Portföylerin sigortası: Anapara garantili fonlar

Portföylerin sigortası: Anapara garantili fonlar

DÜŞEN getiriler yüzünden seçim yapmakta zorlanan yatırımcıların işi yaklaşan genel seçimler nedeniyle daha da zorlaştı.

Portföylerin sigortası: Anapara garantili fonlar
16px
24px
29.04.2011 16:07
ABONE OLgoogle

Seçim arifesinde yatırımcılara kısa vadeli düşünmelerini öneren uzmanlar, 12 Haziran sonrasında seçilecek yeni hükümetin radikal tedbirler almak zorunda kalacağı kanısında. Bu yüzden de en çok anapara garantili fonları öneriyorlar... 

DÜŞEN getiriler yüzünden seçim yapmakta zorlanan yatırımcıların işi yaklaşan genel seçimler nedeniyle daha da zorlaştı. “Parama biraz daha yüksek getiri nasıl sağlayacağım” arayışındaki yatırımcının önünde şimdilik “risk yok” dense de bir genel seçim ve ardından kurulacak yeni hükümetin alacağı radikal olması beklenen kararlar var...

İşte bu ortamda uzmanlar “Paranıza kısa vadeli adres arayın” uyarısında bulunuyor. Genel beklenti, uzun süredir olduğu gibi döviz getirisinin TL getirisinin yine altında kalacağı yönünde. Bu yüzden bankacılar, dövize portföylerde yer verilmesini önermiyor. TL yatırımlarında ise vadelerin mümkün olduğunca kısa tutulması tavsiye ediliyor. TL mevduatı düşük faiz oranları nedeniyle pek tercih edilmiyor. Bankacılar, anapara garantili fonların, özellikle de emtia fonlarının bu dönem için cazip olduğu kanısında.
Yine kısa vadeli B tipi fonlar da öne çıkan enstrümanlardan. Bonoda ise uzmanlara göre, vadeler seçim sonrası üç ayın önüne geçmemeli.

Kısacası bugün bono almayı düşünenlerin vadelerinin altı aydan uzun olmaması gerektiği savunuluyor.

KISA VADELİ TL DÖNEMİ

Yatırımcılara mutlaka kısa vadeli veya fon gibi likit enstrümanları öneren para yöneticilerinin ortak görüşü, seçim sonrasında hükümetin ekonomiyi soğutmak için faiz artırımı dahil çok sayıda karar alacağı yönünde. “Türkiye’de faizler yükselecek ama ne zaman belli değil” diyen TSKB Genel Müdür Yardımcısı Şeniz Yarcan, şunları ekliyor:

“Seçim nedeniyle siyasi bir risk görmüyorum. Ancak seçim sonrası kurulacak yeni hükümetin ne tip ekonomi politikası uygulayacağını görmek lazım. Yani ilk tedbirleri gördükten sonra karar vermeli. Bu nedenle yatırımcılar, bu dönem kısa vadeli TL yatırımını tercih etmeli.”

MUNZAM ARTIŞI NASIL ETKİLEYECEK?

Öte yandan Merkez Bankası (MB), geçen hafta yaptığı toplantıda sürpriz bir karar alarak kısa vadeli mevduatlarda munzam karşılıklarını hem TL hem de dövizde birer puan artırdı. Böylece MB yaklaşık altı ay içinde üçüncü kez mevduatla ilgili munzam karşılıkları artırmış oldu. Son karar sonrasında vadesi bir yıla kadar olan TL ve yabancı para cinsi munzam karşılık oranları birer puan arttı. Buna göre bir yıla kadar vadeli TL mevduatlarda munzam karşılık yüzde 15’den 16’ya, bir yıla kadar vadeli yabancı para zorunlu karşılık oranları ise yüzde 12’ye ulaştı. MB bu sayede piyasadan 3.6 milyar TL daha çekecek.

YABANCILAR BONO ALIYOR

MB’nin karşılıklardaki artışının ardından yabancı yatırımcıların bono alımlarında artış oldu. Faiz oranları yüzde 8’lere doğru geriledi. Bankacılar, MB’nin ekonomiyi soğutmak adına kararlı adımlarını sürdürmesinin yabancıların Türkiye ekonomisine ilişkin güvenini artırdığını, bu yüzden bonolara alım geldiğini düşünüyor. Bu eğilimin devam edebileceğini öngören uzmanlar, seçim öncesi bono faizlerindeki düşüşün sınırlı da olsa bir miktar daha devam edebileceği görüşünde.
Bu arada, son bir ayda yabancıların bono portföylerinin yüzde 10’lardan 15’lere çıkması da yabancıların Türkiye’ye güvenini ve alınan kararları olumlu bulduklarını gösteriyor. 

FAİZ ARTIŞINDA İKİNCİ DALGA YOLDA

Öte yandan, piyasada kredi faizlerinde ikinci dalga faiz artışı bekleniyor. Şekerbank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Özciğer, MB’nin ikinci munzam karşılık artışından sonra bazı bankaların kredi faizlerini yarım puan civarında artırdığı, bazılarınınsa bu artışı ertelediğini söylüyor. Özciğer, “Bu bankalar da kredi faizlerini artırırsa ikinci bir dalga için düğmeye basılmış olacak. Kısacası sektör, kredi faizlerinde yeni artış için şu ana kadar faizlerini yükseltmeyen bankaları bekliyor” diyor. 
 
Şeniz YARCAN / TSKB Genel Müdür Yardımcısı
“Faizler artacak, yatırımcı kısa vadeli düşünmeli”
Seçimler nedeniyle piyasalar için bir risk görmüyorum. Ancak dünyada çok büyük belirsizlikler var. Ortadoğu’da hala kaos yaşanıyor, ABD ekonomisine ilişkin sıkıntılar bitmedi ve kısa sürede çözülecek gibi de görünmüyor.
Türkiye’ye baktığımızda ise “Faizler yükselecek” diyoruz ama zamanı belli değil. Seçimle ilgili bir risk görmesek de seçim sonrasında kurulacak yeni hükümetin nasıl bir ekonomi politikası uygulayacağını, alacağı tedbirleri bilmiyoruz.
Bu ortamda yatırımcılar için dövizi hiçbir zaman bir yatırım aracı olarak görmediğimizi yinelemek istiyorum. Kur artışı için hiçbir neden yok. Bu nedenle portföylerde yer almaması gerekiyor. Ancak parite olarak beklentim, kısa vadede euro’nun 1.50’lere çıkması yönünde. Yani kısa vadede güçlü euro devam edecek gibi görünüyor.
Yatırımcılar TL yatırımının her zaman daha çok kazandırdığını unutmamalı. Şu anda TL mevduat faizleri düşük ve cazip görünmüyor. Biz global piyasadaki bu belirsizlik ortamında anapara garantili fonları öneriyoruz. Bence portföylerin dörtte biri ya da beşte biri anapara garantili fonlara ayrılmalı. Yatırımcının kendi başına uluslararası piyasalarda işlem yapması çok zor. Ama bu fonlar sayesinde global piyasalardaki fırsatları da yakalamış olacaklar.
Borsa yatırımcısı ise önerilen belli sektör ve bu sektördeki cazip şirketlere yatım yapabilir. Ancak bu oranın da yüzde 20’leri aşmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu dönemde yatırımcılar kısa vadeli bono alacağına B tipi fonlara yönelebilir. Piyasada çok iyi getiri elde eden B tipi fonlar var. Seçerek alım yapabilirler.

Ateşan AYBARS / Vadeli piyasalar uzmanı
“Altında yazın düzeltme gelebilir”
Enflasyon endişesiyle kıymetli metallere yönelik talep arttı. Altında yeni zirveler görülürken, gümüş de son 30 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Altın ve gümüş fiyatları inişli çıkışlı olmasına rağmen net bir şekilde yükseliyor ve sürekli rekor tazeliyor. Ancak kazancın büyük bir kısmı bir günlük sert düşüşle kaybedilebilir. Ne yapılacağı konusu ise profesyonel yatırımcıları dahi yoruyor.
Eğer altın ve altına dayalı enstrümanlara yatırım yaptıysanız yaz dönemindeki olası düzeltme öncesine kadar beklenebilir. Yok eğer satın almak istiyorsanız kademeli yaklaşım iyi bir seçim olabilir. Örneğin, 1.000 TL’lik altın almak istiyorsunuz. Bugün 200 TL’lik alırsınız, bir süre sonra biraz gerilediğinde 200 TL’lik daha alır ve böylece uzun vade için iyi bir ortalama fiyat sağlayabilirsiniz. 
Kısa vadede doların 1.520 dolar seviyesini aşması zor görünüyor. Bu dirençten bir geri çekilme yaşanabilir ve yine kısa vadede 1.450’ye kadar inebilir. Ancak 10 yıldır yükselen altın fiyatları yükseliş trendini koruyor.
Euro’nun ise uzun vadede dolar karşısında yükselmeye devam eder. Dolar giderek zayıflayacak. Zira doların rezerv statüsü giderek artan ölçülerde tartışılmaya başladı. Çin, Rusya, Fransa gibi ülkeler tartışmanın ötesinde eyleme geçtiler. Teknik olarak 2008/2009 düşüş trendi yukarı yönde kırılmakla 1.50 seviyesi hedef oldu. Ancak öncesinde 1.4580 direnci önemli bir kavşak olarak izlenmeli. Bu seviye kısa vadede aşılamayabilir ve 1.4250-1.4350 aralığındaki desteğinin tekrar ziyaret edilmesi -ki bu trendin devamı için basıncı azaltır- şaşırtıcı olmayacaktır.

Yiğit ÜSTAY / TEB Portföy Fon Yönetimi Direktörü
“Portföyler tek ürüne bağlanmamalı”
Merkez Bankası’nın attığı adımların etkilerini mayıs ayından itibaren görmeye başlayabiliriz. Tüketici hareketlerindeki yansıması ise biraz daha zaman alacaktır. Bunların sonuçlarını da ikinci çeyrek dönem sonrasında göreceğimizi düşünüyorum.
MB, istediği sonuçlara ulaşana kadar fonlamayı sıkılaştırmaya devam edecektir. Bu durum gecelik yüzde 7 civarındaki fonlama ortamında gösterge bonoların kalıcı olarak yüzde 8.40 altına inmesini biraz zorlaştırabilir. Ayrıca mayıs ayından itibaren G7 ülkelerinden kaynaklanan likidite bolluğunun azalmaya başlaması, yükselen enflasyon ve zorunlu karşılık oranları değişimlerinin etkileriyle faizler şu andaki seviyelerinden daha yukarıda olabilir. Mayıs ayının ortalarına kadar bono bileşik faizlerin yüzde 8.75-8.35 arasında dalgalanacağını düşünüyorum. Ocak başında 1.30’lardan 3 ay gibi kısa bir sürede 1.46’lara gelen euro ise yine kısa sürede hızla gerileyebilir.
Yatırımcıların şu karışık ve fazla değişken ortamda tek ürün seçmeleri oldukça riskli görünüyor. Genel olarak baktığımızda hazine bonosu, hisse senedi ve korumalı fonlardan oluşan bir yatırım sepetinin mantıklı olabileceğini düşünüyorum. Tabii sepetin içindeki oranlar ve enstrümanlar tamamen yatırımcının risk algısına göre değişebilir. Emtia yatırımı içinse şu an en mantıklı ve kolay yatırım aracı anapara korumalı fonlar diyebiliriz.
1.500 hedefine gelen ve üstüne çıkan altında artık 1.700 dolarla konuşuluyor. Eğer ülkelerin default (borç ödeyememe) riski daha da artarsa altının daha da yükselmesi mümkün. Şu andaki seviyesine ve geldiği yola bakınca buralardan “altın al” demek biraz zorluyor. Altın yoluna devam etmeden önce biraz dinlenebilir.

Esin Çetinel/Radikal

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde