Simit Sarayı’nın Başkanı Abdullah Kavukcu: Bir simitçi Londra'da mağaza açıyorsa herkes açabilir

Simit Sarayı’nın Başkanı Abdullah Kavukcu: Bir simitçi Londra'da mağaza açıyorsa herkes açabilir

Simit Sarayı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukcu, Perakende Günleri’17 kapsamında yaptığı ‘Global Markamız: Simit Sarayı’ başlıklı konuşmasında gözleri doldu...

Simit Sarayı’nın Başkanı Abdullah Kavukcu: Bir simitçi Londra'da mağaza açıyorsa herkes açabilir
16px
24px
29.11.2017 16:23
ABONE OLgoogle

Kuruluşundan bu yana hızlı büyüme modeliyle 22 ülkede 426 mağaza ile faaliyet gösteren Simit Sarayı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukcu, Perakende Günleri’17 kapsamında yaptığı ‘Global Markamız: Simit Sarayı’ başlıklı konuşmasında, uluslararası yeme-içme markası haline gelişinin öyküsünü paylaştı.

Kavukcu; “5 yıl önce Suat Soysal ile bu sahneye çıktığımda gururla ‘ben simitçiyim’ demiştim. Halen de aynı durumdayım ancak kurum olarak büyük bir yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Simit Sarayı olarak yaşadığımız en büyük kırılma noktalarından biri, sisteme uymayan 130 mağazayı kapatmamız oldu. Herkes şirketi batıracağımızı düşündü ama biz her şeyden önce doğru sistemimizi kurmamız gerektiğine inandık; ancak bu şekilde büyüyebileceğimizi öngördük ve 5 yıl içinde 3 kat büyüdük. İkinci kırılma noktamız ise yurt dışına açılmak oldu. Her ülkenin ayrı bir sistemi var. Ancak Türkiye’de başaran her marka yurt dışında zaten başarabilir; en zor pazar Türkiye… Sektörümüz için en önemli konulardan biri de Turquality programı… Arzu edilen kriterler dünya markası olmak için mutlaka gerekli kriterler. Bizim için paradan daha önemli olan şey o kriterleri sağlayabilmekti. Şu anda 22 ülkeye satış yapıyoruz ve ciromuzun yüzde 65’ini yurt dışından alıyoruz.

SİMİTÇİ AÇIYORSA SİZDE AÇABİLİRSİNİZ

Bugün Oxford’da herkes mağaza açabilir. Diğer markalar, ‘simit başardıysa, biz de başarırız’ diyorlar. Ben de tam olarak bunu istiyorum: Herkesin başarmasını! Bugünler bizim birlikte olacağımız günler, ben bir kardeşiniz olarak her türlü desteğe hazırım. Bundan sonraki hayalim Simit Sarayı’nın bayrağını tüm dünyada sallamak. Simit Sarayı tüm Türkiye’nin markası ve bunu tüm ekibimizle başardık. Emeği geçen, Simit Sarayı’nı bu günlere getiren herkese çok teşekkür ediyorum ve inanıyorum ki biz Türkler olarak birbirimize destek olduğumuzda, birlik olduğumuzda başaramayacağımız herhangi bir şey yok!”

Kavukçu'nun konuşmasının arkasından gözleri doldu. Ardından sahneye Abdullah Kığili ve Vahap Küçük çıkarak, Kavukçu'nun genç yaşta ki başarısından dolayı tebrik etti. 

Sektörün bugününü değerlendiren ve gelecek yıla dair yol haritasını çizen TAMPF Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Özerkan, ‘2018’e Doğru’ konulu oturumda şunları söyledi: “Perakende günlerinde 3’üncü kez bulunuyorum. Ancak TAMPF Başkanı olarak bu sahnede ilk kez yer alıyorum. TAMPF altında 6 dernek var ve federasyon olarak tüm derneklerimizle sektörü toparlayıcı bir rolümüz, yükümlülüğümüz bulunuyor. Örneğin, TAMPF’da kayıt dışı ekonomi sıfır… Kısaca sektörümüzden bahsetmek gerekirse perakendede çarpan etkisi bulunuyor ve Türkiye ortalamasının üstünde büyümeye sahip… Ancak daha gidecek çok yolumuz olduğunu söyleyebiliriz. Perakende sektörü olarak istihdamda birinci sırada yer alıyoruz; tam 2 milyon kişiye istihdam sağlıyoruz. İçinde bulunduğumuz orta vadeli planda gelecek adına tahminde bulunması zor, dinamikler değişiyor. Tüketici artık deneyime ve deneyimin kişiselleştirilmesine bakıyor. Türkiye’de yüzde 60 oranında omni channel kullanımı söz konusu... Müşteri deneyiminde teknolojik araçları kullanmak önem kazanıyor ve önümüzdeki 5 sene içerisinde mağazacılık maliyetleri teknoloji ile azalacak. Başarılı perakendeciler omnichannel için para harcamak zorundalar. Buradaki en önemli etken hız… Cüretkârca müşteri deneyimini yaratmak, maliyetleri azaltmak, ileri analitik ve teknoloji konusunda becerilerin artması önemli olacak. Müşteriyi tatmin etmek önemli hale gelecek ve bunu başarabilen şirketler başarılı addedilecek.”

Dünyada pazarlama çalışmalarında yeni bir dönem açan nöro pazarlamanın öncüsü Patrick Renvoisé ise ‘Beynin Satın Alma Düğmesini Keşfedin’ başlıklı oturumda beynin nasıl karar aldığını, satış döngüsünü kısaltan, yeni müşteriler kazandıran, geliri ve karı arttıran yöntemleri somut örneklerle paylaştı. Renvoisé konuşmasında; “Müşterinin beyni içindeki alışveriş butonunu kullanabilseydik keşke… Öyle ki günde 46 milyar mesaj beyne gidiyor. Beynin öyle nöronları var ki dikkat en üst düzeyde… Satın alma süreci beynin algılarını kullanarak seçici davranma durumudur. Bizler insan olarak 11 milyar bit üzerinden 50 bin bite odaklanabiliyoruz. Dikkat konusu bizim birincil primal bölümünde yer alıyor hatta satın alma dürtüsü de beynin bu bölümünde bulunuyor. Birinci beyin hızlı, İkinci beyin düşünen beyindir. Hayatta kalmak için ikinci beyne ihtiyacımız var. Alışverişe karar verenler birinci beyni kullananlardır. Bu beyin karar vermek biçimlerimizde etkili oluyor. Hızlı beyin ani kararlar verebileceği için bizleri hatalı kararlar vermeye itebilir. İkinci beynimiz daha sağlam kararlar verebiliyor. Geleneksel pazarlamada tüketiciye ‘ne istiyorsun?’ diye sorup ona göre pazarlama anlayışı çalışıyoruz. Ancak yanlış soruyu soruyoruz. ‘Nelerden korkuyorsun?’ diye sormak daha doğru. Bu minvalde 6 teknik geliştirdik ve tüm bu yeni tekniklerle satış rakamlarını artırıyoruz” ifadelerini kullandı. 

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde