“Öğretmen Patron”lara ilginç bir örnek: Kravatlı ayakkabıcı...

“Öğretmen Patron”lara ilginç bir örnek: Kravatlı ayakkabıcı...

İş dünyasına öğretmenlikten geçiş yapan birçok isim var. İşte, “Öğretmen Patron”lara ilginç bir örnek daha. Güneydoğu Anadolu’nun köylerinde 13 yıl ilkokul öğretmenliği yaptı. Şimdi ayakkabı devi oldu

“Öğretmen Patron”lara ilginç bir örnek: Kravatlı ayakkabıcı...
16px
24px
18.09.2015 14:55
ABONE OLgoogle
Cabani Ayakkabı’nın patronu Mehmet Kaban, sektörde 32 yılı geride bıraktı. Sektöre Gedikpaşa’da adım atan Kaban, halen İkitelli OSB’deki fabrikasında yılda 200 bin çift ayakkabı üretiyor. Üretimi 100 bin çift artıracak yeni bir yatırım ise yolda…

İş dünyasına öğretmenlikten geçiş yapan birçok isim var. İşte, “Öğretmen Patron”lara ilginç bir örnek daha. Güneydoğu Anadolu’nun köylerinde 13 yıl ilkokul öğretmenliği yaptı. Fakat öğretmenlikten ayrılması kendi tercihi ile değil, mecburiyetten oldu. Birçok meslektaşı gibi o da 12 Eylül darbesinden sonra öğretmenlikten atıldı. Adıyaman Besnili Mehmet Öğretmen, bir süre işsiz kaldı.

Memleketinde küçük bir ticarethane açmayı düşündü ancak yörenin ileri gelenlerinin tavsiyesine uyarak İstanbul’un yolunu tuttu.

Dünyada benzerine az rastlanacak bu hikayenin kahramanı Mehmet Öğretmen, bugün yılda 200 bin çift ayakkabı üreten, yıllık cirosu yaklaşık 22 milyon TL’yi bulan Cabani Ayakkabı’nın patronu Mehmet Kaban.

50 METREKARE DÜKKÂNDA BAŞLADI

Öğretmenlikten atıldıktan sonra, hemşerilerinin ayakkabı ticaretiyle uğraştığı Beyazıt Gedikpaşa’ya gelen Kaban, burada 50 metrekarelik bir dükkan kiralar. Daha önce Gedikpaşa’ya gelip, burada çırak olarak çalışan iki yeğenini ve bu piyasanın en ünlü ustasını yanına alarak erkek ayakkabısı üretmeye başlar. Mehmet Kaban o günleri şöyle anlatıyor:

“Ayakkabı üretmeye başladığımda ne pazarım, ne de yeteri kadar sermayem vardı. Elimdeki para 150 çift ayakkabının deri ve köselesini alacak kadardı. Piyasadaki en iyi ayakkabıyı üretmeyi kafama koymuştum. Fakat kimseyi tanımıyordum. Bu yüzden malzeme almakta sıkıntı yaşıyordum. Ustanın diktiği ayakkabıların birer tekini çantama koyup Adapazarı’ndan Adana’ya, Kayseri’den Mersin’e Anadolu’daki ayakkabı mağazalarını dolaşmaya başladım. Gittiğim dükkan sahipleri hem sipariş verdiler, hem de nasıl ayakkabılar istediklerini söylediler. Ayakkabıcılığı biraz da onlardan öğrendim. İstanbul’a yüklü miktarda siparişle döndüm.”

PİERRE CARDİN’E ÜRETİM

Mehmet Kaban’ın bu siparişleri üretebilmesi için atölyenin kapasitesini artırması gerekiyordu. Bunun için Şirinevler’de bu kez 250 metrekare bir yere taşındı. Kaliteden taviz vermeyen Kaban, piyasada ismini duyurmaya başladı. Kaban’ın ürettiği ayakkabıların kalitesi, o dönemde sektörün önde gelen şirketlerinden Ziylan Grup’un da dikkatini çekti. Ünlü Fransız markası Pierre Cardin’den 23 bin çift Timberland ayakkabı siparişi alan Ziylan, bunu ürettirecek yer arıyordu. Bunun için Mehmet Kaban’dan daha iyisini bulamazdı. Çünkü Timberland model ayakkabıları en iyi o dikiyordu. Kaban, “sıçrama tahtası” olarak değerlendirdiği o sipariş sayesinde Ziylan Grup’tan toplu bir ödeme alıp, mali olarak da güçlendi. Kaban’ın önü artık iyice açılmıştı.

1990’lı yıllarda Gülhane Parkı’nın içinde stantlar kurulup, bunların yaz aylarında belediye tarafından kiraya verildiğini hatırlatan Kaban, burada bir stant kiralayarak o dönemde perakendeye de adım attığını belirtiyor. Böylece kendi ürettiği ayakkabıların yanı sıra piyasadan vadeyle aldığı terlik, sandalet, spor ayakkabısı gibi ürünleri de satarak sermayesini artırmış. Kaban, bu kez Merter’de 750 metrekarelik bir atölyeye taşınmış. Günlük üretimini bin 500 çifte çıkaran şirketin artık kendi markasını yaratma zamanı gelmiş. Kaban, o dönemde İtalyan markaların piyasada daha çok tutulmasından dolayı, soyadından da esinlenerek markasının ismini Cabani olarak belirlemiş.

“İTHALAT AZALDI, SEKTÖRÜN ÖNÜ AÇILDI”

1994 yılında İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde yedi bin metrekare kapalı alanı bulunan bugünkü binasına taşınan Cabani’nin hikayesi böyle. Bu hikaye yeni yatırımlarla devam edecek. Şirket bu sıralar kapasite artışına yönelik yeni bir yatırıma başlamış durumda.
Malum Ekonomi Bakanlığı başta Çin olmak üzere Uzakdoğu’dan ithal edilen ayakkabıya yüzde 45 ile 55 arasında değişen oranlarda yeni gümrük vergisi koydu. Bu uygulamanın Uzakdoğu’dan yapılan ithalatı azaltmaya başladığını söyleyen Kaban, bu sayede yerli firmaların önünün açıldığını vurguluyor. Kaban, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Türkiye ayakkabı üretiminde önemli bir kapasiteye sahip olmasına rağmen Uzakdoğu’dan gelen ürünler yüzünden bunu yıllarca kullanamadı. Bunda alışveriş merkezlerinin (AVM) de etkisinin olduğunu düşünüyorum. Çünkü AVM’ler yerli üreticilere değil, Uzakdoğu’dan ithalat yaparak mağaza zinciri kuran firmalara dükkanlarını kiraya verdiler. Gümrük vergisinin artması bizim gibi yerli firmaların büyümesini sağlayacak. Kapasitemizi artırmak için fabrika binamızda boş olan bir katı daha üretime alıyoruz. Makine siparişlerini verdik. Türkiye önümüzdeki dönemde ayakkabıda dünyanın üretim merkezi haline gelebilir.”

“CADDE MAĞAZALARI AÇACAĞIZ”

Üretiminin yüzde 60’ını ihraç eden Cabani’nin en büyük pazarı Rusya. Bu ülkeye ilk giren Türk ayakkabı firmalarından olan Cabani’nin Rusya’da birçok bayisi var. Birçok firma gibi bu pazara girmesi Laleli üzerinden olmuş. Laleli’de üç mağazası birden bulunan Cabani, buradan Rusya’nın yanı sıra Arap ve Afrika ülkelerine de bavul ticareti yoluyla ihracat yapıyor. Ayrıca Türk Cumhuriyetleri, İran, Irak ve Körfez ülkelerine de direkt ihracat gerçekleştiriyor. İhracata ağırlık vermesi nedeniyle perakende mağazacılığı bir anlamda ihmal eden şirketin, buna rağmen halen 10 mağazası var. Bunlardan üçü AVM’lerde, yedisi ise cadde mağazası.

Cadde mağazacılığın geliştirilmesi gerektiğini düşünen Kaban, Şişli Abdi İpekçi Caddesi’nin iyi bir örnek olduğunu vurguluyor. Kaban, “Ne kadar iyi marka olursanız olun, 50’den fazla mağazanız yoksa AVM’lerde yer bulamıyorsunuz. Bu yüzden yerli markaların pazarını Uzakdoğu’dan ithalat yapanlar aldı. Bu AVM çılgınlığının artık son bulması ve cadde mağazacılığın geliştirilmesi gerekiyor. Firma olarak biz de cadde mağazacılığında büyümek istiyoruz” diyor.
 
Siyasetçi işadamı

Ayakkabı sektöründe 32 yılı geride bırakan Kaban, siyaset ve sivil toplum kuruluşlarında da görevler üstlenen bir işadamı. Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği, Türkiye Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği, Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı gibi kuruluşların kurucuları arasında yer alan Kaban, Adıyaman Besni Eğitim Vakfı’nın da kurucusu. Siyasete de adım atan Kaban, 2009 yerel seçimlerinde bu CHP’den İstanbul Başakşehir Belediye Başkan Adayı oldu ancak seçilemedi. Kaban, 2010 yılında CHP’de Parti Meclis Üyesi olarak görev yaptı. Kaban, siyasete devam edeceğinin sinyallerini veriyor. 

Kravatı çıkardı ama sepeti bırakmadı

Mehmet Kaban, 12 Eylül askeri darbesinden sonra 1402 sayılı yasayla öğretmenlikten atıldıktan sonra ayakkabıcılığa 1983 yılında Gedikpaşa’da başlamış. Öğretmenlikten kalma alışkanlıkla her gün boynunda kravatıyla işe gidip gelen Kaban, elinde dikilen ayakkabıları taşıdığı ayakkabıcı sepetiyle Beyazıt’taki dükkanları dolaşıp ayakkabı satmış. Tabii Kaban’ın boynunda kravat, elinde sepetle dolaşması çevredeki esnafın da dikkatinden kaçmamış. Kaban, “Bir gün dükkandan çıkıp giderken üst kattan biri seslendi. ‘Ya o kravatı çıkar ya da o sepeti bırak. İkisi birden olmaz’ dedi. Bende kravatı çıkardım, sepeti bırakmadım” diyor. 

Özbey Men/Para dergisi
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde