Murat Yalçıntaş'tan tarihi karar sonrası ilk açıklama

Murat Yalçıntaş'tan tarihi karar sonrası ilk açıklama

İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, kararın açıklanmasının ardından mahkeme çıkışı gazetecilere şunları söyledi..

Murat Yalçıntaş'tan tarihi karar sonrası ilk açıklama
16px
24px
19.12.2012 12:12
ABONE OLgoogle

Rüşvet aldığı iddia edilen eski Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanı Hasan Erdoğan ile bu davayla birleştirilen ve rüşvet vermekle suçlanan 15 sanık, Yüce Divan'da yargılandıkları davada beraat etti.

"BEN YANLIŞ BİRŞEY YAPMADIM"

İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, kararın açıklanmasının ardından mahkeme çıkışı gazetecilere yaptığı açıklamada, “Ben yanlış bir şey yapmadım” sözlerini yineledi. Yüce Mahkemenin beraatine karar verdiğini anımsatan Yalçıntaş, şunları söyledi: “Bu süre zarfında yanımda olan, bana inanan dostlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Onlar olmasaydı ben bu süreci ayakta geçiremezdim. Bu süreçte benimle beraber hukuk mücadelesi veren avukatlarıma teşekkür etmek istiyorum. İki sene evvel uçaktan indiğim zaman beni teslim alan memur beyden burada isim okuyan mübaşire kadar bu süreçte davayla ilgili gayret sarf eden tüm devlet görevlilerine de yaptıkları işlerdeki nezaketlerinden ve ciddiyetlerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Hakikaten zor bir süreç oldu, alnıma yazılmış, yaşadım.”

Türkiye'deki tüm hükümlü ve mahkumların da bir an evvel hürriyetlerine kavuşması temennisinde bulunan Yalçıntaş, “Dün görevimin başındaydım, şimdi buradan tekrar görevimin başına dönüyorum” dedi.

'BALYOZ, ERGENEKON DAVALARI DA ETKİLENEBİLİR'

Hürriyet'e konuşan Avukat Murat Ergün, Anayasa Mahkemesi kararının çok önemli olduğunu vurgulayarak, anılan kararın, Balyoz, Ergekon, Poyrazköy gibi devam eden davaları da etkileyebileceğini söyledi. Av. Ergün'ün görüşleri özetle şöyle: Kanunlarımıza göre yargıçlar ancak hukuken delil olarak kabul edilebilecek kayıt ve belgelerle hüküm kurabilirler. Dosyaya konulan bir kaydın hukuken delil olup olmadığı kovuşturma aşamasında yargılamanın taraflarınca tartışılır ve değerlendirilir. Balyoz davasında mahkemece atlanılan ve bizlerin itiraz ettiği işte bu aşamadır.

Anayasa Mahkemesi delili tartışarak önemli bir içtihata imza atmıştır. Umarım bu içtihat devam eden ve Yargıtay aşamasında bulunan tüm dosyalarda örnek alınır. Balyoz, Ergenekon ve diğer davalarda savunmanın itirazları çok geniş ve farklı yoğunlaşmakla birlikte bunların en önemlilerinden biri de delillerin tartışılmasıdır. Bir belgenin veya kadın hukuken delil olabilmesi, delilin toplanmaya başladığı andan itibaren hukuki bir takım usullere bağlıdır. Nihayet bu belge, kayıt veya tanık anlatımı kovuşturma aşamasında tartışılmazsa usulsüz bir yargılama yapılmış olur. Ve bahsi geçen delil hükmü esas alınamaz. Etkileyebilr Balyoz, Poyrazköy, Ergenekon davalarını etkileyebilir."

'TÜM YARGIÇLAR ANAYASA'YA BAĞLIDIR'

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın Anayasa’nın ilgili (38/6) maddesine uygun olduğuna işaret ederek şunları kaydetti: “Karar bence Anayasa’ya uygun yerinde bir karar. Anayasa Mahkemesi’nin çoğunluğu bunun gereğini yerine getirmiş oluyor. Bu da isabetlidir. Özellikle, Özel Yetkili Mahkemeler’de görülen davalarda izlenen yol, yöntemler ile özellikle delillerin toplanması ve kullanılması sürecinde onları da etkilemesi beklenir. Ve o ilgili yargıçların Anayasa Mahkemesi kararını dikkate almaları temenni edilir. Bütün yargıçlar, Anayasal kurallara bağlıdır. Anayasa’nın amir hükümleri ışığında uygulamak durumundalar.”

15 SANIĞA DA BERAAT

Rüşvet vermekle suçlanan diğer sanıklar Necdet Okçu, Yavuz Çay, Hüseyin Uysal, Murat Yalçıntaş, Süleyman Balcı, Abdullah Pehlivan, Resul Dalkıran, İlhan Balcı, Serkan Tığlıoğlu, Çamur Ali Kopuz, Baki Bedir, Abdullah Çınar, İlhan Parseker, Murat Akbaş ve Orkun Osman Bilgivar'ın da beraatlarına karar verildi.

"ZEHİRLİ AĞACIN MEYVESİ DE ZEHİRLİ OLUR"

Avukat Ergin Cinmen, verilen kararın hukukun gereği olduğunu bu yönüyle emsal teşkil edemeyeceğini ancak somut olay üzerinden yeni hukuki yorumları beraberinde getirebileceğini ve bu yönüyle emsal teşkil edebileceğini söyledi. Cinmen, "Hukuka aykırı elde edilmiş delillerle, bir kişinin suçlu olduğunu bilseniz dahi karar veremezsiniz. Bu çok nettir. Çünkü, zehirli ağaçın meyvesi de zehirlidir. Yani, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş delillerle doğru yola gidemezsiniz. Yargıtay ve mahkemlerde bu yönde kararlar daha önce çıkmıştır. Yüce Divan'da bu haliyle çıkan karar emsal olmaz çünkü bu hukukta var. Ancak, hangi somut olayın delil olarak değerlendirilmediği önemlidir.

Bu hukuki yeni yorumları beraberinde getirebilir" dedi.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde