Şirketlerin borcu 3.9 trilyon liraya ulaştı, borçları kapatmaya Türkiye'nin milli geliri yetmiyor

Şirketlerin borcu 3.9 trilyon liraya ulaştı, borçları kapatmaya Türkiye'nin milli geliri yetmiyor

Aykut Erdoğdu, küresel krizden sonra şirketlerin hızla borçlanarak büyüdüklerini belirterek, “Şirketlerin borcu 3,9 trilyon liraya ulaştı. Milli gelirin yüzde 130’una ulaşmış olan bu şirket borçlarını kapatmaya,Türkiye’nin milli geliri yetmiyor” dedi.

Şirketlerin borcu 3.9 trilyon liraya ulaştı, borçları kapatmaya Türkiye'nin milli geliri yetmiyor
16px
24px
01.02.2018 10:12
ABONE OLgoogle

CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, küresel krizden sonra şirketlerin hızla borçlanarak büyüdüklerini belirterek, “Şirketlerin borcu 3,9 trilyon liraya ulaştı. Milli gelirin yüzde 130’una ulaşmış olan bu şirket borçlarını kapatmaya,Türkiye’nin milli geliri yetmiyor” dedi.

Erdoğdu, 2008 küresel krizinin ardından, paranın bollaştığını ve faiz oranlarının tarihin gördüğü en düşük düzeylerine indiğini kaydederek şunları söyledi:

“Ne var ki, bu balayı bitiyor. Faiz oranlarının yukarıya doğru dönmesi, eğilimi değiştiriyor. Bol kepçe kredi kullanımı devri artık sona ererken, her şirket halka arzlar ile özkaynaklarının güçlendirilmesi ile borçlanma alışkanlığını azaltmaya bakıyor. Türkiye’de de şirketler son yıllarda büyümelerini borca yüklenerek gerçekleştirdiler. Öyle ki 500 büyük sanayi kuruluşunda 2009'dan 2016'ya özkaynaklar toplam kaynakların yüzde 51'inden 38'ine düştü. Aynı dönemde borçlar ise yüzde 49'dan yüzde 62'ye yükseldi. Oysa denge, borç ve özkaynağın yarı yarıya olması.”

2017’deki kredi genişlemesiyle, Kredi Garanti Fonu’ndan bol kepçe savrulanlarla birlikte, şirketlerin kredi borçlarının 1,6  trilyon TL’ye ulaştığını anlatan Erdoğdu şöyle devam etti:

“Şirketlerin yurt dışından bulduğu döviz kredisinin TL karşılığı da 933 milyar lirayı buluyor. Bu iki kaynak 1,5 trilyon lirayı aşan bir büyüklük demek. Ancak, bu kadarla bitmiyor. Piyasadaki nakit sıkıntısı, kredi bulamayan şirketleri çek-senet gibi enstrümanlara yöneltti. Şirketler çek ve senet ile de borçlanıyor. Türkiye Bankalar Birliği’nden edinilen bilgiye göre 2016’da 27,4 milyar TL’lik karşılıksız çek verilmiş ve bu toplam çek tutarının yüzde 3,7’sine tekabül ediyordu. 2017’de çeklerle kaynak bulma biraz daha artmış ve 773 milyar TL’ye ulaşmış.”

NAKİT KITLIĞI ÇEK-SENETE YÖNELTTİ

Erdoğdu, toplam kredilerin bankalardaki mevduata oranının yüzde 117’yi geçtiği son haftalarda, iç piyasadaki durgunluk nedeniyle mevduat olarak toplayacak para bulamayan bankaların yurtdışından da kur riski nedeniyle borçlanarak verecekleri krediler için kaynak yaratamadıklarını ifade etti. Erdoğdu, “İşte, çek ve senet kullanımındaki aşırı artışın arkasında, ekonomik durgunluk nedeniyle nakit paranın piyasalarda kıtlaşması ve daha da kötüsü bankaların da daha fazla kredi verecek kaynağı bulamamaları yatıyor” dedi.

Erdoğdu, Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin, protesto olan senet tutarı ile ilgili olarak verdiği bilgiye göre, protestolu senet miktarının son iki yılda 12-13 milyar lira arasında olduğunu söyledi. Toplam senet konusunda bilgi bulunmadığını ifade eden Erdoğdu, “Karşılıksız çek oranını protestolu senet oranına uygularsak, senetle borçlanma 2016’da 332 milyar lira iken 2017’de 577 milyar liraya çıktığı sonucu ortaya çıkıyor. Böylece, 2016’da çek ve senet ile borçlanma 1 trilyon 73 milyar lira iken 2017’de 1 trilyon 350 milyar lirayı bulmuşdemektir” diye konuştu. 

YAKLAŞIK 1 TRİLYON DOLARLIK BORÇ

Bunun, neredeyse bankaların kullandırdığı kredi tutarına yaklaşan bir meblağ olduğuna işaret eden Erdoğdu, “Çek-senet ile kaynak kullanma, kredi ile kullanımlara eklendiğinde ise şirketlerin 3,9 trilyon liralık bir borç yükü olduğu ortaya çıkıyor. Bu yaklaşık 1 trilyon dolar demek. 3,9 trilyon TL’lik toplam şirket borcuna karşılık, son 4 çeyrek için Türkiye’nin milli geliri yaklaşık olarak 3 trilyon TL. Yani, milli gelirin yüzde 130’una ulaşmış olan reel sektörün borcunu kapatmaya Türkiye’nin milli geliri yetmiyor” dedi.

Türkiye’de sanayi üretiminin payının hizmetler sektörü karşısında gerilediğine işaret eden Erdoğdu, düşük katma değerli bir üretim ve ihracat karakteri gösteren Türkiye ekonomisinin, orta gelir tuzağından çıkabilmesi için yeterli teknolojik yatırıma ve özkaynak yeterliliğine sahip olmadığını bildirdi. “Ekonomik büyümenin ithalattaki artışa bağlı olduğu bir ortamda, Türk lirasının ABD doları ve Euro karşısında sürekli değer kaybetmesi sonucunda, şirketlerin mal varlığı, şirketin borç ve taahhütlerini karşılayamaz duruma geliyor” diyen Erdoğdu, bu durumda iflasların kaçınılmaz hale geldiğini de sözlerine ekledi.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde