Rekor kıran ihracatın şifresi; “ithalat”

Rekor kıran ihracatın şifresi; “ithalat”

Türkiye'de ihracat yapan 28 ana sektörden 16'sının ''net ithalatçı'' durumda bulunduğu, Türkiye'nin tarım ve hayvancılıkta bile artık ithalatının daha fazla olduğunu kaydedildi.

Rekor kıran ihracatın şifresi; “ithalat”
16px
24px
17.04.2011 23:01
ABONE OLgoogle

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO) ''Türkiye Dış Ticareti ve Eğilimler'' raporunda ihracata konu ürünlerin üretiminde kullanılan ''ekipman, girdi ve hammaddenin'' büyük bir çoğunluğunu ithalatın oluşturduğu belirtildi.

     2000-2010 yıllarını kapsayan rapora göre, Türkiye'de ihracat yapan 28 ana sektörden 16'sının ''net ithalatçı'' durumda bulunduğu, Türkiye'nin tarım ve hayvancılıkta bile artık ithalatının daha fazla olduğunu kaydedildi.

     Bu dönemdeki dış ticaret verilerinin, Türkiye'nin dünya ile olan ticaretinde, ''ithalatçı'' yanı oldukça ağır basan bir ülkeye dönüştüğünü dile getirilen raporda, rakamlara göre; ihracatın ülke milli gelirine oranı yüzde 15-16 dolayında seyrederken ithalatın oranının yüzde 25'lere ulaştığı kaydedildi.

     Rapora göre, ihracat kalemleri içinde Türkiye'de henüz bütünüyle üretilmeyen alanlarda bile dışsatım yapıldığı, bu ürünler arasında ''helikopter, bilgisayarlı tomografi cihazı, notebook, fotoğraf makinesi, dijital kamera''nın bile olduğu, örneğin son üç yılda Güney Kore ve Macaristan'a helikopter satılmış görüldüğü belirtilirken, rapora göre bu ihracat ürünlerinin gerçekte çok küçük bir yüzdesinin üretim anlamında ''ihracat tanımına'' girebilecek bir yapıya sahip bulunduğu vurgulandı.

     Türkiye'nin dış ticaret yapısının, özellikle ithalatı göğüsleyecek bir ihracat yapısına sahip olmadığı ve 28 ana sektörden 16'sının net ithalatçı iken yalnızca 12 sektörün net ihracatçı pozisyonunda bulunduğu dile getirilen raporda, Türkiye'nin net ihracatçı sektörleri ile net ithalatçı sektörlerini ayrıştıran çalışmaya göre ise de, Türkiye'nin dünya ile olan ticaretinde, ''ithalatçı'' yanı yıllar geçtikçe ağır basan bir ülke durumuna dönüştüğü ifade edildi.

     Bu tablonun dış ticaret açığının her yıl biraz daha büyümesine neden olduğu belirtilen raporda, 2000'de 27 milyar dolar olan Türkiye dış ticaret açığının, 2010 yılında 71,5 milyar dolara kadar çıktığı vurgulandı.

     Son yıllarda iyice pekişen, büyüme için dış kaynakta özellikle sıcak parayı çekmek üzere izlenen kur politikasının, ihracatı değil, ithalatı çekici kıldığı, bu durumun ise net ihracatçı sektörleri bile olumsuz etkileyerek onların net ihracatçı yanlarını aşındırdığı belirtilen raporda, şunlar kaydedildi:

     ''Türkiye'nin 2005-2010 dönemi dış ticaret verileri, net ithalatçı sektörlerin, 719 milyar dolarlık ithalat yaptıklarını, buna karşılık 268 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini ortaya koyuyor. Bu da sonuçta, yaklaşık 451 milyar dolarlık net ithalat anlamına geliyor. Türkiye'nin ihracat sıralamasında, otomotivden sonra ikinci sırayı alan ana metal sanayi sektörü bile aynı zamanda büyük ithalatçılar arasında. Türkiye'nin, TV setleri, elektrikli cihazlar ihracatında da dikkat çekiyor. Buna göre; 2005-2010 döneminde televizyon, haberleşme cihazlarında sektörün net ithalatı 16 milyar dolara yaklaşırken elektrik makinelerindeki net ithalat da 15 milyar dolara yaklaşmış.

     Net ihracatçı sektörler içinde otomotiv sanayi dikkat çekici bir görüntü veriyor. Türkiye'nin ihracatında ilk sırayı alan ''motorlu taşıtlar'' sektörü aynı zamanda en ithalatçı alt dallar arasında ancak yine de 2005-2010 döneminin tamamında burun farkıyla da olsa sektör dış fazla veriyor. İncelenen dönemde 87 milyar dolarlık ihracata karşılık 83 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren sektörün net ihracatı 4 milyar dolar dolayında.''
    
     TÜRKİYE'NİN NET İHRACATÇI SEKTÖR SAYISININ ARTMAK YERİNE AZALMA EĞİLİMİNDE...
    
     Raporun sonuç bölümünde ise Türkiye'nin net ihracatçı sektör sayısının artmak yerine azalma eğiliminde olduğu tarım-hayvancılık, deri, ağaç ürünleri sektörlerinde artık ''net ithalatçı'' konumuna düşen Türkiye'nin, en iddialı olduğu giyim-tekstil ve gıda-içecek sektörlerinde bile, özellikle son yıllarda ithalatın hızlanmasıyla, net ihracatçı konumunun ''aşındığı'' kaydedildi.

     Reformların önemine dikkatin çekildiği raporda, değerlendirme bölümünde şunlar kaydedildi:
     ''Türkiye'nin net ithalatçı ülke görünümünü, net ihracatçıya doğru bükmede, izlenecek döviz kuru politikası kadar, mümkün olan sektörlerde ithalatın zorlaştırılması, yerli üretimin korunması; ihracatçı sektörlere rekabet gücü kazandıracak reformların yapılması önem taşımaktadır. Daha ileri teknoloji kullanımı, markalaşma, etkin pazarlama tekniklerinin kullanımı ile ihracata dönük üretime enerji, altyapı temininde kolaylıklar sağlanması gerekmektedir.

     İhracatı teşvik edici bir kur politikası, ithalata yönelmeyi önlerken, ithal edilen ürünlerin yerli üretimle ikamesi, üretim ve istihdam artışını olumlu yönde etkileyerek büyümeyi ve istihdamı daha sağlam zeminlere oturtabilir. Cari açık, yani ülkenin döviz açığı büyüyerek milli gelire oranı 2010 yılında yüzde 6,5 dolayında tarihi bir boyuta ulaşmıştır. Bu ise sürdürülebilirliği mümkün olmayan ve ülke riskini büyüten, kırılganlıkları artıran bir orandır.''
    
     İSMMMO BAŞKANI ARIKAN
    
     Rapora ilişkin görüşlerine yer verilen İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, Türkiye'nin ihracatta ciddi yol almış göründüğünü, ancak sektörlerin gerçekte ne kadar ihracatçı bir yapıya sahip olduklarının tartışma konusu olduğunu savundu. 

     Arıkan, ''ihracatın ne kadarı gerçek, ne kadarı çakma'' sorusunun bile dile getirildiğini belirterek, devletin yayınladığı verilere göre rekor kıran Türkiye ihracatının önemli bir kısmının bu ürünlerin üretiminde kullanılan ithalat kaynaklı girdilerden oluştuğunun net bir şekilde görüldüğünü vurguladı. 

     Dış satım istatistiklerine bakıldığında örneğin Türkiye'nin Güney Kore ve Macaristan'a helikopter bile satmış durumda olduğuna işaret eden Arıkan, ''Bundan sonra Türkiye'nin net ihracatçı sektörleri ile net ithalatçı sektörlerini iyi ayrıştırmamız gerekiyor. Gerçekte ihracat artışı ithalat artışını yakalayamıyor ve ihraç ürünlerin yıllar geçtikçe daha büyük bir kısmını üretimde kullanılan ithal girdiler oluşturuyor. Tarım ve hayvancılıkta bile artık net ithalatçı duruma gelmemiz dramatik...'' dedi.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde