Rekabet Kurumu'nda İSO'ya teklif

Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, İstanbul Sanayi Odası (İSO) üyelerine çeşitli sektörler ve gruplar itibariyle rekabet hukukunun güncel ve aktüel meselelerinin ne olduğunu paylaşacakları bir program teklif edeceklerini, bu programın 6 ay ya da 1 yıla yayılabileceğini bildirdi. 

     Kaldırımcı, Kurum ile İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve Beykent Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen ''Rekabet Hukukunda Birleşme ve Devralmalar'' konulu sempozyumda yaptığı konuşmada, rekabet hukuku ve rekabetin kurumsallaşmasının sadece bir kamu kurumunun misyonu olmaması gerektiğini, rekabet eğer toplumsal ve ekonomik açıdan önemliyse, bütün toplumsal aktörlere bu konuda görev düştüğünü söyledi. 

     Rekabet hukukunun toplumsal hayatta ve ekonomide etkin şekilde uygulanması çabası içinde olduklarını, rekabet kurumlarının başarılı olması için rekabet hukukunun ne olduğunun ve neye yaradığının herkes tarafından bilinmesi gerektiğini vurgulayan Kaldırımcı, şöyle devam etti: 

     ''Rekabet, ülke açısından, tüketiciler ve teşebbüsler açısından eğer modern bir paradigma olarak benimsenmişse, bunu herkesin anlamasında zorunluluk var. Rekabet, herkesin yararına ise ve bundan söz ediyorsak bütün toplumsal kesimlerin bu yararı artıracak duyarlılık içinde olmasında fayda var. Bu konuda uluslararası aklın da belki desteğini sağlamamız lazım.'' 

     İSO ile son zamanlarda bir program için görüşmeler yaptıklarını belirten Kaldırımcı, ''Mutabakat tesis edilirse, 6 ay boyunca, belki 1 yıla yayarak İSO üyelerine bir program teklif edeceğiz. Çeşitli sektörler, gruplar itibariyle rekabet hukukunun güncel, aktüel meselelerinin ne olduğunu, ne olmadığını kendileriyle paylaşmak istiyoruz. Sayın Başkan konuyu çok önemsediğini ifade etti. Görüşmelerimiz sürüyor. Aynı programı İTO (İstanbul Ticaret Odası) ile de yapacağız'' şeklinde konuştu. 
     
     ''BÜYÜK VE DAYANIKLI GEMİLERE İHTİYAÇ VAR''
     
     İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri Tuna da, şirket birleşme ve devralmalarının kontrolsüz şekilde gerçekleşmesi halinde piyasadaki diğer oyuncular açısından sorunlar ve sıkıntılar yaşanabileceğine dikkati çekti. 

     Daha küçük oyuncuların ezilmesi, hakim durumun kötüye kullanılması ve tekelleşme gibi sorunların başından önüne geçilmesi için önlem alınması ve kontrol mekanizmalarının oluşturulmasının zorunlu olduğunun altını çizen Tuna, olumlu örneklere rağmen ekonominin genelinde muhafazakar yönetim ve iş anlayışı başta olmak üzere, şirketlerin devralma ve şirket birleşmelerine mesafeli yaklaştığını söyledi. 

     Birleşme ve devralmaların genellikle büyük gruplar çerçevesinde sınırlı kaldığını ifade eden Tuna, şöyle konuştu: 

     ''Birleşme ve devralma, şirketlerin küresel rekabet koşullarına uyumda katkı sağlamaktadır. İSO olarak bizler şunu adeta slogan haline getirdik; 'okyanuslara açılırken büyük ve dayanıklı gemilere ihtiyaç vardır.' Küresel pazarlar hedefliyorsak 'küçük olsun benim olsun' anlayışını bir yana bırakmalı, büyük gemiler yapmalıyız. Güçlerimizi birleştirmek için birbirimize güvenmeyi, şeffaf olmayı ve bilgiyi paylaşmayı öğrenmemiz gerekmektedir. Birleşme ve devralmalar, rekabet gücü açısından çok önemlidir. Teşvik edici düzenlemeleri hayata geçirmeliyiz. Birleşme ve devralmalarda doğacak komplikasyonları engellemek ve çok sağlam altyapıya oturtmak gerekmektedir. Bu doğrultuda AB standartlarını da çok iyi ele almamızda fayda var.''