Organize işler bunlar: Ahmet Kural üzerinden Türkiye'ye itibar suikasti

Organize işler bunlar: Ahmet Kural üzerinden Türkiye'ye itibar suikasti

Her fırsatta Türkiye'yi karalamak için pusuya yatan son yayın; Washington Post gazetesi oldu!

Organize işler bunlar: Ahmet Kural üzerinden Türkiye'ye itibar suikasti
16px
24px
01.03.2019 07:19
ABONE OLgoogle

Ülkemizi karalamak için bu kez Sıla-Ahmet Kural davasını seçtiler. Etkiyi artırmak için de tetiğe basma görevi içimizden birisine verildi: O isim Zeynep Karataş oldu. Karataş, Washington Post'ta kargaları bile güldürecek deli seçması bir makaleye imza attı.

Neymiş; Sıla davası göstermiş ki, Türk hükümeti kadına şiddeti normalleştiriyor, SABAH Gazetesi de bu işe çanak tutuyormuş. Amaç belli; Sıla olayı üzerinden algı oluşturmak, Türkiye'yi değersizleştirmek, yabancı kamuoyu önünde 'kadın hakları konusunda duyarsız bir ülke' gibi gösterip Türk adalet sistemini yabancı kamuoyuna şikayet etmek.  Ahmet Kural'ın savcılıktaki ifadesi ortaya çıktı: Sıla beni aldatınca...
RESMEN KURGU

Önce şer ittifakını biraz deşifre edelim: Oyunu kuran Washington Post, yani yapımcı... Filmin senaristi ise Türk gazeteci Zeynep Karataş. Filmin fon müziklerinde, (bugün yeni albümü çıkacak olan) Sıla kullanılmış. Amerikan efektleriyle ve kurgusuyla bezenmiş; Oscar'a katılsa mutlaka ödül alır!

Her şey kuralına göre yani... Çünkü bir ülkeyi vurmak için en güzel yol; içeriden birilerini kullanmaktır. Bu arada, Amerika'da 1884 yılına kadar erkeğin eşini dövmesinin yasal olduğunu... Yine ABD'nin, BM'in hazırladığı 'kadınlar için dünyanın en tehlikeli ülkeleri' raporunda Suriye ile aynı sırada olduğunu... Geçtiğimiz yıllarda yaşanan cinsel taciz olaylarından bunalan ABD'li kadınların 'MeToo' hareketini başlattığını da hatırlatmak isterim... Yani önce herkes kendi kapısının önünü temizlemeli...

Zeynep Karataş'a gelince! Bir daha Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk ve yargı sistemine laf etmemeni öneririm. Adli mercilerimiz ve yargımızı masaya yatıracak ne sensin, ne de çalıştığın medya organı... Türkiye'deki yasalar, mağdurun yanında. Sana, İstanbul Sözleşmesi'ni ilk önce Türkiye'nin imzaladığını ve 2012'de bu sözleşmeyle uyumlu 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un çıkarıldığını...  Sıla-Ahmet Kural davasında şok gelişme: Yeni video delil olarak eklendi

BİR HATIRLATMA

Ülkemiz, Kadın Destek Mobil Uygulaması (KADES) ile birlikte şiddetle mücadelede bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanım alanını daha da genişlettiğini...

Kadına Yönelik Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri'nde (ŞÖNİM), şiddete uğrayan her kadına hizmet verdiğini... ŞÖNİM'in 2019'da 81 ilin tamamında faaliyet göstermeye başladığını... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, kadın ve çocuklara yönelik şiddet eylemleri nedeniyle açılan kamu davalarında, devlet adına yer aldığını...

Kadına şiddetin önlenmesine yönelik birçok kamu spotunun yayınlandığını, 155, 156 ve 183'ü arayan her mağdurun anında yardımına koşulduğunu da hatırlatmak isterim.

Eğer ülkeni karalayarak, şer güçlerin ekmeğine yağ çalarak kahraman olmak istiyorsan başka kapıya! Biz bu filmleri çok izledik. Bir de benden sana meslektaş tavsiyesi: Yol yakınken özünü hatırla; bırak Sıla'yı mılayı, sıla-i rahime dön!

Ömer Karahan/Sabah

ZEYNEP KARATAŞ, WASHİNGTON POST'A TÜRKİYE İÇİN NELER YAZDI

Aile içi şiddet konusunda Türkiye’nin sesssizliğine bir son vermek için ünlü pop yıldızı kendi hikayesini anlattı

Türk şarkıcı Sıla Gencoğlu kadına yönelik şiddet konusunda toplumsal bir tartışma başlatarak erkek arkadaşı Ahmet Kural aleyhinde şiddet davası açtı.

Yazan: Zeynep Karataş

Türkiye’nin en büyük pop yıldızlarından Sıla Gencoğlu birkaç ay önce Istanbul Adliyesi’ne gelerek erkek arkadaşının aleyhinde şiddet suçlamasında bulunduğunda bu olay sadece insanların ön görebileceği türden bir medya çılgınlığı başlatmakla kalmadı, aynı zamanda daha ender görülebilecek bir şeyi de tetikledi: kadına karşı şiddete yönelik toplumsal bir tartışma. 

Medya şarkıcının morluklarının göründüğü fotoğrafları, doktor onaylı darp raporunu, dayağı duyduğunu söyleyen yan evdeki kadının panikle attığı telefon mesajlarını yayınladı. Gencoğlu’nun Instagram’dan paylaştığı post Türkiye’de şiddeti ihbar etmeyen kadınların büyük çoğunluğunun sesi oldu ve mücadele etmek için bir rol model oluşturdu.

Şarkıcı “Ortalığa çıkıp ben şiddete maruz kaldım diye haykırmak kolay değil elbette ama yasaların bana verdiği hakları kullanacağım.” diye yazdı.

Gencoğlu’nun ünlü komedi oyuncusu sevgilisi Ahmet Kural suçlamaları reddetti. Mahkeme iki hafta içinde başladığında, yedi sene önce hükümet tarafından çocukları ve kadınları şiddetten koruma konusunda daha etkin olacağı düşünülerek çıkarılan bu önemli yasa da sınanacak.

Yasa her ne kadar mağdurlara daha fazla hak sağlasa da Avrupalı uzman paneli ve kadın hakları destek gruplarına göre yasanın uygulanışı, etkinliği konusunda güvenilir bilgi eksikliği ve Türkiye’deki yargının erkekleri şiddete yönelik cezalandırma konusunda sessiz kalması dahil birçok sorun ortaya çıkmakta. Kadın hakları grupları, İslami hükümetin kadının toplumdaki geleneksel rolünü pekiştirmek için yıllardır devam eden çabaları sebebiyle yasanın zarar gördüğünü söylemekte.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız adındaki kadın hakları grubuna göre geçtiğimiz sene Türkiye çapında eşleri veya erkek yakınları tarafından  olmak üzere 440 kadın  öldürüldü. Gruptaki kadınlardan Tuba Torun, aileyi bir arada tutmak konusundaki toplumsal baskının ve Türkiye’deki namus kavramının kadınların çoğunlukla şikayet etmesini engellediğini söylüyor. 2015’te hükümet tarafından finanse edilen önemli bir rapora göre Türkiye’de aile içi şiddet mağdurlarının yaklaşık yüzde 89’u yetkililerle temasa geçmiyor.

Torun, “ Daha mahkemesi başlamadan Gencoğlu’nun toplumsal tartışma üzerindeki etkisi aşikar. Bir Sıla olayı bizim senelerdir üzerinde çalıştığımız aile içi şiddet konusuna dikkat çekti. Bu konuda çok büyük bir yankı uyandırdı.” şeklinde konuştu.

Gencoğlu, Hürriyet gazetesine, darpın  Ekim sonunda Kural’ın evinde gerçekleştiğini söyledi. İddaisına göre 45 dakika süren saldırıda kendisini yerlerde sürüklediğini ve defalarca tekmeleyip vurduğunu anlattı. Yan dairedeki kadın saldırıyı duyup gece 4’te erkek arkadaşına dava dosyasında da yer alan telefon mesajlarını göndermişti.

Tanık “Ahmet Kural evinde bir kadını dövüyor. Çok kötü. Çok korkuyorum.” diye yazmıştı.  Kural’ın “ Seni öldüreceğim.” diye bağırdığını duyduğunu yazmıştı. 

Gencoğlu, Türkiye’de ilk ismiyle tanınan 10 yılı aşkın bir süredir müzik listelerinde yer alan bir şarkıcı, söz yazarı ve şiirleri yayımlanmış bir şair. Günler içinde, Gencoğlu’nun iddia edilen saldırıyla alakalı postu Türk sosyal medyasında yayıldı, ülkenin önde gelen ünlü isimleri ve Gencoğlu’nun hayran ordusu tarafından paylaşıldı. Kural bir öfke fırtınasıyla karşı karşıya kaldı.

Bir Türk bankası olan Yapı Kredi, “ Ortaya atılan iddialar banka olarak etik çizgimizle örtüşmemektedir.”  şeklindeki bir ifade ile  reklam kampanyalarının yüzü olan aktörle ilişkisini kesti.

Kural’ın avukatı, İstanbul Adliye binasının dışında müvekkilinin masum olduğunu iddia ederken yanı başında bulunan aktör yuhalanıyordu. Avukat Sibel Aydın, “ Bugüne kadar müvekkilim birçok kez Sıla Gencoğlu’nun iddialarının asılsız olduğunu ifade etmiş, yargı sürecini bekleyeceğini ve adil yargılanma sürecinde kendini müdafaa edebilme hakkına saygı duyulması gerektiğini söylemiştir.” şeklinde konuştu.

Gencoğlu’nun avukatı Rezan Epözdemir ise Kural’a gösterilen tepkinin ülkede değişmekte olan akımın bir parçası  ve gelinen noktanın çok kritik olduğunu ve kadına yönelik şiddetin normalleştirilemeyeceğini” söyledi.

Epözdemir müvekkiliyle ilgili . “Şiddete maruz kalan bir kadın ve halk tarafından tanınan bir sanatçı olarak sessiz kalabilirdi. En nihayetinde bu, yapılacak en kolay şey olurdu. Kanuni yollara başvurmak, kariyerini riske atmak zorunda kalmazdı.” şeklinde konuştu.

Bununla birlikte herkes Gencoğlu’nu desteklemiyor. Bir akşam, bir haber sunucusu, Gencoğlu’nun ifadesiyle ilgili şüphe uyandıran bir video yayınladı. Videoda Gencoğlu’nun iddia edilen saldırıdan sonra bir gece arkadaşlarıyla birlikte olduğu ve pop yıldızının şarkı söylediği görülüyor. Hükümet yanlısı Sabah gazetesinde Kural ile yapılan röportajda oyuncu yanlış anlaşılan sempatik bir adam olarak gösterilmişti.

Muhabir  aktöre “ Tüm Türkiye’yi güldüren bir adam bu kadar kötü olabilir mi?” diye bir soru yöneltmişti.

2011’de Avrupa Birliği’ne katılmaya çalışırken, kadına yönelik şiddetle mücadele etmek tüm kıtada eşit kanuni önlemleri temin etmek için Avrupa’nın teşebbüsüyle oluşan İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan Türk Hükümeti idi. Yasayla ilgili muhafazakarların tepkileri olmuş, bazı yorumcular yasayı “yuva yıkan” ve Türk aile  toplum yapısına zarar vermek isteyen batı dünyasının oyununun bir parçası gibi atfetmişti.

Bağımsız bir Avrupa gözlem grubu “güvenilir resmi makam bilgi eksikliği yetkililerin  meseleyi yeteri kadar ciddiye almak ve sorumluluklarını açık bir şekilde üstlenmek konusunda isteksiz olabilecekleri algısını körüklediğini” rapor etti.

Buna karşılık, Türk Hükümeti son yıllarda sivil toplum örgütlerinin üstüne gittikçe daha da zor bir iş olmaya başlayan bu bilgilerin çetelesini tutmak, Torun’un cinayet karşıtı platformu gibi bağımsız gruplara ve organlara kalmakta. 

Türk kadını değişimi ve bağımsızlığı arttıkça daha da büyüyen bir şiddetle karşı karşıya. Avrupalı gözlemciler “ erkeklerin kaderini kendi tayin eden kadınları kabullenme konusundaki acziyetinin, örneğin boşanma başvurusunda bulunan kadınların, cinsiyete dayalı cinayetlerini meşrulaştırma sebepleri arasında ilk sırada yer aldığını “ ifade etti.

Aleyhindeki eleştirilere karşın Gencoğlu kadına yönelik şiddet konusunu gündeme getirdi, diğer güncel vakalar çok daha az dikkat çekmişti.

Basın, Aralıkta bir kadının cesedinin kolları ve bacakları bağlı şekilde Türkiye’nin güneyindeki Hatay’da bir çöp konteynerinde bulunduğunu yazdı. Yetkililer  hemen aynı zamanlarda 31 yaşındaki dünya klansmanında derecesi olan  kadın vücut geliştirici Pınar Çoban’ın ülkenin batısındaki İzmir’de erkek arkadaşı tarafından vurularak öldürüldüğünü söylediler. Basın erkek arkadaşın olayın ardından intihar ettiğini yazdı.

Pınar Çoban’ın babası devlet televizyonuna “ İnsanlık kendinden utanmalıdır.” şeklinde konuştu.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde