Petrus'a rakip: Cem 'Uzan' marka şarap üretecek

Petrus'a rakip: Cem 'Uzan' marka şarap üretecek

Cem Uzan’ın, mal varlıklarına el konulduğu yıllarda, evinde 3 bin 348 şişe pahalı şarap bulunmuştu. Fransa’da üzüm bağları olan Cem Uzan, şarap işine gireceğini söyledi.

Petrus'a rakip: Cem 'Uzan' marka şarap üretecek
16px
24px
22.08.2014 05:18
ABONE OLgoogle
Bunları yaşayacağını hayalinden bile geçirmeyen Cem Uzan, “İyi eğitim aldık, başarılı işler yaptık. Siyasete girdiğim için bizimle uğraştılar. Çocuklarıma söz verdim artık siyaset yok” dedi

Uzan şirketlerinin kuruluşunun 45. yıldönümü kutlamaları yapılıyordu. Samsun’un Ladik İlçesi’ndeki kutlama adeta mitinge dönüşmüştü. Cem Uzan’a o günlerde siyasi parti kurması halinde başarılı olacağı söyleniyordu. Uzan, Genç Parti’yi kurdu. (2002) Partinin yalnız Genel Başkanı değil, her şeyiydi. İlk seçimde yüzde 7.5’e yakın oy aldı. Türk siyasi hayatında dengeleri Genç Parti bozdu. ANAP, DYP, DSP, MHP toz-duman olmuştu.
Uzan Ailesi’ne ait Çukurova ve Kepez Elektriğe el konulduğu gün, Cem Uzan partisinin Bursa mitinginde, Başbakan Erdoğan’a “Allahsız herif, kalleş adam” diyor ve bunun hesabının sorulacağını söylüyordu. Erdoğan, Uzan’ın bu sözlerini hiç unutmadı. Daha sonraki aşamada bütün şirketlerine el konuldu ve ülkede hiçbir iş yapamaz hale getirildi.

Uzan’a, uzak bir yol görünmüştü. O Fransa’da, lüks bir yazlıkta  “Genç Parti’yi kurmasaydınız, siyasete atılmasaydınız bunlar başınıza gelir miydi?” sorusunu şöyle cevaplandırıyor:

“Genç Partiyi kurmamış olsaydım, bu işler başıma büyük ihtimalle gelmezdi diye düşünüyorum. Başımıza gelenlerden sonra çocuklarıma söz verdim, siyaset defterini kapattım. Gerek sağlık, gerek kendi özel nedenlerimle, çocuklarıma da verdiğim sözle artık siyaset yok. Düşüncelerimi paylaşmak, fikirlerimi, görüşlerimi dinlemek, duymak isteyenlerle tabii ki her zaman bunu paylaşırım, istişare ederim. Giderim anlatırım ama aktif bir siyaseti artık düşünmüyorum.”

Cem Uzan, başlarına getirilen olayı “Balyoz”, “Ergenekon” gibi davalara benzetiyor ve anlatıyor:

“Türkiye’nin en varlıklı, en köklü ailelerinden birini yok etme projesini bizde denediler, sonra aynı yöntemleri uyguladılar. Olmayan digital hard diskler, sonradan kayıtlar. Ergenekon ve Balyoz davaları da bunun bir parçası. Bende denedikleri aynı elbiseyi götürüp, öbür tarafa giydirdiler. Bana ‘Hırsız’ dediler, birine ‘Terörist’, diğerine ‘Darbeci’, İzmir’dekilerine ‘Casus’, İstanbul’dakilerine ‘Fuhuşçu’ dediler. Bu kadar basit.”

Bazı suç duyurularında bulunmak için “Neden beklediğini” soruyorum. O, “Yargıda temizlik” yapıldıktan sonra başvuracağını belirtiyor ve bu “Temizliğin” önümüzdeki dönem başlatılacağını tahmin ediyor. Devlet aleyhine açtığı davalardan en çarpıcı olanını anlatırken, verdiği rakamlar açıkçası dudak uçuklatıyor:

“Cem Uzan olarak, ÇEAŞ ve Kepez’e el konulmasıyla ilgili Stockholm’de açtığım tazminat davası var. Uluslararası Enerji Şartı Anlaşması’na Türkiye de taraf. Bu anlaşmaya göre, el konulan malın bana bedelini ödemek zorunda. Şahıs olarak istediğim rakam 2.5 milyar Euro artı 10 yıllık faizi. Bu davayı ben kazandığım an Anayasa’nın amir hükmü gereğince Enerji Bakanlığı, diğer aile fertlerim ve diğer küçük-büyük hisseleri olanlar da hisseleri oranında tazminat kazanmış olacak. Bu rakama baktığımızda faizi hariç 25-30 milyar dolara geliyor. Bunlar afaki rakamlar değil. Örneğin 2003 yılında hissedarlara dağıtılan kâr payı 300 milyon dolardı. Benim de payıma büyük paralar düşüyordu. Niye ben para çalayım? 2003 yılında en fazla vergi veren ilk 5 kişiden 3’ü, Uzan soyadı taşıyordu.”

Etrafındaki çemberin daraldığını hissediyor, bu yönde haberler alıyordu. Türkiye’den müthiş bir planla Fransa’ya kaçırılan Cem Uzan, Fransız Devleti’nin vermiş olduğu “Siyasi sığınma” hakkıyla, çıkarılan “Kırmızı bülten”e rağmen rahatlamıştı. O gittikten sonra hakkındaki cezalar da arka arkaya gelmeye başlıyor. “Suç örgütü kurmak”tan 3 yıl, “Resmi belgede sahtecilikten” 8 yıl 9 ay, “Kamu kuruluşlarını dolandırmaktan” 11 yıl 3 ay, “Nitelikli zimmet”ten 18 yıl olmak üzere toplam 41 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Uzan, cezalar için, “Bana verilen hapis cezaları, 5-6 kişiyi öldürene bile verilmiyor” diyor.

Yalnız kendisi değil, baba Kemal Uzan, annesi ve kardeşi Hakan Uzan hakkında da uluslararası yakalama ve tevkif müzekkeresi niteliğinde “Kırmızı bülten” çıkarılmış. Mahkemeye çıkmadıkları için haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı da bulunmuyor. 10 yıldır görmediğini belirttiği babasından, annesinden, kardeşinden söz ederken, sesi boğuklaşıyor. Derin bir sessizlikten sonra devam ediyor:

“İşadamı bir babanın evladıyım. Kardeşim de öyle. İyi eğitim aldık, iyi okullarda, iyi üniversitelerde okuduk, iyi işler kurduk, başarılı işler yaptık. Bunları yaşayacağımızı hayalimizden, aklımızın ucundan, köşesinden geçirmezdik. Şirketlerimizi yarı fiyatına sattılar. Buna rağmen 7 milyar dolar tahsilat yapıldı. Birisi geldi Cem ve Hakan Uzan’ın kurmuş olduğu TELSİM şirketine 4.5 milyar dolar para saydı. Bunlar bu şirketlerin sahibi olan insanların üç kuruşa ihtiyacı mı var yapmayın gözünüzü seveyim. İmar Bankası’na el konuluyor. Devlet, yöneticiler atıyor. Maliye adam gönderiyor, vergi cezası kesiyorlar. Normalde hiçbir şey olmasa mahkemeye gidersiniz. ‘Bu kadar vergi borcum yok’ dersiniz. Atanan kişiler mahkemeye falan gitmiyorlar. 3 misli ceza kabul ediliyor. Özel bir kanun çıkartılıyor İmar Bankası’yla alakası olmayan benim sorumluluğuma veriliyor. Sarı çizmeli Mehmet ağa. Nereden vurursan vur.”

Uzan, İmar Bankası davasını 18 ayda bitiren ve sanıkları 10 yıldan fazla hapis cezasına çarptıran hakimin BDDK başkan yardımcısı olarak atandığını anlatıyor.

‘Uzan’ marka şarap üretecek

Cem Uzan’ın, mal varlıklarına el konulduğu yıllarda, evinde 3 bin 348 şişe pahalı şarap da bulundu. En çok da dünyaca ünlü Fransız marka Petrus şarabı konuşuldu. Çünkü en ucuz şişesi 600 Euro kadardı… Fransa’da üzüm bağları olan Cem Uzan, şarap işine gireceğini söyledi. Hatta ürettiği şaraplara “Uzan” adını verip dünyaya açılmayı planlıyor. Siyaseti tamamen bırakan Uzan, Tür­ki­ye si­ya­se­ti hakkında ise şu yorumu yapıyor: “Bu­gün Tür­ki­ye de mu­ha­le­fet boş­lu­ğu var. Ana so­run mer­kez sağ­da MHP’­de­dir. Mer­kez sağ­da baş­ka bir par­ti çı­kın­ca­ya ka­dar Tür­ki­ye­’de AKP ik­ti­da­rı de­vam eder. Sol­da da CHP yüz­de 30’lar ci­va­rın­da mu­ha­le­fet gö­re­vi üs­tlenme ko­nu­mu­nun dı­şı­na çı­ka­maz.” “Pe­ki hep si­ya­set böy­le mi gi­de­cek?” di­ye so­ru­yo­rum, Uzan, “Gü­zel bir söz var: Ka­vak ağaç­la­rı son­su­za ka­dar uza­mı­yo­r” ce­va­bı­nı ve­ri­yor.

’O­la­bil­di­ğin­ce öz­gür ya­şı­yo­ru­m’

Pro­ven­ce böl­ge­si Ra­ma­tu­el­le kö­yün­de­ki bağ evin­de, her şe­ye rağ­men Tür­ki­ye­’yi öz­le­di­ği­ni söy­le­yen Cem Uzan, “Ya­şa­dı­ğı­mız hak­sız­lık yü­zün­den sağ­lı­ğım bo­zul­muş­tu, to­par­lan­dım. Ola­bil­di­ğin­ce öz­gür bir şe­kil­de bu­ra­da ya­şı­yo­ru­m” de­di.

Galatasaray maçlarını statta izlemeyi özledim

Konuştukça, Türkiye’den, davalardan, bir zamanlar dost sandıklarından söz ederken efkarlanıyor. Uzan, gömleğinden bir düğme daha açıyor ve devam ediyor:

“Özlediğim dostlarım arkadaşlarım yok mu tabii ki var. Türkiye’den çok kırgın ayrıldım. Birkaç sevdiğim yere gidip bir şey yemeyi özlüyorum. Boğaz’da balık yemeyi özledim mesela. Beyti lokantasında yemek yemeyi özledim. Galatasaray maçlarını statta izlemeyi çok özledim. Burada, Galatasaray maçlarını uydudan izliyorum. Bütün arkadaşlarım Galatasaray’a olan tutkumu biliyorlar. Fransa’da, Galatasaraylı yaptığım çok Fransız arkadaşım var. Kura çekiminde inşallah Paris Sen Jermen çıkar da Galatasaray Paris’e gelir diye bekliyorum. O haftanın en büyük, keyifli anı o oluyor.”

Otomobilde GS amblemi

Galatasaray’dan söz ederken, oğlu Renç’in üzerindeki Galatasaray formasını gösteriyor. Kızı Paris, Galatasaray sevdalısı. Spor, evde en çok konuştukları konu. Otomobilde GS amblemi var. Çocukları, yüzmeye gitmek için araca binerken Uzan, “Türkiye de çocuklarımın 10 yıldır sokakta domates satma hakkı bile yok. TMSF’nin talebi üzerine mahkeme kararıdır” diyor.

Cem Uzan annesini babasını ve kardeşini göremediği için çok üzgün…
Saygı Öztürk/Sözcü
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde