16px
24px
11.04.2017 13:22
ABONE OLgoogle

Türkiye ‘eğitimci’ kartviziti taşıyan bu ismi ‘Bahçeşehir’ okul zinciriyle, ‘Üniversitesi’yle tanıyor. Başarıları Hıristiyan Batı dünyasında hayranlıkla izlenen ve takdir edilen (!) Yücel’in kurumsal büyümedeki müthiş hızı kadar destekçileri de, ilişkileri de çok ilgi çekici. Hatta sarsıcı...

Örneğin, eski ‘ortak’ Carlyle Grup. Vatikan destekli ABD’li ünlü özel yatırım fonu.

Örneğin, Katolik dünyasının ‘lider’ adresinde, Enver Yücel’in Papa’yla sıcak buluşması.

Ancak sadece eğitim camiasının değil, “Halka açılacağız” sözüyle borsa cephesinin de radarına takılan Enver Yücel’in girişimleri, iki sektörün kulislerinde bazı ‘çekici’ iddiaları da beraberinde getiriyor. 

Konuşulanlara göre ünlü eğitimci iş adamı, ‘halka arz’ yoluyla, özel okullarda yabancı ortak yasağını delmeyi planlıyor. 

Tam bir arkadan dolanma! 

Yol açılınca Vatikancı fonlar da, satın alacakları paylarla bu kez ‘hissedar’ sıfatıyla Bahçeşehir’in kontrolünü ele geçirmeye hazırlanıyor. 

Sinsice sahip olma!

HER YOL VATİKAN

Görüldüğü gibi kulis bilgileri çok çarpıcı, çok göze batıcı... 
Peki, bütün yolların Vatikan’a açılması bir rastlantı mı?

43 yıl önce İstanbul Laleli’de kurulan üç sınıflı bir dershaneden eğitim imparatorluğuna  uzanan ‘dev’asa girişimin mimarı Enver Yücel, Bahçeşehir-Uğur Eğitim Kurumları çatısı altında toplanan bir üniversite, 35 ilköğretim okulu, 16’sı hazırlık 34 lise, 47 anaokulu, 177 özel eğitim merkezi ve 5 bin eğitimci ordusuyla zirveye çıkarken, 2011 ve 2013 tarihlerinde neler yaşandı? 

2016 yılı okul açma ve yaymada mahir ünlü eğitimcinin programında nasıl bir değişiklik zorunluluğu yarattı, strateji nereye kaydı?

Bahçeşehir Üniversite, 2013’ten bu yana maddi – manevi yükselişte tek başına mıydı?
Sorular kritik! Ya yanıtlar?

‘Geçmiş’teki ve ‘gelecek’teki hissedarlar adına, ‘dün’den ‘bugün’e iz sürmeye değer bir süreç...
Hem de ‘dikkat süzgeci’nden geçirerek...

BAHÇEŞEHİR KOLEJİ’NİN YARIYA YAKIN HİSSELERİ CARLYLE’E SATILDI

Liseyi yatılı okuyan, eğitim enstitüsü mezunu Enver Yücel’in, bir öğretmen olarak girdiği eğitim dünyasındaki fırsatları 1994’den bu yana kaçırmadığı ortada. Kurucusu olduğu Bahçeşehir Okulları sektördeki eksiklikleri kapatarak ilerledikçe Enver Yücel’in hanesine hem ‘yeni’ hem de ‘yüksek’ okullar eklendi. 1998’de Bahçeşehir Üniversitesi doğdu.

Seneler birbirini kovaladı. ABD’li ünlü özel yatırım fonu Carlyle Grup’un sahne aldığı yıl ise 2011 sonları; Ekim ayında yapılan anlaşmayla Bahçeşehir Koleji’nin yüzde 48 hissesi, Amerikalılar’a satıldı. Bünyesinde üniversite, dershane ve kolej bulunan Bahçeşehir Grubu’nun patronu Yücel ise, ‘yabancı ortakla’ yürüme operasyonuna imzasını atıyordu. 

NEDEN SERMAYE PİYASALARI DEĞİL DE EĞİTİM 

Ancak... 

Az bir yatırıma karşılık çok kazandıracak şirketlerin avcısı yabancı fonların gözü genelde perakende, bilişim, telekom, finans gibi kârlı sektörlerde olurken, Carlyle neden sermaye piyasaları araçları yerine Bahçeşehir’i tercih etti? Hiç merak edilmedi.

Fazla kâr amacı gütmeyen aksine fırsat eşitliği, kalite ve genç Türk beyinleri yetiştirmeye adanmış ‘eğitim’ gibi kutsal amaçlı hizmet veren bir kurumla ‘ortak’lık niçin, nereden çıktı, hiç tartışılmadı. 

