Mücahid Ören: Büyük haksızlık yapıldı

Dünya Ekonomik Forumu'na katılan İhlas Holding Genel Müdürü Ahmet Mücahid Ören, TGRT HABER TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Soysal'ın sorularını cevapladı. Ören, önceki akşam Erdoğan-Peres arasındaki krizde yaşananları da değerlendirdi.

* 1997'den bu yana Davos'taki toplantıları takip ediyorsunuz. Bu yılki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Davos'ta herkes krizin etkilerini ve krizi; birinci gündem maddesi olarak konuşuyor. Dolayısıyla bu ekonomik forum toplantısı diğerlerinden çok farklı. Gerçeği kabul edenler ve etmeyenler diye iki grupla karşılaştık. Gerçeği kabul edenler, işin vahim olduğunu önündeki sürecin kendi sektörü için getireceklerini kavramış olurlar. Diğerleri ise gerçeği kabul etmeyip iyimser yaklaşanlar.

TÜRKİYE KRİZDEN DAHA KUVVETLİ ÇIKAR

* Türkiye'nin IMF ile anlaşması bekleniyor. Bu konuda Davos'ta birtakım yorumlarda bulunuldu.
IMF anlaşması Türkiye için önemli. İçeriğinden ziyade güven sağlayan bir unsura sahip olduğu için anlaşmanın bir an önce sağlanması gereklilik arzediyor. Türkiye'nin global anlamda krizden etkilenmemesi söz konusu değil. Ancak Türkiye'nin; dinamikliği, jeostratejik ve politik konumu ve komşularıyla ilişkileri gibi sebeplerle; krizden daha kuvvetle çıkacağı şansının yüksek olduğu konuşuluyor.

* Davos'ta Erdoğan ve Peres arasında yaşanan krize şahitlik eden biri olarak neler hissettiniz?
Bu kadar soğuk olan Davos'ta çok sıcak anlar yaşandı. Toplantının ortalarından itibaren gerginleşeceği belliydi. Çok hassas ve insani değerleri yüksek bir konu tartışıldı. Davos yönetiminin ortamı çok doğru hazırlamadığını düşünüyorum bir defa. Bu kadar önemli, hassas, içinde dram olan bir konunun sınırlı süreye sıkıştırılmış olması doğru değildi bence. Sayın Başbakan'ın sabırla dinlediği ve sonunda yaptığı hareketlere katılıyoruz. Büyük bir haksızlık yaşandı. Oturumu yöneten kişi ve oturumun düzeni açısından, yapılanın aksini düşünmek imkansız. Herkesin arzu ettiği barışın sağlanması için gereken adımların atılması lazım. Yıllardır Davos ikili ortamlarda, perde arkasında, sahne önünde yapıcı birçok konuya ev sahipliği yaptı, ancak dün bu becerilemedi.

BAŞBAKANIMIZIN KARARLARINA SAYGILIYIZ

* Yaşanan gerginlik Davos'un Türkiye için bittiği anlamına mı geliyor?
Türkiye hiçbir şey kaybetmedi burada. Aksine itibarla ayrılıyor. Çünkü 2009'da nasıl bir kriz ortamının yaşanacağını ve zor geçeceğini konuşuyoruz. 2010'da Dünya Ekonomik Forumu'nun nasıl oluşacağı bile belli değil. Ancak bu tür toplantıların politik anlamda ve şirketlerin iletişimi için faydası var. Bu olduğu müddetçe biz katılacağız, devletin kurumları katılacak. Sayın Başbakanımızın her türlü kararına da saygılıyız.

* Bu kriz Davos'ta değişikliklere sebep olur mu?
30 küsür senelik bir geçmişi var Davos'un. Buna benzer pek çok ciddi krizler yaşandı. Yaser Arafat'la, İran ekibiyle... Pek bir değişiklik beklemek anlamsız bence. Keşke bu ortamlarda daha pozitif iyi şeyler konuşulsa. Hem şirketlerimiz hem de ülkemiz için önümüzdeki senenin daha iyi olmasını diliyoruz. 2010'daki Dünya Ekonomik Forumu daha farklı olacak gibi geliyor.

''OBAMA DÜNYANIN DEĞİL ABD'NİN BAŞKANI''
Obama'nın seçilmesi ve göreve başlaması tarihî bir olay. İnanılmaz bir destekle, beklentiyle göreve başladı. Tabii önünde zorlu bir tabloyla karşılaştı. Ekonomi, terör, savaş, iç ve dış problemlere karşı büyük bir beklenti var. Bir şeyi unutmamak lazım; Obama dünyanın başkanı değil, Amerika'nın lideri. Dolayısıyla kendi seçmeni ve öncelikleri daima önde olacaktır. Guantanamo'yu kapaması, Filistin Devlet Başkanı'nı araması, Orta Doğu için hareket tarzı gibi. Hızlı başlayan temposu ne kadar sürer bilinmez. Eğer tempo yavaşlarsa olumsuz etki yapar.