Sabancı'dan kadınlar için önemli bir imza

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, ''Birleşmiş Milletler'in (BM) Kadını Güçlendirme İlkeleri'nin altına Sabancı olarak imzamızı atarak, iş yerinde cinsiyet eşitliği çabalarına bağlılığımızı ortaya koyduk'' dedi.

      Sabancı, New York'ta BM tarafından düzenlenen ''İş Dünyasında Sürdürülebilirlik İçin Cinsiyet Eşitliği'' konferansı'nın açılışında, Sabancı olarak, kadın yöneticilerin oranını 2006-2011 yılları arasında yüzde 23'ten yüzde 28'e yükselttiklerini anlattı.

      Türkiye'de kadınların diğer ülkelerde de olduğu gibi hizmet sektöründe göreceli olarak daha yüksek oranda istihdam edildiğini ancak çimento veya otomobil üretimi gibi daha geleneksel sektörlerde de Sabancı Topluluğu için ciddi ilerlemeler gözlemlediğini belirten Sabancı, ''Elbette bu, sürekli ilerleme gerektiren bir yolculuk. BM'in Kadını Güçlendirme İlkeleri'nin altına Sabancı olarak imzamızı atarak, iş yerinde cinsiyet eşitliği çabalarına bağlılığımızı ortaya koyduk. Bu ilkeler, kadınların güçlendirilmesi konusunun temellerinde yatıyor'' diye konuştu.

      İşyerinde daha fazla kadın istihdam etmenin, işyerinde yaratılan atmosfer açısından da daha makul bir ortam oluşmasını sağladığını belirten Sabancı, kadınların yetenek havuzunun yarısını oluşturduğunu ve yapılan araştırmaların, kadınların kritik liderlik becerilerine sahip olduklarını gösterdiğini, kadınlar ve erkekler için kabiliyet ve başarıya dayalı eşit fırsatların sağlanmasıyla şirketlerin, bu yetenek havuzunun sunduğu en geniş potansiyelden faydalanabileceğini anlattı.

      Kadın haklarının Sabancı Topluluğu'na ait sosyal sorumluluk platformunun da önemli bir parçasını oluşturduğunu belirten Sabancı, şunları kaydetti:

      ''2006 yılından beri yürüttüğümüz 'Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Ortak Programı' çerçevesinde tüm Birleşmiş Milletler kurumları, İçişleri Bakanlığı, Sabancı Vakfı ve Sabancı Üniversitesi de yer alıyor. Söz konusu Ortak Program sayesinde Birleşmiş Milletler kuruluşları, yerel yönetimler, vakıflar, kamu kuruluşları ve özel sektör organizasyonları, cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusunda uzun vadeli sonuçlar elde etmek üzere birlikte çalışabilecekleri bir platform da elde ediyorlar. Bu program, Türkiye'de kendi açısından bir ilk olmuştur. Toplumun çok farklı kesimlerinden paydaşlarla birlikte çalıştığımız bu programın en önemli tarafı da zaten bu çeşitlilik oldu. Şuna gerçekten inanıyorum ki, cinsiyet eşitliği konusunda toplumda fark yaratabilmek için, toplumun tüm kesimlerinden paydaşlarla çalışmak şarttır. Cinsiyet eşitliğinin tüm dünyada, toplumun her düzeyinde, üzerinde durulması gereken ve çözüm bekleyen bir sorun olduğunun farkındayız. Fakat cinsiyet eşitliğini içselleştirerek bu konuya kendini adayan iş hayatındaki liderler ve konuya taraf olan tüm paydaşların katılımıyla, başarıya ulaşacağımıza ve fark yaratacağımıza inanıyorum.''