Amerikalıların birikimlerini Bahçeşehir’e akıtan Carlyle hangi hesabın içindeydi, kimse anlamadı?
Bahçeşehir’i ‘cazibe çemberine’ alan ABD’li ünlü fon imzayı basarken ne düşünüyordu? 
Türk patronla yarı yarıya yakın hissedarlıktan beklentileri neydi?
Onlar için sadece bir zincirin hızlı büyümesi yeterli miydi? 
Peki, Carlyle Grup-Vatikan ilişkisi? 
Hiç sorulmadı...
O gün yapılmayan Vatikan menülü hesabın faturası bugün borsacıların, eğitim dünyasının önünde. Enine, boyuna, sorgulama masasında.

PAPA’YA KUTSAL HEDİYE, RESTORASYON SÖZÜ

Çok değil iki yıl sonra...
2011’in son üç ayı  yeni  işbirliğinin, hazırlıkların, planların yapılmasıyla; 2012 iki taraf adına ortaklığın can bulmaya başlamasıyla geçerken, 2013’te gazeteler ‘medeniyetler ittifakı’ çerçevesinde bir Türk eğitimcinin Papa’yla buluşmasını sayfalarına taşıdı.

Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Hıristiyan aleminin ruhani lideri Papa 16. Benedict ile Vatikan’da bir araya geldi. Yücel keyif dolu olduğu fotoğraflara yansıyan görüşmede Papa’ya, Türkiye Katolik Reisler Kurulu’nun resmi tarihçisi Rinaldo Marmara tarafından kaleme alınan ve BAU Kültür Yayınları’nca çıkarılan, "Gizli Belgeler Işığı Altında / Türkiye ile Vatikan Diplomatik İlişkilere Doğru" adlı kitabı hediye etti.

Ziyarette,  “Bahçeşehir Üniversitesi olarak barışa, medeniyetlerin ittifakına destek ve katkı sağlamak adına pek çok alanda çalışmalar yürütüyoruz” diyen Enver Yücel ayrıca manevi değeri son derece yüksek, Ayasofya’dan getirilen Müslümanlığı temsil eden sütunlardan birini Papa’ya sundu.

Bu arada Bahçeşehir Üniversitesi'ne ait Galata’daki St. Pierre Han'ın aslına uygun olarak restore edileceği sözünü de verdi. Bu da yetmedi, Vatikan'ın Resmi Gazetesi  L'Ossevatore Romano'da yayınlanan haberde ise Ankara Büyükelçisi Lucibello’nun da katıldğı görüşmelerde bir Vatikan – Türkiye İlişkileri Araştırma Merkezi’nin kurulmasına karar verildiği bilgisi de yer aldı.

ZİYARET SONRASI HIZLI YÜKSELİŞ

Sohbet samimi, ilgi sıcak, Enver Yücel’in, davetkar Vatikan’a bakışları da fedakârane olunca dikkatler bir daha geri kaçmamak üzere medeniyetlerin yeni ittifakına çevrildi.

Bu tanışmanın ardından Enver Yücel’in sahip olduğu ‘eğitim’ servetinin hızla arttığı ileri sürüldü. “Şansa bak” yerine “Talihini kendi yarattı” denebilecek kıvraklıktaki tepkilere yol açan bu çıkıştan, haliyle fakülteden öğrenciye, akademisyenden idari personele Bahçeşehir Üniversitesi de nemalandı. Daha fazla serpildi. 

Öte yandan, Fonun kuvveti, Batı’dan esen rüzgarın gücü sanki yeni  projeyi de uçurur gibiydi. 2013’de yani Vatikan ziyaretiyle aynı yıl içinde Türkiye’nin en önemli eğitim ataklarından biri olarak başlatılan Uğur Okulları’nda her yıl kampüs, okul, öğrenci sayısı katlandı. Proje hedeflerinin uzaklığı kısaldı!

ÖZEL OKULLARA YABANCI ORTAK YASAĞI

2016 ise özel okullar için tam bir şok yılı oldu. Beklenmedik bir ‘bomba’ patladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yabancı ortaklı eğitimdeki tehlikeyi, tehdidi fark etti. Milli Eğitim Bakanlığı’nca, özel okul ve diğer özel öğretim kurumlarındaki yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının sona erdirilmesi karara bağlandı. Mevzuat gereği “Türkiye'de yabancı sermaye tarafından sadece milletlerarası okullar açılabilir” uygulaması dışında eğitimde yerli sermaye esas kılındı.

Yetkililerin, “Düzenlemenin bir amacı da FETÖ ve diğer bölücü grupların Türkiye'de eğitim alanında olası yapılanmasının önüne geçmek” açıklaması aynı zamanda Beştepe’nin işaret ettiği tehlikenin de bir anlamda içeriğini ifade ediyordu.

AMERİKALI FON ÇIKMAK ZORUNDA KALDI 

Arkasında Vatikan'ın olduğu öne sürülen Amerikalı özel yatırım fonu yeni uygulamayla Bahçeşehir'den çıkmak zorunda kalacağını görünce çalışma yasalaşmadan düğmeye basıldı. Carlyle Temmuz 2016’da Bahçeşehir’den ayrıldı. Enver Yücel, fona sattığı yüzde 48 hisseyi 4.5 yıl sonra geri aldı. Carlyle’nin ortaklıktaki keskin izleri ise silinmedi, kaldı. Bahçeşehir’in fonla kolkola geçirdiği sürede yerleşke sayısı 18’den 69’a, öğrenci sayı 11 binden 53 bine, çalışan sayısı da 1300’den 5 bin 200’e ulaştı. Tüm mevcutlar ortalama 4’e katlandı.

Bu arada fondan Enver Yücel’in kasasına akan sermayenin kıymeti,  2016’nın ikinci yarısında söylenen “310 milyon dolar yatırım yapacağız” sözünde daha net hissedildi. Vatikan’ın gölgesindeki Carlyle’nin katkısı, Bahçeşehir’in ‘destek’li ilerlemesi, Yücel’in şu konuşmasında kendini belli etti: “Ne kadar büyüdüğümüzü ciro rakamları gösteriyor. 2011’de 94 milyon TL olan ciromuz bugün 800 milyon TL...”
Enver Yücel Carlyle'deki Bahçeşehir Koleji hisselerini geri aldı

ÇOK ACELE HALKA ARZ AÇIKLAMASI

Carlyle çekilirken, Hıristiyan alemiyle ilişkilerini kesmediği aksine güçlendirerek  sürdürdüğü ileri sürülen Enver Yücel, kolejinin tüm hisselerini elinde toplar toplamaz, atacağı yeni adımı da kamuoyuyla paylaştı. Yücel’in 2016 Temmuz’daki  “Halka açılacağız" sözüyle Bahçeşehir okullarının halka arz planı ilk kez böylesine kesin bir şekilde dile getirildi.

Peki, yeni bir gündem adına bu acele niye? 
Yorum, gelişmeleri yakından izleyenlerden geldi.
Kaybedilen bir ortak ancak böyle geri çağrılır!

HALKA ARZ BİR BAHANE Mİ?

Biraz soğumağa bırakılan halka arz planı, 2017’nin ilk aylarından itibaren kulislere yeniden düşünce ortalık hareketlendi. Borsacılar Bahçeşehir’i konuşmaya başladı. Ancak önemli bir farkla. Çünkü bazı söylentilerin içinde inanılmaz iddiaların barındığı ortaya çıktı.

Denilen şu:

“Enver Yücel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uyarısıyla işleme konan, Hükümet tarafından engellenen eğitimde yabancı ortak yasağını delmek için arkadan dolanma taktiği içinde. Halka arz bahane...”
İddialar bu kadarla da sınırlı değil:

“Eğitim kurumlarının hisseleri borsada işlem görür hale getirilince, Enver Yücel’in arkasındaki gizli finansör harekete geçecek. Borsada satılıcak hisseler, çevrede ortaklık bitti sanılsa da aslında şirkete para yardımını kesmediği öne sürülen Vatikan destekli fona, fonlara pazarlanacak. Satın alınacak paylarla söz konusu fonlar Bahçeşehir’de yeniden söz sahibi olacak...

Bahçeşehir’in patronu da yollarını ayırmak mecburiyetinde kaldığı yabancı özel fonla halka arz yöntemiyle yeniden birleşecek.”
İşte söylentiler böyle...
 
YATIRIMCILARIN VE EĞİTİMCİLERİN BÜYÜK ENDİŞESİ

Evet, ABD’li özel fon büyük , Bahçeşehir büyük bir zincir ama...
Ülkesini seven yatırımcıların ve eğitim camiasının da endişesi büyük.
Halka arz, Papa’lığın kollarının dev kurum üzerinden Türkiye’nin içine ulaşması için mi kullanılacak?
Türkiye’nin Bahçeşehir’i Vatikan’ın arka bahçesi mi olacak?
Şimdi herkes merak içinde...

NOT: ÜZERİNDE TİTİZLİKLE DURULMASI GEREKEN TUZAK!

Bu tablo aynı zamanda kritik bir manzaranın da ev sahibi. Türkiye, ‘halka açılacak’ bir eğitim kurumu üzerinden milli politikayı sekteye uğratabilecek ele geçirme organizasyonlarıyla karşı karşıya kalabilir. Bu da üstünde titizlikle durulması, tedbir alınması, tartışılması gereken bir konu. Kesinlikle gözardı edilmemesi gereken bir risk unsuru.

kaynak: Borsagundem.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde