Sadettin Tantan: İktidar, PKK’nın mal varlığına el koymalı

İçişleri eski Bakanı Tantan, Afrin operasyonunu değerlendirdi. Afrin operasyonunun geç kalınmış ama doğru bir operasyon olduğunu kaydeden Tantan şu çağrıyı yaptı: FETÖ’nün mal varlığına nasıl el konulduysa, canlı para hareketinin olduğu, insan kaçakçılığından hayvan kaçakçılığına, tekstilden sanayiye her alanda olan terör örgütünün mal varlığına el konulmalı.

İçişleri eski Bakanı ve Yurt Partisi lideri Sadettin Tantan, iç ve dış politikaya ilişkin yaptığı değerlendirmelerde çarpıcı tespitlerde bulundu. Afrin Harekatı'nın geç kalınmış bir operasyon olduğunu vurgulayan Tantan, “Emperyalist güçlerin oyununu ancak bu millet bozar” dedi ve ekledi: “İktidar bir an önce PKK'nın para kaynaklarına el koymalı.” İşte Tantan'ın operasyon ve ülke gündemiyle ilgili anlattıkları…

– Afrin operasyonunda hangi adımları atılmalı?

Türkiye'de iç ve dış tehditler artmış vaziyetteydi. Bu nedenle Afrin çok geç kalınmış bir operasyon. PKK'nın çok eskiden bu yana Batı servisleri tarafından kullanıldığını biliyoruz. Özel savaş orduları bunları eğitirken müdahale edilmesi gerekirdi. Bugüne kadar neden PKK'nın mal varlıklarına el koyulmuyor? FETÖ'ye nasıl el koyduysanız öyle koyacaksınız. Canlı para hareketinin olduğu, insan kaçakçılığından hayvan kaçakçılığına tekstilden sanayiye bütün zincirlerde her yerde önünüze çıkıyor. İktidarın buna el koyması gerek. Türkiye'nin tehditleri yerinde ortadan kaldırması gerekiyor. Bunu ancak yüce Türk Milleti başarabilir. Bu süreçte de Türkiye'nin atması gereken bazı adımlar var. Bir kere devletin temel altyapısının, özellikle bölgemizde ve havzamızdaki tehditleri ortadan kaldıracak şekilde yeniden yapılanmasına ihtiyacı var.

“EMPERYALİST GÜÇLERİN OYUNUNU BOZACAK OLAN TÜRK MİLLETİ'DİR”

Hande Zeyrek'e konuşan İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan, “Emperyalist güçlere karşı oyunu bozacak olan Türk Milleti'nin evlatlarıdır. Afrin operasyonunun başarılı olmasını tüm kalbimizle diliyoruz. Mehmetçiğin sonuna kadar arkasındayız” dedi.

TAŞERONLUK YAPAMAYIZ

– Nasıl bir yapılanmadan bahsediyorsunuz?

Modern ve güçlü devletlerin temel altyapıları bilgi ağları üzerine inşa edilmiştir. Bu bilgi ağları her türlü tehdidi önleyecek yapıyı halkla inşa eder. Son yıllarda devlet geleneği ve hafızası çökertildiği için zihinsel kirlenme de had safhada… İnsanlara neyin doğru ve yanlış olduğunu bilemedikleri bir ortam yarattıklarından dolayı korku, panik ve güvensizlik ortamı oluşuyor.

– Bu ortamı yaratan nedir?

Küresel güçler. Kullanmak istedikleri ülkelerdeki hem siyaseti hem güvenliği hem mali ve ekonomik altyapıyı sürekli kontrol etmek isteyenler. Türkiye bu bağımlılıktan kurtulmak için uzun yıllar mücadele etti. Altyapılar yapmaya da çalıştı ama muvaffak olamadı. Öyle bir noktaya gelindi ki küresel güçlerden icazet almadan iktidara gelinemez algısı kabul görmeye başladı. Özellikle taşeron siyaset Türkiye'yi içinden çıkılmaz birtakım tehditlerle iç içe bıraktı. Hepimiz biliyoruz ki taşeron siyaset Türkiye'yi içeriden ve dışarıdan çökertiyor. Acil yapılması gerekenler ortada. Çünkü dünyada bütün ülkeleri tehdit eden enerji savaşları, ekonomik savaşlar, bilgi ve enformasyon savaşları, yüksek teknoloji savaşları ve hukuk savaşları yaşanıyor. Geçmişten gelen kimliğimizden dolayı bizim galip gelme mecburiyetimiz var. Bu kimliğimizi bölge ve kıta eksenli kullanmak isteyenlere taşeronluk yapamayız.

HALK BİLİNÇLENDİRİLMELİ

– Bahsettiğiniz taşeron siyaset kavramını açabilir misiniz?

Büyük Ortadoğu Projesi'nin hayat bulması için çökertilmesi gereken iki kilit ülke vardı. Libya ve Suriye. Oralarda biz kullanıldık. Öyle bir kullanıldık ki Doğu Akdeniz havzasından bile kendimize ait olan bölgeden dışlanmış vaziyetteyiz. Kendi coğrafyamızda yabancılaştık. Asırlardır iç içe yaşadığımız halklarla yabancı konuma düştük. Bunun nedeni de taşeron politikalardır. Bundan kurtulmamız gerek. Yoksa kazanırken kaybederiz. Bunun için de halkı bilinçlendirmeleri gerekiyor. Halkı bilgilendirmeyen bir siyasi mantık muvaffak olamaz.

– Anlattığınız küresel güçlerde ABD'nin rolü büyük…

Türkiye borç batağında… Büyüdüğümüzü zannederken kaybediyoruz. Bizim sanayicimizin önünü siyasetçiler tıkıyor. Bugün Türkiye kendi kendini besleyen ülkeler konumundan düşürülmüşse, tarımını kullanamıyorsa, büyük şirketlere mahkumsa bu konuda bir siyasi tutsaklık var demektir. PKK, YPG, IŞİD ve diğer örgütler… Kandil'e yarım metre bile giremeyişimiz. Müsaade edilmemesi. Hepsi bilinen konular. Amerika'nın özel savaş ordularının isimleri de biliniyor. Yıllarca PKK'lıları eğiterek YPG, PYD oluştu, bir taraftan da IŞID eğitildi. Fırat'ın doğusundaki PYD,YPG ordusunu Amerika neden kuruyor? Kime karşı kullanacak? Her şeyi biliyoruz. Halkı da bilinçlendirin ki bilinçli halk arkanızda dursun. O zaman korkmazsınız. Cumhuriyeti kuran irade de halkın iradesi. 7 düvelde savaşan komutanların ve halkın desteğiyle kuruldu. Bugün Türkiye kendi kendini yeniden inşa süreciyle karşı karşıya… Siz kurumsal yapıları adalet ve hukuk zemininde inşa edemezseniz kaybedersiniz. Bugün baktığımızda kurumların içi çökmüş. Dua ediyoruz ki hâlâ güvenlik ve kolluk güçlerimizin omurgası sapasağlam duruyor. Bu omurga asırlardır gelen yüce Türk Milleti'nin omurgası. Bu omurga daha da güçlenmeli.

DENİZ VE HAVA KUVVETLERİ'NİN YENİDEN İNŞA EDİLMESİ GEREKİYOR

– Nasıl yapılmalı bu güçlendirme?

Türkiye'nin bölgesinde güçlü olabilmesi için özellikle Deniz ve Hava Kuvvetleri'nin kaçınılmaz şekilde içe dönerek yeniden inşa edilmesi, güçlendirilmesi gerekiyor. Bunu kimliğinden uzaklaştırarak yapamazsınız. Bunu Osmanlı Devleti'nden kurularak gelen okulları kaldırarak yapamazsınız. Eğer FETÖ bu okulları ele geçirmişse suç size aittir. TSK ve kurumların içinin çökertilmesinde planlı bir hareket varsa bu hareket sizin istihbaratınız tarafından bilinmiyorsa o zaman sıkıntı devletin temel altyapısındadır. Hâlâ bu konuda hukuki alt yapıları inşa etme çabası içinde değilseniz, Cumhurbaşkanlığı sistemi gibi ucube bir sistemi bu ülkeye dayatıyorsanız samimi değilsiniz demektir.

– Siyasetin kirlendiğini de söylüyorsunuz…

Halkta güvendiği ortamın oluşması için bir beklenti var. Geçmişte kirden beslenen insanlardan rahatsızlar. Çünkü Türkiye'deki ekonomik altyapı insanları suça sevk ediyor. Türkiye'nin yetişmiş insan gücü Cumhuriyet'in kuruluşuyla mukayese edilemeyecek kadar çok zengin ve güçlüdür. Bu insanların halka geri dönmeye ihtiyacı var. Çok nitelikli insan gücü var ama bir araya gelmesi gerekiyor. Halkı yanına alarak yeni bir Türkiye'yi hukuk ve demokrasi zemininde inşa edecek bir yapıya ihtiyaç var. Bu oluşamıyor çünkü sermaye kendi çıkarından dolayı halka dönemiyor.

OHAL SİYASI ÇIKARLAR İÇİN KULLANILIYOR

Şehir savaşlarında çıkmayan OHAL 15 Temmuz sonrasında çıkarıldı. OHAL kamu güvenliği sağlanması için çıkarılırdı ama şu anda siyasi çıkarlar uğruna kullanılıyor. Son derece yanlış. Çıkarılan kanun hükmünde kararnameleri Meclis'e taşımanız lazım taşımıyorsunuz. Meclis kendi kendini işlevsiz kıldı. Mahallede bir hırsız yakalandığı zaman bütün suçlar onun üzerine yıkılırdı. Şimdi yoldan kim geçerse geçsin eğer muhalifse her an FETÖ'cü olabilir. İktidar kendi aksine bir söylem istemiyor. SÖZCÜ Gazetesi halkı bilgilendirme görevine sonuna kadar devam etmelidir. SÖZCÜ'nün kimseden çekineceği bir şey yoktur. AKP halk tarafından yargılanmak istemiyor. Bu yüzden iktidarda kalmak mecburiyetinde…

Hande Zeyrek/Sözcü